Haberin yayım tarihi
2010-04-06
Haberin bulunduğu kategoriler

Aliyev ve Sarkisyan Soçi kentinde bir araya geldiler.

KARABAĞ SORUNU ZATEN ÇÖZÜLDÜ, SADECE UYGUN ZAMAN BEKLENİYOR

Aliyev ve Sarkisyan Karabağ konusunu görüşmek için Rusya'nın Soçi kentinde bir araya geldiler. Rusya Devlet Başkanı Dimitry Medvedev'in ev sahipliğinde ikili, Yukarı Karabağ konusunda varılacak anlaşmanın ilkelerini belirlemeye çalıştılar. Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, "Belgelerin önsözü ile ilgili genel bir ortak anlayış var. Önsöz, Madrid ilkelerine bağlı olarak yeniden düzenlendi ve güncellendi" dedi. Yukarı Karabağ sorununun çözümü sürecinde aktif olarak yer almaya başlayan Rusya iki taraf arasında imzalanacak herhangi bir anlaşmanın garantörlüğünü yapmaya hazır olduğunu bildirdi.

Ermenistan'ın Yukarı Karabağ ve çevresindeki yedi rayonu yaklaşık yirmi yıldır işgal altında tutması nedeniyle Güney Kafkasya'da istikrar sağlanamıyor. Bir yandan Türkiye ile Ermenistan arasında yaşanan normalleşme süreci, diğer yandan Azerbaycan ile Ermenistan arasında gerçekleştirilen Yukarı Karabağ görüşmeleri ve sorunun çözümü doğrultusunda gösterilen çabalar, 1991'den bu yana Güney Kafkasya'da barışa "hiç bu kadar yaklaşılmamıştı" dedirtiyor.

Ancak yaşanan süreçte yerine oturmayan bazı taşlar var. Karabağ Sorunu ve Ermenistan-Türkiye yakınlaşması süreçleri içinde Rusya'nın rolü örneğin. Ermenistan'ın Karabağ'ı işgal etmesi Rus dış politikasının bir eseri değil miydi? Bu sorunun mimarının Rusya olduğu ve Ermenistan'ı ekonomik ve askeri açıdan kendisine bağımlı hale getirdiği gerçeğinden hareketle, bu sorunun bu kadar uzamasına Rusya daha en başından engel olamaz mıydı? "Rusya'nın gerçek niyeti şimdi nedir" şeklinde sorular akla geliyor ister istemez.

Rus dış politika anlayışına kısaca değinmek gerekiyor öncelikle. Rusya eski arka bahçesi olarak gördüğü Güney Kafkasya'nın kontrolünü kimseye bırakmak niyetinde değil. Bölge üzerinde kontrolü sağlamak, istediği yönetimleri desteklemek, istemediklerini devirmek için Rusya'nın kullandığı araçlar şöyledir; dondurulmuş sorunlardan faydalanmak, statükocu bir yaklaşım sergilemek, yeni sorunlar yaratarak içişlerine müdahale etmek, başta enerji olmak üzere ekonomik silahları kullanarak ülkeleri kendine bağımlı hale getirmek ya da bu silahı ülkeleri cezalandırmak için kullanmak.

Örneklendirmek gerekirse, Karabağ Sorunu sayesinde Ermenistan'ı kendisine askeri ve ekonomik olarak bağlayan Rusya, Azerbaycan'a da dönem dönem "bu sorunu ancak ben bitirebilirim" mesajı vererek bu iki ülkeyi kontrol etmiştir. Gürcistan ve Ukrayna gibi yüzünü Batı'ya dönen ülkeleri ise, doğalgaz fiyatlarını arttırarak ya da tedarikinde sorunlar çıkartarak cezalandırmış, Gürcistan örneğinde ise bir adım daha ileri giderek Abhazya ve Güney Osetya'nın bağımsızlıklarını tanıyarak ülkeye müdahale etmeyi ve kontrolünü kolaylaştıracak yeni bir "dondurulmuş sorun" yaratmıştır.

Rusya'nın Kafkasya stratejisinde öncelikli hedefi Azerbaycan'dır. Azeri doğal kaynaklarının Rusya üzerinden taşınmasını sağlamak, Azerbaycan vasıtasıyla Rusya'yı by-pass edecek projeleri engellemek, nihayetinde de Azerbaycan'ı tekrar kendi eksenine çekmek. Her ne kadar son zamanlarda Azerbaycan'da belirgin bir Rus etkisi olsa da, Azerbaycan'ın ABD ve NATO ile yakın ilişkiler geliştirmesine engel olabilmiş değildir.

