Bir DTP kongresi daha terörle başlayıp terörle son buldu. Binlerce kişinin katılımıyla coşkulu bir şekilde başlayan kongrenin, demokratik açılımın konuşulduğu günlerde gerçekleşmesi, yüreklere bir an olsun "PKK terörünü kınayabilirler" beklentisi düşürmüştü. Ancak beklenen ve umut edilen her zamanki gibi gerçekleşmedi ve terör kongreye damgasını vurdu.
Kongrenin yapıldığı Selim Sırrı Tarcan Spor Salonu'nda sık sık "PKK halktır halk burada", "Biji Serok Apo" , "Kürt halkını yaratan PKK'ya Öcalan'a Bin Selam" şeklinde sloganlar atıldı. Hatta Öcalan'ın posterini taşıyan bir grubun kürsüye çıkmak istemesi nedeniyle eş başkan Emine Ayna konuşmasına ara vermek zorunda kaldı. Kongreye katılan kadınların sarı, kırmızı ve yeşil renkli kıyafetleri yine PKK'yı temsil etti. DTP'liler Kürt sorununun çözümü için öncelikle Kürtlere kıyan PKK ve Öcalan'ın muhatap alınmasını istediler. Salonda zaman zaman PKK bayrakları ve Abdullah Öcalan'ın resimleri açıldı. Kısacası DTP'de değişen hiçbir şey olmadı. DTP'liler her fırsatta her ortamda demokratik açılım için ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını belirtseler de bunu yine başaramadılar. Terörü yine kınamadılar, PKK'dan kendilerini yine soyutlayamadılar.
DTP'de madem ki değişen bir şey olmadı, o zaman neden kongre yapma gereği duyuldu? DTP içerisinde çözüm bekleyen bir sürü sorun varken neden terör çığırtkanlığı yapılmaktan vazgeçilmedi? Bu sorular her zaman olduğu gibi çoğaltılabilir ve hepsinin cevabı da "Kandil'den gelen emir nedeniyle" olabilir şeklinde değerlendirildi. Ancak parti içerisinde yaşanan huzursuzluklar, terör ön planda olduğu için gündeme gelemedi, getirilmedi. Oysa ki DTP'nin gelecekteki en büyük ümit kaynağı olan gençlik yapısının, molotof kokteyli ve illegal sloganlar atarak yaptıkları eylemlerde kontrolden çıktıkları, hatta yapılan eylemlerden birinde DTP yöneticilerinden bir şahsın ağabeyinin aracının, ailesi araçta iken yakılmak istendiği, gençliğin yöneticileri dinlemediği, sadece başlarına olumsuz bir şey geldiğinde yöneticilere başvurup çözüm istedikleri vb olaylar, partililer tarafından biliniyordu. Abdullah Öcalan da kongreden önce DTP'yi uyararak, partinin mevcut söylemlerle ve siyasi yöntemlerle Kürtlere hitap edemeyeceğini, DTP'nin bazen çok sivri konuştuğunu ve ne söyleyeceğini bilemediğini belirtmişti. DTP, 3. Olağanüstü Kongresi'nde Öcalan'ı da dinlemedi.
.
DTP'nin Diyarbakır Teşkilatı'nda çıkar ilişkilerinden doğan anlaşmazlıklar, ciddiyetsiz davranışlar, mali konulardaki yolsuzluk iddiaları kongrede konuşulanlar arasında yer aldı. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, sadece kendi yerini korumakla yükümlü olduğunu sergileyerek adeta salonda şov yaptı.
Sonuç olarak kongreden demokratik çözüm beklenirken çözümsüzlükten başka bir şey çıkmadı. DTP yolunu terörden başka bir yöne çeviremedi. İnananlarını bir kez daha hayal kırıklığına uğrattı. Namuslu, inançlı ve onurlu Kürtler, aradıklarını bulamadılar. DTP=PKK eşitliği bozulmadı.
Helin Demir
helindem@mynet.com