Merhaba sayın Gündem okurları, 

Şairler sultanı, büyük fikir adamı ve üstad Necip Fazıl Kısakürek, 'O ve Ben' kitabında hayatını anlatırken o'nun gençlik yıllarında edebiyat  ve fikir konusunda şair akrânlarını eleştirmek bâbında şu sözü ediyor; 'yazmayı becerdik, düşünenler lazım'.

Necip Fazıl o zamanlar daha yol göstericisi ve şeyhi Abdülhakim Arvasi Hazretleri ile tanışmamış. Hayatının büyük bir bölümünü o tanışma zamanında bulduğunu aramakla geçirmiş. Sürekli düşünceler, sürekli felsefe. Başkalarından okuduklarında bulamadığı o bağlantı, o maneviyat. 'Yazıyorlar ama bence boş yazıyorlar' fikriyle söylediği o sözler 'yazmayı becerdik, düşünenler lazım'.

Edebiyatta yeni akımların başladığı, yeni tarzların çıktığı zamanlar. Geleneksel aruz ve hece tarzına nazaran bu zamanda Nazım vezni diye andığımız ve Nazım Hikmet Ran'ın meşhur ettiği 'serbest şiirin' Türkiye'de doğduğu yıllar. Necip Fazıl burda bunları eleştiriyor kendi fikriyatı ışığında. Hangi vezinde yazarsanız yazın, benim aradığım, arzuladığım dolgunluk yok yazılarınızda diyor. Ozaman o öyle bir sorun görmüş edebiyat dünyasında ve çevresinde demekki.

O yıllar geçti, geldik bugünlere. Okuma yazma bilenlerin sayısı arttıkça yazanlarda çoğaldı. Herkes kendi zevki ve meşrebine göre şiirler ve yazılar yazıyor. Günümüz teknolojisiyle okuyan kitle de genişledi. Artık olay tersine dönmüş gibi. Yazanlarımız çok şükür yeterinden fazla var, kimisi üstadın bahsettiği o dolgunluğa sahip, kimisi değil. Ama gelin görün ki okuyan ve anlayanın sayısı nekadar? İnsanlar genel olarak okumayı becerdi ama anlayan, o okuduğu yazıdan gerçek mânada bilgi ve birikim çıkaran kaç kişi var? Okuduğundan birşeyler anlayıp hayatına katkıda bulunduran kaç kişi var? Zaten gerçek mânada okuyan az, bir de bu okuyanların okuduğundan aldığı birşeyler var mı? Cep telefonunda kontör tüketir gibi yazı tüketiyoruz.

Edebiyat da tüketim dünyasının kurbanı olmuş gibi. Belki gelecek nesillere aktarılmaya layık kaç eser gözlerimizden kaçıyor bu yüzden. Kaç gevher keşfedilmemiş bir kitapta, bir gazete veya dergi köşesinde veyahut bir internet sayfasında bekliyor, okunduğu halde! Okuduğumuz yazıların satır aralarını anlıyormuyuz? Yazar ne aktarmaya çalışmış görüyormuyuz? Yazıları yazı yapan harfler, kelimeler veya cümleler değil, taşıdıkları mânâlardır.

Velhasıl okumak güzeldir,  anlamak ise muhteşem.

Ufuk Demirsoy
19/11/2009
ufuk.demirsoy@gmail.com