Haberin yayım tarihi
2009-08-31
Haberin bulunduğu kategoriler

Almancılıktan yabancılığa yolculuk !

Gurbet yolu, çileler yolu...

Aşk ve hasret ile girdiğimiz anavatandan üzüntü ve yorgunlukla geri dönmeye başladık.  Acısyla tatlısıyla bir tatili daha geride bıraktık.  Yapmamız gerekenleri yaptıktan sonra gece vakti yola çıktık. İstanbul trafiği her zaman olduğu gibi kendini hissettirdi.  Pek  acelemiz olmadığı için yavaş ve güvenli olarak yolumuza devam ettik.

İstanbul'u çıktıktan sonra yollar birden boşaldı, yolda sadece  gurbetçi araçları ve birkaç  Türkiye plakalı araç vardı.  Bizler hızla İpsala sınır kapısına doğru ilerlerken içimizde anlatılması mümkün olmayan duygular vardı.  Levhada İpsala (Hudut) yazısını görünce çok daha değişik duygular [ZpicL:12437]kapladı içimizi... 

Ve İpsala sınır kapısı

Gece saat 12 civarı gümrüğe vardık.  Agustos'un son günleri olduğu için geride pek az gurbetçi  kalmış veya bazıları Bulgaristan üzerinden dönüş yapmışlar.  Sınırda pek bir kalabalık yok, gelenler hemen işlemlerini yaptırıp çıkışa yöneldiler. Bizde beklemeden  işlemlerimizi yaptırdık.  Polis iki yerde pasaportlarımıza baktı, pasaportun sağını solunu inceledi ve hiç bir şey demeden pasaportu geri verdi.  Çıkışta son  bir kez daha kontrolden geçtik.  Ve artık Türkiye'den ayrılık zamanı... İtiraf etmek gerekirse ne kadar olumsuzluk  olursa olsun, ne kadar bıktırıcı olursa olsun insanın vatanı bir başka oluyormuş...Ah  keşke ne olurdu , benim ülkemin insanları da anlayışlı ve en üst seviyede medeni olsalar, birbirlerine azami derecede saygılı olsalar. Bu iş bu kadar zor mu? [ZpicL:12438]
 
Türkiye çoğu şeylerde ilerlemiş ama maalesef bazı hususlarda ve insaniyet yönünden çok gerilerde kalmış.  Şahsen en rahatsız olduğum konulardan birisi insanların birbirlerine saygısız davranmaları.. Hak, hukuk gibi konuların yok denecek kadar az hatırlanılması.

Medyada çıkan olumsuz Bulgar haberlerinden dolayı, Yunanistan'ı tercih ettik.  Hani meşhur bir atasözümüz varya: 'it ile dalaşmaktansa çalıyı dolaşmak daha iyidir' diye.  Bizde her iki seferde de öyle yaptık üçyüz km fazla yaparak Yunanistan ve Makedonya'yı dolaştık. 

Türkiye'de çok iyi anılarımızın yanında olumsuz anılarımızda oldu.  Her şeyi geride bırakarak çıkışa geldik...  Türk olmak, büyük olmak, medeni olmak laf ile olmuyor maalesef.  Medeniyetin ölçüsü tuvalet kültürü ile başlar... Biz müslümanlar dünyaya temizliği öğretmişiz ama daha sonra bu konuda sınıfta kalmışız..  Türkiye'nin Avrupa'ya açılan sınır kapılarından biri olan İpsala Sınır kapısındaki tuvaletler hiçte bizim kültürümüze yakışan bir durumda değildi... Ağır asit kokusunun içinde insanlara insafsızca saldıran sivri sinekler bazı şeylerin ters gittiğinin habercisiydi...  Son sınır kapısı daha düzenli ve daha dikkatli düzenlenmeliydi. Burayı insanlar daha temiz kullanabilirdi ama kullanmamışlar... Etrafta su var ama temizlik kağıtları yok. Her yer,her yerde... Bu duruma üzüldük... Keşke daha güzel bir anıyla ayrılsaydık... Bu yazıyı belki bir yetkili okurda bu olumsuz duruma bir çare olur. Yoksa milli itibar heder olur...

Son bir defa daha dalgalanan bayrağımıza bakarak, elveda Türkiye diyoruz... Sınırda bekleyen, alış veriş yapan gurbetçilerin arasından Yunanistan'a hareket ediyoruz...  Gecenin geç vakti vatandan ayrılırken  Mehmetçiklere hayırlı tezkereler diliyorum...

