Haberin yayım tarihi
2007-04-25
Haberin bulunduğu kategoriler

Avrupa Birliği'ni kim yönetiyor?

AB'yi kimin yönettiğini sormak kolay. Bir kısa cümle. Doğal bir merak. Meşru bir ilgi. Masum bir soru. Yanıtı ise, doktora tezi de olabilir, imalı bir gülümseme de. Siyasal yapısı inşaat halinde olan AB'yi esas olarak hissedarları olan ülkeler yönetiyor
 
AB'yi kim yönetiyor?
Veya bazen yönetemiyor?
Kim alıyor kararları?
AB'nin ekonomisini, toplumsal kalkınma politikalarını, dış politika tutumlarını kim saptıyor?
Kim egemen dünyanın en büyük ekonomik gücünün kaderine?
Kim yön veriyor küresel ısınmanın nasıl dizginleneceğine?
Hangi bölgeye ne kadar yardım yapılacağına?
Rusya ile ticaret anlaşmasına?
Televizyon yayınlarında reklam düzenlemelerine?
Havayolu şirketlerinin birleşmesine?
Ton balıklarının hangi denizlerde avlanacağına, emeklilik fonlarının yaygınlaşmasına, kuş gribine karşı alınacak önlemlere, ithal muza uygulanacak gümrük vergisine, Çin'i taklit ürün işinden caydırma girişimlerine, Mars'ta su aramaya veya Türkiye ile ilişkilerin cilvelerine, kim karar veriyor AB'de?

AB'yi kimin yönettiğini sormak kolay. Bir kısa cümle. Doğal bir merak. Meşru bir ilgi. Masum bir soru. Yanıtı ise, doktora tezi de olabilir, imalı bir gülümseme de. Bu alanda sayısız araştırma, yayın, internet sitesi, eğitim programı, danışmanlık hizmeti ve halkla ilişkiler etkinliği var. Buna rağmen son derece karmaşık bir konu. Çağdaş demokrasileri kimin yönettiği sorusu yalın bir yanıtı gerekli kılar. Öte yandan, siyasal güç analizi derinleştikçe konu bulanıklaşabilir. Fakat her toplumda hiç olmazsa temel bir bilgi paydaşlığı vardır.
 
Avrupa Birliği'nde ise bu soruya bir çırpıda yanıt verme refleksi henüz içerik olarak yetersiz. Bu durum her şeyden önce halklar ile AB kurumları arasında bir iletişim uçurumu yaratıyor. Aynı şekilde, Türkiye gibi AB ile önemli ilişkileri olan ülkeler açısından yıpratıcı bir istikrarsızlık ve huzursuzluk tetikliyor.
 
Çin ile pazarlık örneği
Örneğin AB'nin Çin ile dış ticaret rejimi görüşmeleri. Dış ticaret politikası ulusal yetki seviyesinin üzerinde, AB'ye ait bir yetki alanı. AB Ticaret Komiseri İngiliz Peter Mandelson, Çinli muhatabı Ticaret Bakanı Bo Xilai ile müzakere masasına oturuyor (Kasım 2006, Pekin). Konu tarafların birbirlerine pazarlarını ne kadar açacağı, kotalar, tarife dışı engeller, markaların korunması vs. Çinli bakan ve takımı parti ve hükümetin bu konudaki tutumu ve talimatlarını alarak gelmişler. Mandelson'un yanında Brüksel'den getirdiği uzmanlar ve Pekin'deki AB Komisyonu büyükelçisi Serge Abou var (eski Türkiye masası yetkililerinden). Fakat AB tarafı için müzakere yalnızca karşı tarafla değil. AB içindeki dengeler ve duyarlılıklar dikkate alınmak zorunda.
 
Siyasi irade çok boyutlu olunca, tekstil, elektronik, otomotiv gibi farklı sektörlerin yaklaşımları da sistem içinde yeterince süzülmeden Komisyon'un müzakere takımına yansıyor. AB adına Pekin'de Çin ile masaya oturan heyet, AB içi müzakereyi de eşzamanlı yaşıyor. Tabii bunu karşı tarafa yönelik bir koz olarak da kullanabiliyor. Bazen zaman kazanıyor, bazen esneklik göstermemesinin nedenini başkasına yüklüyor. Bu arada Çin tarafı da rahatsız. İster istemez soruyor: AB'yi kim yönetiyor?
 
