Haberin yayım tarihi
2009-04-22
Haberin bulunduğu kategoriler

İran olmak ya da olmamak

İran'ın 2006'da bir erkek koyun klonladığı haberini kaçıranlar için yeni bir haber: İran şimdi de dişi keçi kopyalayarak dünyanın beşinci ülkesi oldu.

Şaşırdınız mı? Eğer İran'ı size anlatıldığı gibi anlamaya alışmışsanız şaşırmanız gerekirdi!..

'Türkiye İran olmayacak'cılardansanız ve şaşırmadıysanız; ben size şaşarım...

Elbette, Türkiye İran olmayacak... Olmamalı ve olamaz... İran da Türkiye olmayacak...

Olmamalı ve olamaz...

Türkiye Türkiye'dir, İran da İran... Ama Türkiye ile İran Atatürk döneminde en yakın ve kardeş iki ülkeydi... Yine öyledir... Öyle olmalıdır ve öyle kalmalıdır... Asırlardan beri olduğu gibi...

Kimse 'ama o zaman İran laikti...' demesin... Çünkü İran o zaman da laik değildi...

Anayasa'nın 2. Maddesine göre "İran Devletinin resmi dini İslam dini" idi... Yasalar da Caferi Fıkhı temelli yasalardı. Elbette dinin ilgilenmediği alanlar da laik yasalar da vardı... Bugün de öyledir...

Şah zamanında olan 'Teokratik Monarşi'dir. Şimdi olan ise 'İslam Cumhuriyeti.'

Demokrasi mi? Türkiye de ne kadarsa o kadar... Fark mı? Türkiye Laik Demokrasi... İran'da İslami Demokrasi... Söz gelimi Türkiye de başını örten memur olamaz ve üniversitede okuyamaz... İran'da da başını açan... Fark ne?

Öte yandan bakın İran demokrasisinde neler var:

1979 İslam Devrimi'nden sonra yapılan halk oylamasıyla yüzde 98.2 oranında kabul oyu ile İslam demokrasisi onaylanmıştır.

İran'da yürütmenin başında Cumhurbaşkanı bulunur; dört yılda bir halk tarafından seçilir ve 20 bakanını kendisi seçer...

İran'da Yasama Meclisi 290 üyeden oluşur. Bu üyeleri halk seçer...

Yargı, Rehberlik Makamı'na bağlıdır. Başkanını 5 yıllığına Rehber seçer.

Rehber, Rehberlik Meclisi tarafından seçilir. Rehberlik Meclisi'ni halk seçer.

Bu Meclis bizdeki Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerine de sahiptir. Yasaların Anayasaya uygunluğunu denetler.

Ayrıca halk tarafından seçilen Uzgörürler Meclisi, Denetim Şurası ve Düzenin Yararını Teşhis Kurulu gibi oluşumların da geniş yetkileri vardır.

Elbette bütün bu kurullara seçilmek için ön şart rejime sadık olmaktır. Türkiye de böyle değil midir?

Bütün bu esaslar, temel kavram farklı olsa da bizdeki veya diğer laik demokrasilerdeki gibidir.

Peki fark?

Belki şaşıracaksınız ama ilginç farklar var:

İran'ın resmi dini İslam dini ve resmi mezhebi Caferilik olmakla birlikte; Sünni dört mezhebe bağlı Müslümanlar inançlarının gereğini hiçbir sınırlama ve kınama olmadan serbestçe yerine getirebilirler.

Hayır şaşıracağınız bunlar değil...

İran da Hıristiyanlık, Musevilik ve Zerdüştilik de resmen tanınan dinlerdendir... Şaşırmadınız mı?

Peki şimdi de şaşırmayın:

Bu üç din mensuplarından her birinden İslami Şura Meclisinde bir veya birden fazla temsilci vardır.

İran da musiki, resim ve heykelin -hiçbir zaman- günah sayılmadığını da ekleyelim.

Nano teknoloji dahil teknolojide çok ileri gidildiğini, bilim ve sanatla çok mesafe alındığını da söyleyelim...

Elbette İran olmayalım. Ama bilelim...

Namık Kemal Zeybek 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.