Haberin yayım tarihi
2010-02-13
Haberin bulunduğu kategoriler

Almanya'da Türkçenin Kaderi

Ahmet SARGIN
 
Anadilimiz Türkçe ile ilgili korku ve endişelerimizi, bugüne kadar her fırsatta dile getirmeye çalıştık ve bundan böylede aynı hassasiyetle çalışacağız. Bu konuda da çok endişeliyiz. Zira başta Almanya olmak üzere, Avrupa ülkelerinde azınlık olarak yaşayan biz Türkler, Anadilimizi kayıp etme tehlikesi ile karşı karşıyayız. 
    
Avrupa ülkelerinde doğup büyüyen çocuklarımız, şayet özel bir gayretle Türkçe dil dersi almamışlarsa, düzgün Türkçe konuşma ve doğru Türkçe yazma şansları yoktur. Ellerine geçen bir belge veya bir yazı metnini tercüme etme şansları ise hemen hemen hiç yoktur. Maalesef Avrupa ülkelerinde karşılaştığımız bugünkü gerçek tablo işte budur.
    
Biz bunun böyle olacağını yıllar önce dile getirdik. Etkili ve yetkili makam ve mevkilerden yeterli bir destek bulamadık. Buna rağmen Avrupa Türkleri olarak, kendi imkanlarımızla, cami ve cemiyetlerimizde, Anadilimizi öğrenmeye ve öğretmeye çalıştık. Bu cüzi çalışmaların bile semeresini gördük ve görüyoruz. Bugün Avrupa ülkerinde yetişen Türk çocukları arasında, cami ve cemiyetlerle ilişki içerisinde olanlar ve Türkçe eğitim ve kültür dersleri alanlarla, bu eğitimi alamayanlar arasında, dil konusunda bariz bir fark vardır.
    
Türkçenin bu hala gelmesi hiç kimseye bir fayda vermemiştir. Avrupa ülkelerinde uyum adına, bilerek veya bilmeyerek ihmal edilen Türkçe, uyumu kolaylaştırmamıştır. Bilakis aksi yönde gelişme sağlamıştır. Düşünüldüğü gibi Türkçeyi unutmak, Avrupa ülkelerinde yaşayan Türklere şans eşitliği getirmemiştir. Aksine şans eşitsizliğini körüklemiştir. Anadil Türkçeyi doğru öğrenemeyen genç nesiller, yaşadıkları ülke dillerini de öğrenme şansını büyük ölçüde kayıp etmişlerdir. Zira ilmen de tespit edilmiştir ki, Anadilini iyi bilemeyenlerin, yabancı bir dili de tam öğrenme şansları yoktur. 
    
Bu gerçeklerden sonra ve bundan böyle Almanya'da Türkçenin kaderi değişecek mi?
    
Geçtiğimiz günlerde Duesseldorf NRW- Eyalet Meclisinde ilmi bir toplantı düzenlendi. CDU Partisinin tertip etti ve konu; "Mesleğe Hazırlık Okulları" diye bilinen okulların (Hauptschulen) kalitesinin artırılmasıydı. Toplantıya Eyalet genelinden 200 den fazla okul müdürü, siyaset adamı ve konu ile alakalı kişi ve kurum temsilcileri davet edilmişti. Ben de bu toplantıya aynı gaye ile gelen davet neticesi icabet ettim.
    
Toplantının açılış konuşmasını NRW- Eyalet Eğitim Bakanı Barbara Sommer yaptı. Meclisin Oturum Salonunda gerçekleşen tartışma toplantısı boyunca "Mesleğe Hazırlık Okulları"nın (Hauptschulen) meseleleri enine boyuna tartışıldı. Hedef, söz konusu okulların imajının düzeltilmesi ve kalitesinin artırılması olunca, ister istemez konu döndü dolaştı Türkçe ve Türk Öğrencilerine geldi. Zira bu okullarda okuyan yabancı öğrencilerin büyük bir bölümünü Türk çocukları oluşturmaktadır.
    
