Heusden-Zolder belediye başkanı Sonja Claes bugün itibari ile Türk kökenli Encümen Selahattin Özer'in tüm yetkilerinin Encümenler Koleji kararı ile geri alındığını açıkladı.
Limburg bölgesi yerel Flaman medyasının da geniş yer verdiği bu siyasi deprem Heusden-Zolder'de yaşayan Türk toplumunu da şaşkına çevirdi. Selahattin Özer'i dürüst ve çalışkanlığı ile takdir ettiklerini ve bu sebeple oy verdiklerinin belirten Türk kökenli vatandaşlar alınan bu karara bir anlam veremediklerini ve kınadıklarını belirtiyorlar.
Belediye başkanı Sonja Claes Encümen Selahattin Özer'in yetki alanına giren konularda kendisine bağlı büroların yetkilileri ile olan uyumsuzluğu ve aynı zamanda diğer encümenlerle olan sürtüşmelerini gerekçe olarak gösteriyor.
Encümen Selahattin Özer yetkilerinin alınışı ile ilgili bir açıklama yaparak Heusden-Zolder'de haksız, kirli bir siyasi oyunun senaryolandığını ve ilk fırsatta sahneye konulduğunu belirterek siyasi serüvenini şu şekilde özetledi:
'Bu beklenmedik gelişmeler karşısında son derece üzüntülüyüm. Tam bir komplo ile karşı kaşıyayım. Siyasete özel olarak hazırlanarak girmedim. Ben bir mali müşavirim. Son yerel seçimlere kadar sadece kendi işlerimle meşgul oluyordum. Seçimler öncesi CD&V partisinden adaylık teklifi aldım. Yakın dostlarımın tavsiyesi ve desteği ile şu anda belediye başkanı olan Sonja Claes'la bazı prensipler ve projeler üzerinde de uzlaştıktan sonra aday olmayı kabul ettim. Seçim kampanyalarımın çoğunu belediye başkanı Sonja Claes ile birlikte yaptık. Oldukça iyi bir netice ile belediye meclis üyesi oldum. Üyesi olduğum parti ise Türk kökenli seçmenlerin katkısı ile seçimlerden birinci parti olarak çıktı. Bu şekilde Sonja Claes belediye başkanı oldu, bende encümen oldum.
Bir yılı aşkın bir çalışma dönemi içersinde bilhassa yetki alanıma giren bazı konularda kendi parti üyelerimden dahi yeterli desteği alamadım. Anlaşılmaz bir direnme ve kabullenmeme duruşu sergilendi. Bu durumun ortaya çıkmasında elbette başka faktörlerde rol oynadı. Örneğin yine bazı dernek temsilcilerimiz halkımızın yararına olan projelerde dahi bizimle birlikte çalışma yerine sürekli anti kampanyalarda bulundular. Heusden-Zolder'de kurduğumuz iftar çadırına yönelik karalama kampanyaları bunun en açık bir örneğidir. Bir diğer sorunlu kurum olarak sürekli gündeme gelen Heusden-Zolder uyum merkezi oldu. Bu kurumda geçmişten gelen bir ilişkiler düzeni var. Benim yetki alanıma girdikten sonra bundan rahatsız olmaya başladılar. Bu kurumun bazı personelleri ve bunları manüpüle edenler tam bir iş birliği yaparak bana yönelik karalama kampanyalarında rol aldılar. Herkesin bir hesabının olduğu bugün ortaya çıkan yeni gelişmelerden anlaşılıyor.
Heusden-Zolder'de bana oy veren seçmenler şunu gayet iyi bilmelidirler. Göreve geldiğim günden beri hizmet konusunda elimden geleni yapmaya çalıştım. Seçim kampayalarında ne söylediysem gündeme getirdim. Bazılarının projeleri hazırlandı, kaynakları bulundu. Zaten bugün ortaya çıkan durum benim ısrarla bu projeleri gündeme getirmem ve sözlerimin takipçisi olmamdan kaynaklanıyor. Bugün yapılan açıklama ile yetkilerimin alındığı belirtiliyor. Ben görevimin başındayım. Belediye de bulunduğum sürece bir sonraki seçimlere kadar bana oy veren, vermeyen tüm vatandaşlarımızı yine en iyi bir şekilde temsil etmeye çalışacağım. Kimse benim teslim olacağımı zannetmesin. Bizim adaylığımız sayesinde belediye başkanı, encümen olanlar yaptıkları haksızlık ve yanlışlığın bedelini bir şekilde halkımız tarafından göreceklerdir.
Heusden-Zolder'de kirli siyasi oyun mide bulandırıyor.
Heusden-Zolder'de meydana gelen siyasi kriz üzerine vatandaşlardan yoğun tepkiler geliyor. Bu konuda görüşlerine başvurduğumuz bazı tecrübeli dernek temsilcilerinin ifadesine göre belediye meclis üyelerinin yer değiştirmesinin alınan kararda önemli rol oynadığı belirtiliyor.
Heusden-Zolder belediyesinde iktidarı oluşturan partilerin toplam 31 meclis üyesinin içersinde farklı partilerde Gökay Elkılıç(Nieuw), Muhuttin Pere(sp.a), Selahattin Özer ve Sevim Murat olmak üzere 4 Türk kökenli üye bulunuyor. Koalisyonu oluşturan partilerin ise çoğunluğu sadece 1 meclis üyesi fazlası ile oluşturduğu görülüyor. CD&V partisinde başlangıçta bir çeşit denge unsuru olan Selahattin Özer Sevim Murat(sp.a) adlı üyenin bazı gerekçelerle partisinden istifa etmesi ve koalisyona destek vermesinin bugün ortaya konan senaryonun hazırlanmasını kolaylaştırdığı belirtiliyor..
Siyaseti yakından takip eden bazı dernek yöneticilerin ifadesine göre partisinden istifa eden Sevim Murat'ın Vld saflarına katılarak koalisyona çoğunluğu oluşturmasını garanti ettiğini belirtiyorlar. Bu bağlamda şayet Selahattin Özer yetkilerinin alınması sonucu kendiliğinden istifa ettiği takdirde bu görevin Sevim Murat'a verileceği ifade ediliyor. Burada asıl hedefin Selahattin Özer'in ortaya koyduğu projelerin sabote edilerek gündemden kaldırılmasının hedeflendiği ve Sevim Murat üzerinden bunu gerçekleştirmeye çalıştıkları vurgulanıyor.
Selahattin Özer Heusden-Zolder'de Türk toplumunun yoğun olarak yaşadığı semtlerden uzak bir yerde bulunan Camii'nin Müslüman topluma daha yakın bir mekanda yeniden yapılması, çay bahçesi, Müslüman mezarlığı, göçmen çocuklarının eğitimdeki geriliğini giderme konusunda projeler üretmiş ve meclis gündemine getirmişti.