Haberin yayım tarihi
2009-10-21
Haberin bulunduğu kategoriler

Kerem Çalışkan:'PKK yenilmiştir, DTP artık İmralı vesayetinden kurtulmalı'.

Kerem Çalışkan 


PKK'nın Kuzey Irak'ta barınma şansı kalmamıştır. ABD ve Iraklı yetkililer Türkiye'nin aktif politikası sonucu PKK'ya bu mesajı net olarak vermiştir. İmralı'dan gelen "Gruplar halinde Türkiye'ye gelin" mesajı bu gelişmelerin sonucudur. PKK şimdi yenilgiyi zafer olarak pazarlamanın gayreti içindedir. Bölgede DTP'nin düzenlediği siyasi şov bunun parçasıdır. DTP artık kendini İmralı vesayetinden kurtarmak zorundadır. 

PKK'nın Kuzey Irak'ta daha uzun süre barınma imkanı kalmamıştır. Şartlar buna elverişli değildir. ABD'nin Irak'tan çekilmeye çalıştığı süreçte, Irak'ta istikrar hakim olacaksa, orada Kandil'de PKK olmayacaktır.

Bu artık ABD'li ve Iraklı yetkililer tarafından kabul edilen bir gerçektir.

Bu gelişmeyi fark eden Öcalan, İmralı'dan talimatlı olarak, bir grup PKK'lının "barış elçisi" diye Türkiye'ye dönmesini sağlamıştır.

Yapılan bir şovdur. Nedir bu şov?

Açık bir yenilgiyi "zafer" diye pazarlama şovudur.

Silah bırakma ve teslim olmayı "zafer ve pazarlık" diye satma şovudur..

Bölgedeki insanları seferber ederek PKK lehine kitlesel gösteri yapma şovudur.
Oysa 30 yıllık bir mücadelenin sonunda bölgedeki şartlar sonucu PKK varlığını sürdüremeyecek noktaya gelmiştir. PKK teslim bayrağını çekmiştir.

Daha önce Suriye'nin kanatlarında, daha sonra Irak'ta doğan otorite boşluğundan faydalanan PKK, 30 sene Türkiye'ye maddi ve manevi kayıp verdirmiştir.

Ama bu mücadelede Türkiye hiçbir taviz vermemiş, Türk halkı, Türk devleti PKK terörü ile mücadeleyi sonuna kadar kararlılıkla sürdürmüştür.

Gelinen noktada Irak'ta barınamayacak olan PKK'dır.

AKP Hükümeti'nin ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun bölgeye yönelik aktif ve dinamik dış politikası Irak'la ortak kabine toplantılarına kadar gelen yepyeni bir süreç başlatmıştır.

Başbakan Erdoğan 15-16 Ekimde Irak'a 9 bakanla çıkarma yapmıştır. Güvenlik ve PKK'nın tasfiyesi bu toplantılarda ele alınmıştır. Üstelik bu Türkiyenin askeri operasyonları bir yıl uzattığı 17 Ekim tarihinin bir gün öncesinde yapılmıştır.

Türk-Iraklı ve Kürt bakanların ortak toplantılar yaptığı bir zeminde terör örgütünün varlığı diken gibi gözlere batmaktadır. Bu diken gözlerden çıkmak zorundadır.

Ayrıca yine Türkiye'nin bölgede izlediği aktif politika ve İsrail'e karşı tepki politikası, ABD'yi de harekete geçmek zorunda bırakmıştır.

ABD, Türkiye'yi yatıştırmak ve İsrail konusunda bölgesel politikalarının tamamen raydan çıkmasını engellemek için Türkiye'nin yıllardır öne sürdüğü PKK konusundaki taleplerini ciddiye almak zorunda kalmıştır.

ABD bunun sonucunda, PKK'nın önde gelen liderlerini "uyuşturucu kaçakçısı" ilan etmiştir. Bu ciddi bir suçtur ve bu isimlerin ABD ve Batı'da barınma, tutunma, korunma şansı kalmamıştır.

Bütün bunların sonucunda İmralı'dan PKK'ya gruplar halinde Türkiye'ye "Barış elçisi" adı altında gelmelerini istemiştir.

Türk kamuoyu olayı "bir grup PKK'lının teslim olması" şeklinde algılamıştır.

Bu tespit doğrudur.

PKK yenilmiştir.

Bir grubun teslim olması, diğerlerinin savaşa devam etmesini de anlamsız hale getirmiştir.

