Haberin yayım tarihi
2008-11-07
Haberin bulunduğu kategoriler

Avrupa İş Dünyası Gündemi...31 Ekim 2008

BUSINESSEUROPE, Avrupa Özel Sektör Konfederasyonu olarak AB üyesi ve aday ülkelerden özel sektör temsil kuruluşlarını bünyesinde topluyor.

Avrupa iş dünyasının ortak sesi olarak AB kurumları ve hükümetleri tarafından resmen Avrupa özel sektörünün temsil kuruluşu olarak tanınıyor.

Uzman komiteleri, ihtisas komisyonları ve en üst düzey siyasal ve ekonomik girişimleriyle BUSINESSEUROPE AB siyaset oluşturma ve karar alma sürecinin temel direklerinden biri olarak etkinliklerini sürdürüyor.

Türkiye'den TÜSİAD ve TİSK BUSINESSEUROPE'un tam üyesidirler.

Bu bültende aylık olarak Avrupa iş dünyasının öncelikli konularını ve bunlar etrafında oluşan siyaset gündemini özetlemeyi hedefliyoruz.

Dr Bahadır Kaleağası







AB ve BUSINESSEUROPE nezdinde TÜSİAD ve TİSK Daimi Temsilcisi – Brüksel BUSINESSEUROPE

- AB üyesi ve bazı aday ülkelerin özel sektör temsil kuruluşlarını bünyesinde toplayan BUSINESSEUROPE, Avrupa'nın ekonomik krizden çıkışı için uyulması gereken politika önceliklerini belirledi.

BUSINESSEUROPE'un öncelikleri arasında yeni bir küresel mali düzen, Avrupa iç pazarının daha esnek ve girişimciliğe açık olması, yeni teknolojilere yatırım gibi alanlarda somut politika önerileri arasında AB'nin genişlemeye Türkiye'yi de içine alacak şekilde devam etmesi öneriliyor.

BUSINESSEUROPE Yönetim Kurulu tarafından alınan kararda AB'nin genişleme politikasının başarısının AB liderlerinin sorumluluğu altında olduğu, Türkiye'nin AB'ye katılımı konusunda ise güçlükler ne olursa olsun müzakere sürecinde Türkiye'ye karşı "adil" davranılması gerektiği ve müzakerelerin ekonomi, ticaret ve yatırım ortamını olumsuz yönde etkilememesine özen gösterilmesi gerektiği vurgulanıyor.

BUSINESSEUROPE politika önceliklerini AB kurum ve devletleri ile yapacağı toplantılarda gündeme getirerek, AB'nin içinde bulunduğu kriz ortamından çıkışı için bu önceliklere uyulması gerektiğini savunacak.

Türkiye'den TÜSİAD ve TİSK'in üyesi oldukları BUSINESSEUROPE, tüm Avrupa iş dünyasının temsil kuruluşu olarak AB kurum ve hükümetleri tarafından resmen tanınıyor ve karar alma sürecinde çok etkili bir rol oynuyor.  Avrupa özel sektörünün ortak sesi olarak kabul edilen BUSINESSEUROPE'un üyeleri de kendi ülkelerinde en güçlü özel sektör kurumları olarak Türkiye'nin AB üyeliğine destek oluyor.

www.businesseurope.eu 

- BUSINESSEUROPE'un düzenlediği "Going Global: The Way Forward" konferansı 28 Ekim'de başarılı bir şekilde gerçekleşti. Birçok AB Komiseri, düşünce kuruluşları, akademisyenler ve iş çevrelerinden yüksek düzeyde yöneticilerle sivil toplum kuruluşlarını biraraya getiren konferansta AB ihracatçılarının karşılaştığı zorluklar, AB'nin hangi politikalarla ihracatçıları desteklemesi gerektiği, küresel piyasada hammaddeye erişimde karşılaşılan güçlükler tartışıldı. AB Komisyonu'na yeni atanan ticaretten sorumlu Komiser Barones Ashton, yeni göreviyle bu konferansta ilk defa kamuoyuyla biraraya gelmiş oldu. Konferansta AB politikalarının AB ihracatı üzerindeki etkileri konusunda BUSINESSEUROPE'un hazırlamış olduğu çalışmanın da tanıtımı yapıldı.

