Haberin yayım tarihi
2009-11-09
Haberin bulunduğu kategoriler

Önce Karabağ, Sonra Sınır..

Türkiye geçtiğimiz Nisan ayından bugüne kadar, gerek Cumhurbaşkanı Gül, gerek Başbakan Erdoğan, gerekse Dışişleri Bakanı Davutoğlu vasıtasıyla Türkiye-Ermenistan ilişkileri ile ilgili olarak şu konuya dikkat çekti; Karabağ sorunu çözülmeden, Türkiye – Ermenistan sınırı açılmaz. Türkiye bu konudaki duruşundan vazgeçecek gibi gözükmüyor, aksine Türkiye – Ermenistan arasında 10 Ekim 2009 günü imzalanan protokol törenine katılan ülkelerin temsilcilerine bu duruşun neden gerekli olduğunu üstüne basa basa hatırlatıyor; Karabağ'da çözüm olmadan Türkiye – Ermenistan arasında normalleşme mümkün olamaz, olsa da bölgenin barış ve istikrarına tek başına bir katkısı olamaz.

Yunanistan'da Eleftherotipia gazetesinde yayınlanan bir yorum, Avrupa'da Türkiye – Ermenistan arasındaki protokolün nasıl yorumlandığıyla ilgili olarak güzel fikir veriyor. Makaleyi yazan Nikolas Zirganos da aynı konuya dikkat çekmiş; Türkiye ile Ermenistan'ın Zürih'te imzaladıkları, iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin düzene sokulması ve aralarındaki sınırların açılmasıyla ilgili anlaşma, haklı olarak "tarihi bir gelişme" şeklinde nitelendirildi. Ancak bu gelişme, ne kadar ciddi olursa olsun Güney Kafkasya'da istikrarlı ve barışçıl bir geleceği garanti etmiyor… Karabağ'da olumlu bir gelişme kaydedilmezse bu anlaşmaların bir anlamı kalmayacak.

Türkiye, Zirganos'un dediğini uzun yıllardır tekrar ediyor zaten; Dağlık Karabağ konusu çözülmeden Kafkasya'da istikrar ve barışçıl bir gelecek olmaz diye. Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan arasında Karabağ konusunun çözümüne ilişkin bir adım atılmadığı sürece protokollerin onaylanmayacağını ve de sınırın açılmayacağını Ermenistan, ABD, Rusya, Fransa, İsviçre kısacası sürecin içerisinde yer alan tüm aktörlere hatırlatıyor. Milliyet yazarlarından Derya Sazak 19 Ekim 2009 tarihli köşesinde Cumhurbaşkanı Gül'le yaptığı röportaja atfen şunu diyor; Türkiye, ABD ve Rusya'ya 'Kafkaslarda barış istiyorsanız Dağlık Karabağ sorununu çözün' mesajını veriyor. Cumhurbaşkanı Gül, ABD Başkanı Barack Obama ile bir telefon görüşmesi yapıyor… Gül, Obama ile görüşmesinde, Azerbaycan ile Ermenistan arasında Karabağ'ın geleceğini garantiye alacak anlaşma sağlanmadan ve kalıcı barış iradesi ortaya çıkmadan Zürih'te imzalanan protokollerin Meclis'ten geçmeyeceğinin mesajını veriyor. 21 Ekim'de yayınlanan Zaman gazetesinde yer alan Ankara, Yukarı Karabağ'ı Dünya Liderlerinin Gündemine Taşıyor başlıklı haberde de aynı konuya dikkat çekiliyor; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, son iki hafta içinde sorunun çözümü için 17 yıldır çaba gösteren AGİT Minsk Grubu eşbaşkanı üç ülkenin liderleri ile temas kurdu, 'Kafkaslarda barış ve istikrarın sağlanması için süreci hızlandırın' dedi. Bu ülkelerin tüm diplomatik hünerlerini sergileyip tarafları uzlaşma zeminine getirmesi, ya da Gül'ün de dediği gibi süreci hızlandırması bölgenin yararına olacaktır.

Enerji konusu G. Kafkasya'da bugün çıkan bütün gürültü patırtının esas nedeni. Bu sebeple Dağlık Karabağ, Avrupa'ya doğru uzanan tüm enerji yollarının geçtiği noktada yer alması nedeniyle, stratejik bir öneme sahip. Azeri lider Aliyev'in Ermeni meslektaşı Sarkisyan'la Moldova'da gerçekleştirdiği görüşme sonrasında Karabağ konusunda herhangi somut bir sonuca ulaşılamamasının ardından Azeri devlet şirketi Socar'ın, Rus enerji devi Gazprom ile bir anlaşma imzalaması, bu anlaşmaya göre de Rusya'ya yılda yarım milyar metreküp doğal gaz sevk edeceğinin açıklanması, AB'nin ve ABD'nin ciddi ciddi üzerinde düşünmesi gereken bir gelişmedir. Bugün gelinen noktada Ermenistan'ı kazanmak uğruna gösterilen çabalardan dolayı Azerbaycan'ın kaybedilmesi olasılığı doğmuştur. Zira Karabağ sorunu çıktığından bu yana, ABD ve Avrupa yönetimlerinin daha ziyade Ermeni çıkarlarına yarar sağlayan politikalarıyla, Azerbaycan halkının Batı dünyasına olan inancını sarstığını söylemek mübalağa olmayacaktır.

Orta Asya enerji hatlarının kontrolü ve bunların güvenli şekilde transfer edilmesi yarışında stratejik öneme sahip bir ülke olan Azerbaycan ve Ermenistan'ın aynı anda kazanılması, bunun için de ağırlığın Türkiye – Ermenistan sınırının açılmasından önce Karabağ sorunun çözümüne verilmesinin gerektiği, yaşanan son gelişmelerle daha da gün ışığına çıkmış durumda. Şimdi top Batı'da, bugüne kadar uygulanan yanlış politikalar sonucu gelinen noktadan nasıl dönüleceği, Batı'nın Karabağ meselesinin önemini algılayabilip algılayamadığına bağlı.

A C T U E L

Selim GÜRAY
selimguray@lactuel.be

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.