Mehmet TEZKAN

Başbakan Erdoğan, Emniyete ait kongre merkezinin açılışında 'Polis rejimin güvencesidir' dedi, polemik başladı. Asker veya Polis'e nerede güvenmeli... 

Polis rejimin güvencesi derseniz polis devleti kurulur..
Başbakan tehlikeli bir söz söyledi..

Dediği şu; "polis rejimin güvencesidir, sigortasıdır."

Ne var bunda diye geçiştirilecek söz değil..

Emniyete ait kongre binasının açılışını yaparken polisi onurlandırmak için söyledi gibi masumane bir kılıfa da sokulamaz..

Rejimin güvencesi polisse; yargı ne?
*
Yıllardır, ordu rejimin güvencesidir sloganları atıldı.. Ordu'ya demokrasilerde olmayan bir işlev yükledik..

Görev tanımı çıkardık..

Sıkıntılar ortada..

Kendisini rejimin güvencesi olarak gören eski Jandarma Komutanı'nın darbe planları mahkeme önünde..

İnsanları fişledikleri.. Kanunsuz telefon dinlemeleri yaptıkları, özel hayatları didikledikleri savcının iddiaları arasında..

Silah, bomba, patlayıcı saklayanlar bu işi niye yaptı?

Kendilerini rejimin güvencesi olarak gördükleri için..

Sigorta saydıkları için..

Ergenekon iddianamelerinin özü bu değil mi? Kendilerini rejimin güvencesi olarak görenlerin yasa dışı faaliyetleri..
*
Askeri vesayet rejimi 'rejimin güvencesi' olmak düşüncesinden doğdu..

Çünkü, rejimin güvencesi, sigortası olmak hukukun üzerinde bir konumlanmayı gerektirir..

Geldiğimiz nokta şu..

Askeri bu konumdan çıkarmaya çalışan sivil iktidar, demokrat (!) yönetim başka bir silahlı güce görev biçiyor..

Rejimin güvencesi sizsiniz!

Ne kadar tehlikeli..
*
Polis İçişleri Bakanlığı'na bağlı, siyasal iktidarın emrinde olan siyasal etkilere açık bir güç..

O gücün hoyrat, sınırları zorlayan, kendi başına buyruk tasarrufları olursa ne olacak?

Biz rejimin güvencesiyiz, sigortasıyız diye kendilerini yasaların üzerinde görmeye başlarlarsa..

Faaliyetlerini rejimin güvencesi olma felsefesiye özdeşleştirirlerse..

Ne yapacağız!

Bizim güvencimiz ne?

Yargı..
*
Karışık bir durum ortaya çıktı.. Rejimin güvencesine karşı başka bir güvence..

Meseleye şöyle de bakalım.. Siyasi olması gerekmiyor, basit bir talep için eylem yapılıyor..

Diyelim ki yeşil bir alanın imara açılmasını protesto..

Demokratik bir hak kullanılıyor..

Protestocularla kim karşı karşıya gelir?

Asayişi sağlamakla görevli olan polis..

O polise aynı zamanda rejimi korumak misyonu verilirse ne olacak? Göstericiler, rejim koruyucularıyla mı karşı karşıya gelecek.. İtiş kakış çıkarsa yeşil alanı korumak isteyen eylemciler rejim karşıtı mı sayılacak?

(İran'da son yaşananlara dikkat!)
*
Başbakan öyle bir tanımlama yaptı ki..

Sonu polis devletine kadar gider.. Bu kapıyı açar!

Peki Başbakan ne demeliydi?

Emniyet güçleri can ve mal güvenliğimizin, huzurun, asayişin, güvencesidir deseydi..

Demokrasinin içine sığardı..

Şimdi taştı!
*
Ne yani, hükümet karşıtı her eylem artık rejim karşıtı mı sayılacak?

Niyet bu mu?