Haberin yayım tarihi
2008-06-18
Haberin bulunduğu kategoriler

Enis Öksüz: Kaynaşmak için kabullenmek ve samimiyet gerekir..

Yer ve mekan değiştirmek kolay değildir. Çoğunluk içersinde serpiştirilmiş insanlar olmak zor bir durumdur. Bu psycho-sosyal bir hadisedir. Gelecek ve güvenlik korkusu Avrupa'da çok geç ele alındı. Bu sıkıntılar bu günde devam ediyor. Tanıma ve tanınma ve ona göre tavır almakta çok zaman kaybedildi.
 
Ben iktisatçıyım. Aynı zamanda sosyoloji eğitimi de aldım. Bu nedenle ekonomi ve sosyal hadiselerle ilgiliyim. Geleceğe karamsar bakmıyorum. Burada bulunmak bir nimet, bir fırsattır. Bunu iyi kullanmalıyız.
 
Avrupa ülkelerinde birlikte yapılacak çok olumlu işler olsada, bunun farkında olmamak önemli bir eksikliktir. Avrupa'daki göçmen toplum aslında kendiliğinden gelişiyor. Fakat ne yazık ki, bazı odakların endişe yaratacak çıkışları durumu gereksiz bir şekilde zorlaştırıyor.
 
Avrupa'da yaşayan göçmenlerin sorunlarını çözme adına siyasetçilere, mahalli idarecelere çok büyük görevler düşüyor. Bilhassa siyasetçiler geçici çözümler yerine kalıcı projelerle uyumu güçlenmedirler.
 
Bazı güçlerin göçmenler bize uysun, asimile olsun demeleri büyük haksızlıktır. Avrupa'da ekmeğini aramak amacıyla bulunan ve kalıcı durumda olanların uyumu ancak evrensel insan hakları temel alınarak yaratılan projelerde yatmaktadır. Ciddi, adil çözümler üretmeden yapılan zorlamalar insanı rencide ediyor, incitiyor. Bu durum insanlarda uyum konusunda isteksizlik ve direnme hissi yaratıyor. Bunun farkında olmak gerekir.
 
Avrupa'da yaşanan en önemli sıkıntıların başında ise peşin hükümlülük, hoşgörüsüzlük yatıyor. Bu durum insanlarda büyük tahribat ve güvensizlik duygusu yaratıyor.
 
Avrupa'da Türkler'le ilgili kitaplarda yazılar düşmanlık içeren bilgiler, basında çıkan kimlik ve inançlara yönelik saldırı ve aşağılayıcı çıkışlar çok önemli bir sorun olarak önümüzde duruyor. Avrupa medyasının tutumu bu konuda çok önemli. Sürekli aşağılayıcı ve kışkırtıcı yayınlar nedeniyle insanlar düşünce ve ruhsal bakımdan zehirleniyorlar. Bu durum herkesi birbirinden koparıyor ve ötekileştiriyor.
 
Avrupa'da en sık görülen yaklaşım tarzı 'Biz medeni insanlarız, siz gerisiniz. Biz sizi adam edeceğiz' şeklide sergileniyor. Böyle bir yaklaşımın kabul edilebilir hiçbir bulunmamaktadır.
 
Avrupalı politikacılar siyasi gerekçelerle insanların akıllarını karıştıracak beyanlarda bulunuyorlar. Bazı Avrupalı politikacılar düşmanlık içeren tutum sergilemektedirler. Bu tutum akılla alay etmek demektir. Avrupalı politikacılar en azından kendi ülkelerinin geleceği için dürüst olmak zorundadırlar. Politikcılar biz ne istersek yapacaksınız anlayışından vazgeçmelidirler.
 
Asimilasyon veya soykırım yoluyla günümüzde sorunları çözmeye kalmak bir ülke için ancak intihar olur. Kültür değişimi, kimlik değişimi, öyle kendiliğinden olmaz. Geçmişte bu yola tevessül edenler bugün geçmişi izah edemiyorlar. Avrupalılar aslında Amerika'da yok edilen Kızılderilerililerin sokırıma uğramasını izah edemiyorlar. Kızılderililer bir soykırıma uğratılmasa idi bugün dünyada 400 milyon Kızılderili yaşayacaktı.
 
Avrupa Birliğinde bazı yanlış yaklaşımlarda var. Örneğin Kıbrıs konusu haksız bir şekilde önümüze getirilmiştir. Örneğin terör konusunda dolaylı da olsa verdikleri destek, riyakar ve iki yüzlü bir yaklaşım sergilendiği ortadadır. Başkasına reva görmediğiniz bir şeyi Türklere reva göremezsiniz. Bu açıdan Avrupa ile çok ciddi bir güven bunalımız var.
 
Avrupa Birliğne üye olma sürecinde Gümrük Birliğine büyük bir istek ile girdik. Fakat şu anda bu süreç bizim aleyhimize işlemektedir. Türk ekonomisine yönelik projeler uyduruk şeylerdir. Şu andaki AB-Türkiye işbirliği Türk ekonomisini tahrip edecek şekilde gelişiyor.
 
Avrupa her alanda bize karşı samimi olmak zorundadır. Avrupa 'ben medeniyim, sen değilsin' yaklaşımından vazgeçmelidir. Bu tutum Avrupa'da yaşayan Türkleri de etkiliyor. Dışlama, küçük ve hor görme yaklaşımı Avrupa'da Gettolar'ın oluşmasına neden oluyor. Kaynaşma ve işbirliği için kabullenmek ve samimiyet gerekiyor.
 
Şayet bir gün Türkler Avrupa'ya artık yeter 'Eyvallah' demek zorunda kalırsa, bunun suçlusu biz olmayız.
 
Sonuç olarak bizler samimiyet ve insan hakları kurallarının uyugulandığı çözümlerden yanayız..
 
Eski Ulaştırma Bakanı
Prof. Dr. Enis Öksüz
 
3 Mayıs 2008/Brüksel
 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.