Yunanistan

Yunan gümrük kapısına varınca elimdeki pasaportları gösteriyorum.  AB ülkesi pasaportu olduğu için Yunan polisi pasaportu eline bile almıyor. Eliyle sadece 'geç' işareti yapıyor... Vay be diyorum.  AB kardeşliği bu olsa gerek... Şu işe bak... Kimsin? Araçta kaç kişi var?  Hiç bir sorgu sual yok. Sadece geç . İnsan bu duruma imreniyor... Keşke  İslam Ülkeleri vatandaşları da kendi aralarında böyle gidip gelse.. [ZpicL:12439]

Yunan gümrüğünden çıkınca önümüzdeki tek hedef Makedonya sınırı, yollar bomboş, hız sınırı 130 km.  Levhalarda Selanik'i takip ediyoruz.  Batı Trakya, bizden koparılan  bir parça,  uzaklarda Müslüman köyleri görünüyor. İçimiz cız ederek  Selanik'e varıyoruz... 

Yunanistan, Makedonya'nın  resmi ismi  ile problemli olduğu için biz Üsküp'ü takip etmek zorundayız ve Üsküp'ü takip ediyoruz.  Tam Selanik'e girerken yolu karıştırıyoruz.  Çıkış için yolu soracağız, bir kaç kişiye soruyoruz. Bilmediklerini söylüyorlar.  En sonunda bir benzin istasyonuna gidiyorum ve Makedonya ve Üsküp'ün yolunu soruyorum.  Yunan bu soruma kızarak: İşte burası Makedonya ! diyor ve Üsküp adını tekrar ederek kızgın bir şekilde Yunanca birşeyler söylüyor !!!

Hay Allah, demekki milliyetçi bir Yunan, Makedonya'nın adına bile tahammül edemiyor!  Selanik'in içinde dolaşırken iki kişiye daha yol soruyoruz, aldığımız tariflerle Üsküp tabelasını buluyoruz...
 
Makedonya sınıırna kadar yollar boş, hiçbir sıkıntı ile karşılaşmıyoruz.  Yunanistan'a nasıl giriş yapmış isek aynı şekilde çıkıyoruz. Polis sadece geç işareti yapıyor. Bizde hızla Makedonya gümrüğüne varıyoruz...

Makedonya [ZpicL:12440]

Küçük ülke kompleksi ile  hareket ediyor Makedonya polisi,  Pasaportları inceleyip birşeyler kaydediyorlar. En sonunda pasaportu uzatıyor. İşlem tamam eksik yok, sahte pasaport yok...

Komşu var bi bahşiş !  Valla bozuk para yok. Komşu istersen vereyim 10 makedon parası... Adam hadi git diyor...

Yol boyunca başka kontrola takılmıyoruz. Benzin istasyonlarında dinlenip ihtiyacımızı gideriyoruz...

[ZpicL:12441]Makedonya'da yol boyunca Müslüman köylerini görüyoruz.  Minareli camiler daha çok dikkatimizi çekiyor...  Ülkenin adı yabancı olsada kendimizi pek yabancı hissetmiyoruz... YUGO marka araçlar bir başka dikkatimizi çekiyor. Sürat yapacağım diye gaza basan şöför ,havayı ne kadar kirlettiğinin farkına varmadan son model arabalarla yarış yapmaya kalkıyor!

Makedonya çıkışında yine disiplinli bir pasaport kontrolünden geçiyoruz.  Bizi bağlasalar durmayacağız ülkelerin bu şekilde kontrol yapması tuhafımıza gidiyor... Sonuca mecburen sabrediyoruz...
[Zpic:12442][Zpic:12443][Zpic:12444]

Sırbistan

Sırbistan'a girince yol bulma işlemini GPS cihazımıza havale ediyoruz.  Yol çok uzun olduğu için dinlenecek yerler çok önemli. Niş Hürriyet tesislerine gelince biraz dinlenelim diyoruz...Herkes bir gölgede... Kimi yatıyor, kimi yemek yiyor, kimi çayını yudumluyor..Bu arada insanımızın sorumsuzluğu canımızı sıkıyor... Burası dinlenme tesisi mi, çöp atma yeri mi?  İnsanın aklı duruyor. [ZpicL:12445]İnsanımız burayı bir kaç saat kullanmış çöpünü sağa sola atmış ve gitmiş. Yazık .... Her kim olursa olsun,  gurbetçi güvenli şekilde dinlensin diye bir tesis yapmış. Gurbetçi de bunun değerini pek bilememiş...  İnsanlar rahat etsin diye güvenlikçiler var. Düşünce güzel ama kullanım çok hoyratça olmuş... Burada pek rahat edemiyoruz ve az ileride çeşmesi olan yeşil bir alanda dinleniyoruz...