Transatlantik Ekonomik Konsey

- BUSINESSEUROPE Genel Direktörü Philip De Buck 16-17 Ekim tarihlerinde Washington D.C.'de yaptığı ziyaretlerde Avrupa iş dünyasının ABD ile Avrupa arasındaki ekonomik bütünleşmeyi ve Transatlantik Ekonomik Konsey (TEK) ve desteklemeyi sürdürdüğü mesajını verdi.  Ziyareti sırasında AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen, TEK Başkan Yardımcıları Daniel Price ve John Veroneau başta olmak üzere birçok AB'li ve ABD'li resmi temsilcilerle görüşen De Buck, AB ile ABD arasında yasal çerçevenin uyumlaştırılması sürecinin ekonomik büyüme ve istihdam açısından önemini vurguladı. De Buck ayrıca BUSINESSEUROPE'un stratejik ortağı olan ABD Ticaret Odası, Uluslararası Yatırım Örgütü ve Ulusal Sanayi Üreticileri Birliği ile de görüşmelerde bulundu.

De Buck, Daniel Price ve Günter Verheugen'e Avrupa iş dünyasının TEK ve Transatlantik ekonomik ilişkiler hakkındaki görüş ve önerilerini içeren birer mektup iletti. Başlıca konular:

• TEK'in gündemi yeni ortaya çıkan konuları da içerecek şekilde genişletilmelidir.

• TEK'in gündemine 9/11 Öneri Kararı'nca öngörülen kargoların gümrüklerde %100 incelenmesi; Güvenli Denizcilik Programı İlerleme Raporu; AB-ABD Yüksek Düzeyde Yasal Düzenleme İşbirliği'nin yetki alanının genişletilmesi; transatlantik sigorta hizmetleri sektörü önündeki engellerin kaldırılması; dizel uygunluğu ve test süreçleri; REACH Yönetmeliği kapsamında kan ve kan ürünlerinin yasal konumunun netleştirilmesi konuları dahil edilmelidir.

• TEK kendisini AB ve ABD arasındaki ticari ilişkileri düzenleyen bir yönetim merkezi olarak konumlandırmalıdır. Bir ticaret müzakerecisi gibi faaliyet göstermekten kaçınmalıdır.

• ABD Kongresi'nin ve Avrupa Parlamentosu'nun süreç içindeki rolü artırılmalıdır.

• Kamu-özel sektör çalışma grupları oluşturularak TEK'in çalışmalarına çıkar gruplarının katılımı sağlanmalıdır. Bu, TEK'in yetkinlik ve saygınlığını da artıracaktır.

• TEK'in çalışma süreçlerinin saydamlığı ve iş dünyası ile iletişimi artırılmalıdır.

Mali Kriz

- G5 ülkeleri temsilcilerinden oluşan Avrupa ve Amerika iş dünyası liderleri, mevcut mali krizi ve krize dair önlemlerin bütün iş dünyasını etkileyen sonuçlarını değerlendirmek üzere 17 Ekim'de Paris'te buluştu. BUSINESSEUROPE Başkanı Ernest- Antoine Seilliere, MEDEF (Fransa) Başkanı Laurence Parisot, BDI (Almanya) Başkanı Jürgen Thumann, CBI Genel Direktörü (İngiltere) Richard Lambert, Confindustria Başkanı (İtalya) Emma Marcegaglia ve Birleşik Devletler Ticaret Odası (ABD) Yönetim Kurulu Başkanı Donald J. Shepard'ın katılımıyla gerçekleşen toplantı ardından yayınlanan bildiride, AB27, Avrupa ve ABD hükümetleri tarafından alınan önlemlerin ve sunulan acil çözüm önerilerinin desteklendiği açıklandı.

Bildiride yer verilen beklenti ve önerilerden bazıları şunlar:

• Hükümetlerin en son AB Konseyi ve G7 toplantılarında ve merkez bankaları düzeyinde kurdukları çözüme yönelik işbirliği devam ettirilmeli ve diğer önemli ülkeleri de içine alacak şekilde genişletilmelidir.

• Krizin etkilerinin azaltılmasına yönelik çabalarının yanında hükümetler, kamu harcamaları konusuna da eğilerek şirketlere yeni vergi yükü gelmesini engellemeli ve mümkünse mevcut vergi yükünü hafifletmelidir.

• Korumacı önlemlerin reddedilmesi ve piyasalara güvenin yeniden tesis edilmesi amacıyla devlet müdahalelerinin şartların gerektirdiğinden daha uzun süreye yayılmasından kaçınılması gereklidir.

• Banka ve diğer finans kuruluşlarına yapılan devlet yardımlarıyla oluşan likidite, her büyüklükte şirkete kredi sağlamada kullanılmalıdır.

Dış Ticaret

- AB Komisyonu tarafından hazırlanan dış ticaret raporu AB'nin küresel ekonomik rekabet gücünü inceliyor. Raporda yer alan bazı bulgular:

• Kimyasal maddeler, ilaç, motorlu taşıtlar ve elektriksiz aletler gibi alanlardaki sanayi gücü sayesinde AB'nin sanayi ürünleri ticaret dengesi iyileşmektedir. 2007 yılında sanayi ürünleri 162 milyar € ticaret fazlası verilmiştir.

