Haberin yayım tarihi
2007-12-28
Haberin bulunduğu kategoriler

Avrupa'da Mikro Faşizm Tehlikesi

Faşist ideoloji, bazı temel ilkelere dayalı olarak Almanya, İtalya, İspanya ve Portekiz'de emperyalist devlet ideolojisi olarak yaşanmış ve bir devlet ideolojisi olarak milyonlarca çocuğun ve masum insanın katledildiği bir dünya savaşına kaynaklık etmiştir.

Faşist ideoloji, ırkçılık, liderliğe sorgulamaksızın itaat, milli birlik ve bütünlük arayışı ile yalanlar ile örülmüş propaganda ve ajitasyona (agitation) dayalı bir devlet ideolojisi olarak yaşanmıştı. Faşist ideolojide devlet, her şeyden üstün olup birey, devletin yüce menfaatleri için çalışan bir aygıta dönüştürülmüştü.

Bugün, faşist ideolojinin dönüşümü ile karşı karşıyayız. Faşist ideolojinin dönüşümü, Avrupa coğrafyasında da açık biçimde gözlenebilir. Avrupa Birliği kurumlarının ve resmi devlet politikalarının ırkçılık karşıtı söylemlerine karşın, özellikle işsiz genç nüfus tarafından desteklenen ırkçı hareketler ve faşist politikaları savunan liderler, azımsanmayacak ölçüde faşizme taban yaratmaktadırlar. Bugün Avrupa'nın emperyalist faşist saldırganlığa göz yumarak ve sessiz kalarak destek olmalarının altında yatan neden de burada aranmalıdır.

Avrupa'da yeni tür bir faşist hareket olarak ırkçılığın ve yabancı düşmanlığının yükselmesi, yalnızca Fransa ve Avusturya gibi faşist hareketlerin ve siyasi partilerin güçlü olduğu ülkeler ile sınırlı değildir. İsviçre'de Christoph Blocher liderliğinde SVP, Almanya'da Gehard Frey liderliğinde DVU ve Rolf Schlierer liderliğindeki REP ile Udo Voigt liderliğindeki NPA, Hollanda'da suikasta kurban giden Pim Fortuyn'nün ırkçı partisi ve Belçika'da Filip Dewinter liderliğindeki Vlaams Blok, İtalya'da, Danimarka'da, diğer İskandinav Ülkelerinde, İngilterede ve bütün Avrupa ülkelerinde hızla gelişen yeni faşist partiler, Avrupa'yı tehdit eden önemli siyasal oluşumlardır.

Faşist ideoloji ve dolayısıyla faşist pratikler kabuk değiştirirken, her ülkede ve çeşitli düzeylerde faşist söylemler ve tavırlar ortaya çıkmaya başlamıştır.

Yabancı işçi karşıtlığı, kendisi gibi olmayanı dışlamak, yabancılara karşı ayrımcılık, doğum yerine ve ırkına göre insan hakları ihlalleri gibi nedenler, faşizmin mikro düzeyde ortaya çıkmasının kaynaklarıdır.

Mikro faşizm, son dönemde yaşanmaya başlayan faşizmin dönüşümü süreciyle bağlantılı olarak son günlerde tartışılmaya başlanan önemli bir kavram olmuştur.

Mikro faşizm, ülkemizde Ş. Filiz'in tarafından gündeme getirilmiş bir kavramdır. Filiz'e göre mikro faşizm, bir grup veya topluluk içinde bireylerin kendinden olmayana, diğerine, farklı olana uyguladığı yaptırım, baskı, müeyyide, dışlama, hatta zorlamalar bütünüdür. Yerel milliyetçilik, grup baskısı, küçük ölçekli ırkçılık ve yabancı işçi düşmanlığı, mikro faşizmin ortaya çıkmasının kaynakları arasındadır (Geniş bilgi için Bkz ; (http://sozluk.sourtimes.org)

Mikro faşizm, faşizmin yerel ve moleküler biçimlerini tanımlamak, daha çok da gruplar boyunca ya da kent ve komşuluk ilişkiler kapsamında ortaya çıkan faşist hareket ve davranışları tanımlamak için de kullanılmıştır. Bu kapsamda, "mikro faşizm" kavramı, 1987 yılında Deleuze ve Guattari tarafından kullanılmıştır (G. Deleuze ve F. Guattari, A Thousand Plateaus. Capitalism and Schizophrenia II, University of Minnesota Press, London, 1987, sy. 208-231).

Avrupa ülkelerindeki önemli tehlikelerden birisi de ayrımcılıktan, farklı olanın dışlanmasından, bizden olmayanın aşağılanmasından, yabancı işçi düşmanlığından ve öteki'nin yaşama hakkını kabul etmemekten türeyen mikro faşizm'dir.

Avrupa ülkelerinde yabancı işçiler ve vatandaşlar, yerli olmayan ya da sonradan kazanılmış vatandaşlıklara ya da vatandaş olmayanlara yönelik ayrımcılıklar ile dışlanma ile yaklaşmak, mikro faşizmin kaynakları arasındadır.

Avrupa ülkeleri ve özellikle Fransa, Hollanda ve Avusturya, geçmişte yaşanan faşizm deneyimlerinden faklı niteliklerdeki bir mikro faşizm tehlikesi ile karşı karşıyadır.

AB'nin demokratik ülkelerinde ayrımcılığa dayalı mikro faşist söylemler ve uygulamalardan kaçınmak, bütün demokratların başta gelen görevidir.

Yrd. Doç. Dr. Birol Ertan/Kıbrıs

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.