Avrupa da yaşıyan vatandaşlarımızı yakından ilgilendiren önemli bir hususta işsizliktir.
Birçogu ekonomik nedenlerle vatanlarından kopup ekmeğinin peşinde Avrupanın değisik ülkelerine dağılan insanımız; gelişen ekonomik ve sosyal olaylardan en çok etkilenen kitledir. Dolayısıyla günümüz şartlarında iş ve geçim derdi tüm Dünya da olduğu gibi onlarında öncelikli meselerindendir.
Almanya genelindeki işsizlk oranı Federal işgücü Ajansının verilerine göre, 2009 yılı itibarıyla %8.3 in üzeri olup 3.3 milyona ulaşmıştır..Almanyalı Türkler ise krizle birlikte ekonomik durgunluğun uzaması halinde, işsiz sayısının artmasından endişeliler.
Türklerde işsizlik ve fakirleşme oranı giderek artıyor Aile düzeni sarsılıyor…!
Peki bu ülkede yaşıyan en kalabalik grup olan Türkler'de işsizliğin ve krizin yansıması nasıl olacak Almanya genelinde 2009 itibari ile % 8,3 olan işsizlik, yabancı pasaportlular arasında % 20'ye yükseliyor. Tüm göçmenlerin % 25'ini oluşturan Türkler, işsiz göçmenler arasında % 31'lık bir orana sahip. 2000′li yılların başında Türkler arasındaki işsiz oranı yüzde %30 iken bu yıl %40'ı aşmış durumda. Krizle birlikte bozulan ekonomik dengelerin etkisiyle sanayinin belkemiği olan başta otomobil ve ağır sanayi olmak üzere işci çıkarmaların başlaması, kapanan orta ölcekli fabrika ve işletmeler, yaşanan iflaslar ülkede yaşayan herkes tarafından endişe ile takip edilmektedir. Bazı şirketler "kriz ortamından yeni krizler yaratıp" işci çıkarma yoluna gitmişlerdir.. Almanya da kriz ortamından etkilenecek olan Almanlar'dan sónra en çok yabancılar ve onlarında başına da Türkler gelmektedir. Büyük şehirlerdeki Alman ve yabancılar arasındaki işsizlik oranı şimdiden iki katına çıkmış durumdadır.
Uzmanların tespitlerine göre; Almanlarda fakirlik oranı %22 iken Türklerde iki kat yani %44′ünün fakirlik sınırının altında yaşiyor olması durumu gözler önüne seriyor. Sosyal yardım alanların sayısında ise gittikce artış gözlenmekte. Aile ekonomisinin bozulmasıyla evdeki huzur ve ahengide olumsuz etkilemkete, özellikle okula giden çocuklarda ve genclerde olumsuz hayat şartları sosyal hayata ve okula yansımaktadır. Buda genclerimizin geleceğini ve istikbalini olumsuz etkileyecektir. Almanya'daki Türk kökenli göçmenler arasındaki fakirlik oranının artması ve işsizliğin yayılması nedeniyle bu kesimin ciddi bir şekilde ekonomik sorunlarla karşı karşıya kalacağa benziyor
Her alanda oldugu gibi Egitiminde issizlige etkisi büyük!
Alman Federal Hükümeti raporunda fakirliğe yol açan nedenler olarak çalışma durumu (uzun vadeli işsizlik vb.), düşük eğitim seviyesi ve ailevi durum sıralanıyor. İşsizler, düşük eğitimliler, yalnız yaşayan çocuklu bireyler ve üçten fazla çocuk sahibi gruplar risk grupları olarak sayılıyor. Türk göçmenlerin nüfus ve nitelikleri bu bağlamda büyük ölçüde risk grubu içinde yer almalarına neden oluyor. Türk göçmenler arasında gerçekleştirilen anketler eğitim seviyesi yükseldikçe fakirlik riskinin azaldığını ortaya koyuyor. Hiçbir eğitim almamış kişiler arasında % 59, 8 olan fakirlik, yüksek öğrenimlilerde % 16,7'ye geriliyor. Türk göçmenlerin % 60'ı vasıfsız işçi iken, bu ülke genelinde % 25 seviyesinde. Türklerin % 30'u büro çalışanı olarak çalışırken, Alman nüfusun % 56'sı geçimini bu yolla sağlıyor. O yüzden Aileler eğitim ve öğrertime önem vermeli yeni nesiller muhakak zor şartlara rağmen mücadele edip okumalı, iyi bir meslek sahibi olmalı ve toplumda gelecek için kendine iyi bir yer edinmelidirler.