• AB'nin enerji dışındaki küresel mal ticaretindeki payı %19,5 olmuştur. Aynı alanda ABD'nin payı %13, Japonya'nın payı ise %9,,5'tur.

• AB'nin enerji dışındaki ithalatının 2/3'ü sanayi üretimi girdileridir.

• AB'nin yüksek performansı ürünlerinin kalitesinden ve AB şirketlerinin bu kaliteli ürünleri yüksek fiyatla satma kapasitesinden kaynaklanmaktadır.

• İleri teknoloji ürünleri alanında ise AB'nin performansı kötü ve bu durum AB'nin ileride bu alandaki üretiminde de olumsuzluklar yaşanacağına dair sinyal olarak algılanmaktadır.

• AB özellikle Asya ülkeleri gibi hızla gelişmekte olan pazarla pay kaptırmaktadır. Uzun dönemde bu durum AB'nin uluslar arası ticaretteki başarısını olumsuz yönde etkileyebilecektir.

Vergi

- Fransa ve Almanya'nın da içinde bulunduğu 17 AB ülkesinin 21 Ekim'de Paris'te gerçekleştirdiği vergi sorunları odaklı toplantıda İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı'nın (OECD) vergi cenneti olarak görülen 40 ülkeyi içeren listesinin güncelleştirilmesi gerektiği üzerinde duruldu.

İsviçre'nin katılmayı reddettiği toplantıda Almanya Maliye Bakanı Peer Steinbrück, şu an Avrupa'dan sadece Lichtenstein, Andorra ve Monaco'nun bulunduğu listeye, mükelleflerin vergiden kaçmasını mümkün kılan bir ortam sunduğu gerekçesiyle İsviçre'nin de eklenmesini istedi.

AB maliye bakanları Mayıs ayında yolsuzlukları engellemek için bankaların ve tüzel kişilerin geniş çeşitliliğe sahip finansal ürünler hakkında birbirlerini daha iyi bilgilendirmesi gerektiği fikirlerini iletmişlerdi. Ancak, mali krizle beraber küresel çaptaki mali yapıda daha dayanıklı ve iradeli önlemlerin alınması gerektiği konusunda fikir birliğine varıldı.

Paris toplantısının sonucu olarak OECD listeyi 2009 ortasına kadar güncelleştirme sözü verdi.

Liste açıklandıktan sonra Almanya, listede ye alacak ülkelerle nasıl bir yol izleneceği konulu konferansa ev sahipliği yapmayı planlıyor.

Mali Kurumlar

- BUSINESSEUROPE Başkanı Ernest-Antoine Seilliere ve Avrupa Bankalar Federasyonu Başkanı Michel Pebereau son dönemde yaşanan küresel ekonomik krizle ilgili bir ortak basın bildirisi yayınladı. Bildiride küresel ekonomik büyümenin sona ermesi ve mali piyasalardaki dalgalanmalar nedeniyle ekonomik belirsizliklerin arttığı, son dönemde Avrupa bankalarının mali güçlüklerle karşı karşıya kalmasının küresel mali krizin Avrupa'da da hissedilmeye başladığının en büyük göstergesi olduğu belirtiliyor ve aşağıdaki önerilere yer veriliyor:

• Hükümetlerin bankalara doğrudan yaptığı mali yardımlar geçici önlem olarak kısa dönemli olmalı, mali piyasalar üzerinde uzun dönemli etkiye yol açmamalıdır.

• Avrupa iş dünyası ve bankalar 12 Ekim'de Euro Alanı ülkelerinin, AB Komisyonu ve Avrupa Merkez Bankası'nın ortak aldığı kararları olumlu bir gelişme olarak  değerlendirmektedir.

• Avrupa bankaları ve diğer finansal kuruluşlar yüksek standartlar ve kısıtlayıcı düzenlemelere tabidir. Ancak sınır ötesi denetim ve kriz yönetimi yetersiz düzeydedir. Acil durumların AB düzeyinde çözümlenmesine ilişkin altyapı yetersiz düzeydedir.

• Muhasebe standartları belirlenirken mali varlıkların gerçek değerleme kurallarına ayrıca dikkat edilmelidir.

• Bankaların kredi kullandırma koşullarını güçleştirmeleri halinde ilk etkilenecek olan grup KOBİ'lerdir. Avrupa Yatırım Bankası bu konuda gerekli önlemleri almalıdır.