AB'nin siyasal fotoğrafı

Halbuki aynı soruyu ABD için gündeme getirince, yanıt belli. Adres Washington DC. Örneğin bir görsel sunum yapıyorken, bir gazete makalesine fotoğraf veya televizyon haberine fon olarak Beyaz Saray veya o sıradaki mukimi başkanın görüntüsünü kullanmak, bazı durumlarda beyaz kubbesiyle Kongre binasını yansıtmak yeterli olur. Rusya için genellikle Kremlin veya iktidardaki seçilmiş çar, İngiltere'de başbakan veya Downing Caddesi'ndeki 10 numaralı konutun kapısı, Çin'den bireysel veya kolektif lider görüntüleri tercih edilir genellikle.

AB için ise, seçilecek güç odağı fotoğrafları için birçok seçenek var:
AB Konseyi toplantısı sonrasında aile fotoğrafı: 27 ülke başbakanı veya devlet başkanı ve de dışişleri bakanlarının kalabalık tablosu. İlk başlarda bir basketbol takımı, sonra futbol, derken düğün, sınıf, bayi toplantısı fotoğrafına dönüşen bu görüntüde bir iktidar odağı yansıtmak için izdiham var.

AB Komisyonu Başkanı: AB adına konuşabilen bir şahsiyettir. Fakat ancak üye ülkelerin onayladığı konularda ve de Avrupa Parlamentosu'nu fazla kızdırmadan. AB antlaşmaları ve ortak kararlarının kendine verdiği yetkileri genişçe kullandığı zaman Komisyon başkanı veya yönetimindeki komiserler kısmi birer siyasal güç olabilir. Bu durumda, Brüksel'deki çarpı işareti şeklindeki Schuman binası simgesel olarak bir yönetim odağı olarak belirir. Zaten AB vatandaşları açısından da kıtanın güç merkezi konumu ile en çok özdeşleşen görüntü bu binaya ait.

AB dönem başkanı: Altı ay boyunca toplantılara başkanlık yapmak, gündeme yön vermek, girişim tercihlerini kullanmak gibi hareket alanları varsa da, geçici bir yönetim gücü. Bazen Merkel gibi bir Alman başbakanı veya Blair gibi bir küresel oyuncu başkan olduğunda daha belirginleşen bir siyasal görüntü oluyor. Fakat kısa sürüyor. Bir de bakılıyor ki başkanlık Danimarka veya Portekiz'de. 'Küçük ülke de olsa, belki etkili oluyor mu' anlamaya kalmadan, televizyon ekranlarında başka bir AB üyesi başbakanı devralıyor bayrağı. Halk ise bu ebelemece oyununu iyi algılamıyor

Önde gelen başkentler: Fransa, İngiltere, Almanya gibi ülkelerin liderleri zaman zaman ikili, üçlü, beşli dar grup zirveleri yaparlar. Özellikle duyarlı konularda büyükler aralarında anlaşmayı deneyebilir. Örneğin bütçe, sosyal politikalar, kurumsal reform, dış politika krizleri gibi dosyalar. Karar sürecinin öncesinde, paralelinde veya sonuçsuz kalması durumunda önde gelen başkentler devreye girebilir. Gerçekçi bir yaklaşımda 'Perde arkasında AB'yi işte bunlar yönetiyor' demek eğilimi baskınlaşır. Ne var ki büyük başkentler çoğu zaman aralarında anlaşamıyor, diğerleri ile çeşitli ittifaklara giriyor. Birçok alanda ise zaten her ülkenin veto yetkisi var.

Avrupa Parlamentosu: AB yasaları ve bütçesinin onay sürecinde AB Bakanlar Konseyi ile ortak karar yetkisi var. Ayrıca, önemli uluslararası anlaşmalar, AB antlaşmaları, yeni üye ülkeler ve AB Komisyonu'na güvenoyu konularında parlamentonun onayı şart. Bu sayede Avrupa Parlamentosu da AB'nin siyasal merkezi olarak ön plana çıkabilmekte.
 
Çok boyutlu bakış
Bu aktörlerin hiçbiri, mutlak bir demokratik siyasal güç odağı değil. AB'nin bir başkanı, onu seçen tek bir halkı yok. Veya bir hükümet ve onu seçen ve denetleyen federal bir parlamento sistemi henüz zayıf. Dolayısıyla AB'yi kimin yönettiği sorusu birçok etkeni devreye sokuyor. Bunlar her siyasal sistemde önemli olmakla birlikte, AB içindeki siyasal güç dağınıklığı ortamında ilk aşamada dikkate almak gereken etkenler: 
 
-AB ülkeleri: Büyükler, küçükler, ortancalar, kuzeyliler, Akdenizliler, doğulular, eskiler, yeniler... 
 
-AB kurumları: AB Konseyi, Bakanlar Konseyi, Komisyon, Avrupa Parlamentosu, AB Adalet Divanı. Birbirileriyle olan etkileşimleri, kendi içlerindeki dengeler. 
 