Türk işverenlerde olumsuz etkileniyor
Türk işverenlerde bu krizden en çok etkilenecek kesimlerden birisi. Türk Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen, sayıları 75 bini aşan Almanya'daki Türk girişimcilerin ülkedeki ekonomik krizden olumsuz etkilendiğini belirtti.
"Almanya'daki ekonomik kriz Türk girişimcileri de vurdu. Alman bankalarının küçük ve orta ölçekli işletmelere verdikleri kredileri azaltmaları, yeteri kadar kredi alamayan Türk işletmelerini 2009 yılında zor durumda bırakti. İleride muhtemel yaşnacak zorluklarla birlikte 2010 yılının güç bir yıl olarak geçeceğe benziyor. Uzmanlarca 2010 da sona ermesi tahmin edilen küresel krizin yalnız Almanya'daki Türkleri değil tüm Avrupa'nın birçok ülkesindeki işletmeleride de etkisi altına alacağina kesin gözüyle bakılıyor. Özellikle küçük Işletmelerin gerekli önlem ve tedbirleri zamanında alıp, atılım ve planlamalarını ona göre yapmaları gerekiyor.
Bu rakamlara dayanarak ortaya çıkan gerçek, durumların pek içacıcı olmadığı yönünde. Günümüz şartlarında bir işsahibi olabilmek çok önemli bir avantaj. Çünki insanlar ekonomik geleceklerini ailelerini ve sosyal yaşayışlarını ona göre planliyabiliyorlar..Gelecekleri Aile içi huzur ve düzenleri bir iş sahibi olmaktan geçiyor. İlk nesil coğu emekli oldu bir kısmi döndü bir kısmıda 6 ay memlekette 6 ayda burada vakitlerini geçiriyorlar. Emekli maaşlarını düşüklüğü onları dahi olumsuz etkilemekte. Bereket coğu zamanında memlekette evdir dükkandır bazı yatırımlar yaptıkları için şimdi ek maddi destek elde edebiliyor, en azından memlektelerinde kira dertleri yok.
Yüzler gülebilecek mi?
Genc nesilin işe iyi bir işi ve geliri olmayanlarda zihinleri halen karışık. Ama genel intiba şuki Almanya daki ekonomik şartların ve işsizliğin artması durumunda geriye dönüşlerin artacağı yönünde. Bu ağır ekonomik şartlarda sürekli işsizlik parasıyla ev geçindirmek çok zor. Sosyal yardımlarlada bir yere kadar, bu tür olumsuz durumlardan insanlar huzurlu ve mutlu değiller. Herkes bir çıkış yolu arayışı içerisinde. Uzun vadede yüzlerin gülmesi için iki secenek kalıyor. Ya coğrafyasında yıldızı yükselen ve tüm entrika ve engellere rağmen gelişmekte olan Ana Vatan Türkiye'nin atılım yapıp Avrupalı Türkleri cezbedecek birşeylerin olması gerekecek; Yada,2.Vatan saydıkları yaşadıkları ülkelerde ekonomik sosyal ve kültürel haklar konusunda bu insanları burya bağlıyabilecek önemli gelişmler olabilmeli. Aksi takdirde yüzler zor güleceğe benziyor.