Sırp Gümrüğüde biraz ince eleyip sık dokuyor. Mecburen sabrediyoruz... Diyecek hiç bir sözümüz ve kelimemiz yok... Yoksa iki üç saat bekletilme ve arabanın didik didik aranma riski var . Gerçi arabamızda hiç bir yasak şey yok.Sadece zaman kaybı ve yorgunluk olur diye, sabrediyoruz... Sırpistanı da sorunsuz bir şekilde geçiyoruz. [ZpicL:12446]

Hırvatistan

GPS Cihazımız bizi Hırvat sınırına yönlendirdi, O'nun bu kararına mecburen uyduk. Takip edeceğimiz bir araç yok. Dönüşü tek başımıza yapıyoruz.

Uzun ve uykusuz bir yolculuktan sonra  Hırvat sınırına geldik. Pasaport kontrolu tamam. Her şey yolunda. Bir problem yok.  Hırvat Polisi açık ve net olarak: Komşu 5 euro diyor.  Göstermelik olarak koskoca şikayet tabelası ve telefon numarası asılmış... Kamera cihazı da var! Çalışıp çalışmadığı meçhul... Bizim 5  euro gidiyor... Açıktan 5 euroyu uzatıyorum. İçerdeki adamda herkesin gözü önünde alıyor. Önceden pasaportun arasına konurmuş! Yani, bu işin raconu öyleymiş...

Pasaport kontrolü yapan haramiden ayrılırken önümüzü başka bir harami kesiyor. Üniformalı ve yetkili, hemde Avrupa'nın göbeğinde !!!

Yorucu yolculuğun Finali Hırvat sınırında başlıyor:  Komşu , 5 euro var, kontrol yok !

Bagajı kontrol eden adam. Devletin kendisine güvendiği adam. 5 euro var kontrol yok diyor. Gerçi gurbetçinin bagajında ne olur ? Bir iki karton sigara ...

Beş euroyu alıyor ve jet hızıyla cebine sokuyor... Harami çetesine haracımızı ödedikten sonra hızla otoban'a düşüyoruz. Otobanda uzun bir yolculuk yapıyoruz. 15 euro vererek Slovenya sınırına ulaşıyoruz... 

Makedonya, Sırpistan, Hırvatistan, Slovenya, Avusturya otobanlarında yaklaşık 60 euro otoban ücreti ödüyoruz.

Slovenya

Slovenya gümrüğünde AB'ye girdiğimizi anlıyoruz. AB ülkesi pasaportu ve ülkeye kolay giriş imkanı... Zorluk yok, rüşvet yok... Herkes işini yapıyor... İlk dinlenme tesisinde dinleniyoruz... Aaa wc'ler temiz ve kağıt bile var. Bu durum bazı ülkelere lüks .  Satılan eşyaların üzerinde fiyat etiketleri var. Petrol diğer ülkelere göre biraz daha ucuz... Eşime Avrupa'ya geldik diyorum.. 

Sorunsuz yolculuk yapmak için Slovenya'da uzunca bir süre bekliyoruz... [ZpicL:12447]

Slovenyadan sonra Avusturya ve Almanyayı hiç bir kontrole tabi olmadan geçiyoruz. Avusturya'nın doğası ve dağın tepesinde bulunan tarihi şatosu dikkatlerimizi çekiyor...

Almanya'da hız sınırı yüksek olmasına rağmen yol yapım çalışmalarından dolayı bir türlü hız yapamıyoruz.
 
Uzun bir yolculuğu kazasız ve belasız olarak, 40 euro rüşvet  vererek tamamlıyoruz.  Nasip olurda bir daha karayolu ile yolculuk yapacak olursam; kesinlikle ya tren ya da gemi ile olacak.  O kadar yol  çekilecek gibi değil. En azından benim için... [ZpicL:12448]

Bunca yazıyı, niçin yazdım?

Burada amacım kimseyi kötülemek, olumsuz reklam yapmak değil. Yaşadığım ilk yolculuğu tüm çıplaklığı ile insanlara ulaştırmak.  Umarım ,içimizden bir kişi bile olsa bu yazıyı etkili ve yetkili kişilere ulaştırır.  Yıllardır bu yollarda perişan olan insanımız daha az soyguna ve haksız uygulamaya maruz kalır. 

Avrupa'nın göbeğinde hala keyfi uygulamalar oluyorsa, bizim haklarımızı koruyacak olanlar bu işe de bir el atmalı .

Yıllardır ihmal edilen gurbetçi, her şeye rağmen  Türkiye'ye her yıl milyarlarca dolarlık döviz bırakmasına rağmen  gerekli ilgiyi ve saygıyı görememektedir. 

Büyük saygı ve reklamlarla ülkeye gelen turistlerden daha fazla harcama yapan  ülkenin gerçek evlatlarına en azından yollarda sahip çıkılmalı.  Bu insanlar kendilerini yanlız hissetmemeli... 

Bundan sonraki yıllarda daha kolay yolculuk yapmak dileğiyle...
 
Şeref KILIÇ
serefkilic@gmail.com 
 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.