-Siyasal aileler: Sosyalistler, Hıristiyan demokratlar, muhafazakârlar, liberaller, yeşiller, eski komünistler, aşırı sağcılar, özerklikçiler, ... 
 
-Özel sektör: Avrupa Özel Sektör Konfederasyonu (BusınessEurope) üyesi ulusal özel sektör temsil örgütleri, sektör temsil federasyonları, Eurochambers, çokuluslu şirketler, esnaf konfederasyonları, tarım... 
 
-Avrupa Sendikalar Konfederasyonu

-Sivil toplum kuruluşları. 
 
-Medya ve düşünce önderleri. 
 
-AB ülkeleri kamuoyu.

Ayrıca, bunların her biri ülkesine ve bölgesine göre farklı çapraz kesişmelerle dikkate alınmalı. Seçim dönemi, ekonomik büyüme evreleri, işsizlik sorunu, gündemdeki konuda karar için ülkelerin veto yetkisi olup olmadığı gibi belirleyici etkenlerle birlikte değerlendirilmeli. Ancak bu karmaşık analiz çerçevesinde herhangi bir anda, AB'nin herhangi bir konudaki tutum ve eğilimlerini doğru anlamak olası.
 
Türkiye'nin çıkarı
AB açısından sorunun niteliği Türkiye'de ülkeyi kimin, nasıl, nereye kadar yöneteceği tartışmalarından farklı. AB'nin Türkiye politikasında, değişik dönemlerde farklı siyasal yönetim katmanları etkili olabiliyor. Örneğin 17 Aralık 2004 ve 3 Ekim 2005'te müzakerelerin başlaması kararını AB başkentleri ve liderler verdi.
 
Gümrük birliğinin onaylanmasında olduğu gibi, gelecekte tam üyelik anlaşmasında da Avrupa Parlamentosu'nun belirleyici rolü var. Özel sektör, sendikalar ve sivil toplumun desteği her zaman Türkiye için olumlu etkiler yaratmakta. Brüksel'de AB Komisyonu üye ülkelerin gücünün yansıdığı önemli bir iktidar odağı. AB üyeleri bir kere karar aldılar mı, oluşan kurumsal çerçeveyi korumak ve ilerletmek Komisyon'un görevi. Komiserler Avrupa
 
Parlamentosu'ndan güvenoyu almış birer Avrupa bakanı konumundalar. Türkiye ile müzakere sürecinde AB Komisyonu Türkiye'ye önemli bir destek. Müzakere kararına zemin sağlayan 'Türkiye Kopenhag Siyasal Kıstasları'na yeterince uymaktadır' saptaması da Komisyon'a ait.

TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ve beraberindeki heyet ile 19 Nisan'da görüşen genişlemeden sorumlu komiser Olli Rehn, bu yetki ve sorumluluğun bilincinde. Komisyon'nun yapıcı bir rol oynamaya devam ettiğini görüşleri ve önerileri ile bir kez daha teyit etti.
 
Önümüzdeki dönemde Türkiye siyasal iradesi, mevzuat uyum disiplini ve kamuoyu bilinciyle akılcı bir çizgi izledikçe, Komisyon AB içinde daha da etkin bir lehte güç odağı olacak. Türkiye de AB siyasal iradesinin kalbindeki tam üyelik yolunda daha sarsıntısız ve bazı ülkelerin iç çelişkilerinden daha az mağdur olarak ilerleyecek. AB'nin siyasal yapısı inşaat halindeyken,

Türkiye için birçok sonuç var. İkisini özetleyelim:
1- AB'nin karmaşık yapısını bir gerçek olarak kabul etmek: kamuoyunda her Avrupa kaynaklı habere, demece, girişime AB'nin siyasal iradesinin bütünü olarak bakmamak.

2- Zamanı iyi değerlendirmek. AB'nin değişken geometrili siyasal yönetim evrimini kendi lehine iyi kullanmak. Bu karmaşıklığı fırsata dönüştürmeye çalışmak.

Küresel ortamın mevcut ekonomik ve siyasal gerçekleri sonucunda Türkiye AB'nin ekonomik ve siyasal manyetik alanı içinde ilerliyor. Türkiye'nin çıkarları bu alanın yönetimine katılmayı gerekli kılmakta. Çünkü AB'yi esas olarak hissedarları olan ülkeler yönetiyor.
 
Dr. Bahadır Kaleağası
   
TUSIAD - Turkish Industrialists' & Business Association  
Representative to the EU and BUSINESSEUROPE    
Brussels    

T: (32) 2 736 40 47  F: (32) 2 736 39 93  
kaleagasi@tusiad.org  
www.tusiad.org


   

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.