Eğitim Bakanı Barbara Sommer'in konuşma esnasında, Türk çocuklarının iyi bir Türkçe bilmeleri, onlar için büyük bir avantajdır, demesi beni memnun etti. Nihayet bir Eğitim Bakanı olarak Barbara Sommer'de gerçeği anlamış oldu.
    
Daha sonra aynı konuyla ilgili bir konuşma yapan Devlet Sekreteri Günter Winands, aynı gerçeği bir kez daha dile getirdi. Bunun üzerine programı yöneten CDU Milletvekili ve Meclis Grup Başkan Yardımcısı Bernhart Recker'den söz isteyerek, kanayan yaramız olan Anadilimiz ile ilgili meseleleri kendi açımızdan dile getirerek şunları söyledim:
    
" Sizlerin, Anadilimiz Türkçenin önemini ve Türk Gençleri için bir avantaj, bir şans olduğunu söylemeniz, bizim için gerçekten sevindirici bir durumdur. Lakin okullarda Anadil Dersleri adı altında öğretilen Türkçe, her türlü kaliteden mahrumdur. Bugün Türk çocukları düzgün bir Türkçe cümle yazmayı bile beceremiyorlar. Gençlerimizin Türkçe konuşmaları ise daha vahimdir. Okullarda verilen Anadilimiz Türkçenin durumu günden güne daha vahim bir hal almaktadır. Ayrıca okullarda verilen Türkçe eğitimin kalitesini kimler kontrol etmektedirler? Bununla birlikte her geçen gün Anadil dersi veren öğretmenlerin sayısı da hızla azalmaktadır. Bu şartlarda Türk çocuklarının Anadillerini öğrenmeleri nasıl olacaktır? Bu şartlarda Türkçe, Türk çocukları için ne şekil bir avantaj, nasıl bir şans olacaktır? Bu konudaki düşünce ve proğramlarınız nelerdir? Bunları bilmek istiyoruz". 
    
Bunun üzerine söz alan Devlet Sekreteri (CDU Milletvekili) Günter Winands, uzun bir açıklama yaptı. Türkçenin önemini bildiklerini, 2. Yabancı Dil olması için gayret gösterdiklerini, konuyla ilgili Türkiye'de görüşmeler yaptığını ve aynı zamanda NRW de bulunan Türk Teşekkülleri ile ortak çalışmaların içerisinde olduklarını dile getirdi.
    
Netice itibarıyla, Türk çocuklarının şanslarının Anadil sayesinde artacağının altını çizdi. Ayrıca orada bulunan ve sayıları 200'ün üzerinde olan müdür, öğretmen ve yetkili kişlere de Türkçenin önemi ile ilgili bir mesaj vermiş oldu.
    
Ebetteki bütün bunlar güzel gelişmelerdir.Beslenen iyi niyetlerdir. Fakat biz aynı zamanda da uygulama bekliyoruz. Bunun bir an önce uygulamaya konmasını görmek istiyoruz. Zira Türk Çocuklarının Anadillerini iyi bilmeleri, yalnız onlara fayda sağlamayacak, aynı zamanda Almanya'da bundan büyük fayda görecektir. Zira önümüzde gelişen bir Türkiye ve Almanya'da gittikçe sayıları artan bir Türk müteşebbisi var. Hal böyle olunca, Türkçe bilmek ebetteki bir avantaj, bir şans olacak.
    
Sözün kısası, NRW Eyalet Hükümeti, gerçekten de okullarda ( Mesleğe Hazırlık Okulları) eğitimin kalitesini artırmak istiyorsa, buna Türkçe eğitimin kalitesini artırarak başlamalıdır. Aynı zamanda Türkçe, en kısa zamanda, bütün okullarda 2. Yabancı Dil olarak tanınmalı ve uygulanmaya başlanmalıdır. 
 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.