- AB Komisyonu, banka ve diğer mali kuruluşların mali risklere karşı güçlendirilmesi, risklerin azaltılması ve birden fazla AB ülkesinde faaliyet gösteren bankaların daha iyi denetlenmesini sağlamak amacıyla, banka sermayelerine ilişkin AB düzenlemelerinin gözden geçirilmesini önerdi.

Yeni düzenlemeler kapsamında:

• Bankaların kredi sağlamalarına ilişkin kuralların sıkılaştırılması;

• Ulusal denetim mekanizmalarının uluslar arası faaliyet gösteren bankalar üzerindeki denetiminin artırılması;

• bankalar tarafından siyasi parti ve denetim kurulu gibi topluluklara belirli bir miktardan fazla borç verilmesinin kısıtlanması;

• Riski yüksek borç verenlerin borçlarını menkul kıymet olarak geri sattıklarında yatırımın en az % 5'ini ellerinde tutması öngörülüyor.
A
B Komisyonu'nun iç pazardan sorumlu üyesi Charlie McCreevy, Komisyon'un önlem paketini sunarken kuralları en geç önümüzdeki ay içinde yürürlüğe sokmayı umduklarını ve yeni kuralların AB bankaları ile mali düzen üzerindeki düzenleyici yapıyı gerçek anlamda güçlendireceğini belirtti. AB ülkeleri, uluslararası ortaklar ve bankacılık sektörünün fikirleri alınarak hazırlanan ve özsermaye yönetmeliğinde yapılacak olan yeni düzenlemeleri içeren önerinin, Avrupa Parlamentosu ve AB Bakanlar Konseyi'nce onaylanması gerekiyor.

İş Güvenliği

- Avrupa Sağlık ve Güvenlik Ajansı, BUSINESSEUROPE'u Avrupa risk tespiti kampanyasının resmi ortağı olarak belirledi. İki yıl sürecek olan kampanyanın hedefi, işçiler, sendikalar, güvenlik kuruluşları, tedbir hizmeti veren şirketler ve siyasi sorumlulara risk tespiti vasıtasıyla iş yeri riskleriyle mücadelede destek vermek.

Risk tespiti, AB iş güvenliği ve sağlığı çerçeve yönergesinin ana unsurlarından biri olarak risk yönetimi konusunda atılan bir adım olarak görülüyor. Özellikle mikro işletmelere ve KOBİ'lere yönelik bilinç artırıcı ve tecrübe paylaşımını destekleyici projelere yer verecek olan kampanyanın en önemli amaçlarından biri, işverenlerin de kampanyanın içeriğine aktif katılımını sağlamak olacak.

İklim Değişikliği

- 8 Ekim'de BUSINESSEUROPE, Eurelectric ve Foratom işbirliğiyle gerçekleşen konferanst Avrupa'da karbon salınımının düşürülmesi için hangi politika önceliklerine ve teknolojik gelişmelere öncelik verilmesi gerektiği tartışıldı.

Kamu makamlarının bazı yasal düzenlemeleri de bu hedefle gözden geçirmesi gerektiği mesajı verilen konferansta nükleer enerjinin Avrupa gündeminde yerini almasının önemi vurgulandı.

Tüketici Hakları

- BUSINESSEUROPE, RAPEX gıda dışı tüketici malları risk tespiti kurallarının gelişimiyle ilgili görüşlerini Komisyon'un Sağlık ve Tüketiciler Genel Müdürlüğü'ne iletti. RAPEX'in mevcut risk tespiti kurallarının (RAG) uyarlanması yoluyla geliştirilmesiyle ilgili bir takım noktalara açıklık getirilmesini talep eden BUSINESSEUROPE şu noktalara değindi:

• RAG kapsamındaki 'ciddi risk' kavramı, AB'nin diğer uygulanabilir yasaları ışığında daha açık olarak tanımlanmalıdır. İş dünyası, yasal belirsizlikleri gidermek için risk kavramlarının AB genelinde ortak bir anlayış içinde değerlendirilmesine gereksinim duymaktadır.

• 09/07/08 tarihli 2008/765/EC sayılı yönetmelik ile mevcut RAPEX sistemi arasındaki uyum güçlendirilmelidir.

• RAG kurallarının ilgili alanlarda uygulanmasında ihtiyatlı davranılmalıdır.

• Kurallar, uyumu sağlanmış yasalar kapsamındaki ürünlerin uyumsuzluklarını tespit etmek için kullanılmak yerine, zaruri güvenlik şartlarına uyumsuzluğu tespit edilmiş ve herhangi bir uyumlu yasanın veya standardın bulunmadığı alanlarda uygulanmalıdır.
*
HAZIRLAYANLAR :
Dilek İştar Ateş – Suna Orçun
bxloffice@tusiad.org
 
www.tusiad.org


Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.