Ermenistan'a bakacak olursak Rusya'nın uydusu konumundadır. Ayrıca Ermeni diasporası dünyanın dört bir yanına dağılmış olsa da en etkin diaspora Rusya'da bulunmaktadır. Rusya ile Ermenistan arasındaki tarihi bağların haricinde ulaşım, enerji, ekonomi konularında Ermenistan adeta Rusya'ya bağımlı durumdadır. Karabağ meselesi de Rusya'nın Ermenistan üstündeki kontrolünü arttıran hususlardan bir tanesidir. Sorun devam ettiği sürece Ermenistan Azerbaycan'dan tehdit algılamaya devam edecek, bu tehdidi Rus askeri varlığıyla etkisizleştirecektir. Bu nedenle de Karabağ konusunda statükonun muhafazası Rusya'nın işine gelmiştir.

Konumuz her ne kadar Karabağ sorunu olsa da Gürcistan da burada önemlidir. Rusya-Gürcistan savaşı (çatışma demek daha doğru aslında) ve Abhazya ile Güney Osetya'nın tanınmaları Güney Kafkasya politikalarında bomba etkisi yaratmıştır. Gürcistan'da yaşananlara Rusya açısından bakılınca iki önemli etkisi olmuştur. Öncelikle Rusya'nın müdahalesi bölge ülkelerine çok güçlü bir mesaj vermiştir. Diğer yandan, savaştan sonra Kuzey çıkışı kapanan Ermenistan statükocu politikasını terk etmek, izolasyondan kurtulmak için çözüm aramaya başlamıştır. Batıyla yakınlaşmak, Karabağ konusunda bir takım tavizler vermek, Türkiye ile yakınlaşmak opsiyonlarını Ermenistan'ın göz önünde bulundurmaya başlaması Rusya'nın duruma kendisini adapte etmesini gerektiriyordu ki; burada Batı devreye girdi. Şimdi Batı, Türkiye-Ermenistan yakınlaşması ve Karabağ Sorununun çözümü konularında, belki de farkında olmadan, Rusya'nın işine gelen bir politika izliyor.

Ayrıca Batı'nın stratejik önceliklerini iyi belirleyememesi de, Rusya'nın işine gelen bir sonuç yaratmış durumda. Açmak gerekirse; Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesi ve sınırların açılması konusunda Batı'nın hem Türkiye hem de Ermenistan'a yoğun baskıları var. Ermenistan Anayasa Mahkemesi'nin protokollerin imzalanma amacını ortadan kaldıran açıklamasının görmezden gelinmesi, Türkiye'ye Karabağ Sorunu ile normalleşme süreçlerini "birbirinden ayrı tut" şeklinde baskıda bulunulması gene Rusya'nın işine geliyor. Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokollerle birlikte Azerbaycan, Türkiye ve Batıya olan tepkisini, Rusya'ya yakınlaşarak göstermeye başladı.

Bu sürecin içerisinde aktif olarak yer alan Rusya, Karabağ sorunun mimarı olmasına rağmen nedense en az tepki çeken ülke olmayı başarıyor.

Dünyanın en güçlü Ermeni lobisi Rusya'da, ama ilginç bir şekilde ABD, Fransa ve diğer ülkelerde sağlamış oldukları etkinliği (bu ülkelerin yasama süreçlerine bile müdahale edebilmektedirler), Rusya'da sağlayamıyorlar. Örneğin Fransız-Amerikan parlamentolarında bir karar çıktığı zaman Türkiye'nin bu ülkelerle ilişkileri kopma noktasına gelebiliyorken, ilginç bir şekilde Türkiye ve Rusya şimdiye kadar Ermeni diasporasının faaliyetleri nedeniyle bir çatışma yaşamadı. Rusya hem buna izin vermiyor hem de diaspora üzerinde muazzam bir kontrole sahip.

ABD halen Türkiye ile Ermenistan sınırı açılırsa Karabağ sorunun çözüleceğini, Kafkasya'da kontrol sağlayacağını zannededursun, Rusya sorunu çözmek için doğru zamanı beklemeye başladı bile. ABD ve AB Türkiye'yi ne zaman kaybeder, Azerbaycan ne zaman Rusya etkisine girer, Rusya da o zaman Karabağ sorununu çözer.

AB-ABD oturup "biz nerede hata yaptık" diye kafa kafaya verdiklerinde de çoktan iş işten geçmiş olur.

A C T U E L

Selim GÜRAY
selimguray@lactuel.be  

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.