AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen dün yıllık AB Büyükelçileri Konferansında bir konuşma yaptı.
Başkan Von Der Leyen’in Konuşması, Başkan'ın AB diplomatik personeline çalışmaları için teşekkür etmesine ve Avrupa Birliği'nin dış politika ve diplomasi alanındaki öncelikleri konusunda görüş alışverişinde bulunmasına vesile oldu.
Başkan von der Leyen dünyanın birbirine bağlı doğasının altını çizerek şunları söyledi:
‘’Ticaret, entegre tedarik zincirleri, sermaye akışları veya dijital iletişim yoluyla olsun, dünya her zamankinden daha fazla birbirine bağlı. Bununla birlikte Cumhurbaşkanı, hiper-küreselleşme eğiliminin modasının geçtiğini kabul etti ve daha sert bir dünyada mevcut durumun altını çizdi: “Büyük korkular geri döndü. İklim değişikliği korkusundan Yapay Zekaya, göç korkusuna ya da basitçe geride kalma korkusuna kadar. Ve bu durum küresel ilişkilere de yansıyor. Ülkeler güç kaynaklarını birbirlerine karşı silahlandırıyor. Ve artık hiper rekabetçi ve hiper işlemci bir jeopolitik çağa girmiş bulunuyoruz.”
‘’Avrupa soğukkanlılığını koruması gerekmektedir. Bu asabi dünyada Avrupa'nın en iyi yaklaşımının soğukkanlı olmak olduğuna inanıyorum. Avrupa kararlarını duygusallıkla ya da bir zamanlar olduğu gibi bir dünyaya duyulan nostaljiyle değil, hesaplı bir muhakeme ile almalıdır. Aksine bugünün dünyasında kendi çıkarlarımıza neyin uygun olduğunu hesaplayarak karar vermelidir.”
“Dünyanın dört bir yanındaki ortaklarımıza iletmemiz gereken mesaj şudur: Avrupa için anlamlıysa, Avrupa bunu başarabilir. Karşılıklı menfaatler söz konusuysa, sizinle ilişki kurmaya hazırız. Ve bizimle yapacağınız bir anlaşmanın hiçbir gizli şartı olmayacaktır. Çünkü bizim çıkarlarımız şeffaftır.”
‘’İşte bu nedenle AB, Global Gateway'e yatırım yapmaya, Akdeniz'deki ortaklıkları güçlendirmeye ve serbest ve adil ticaretin faydalarından yararlanmaya devam edecektir’’
Başkan ayrıca Von Der Leyen Şubat ayında Komisyon Üyeleri Koleji ile birlikte Hindistan'a gideceğini, Mart ayında ise Güney Afrika ile bir zirve gerçekleştirileceğini belirtti.
Von Der Leyen AB ve Amerika Birleşik Devletleri'ni birleştiren güçlü tarihi bağları yineledi. Başka hiçbir ekonominin bu kadar gelişmiş bir şekilde entegre olmadığını açıkladı.
Başkan Von Der Leyen u bağlamda şunları söyledi:
“İlk önceliğimiz çıkarlarımızın birleştiği pek çok alanda çalışmaktır. Gerektiğinde çetin müzakerelere hazır olacağız ve mümkün olan her yerde mağduriyetleri gidermek ve daha güçlü bir ortaklığın temellerini atmak için çözümler bulacağız. Ancak AB'nin kendi çıkarlarını korumaktan çekinmeyeceğiz.''
Başkan ayrıca AB'nin Çin ile ilişkilerine de değinerek, Çin'in hayati bir ticaret ortağı ve AB'nin ortak zorlukları ele almak üzere yapıcı bir şekilde ilişki kurabileceği bir ortak olarak önemini vurguladı. Aynı zamanda şunları da söyledi: “Bu ilişkiyi yeniden dengelememiz ve ticaret ve yatırım ilişkilerimizin hem ekonomisi hem de güvenliği açısından Avrupa için anlamlı olmasını sağlamamız gerekiyor. Dolayısıyla son yıllarda yaptığımız gibi ekonomik ilişkilerimizi riskten arındırmaya devam edeceğiz.”
Orta Doğu'daki durumla ilgili olarak Başkan von der Leyen “kırılgan da olsa umudun geri gelmeye başladığını” söyledi ve “bölgedeki insanların bu umudun istikrar, barış ve refaha yol açmasını hak ettiklerini” vurguladı. AB, Suriye, Lübnan ve Filistin halkına yönelik önde gelen donörlerden biridir ve bölgedeki insani yardım rolünü arttırmaktadır: “Artık angajmanımızı arttırmaya ve yeniden inşa ihtiyaçlarını incelemeye hazırız. Bu bölgenin geleceği bugün yeniden yazılıyor” dedi.
Avrupa'nın kaderi Ukrayna'da tehlikede
Cumhurbaşkanı von der Leyen Ukrayna'daki savaşı Avrupa'nın geleceği açısından en önemli kriz olarak nitelendirdi. Vladimir Putin'in hedefinin Ukrayna'nın teslim olması olmaya devam ettiğine dikkat çekti ve bundan sonra olabilecekler konusunda uyarıda bulundu: “Tıpkı 2008 ve 2014'ten sonra yaptığı gibi bir sonraki hedefe yönelecektir. Söz konusu olan sadece Ukrayna'nın kaderi değil. Söz konusu olan Avrupa'nın da kaderi” dedi.
Avrupa'nın Ukrayna'nın yanında duracağında ısrar etti. AB ve Üye Devletleri bugüne kadar Ukrayna'yı 134 milyar Avro ile herkesten daha fazla desteklemiştir. Ayrıca 16. yaptırım paketini tamamlayarak, Rus fosil yakıtlarını aşamalı olarak durdurarak ve Rus varlıklarının dondurulmasını genişleterek Rusya üzerinde azami baskı oluşturmaya devam etmelidir.
Başkan ayrıca Ukrayna'ya silah ve mühimmat sevkiyatının hızlandırılması gerektiğini vurguladı ve bunun önümüzdeki haftalarda Komisyon'un çalışmalarının merkezinde yer alacağını söyledi. “Kremlin'e savaş ne kadar uzun sürerse Rusya için bedelinin de o kadar yüksek olacağını göstermeliyiz. Ukrayna'nın güç yoluyla barışa ihtiyacı var” dedi.