Türkiye'de yargı mekanizması, teslim olan PKK'lıların büyük bölümünü tamamen serbest bırakmıştır. 5 tanesi de tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalmıştır.

Mesaj açıktır. Dağdan inin, size dokunmayacağız!

Türkiye, dağdan inenler için özel bir proje geliştirmemiştir.

Dağdan inenler, Türkiye'de 70 milyon halkın kaderini paylaşmak üzere halkın arasına karışacaktır. Akraba dayanışması, aşiret dayanışması ve DTP'nin politik dayanışması ile ayakta kalanlar kalacaktır.

Tabii bu gelişme bölgede "Kürt sorunu" diye tanımlanan olgunun çözümü için yeterli değildir.
"Kürt sorunu" şu anda Irak'ta bir "Kürdistan" kurulması yönünde ilerlemektedir.

Türkiye'nin resmi politikası, Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması yönündedir.

Ancak bazı Batılı devletlerin Kürdistan'ın bölgede bağımsız bir devlet olarak tanınması yönünde politikalar geliştirdiğine dair izlenimler ortaya çıkmaktadır.

Eğer Iraklı Arapların ve Türkiye'nin muhalefetine rağmen bölgede gerçekten Irak'tan koparak ayrılan "Bağımsız bir Kürdistan Devleti" kurulursa bu Türkiye'yi de yakından etkileyecektir.

Çünkü bu Kürdistan dünya ile barışık ve dünya sistemine entegre bir Kürt varlığı haline gelecektir. Yani Kürdistan içinde de teröre ve yasadışı işlere zemin olmayacaktır.

Türkiye'de Kürt hareketini, terör zemininde sürdürmeye çalışanlar, başta kendini PKK'dan ayrıştıramayan DTP artık aklını başına toplamak zorundadır.

"PKK'nın Kürtleri temsil etmediğini" Başbakan Erdoğan son bir aydır her fırsatta üstüne basa basa tekrarlamıştır. Bu da doğru bir tespittir.

Ama PKK'nın arkasına saklanmaya çalışan, adres olarak sadece İmralı'yı gösteren DTP de Kürtleri temsil etmemektedir.

Kürtlerin yaşadığı bölgeden alınan oylar da DTP'yi kurtaramaz. Çünkü bu oylar da, değişen şartlarda Kürtleri temsil etmeye yetmez.

Kürtlerin artık bölgede insanca yaşama haklarını savunma zamanı gelmiştir.

Bu hak terörün dışında ve ötesinde bir haktır.

Meşru siyaset zemini de terörün dışında ve ötesinde olmak zorundadır.

DTP'nin içinde ve dışında bunu gören gözler, hisseden kalpler vardır.

Şimdi o gözler ve kalpler için harekete geçme vaktidir.

Türkiye'de yaşayan Kürtlerin büyük çoğunluğu, PKK'nın etki alanının dışındadır.

Bölgede siyasi bir aşiret gibi davranan, Öcalan'a bağlılığı bir aşiret şeyhine, hatta dini bir tarikat şeyhine bağlılık haline getiren PKK'lılar ve DTP'liler, Kürtlerin büyük çoğunluğunun bu duygunun dışında olduğunu ergeç görecektir.

Kürtler İmralı vesayetinin dışındadır.

Sıra siyasetin ve DTP'lilerin İmralı vesayetinden kurtulmasına gelmiştir.

Eğer DTP kurtulamazsa, Kürtler ergeç kendi içlerinden DTP'yi de aşan ve bağımsız hareket edebilen yeni siyasi oluşumlar çıkaracaktır.

Silahlar susunca, Kandil dağılınca, Kürtler için hayatın gerçeği başlayacaktır.

O gerçek gerek Irak'ta, gerek Türkiye'de ekonomik şartların düzelmesi, çağdaş ve modern bir yaşamın gelmesidir.

Modern yaşamın dağda, Kandil'de olmayacağını anlayan ve bilen Kürtlerin sayısı çok fazladır.

Zaten onlar İstanbul, İzmir, Ankara, Adana, Mersin, Antalya gibi kentlerde yaşamaktadır.

Kaderleri çoktan Türkiye'nin kaderi ile birleşmiştir.

Türkiye'ye dönen PKK'lılar da ergeç bunun farkına varacaktır.

Eğer DTP'liler kendilerini verilen oyları gerçekten temsil etmek istiyorlarsa, bir an önce İmralı'nın etki alanı dışında bir siyasi varlık olarak harekete geçmek zorundadırlar.

Kaynak:  http://www.euractiv.com.tr/
  
  
 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.