Haberin yayım tarihi
2017-08-03
Haberin bulunduğu kategoriler

AVRUPA NASIL EVRİLECEK?

Roma Antlaşması’nın 60. yılının kutlandığı 25 Mart 2017 tarihinde AB liderleri üzerinde mutabakata varmış oldukları “AB’nin Geleceği Deklarasyonu”nu1 ile 2016 yılında Brexit referandumu sonrasında Bratislava Deklarasyonu ile başlatılmış olan AB’nin mevcut durumunun değerlendirildiği süreci tamamlayarak, Avrupa Birliği entegrasyonun 2019’dan sonra alacağı yöne ilişkin tartışmaları başlattı.

Avrupa’nın geleceğine ilişkin tartışma sürecinin 2019 yılında gerçekleştirilecek olan Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde tamamlanması bekleniyor.

1 Mart 2017’de AB Komisyonu’nun yayımladığı Avrupa’nın Geleceği2 başlıklı Beyaz Kitap, 2025 yılına uzanan dönemde AB’nin evirileceği yönü 5 senaryo kapsamında ele almakta:

➢ Senaryo 1

- Pozitif Reform Gündemi’nin Sürdürülmesi: Bu senaryoya göre AB27, AB Komisyonu’nun 2014 tarihli “Avrupa İçin Yeni Başlangıç” yaklaşımını izleyerek, 2016 tarihli Bratislava Deklarasyonu uyarınca pozitif reform gündemi üzerinde çalışmalarını sürdürür. İstihdam, büyüme, dijitalleşme alanlarındaki yatırımlarla Tek Pazar’ın güçlendirilmesine devam edilir. Üye ülkelerin istihbarat paylaşımlarıyla orantılı olarak terörle mücadelede ve savunma alanında işbirliğinde aşama kaydedilir. AB27 günümüzde olduğu gibi tüm dünyada aktif bir ticaret politikası izlemeye ve ticaret anlaşmaları imzalamaya devam eder. Dış sınırların denetimi üye ülkelerin birincil sorumluluğu olmakla birlikte üye ülkeler arası işbirliği Avrupa Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı üzerinden gerçekleştirilmeye devam edilir. Sınır denetimlerinin yeterli görülmediği durumlarda isteyen üye ülkeler iç denetim uygulamaya koyabilir. Bu senaryoya göre 2025’e gelindiğinde:

-Vatandaşların AB yasalarınca korunan hakları geçerliliğini sürdürmektedir.

-27 üyeli AB birliğini sürdürmekle birlikte, zaman zaman AB’nin bütünlüğüne yönelik tartışmalar ortaya çıkabilecektir.

-Enerji ve dijitalde Tek Pazar’ın ve Euro Alanı’nın işleyişi güçlendirilecektir.

-AB karar mekanizmasının karmaşık yapısı nedeniyle önemli alanlarda sonuç alınması her zaman mümkün olamayacaktır.

-AB’nin imzaladığı ticaret anlaşmalarının onay süreci ulusal ve bölgesel parlamentolardaki tartışmalar nedeniyle uzun bir döneme yayılacaktır.

➢ Senaryo 2

- Sadece Tek Pazar: AB27, zaman içerisinde giderek sayıları artan birçok politika alanında ortak yaklaşım belirleyemeyen, sadece Tek Pazar’a odaklı bir topluluk haline gelir. Üye ülkelerin göç, savunma ve güvenlik alanlarında ortak çalışma isteği bulunmamakta, zaman zaman ikili çözümler üzerinde harekete geçilmektedir. Böyle bir Birlik’te:

-Sınırlardaki denetimler nedeniyle iş ya da turizm amaçlı sınır geçişleri ve başka bir AB ülkesinde iş bulmak güçleşecektir. Emeklilik haklarının transferi güvence altında olmadığı gibi, başka bir AB ülkesinde hastalanan kişiler de yüksek tedavi masraflarıyla karşı karşıya kalabilecektir.

-Vatandaşların AB yasalarından kaynaklanan hakları zaman içerisinde kısıtlanacaktır.

-Kişilerin ve hizmetlerin serbest dolaşımı tam anlamıyla mevcut olmayacaktır.

Euro Alanı’nda işbirliği sınırlı olacaktır.

➢ Senaryo 3

- Daha Fazla Entegrasyon İsteyenler İçin Daha Fazla AB: Birlik günümüzde olduğu gibi ilerlemeye devam ederken, iç güvenlik, savunma ya da sosyal konularda daha fazla entegrasyon isteyen üye ülkelerin farklı koalisyonlar kurabilmelerine olanak sağlanır. 2025 yılına gelindiğinde AB:

-15 üye ülke sınır ötesi suç eylemleriyle mücadele için ortak kolluk kuvveti kurmuş, güvenlikle ilgili konularda istihbarat paylaşıyor ve ulusal veritabanlarını birbirleriyle bağlantılı hale getirmiş olabilecektir.

-Birbirleriyle iletişim kurabilen otomobil kullanımı, teknik standartlarda ve diğer kurallarda uzlaşan 12 üye ülkede yaygın hale gelebilecektir.

-1 numaralı senaryoda olduğu gibi Tek Pazar entegrasyonu sağlanabilecektir.

-Uluslararası ticaret ortaklarıyla anlaşmalar yapılabilecektir.

-İşçi hakları ve sosyal güvenlik konuları 21 üye ülkede uyumlu hale gelebilecektir.

➢ Senaryo 4

- Daha Az Konu Başlığında Daha Etkin Çalışma: AB27, seçilmiş politika alanlarında daha hızlı ve etkin çalışırken, ortak çalışmanın artı değer yaratmayacağına karar verildiği alanlarda üye ülkeler kendi politikalarını üretir. 2025’e gelindiğinde:

-Avrupa Telekom Makamı sınır ötesi iletişim hizmetleri için kullanılacak frekansları belirlerken, AB genelindeki internet ve mobil gereç kullanıcılarının haklarını da korur.

-Avrupa Terörle Mücadele Ajansı kurulur ve terör saldırılarının önlenmesi için sistemli bir şekilde çalışmalarını sürdürür.

-Ücretler, sosyal güvenlik yasaları, vergi oranları Avrupa genelinde farklılık göstermeye devam eder.

-Avrupa’nın dış sınırları Avrupa Sınır ve Sahil Güvenlik Kuvvetleri’nce denetlenir.

➢ Senaryo 5

- Çok Daha Fazla Alanda Birlik: Üye ülkeler daha fazla güç paylaşmaya istekli olarak, daha fazla alanda ortak kararlar alır; AB düzeyinde karar alma mekanizması çok daha hızlı işletilir. Bu senaryoya göre 2025’e gelindiğinde:

-Üye ülkeler arasında her alanda işbirliği daha önce hiç olmadığı kadar ileri düzeydedir.

-Euro Alanı’nın işleyişi güçlendirilmiştir.

-AB uluslararası birçok alanda tek bir makam tarafından temsil edilir.

-Ticaret anlaşmalarında son söz Avrupa Parlamentosu’ndadır.

-Savunma ve güvenlik konuları önceliklendirilmiş, NATO ile uyumlu bir Avrupa Savunma Birliği kurulmuştur.

-AB yasalarından kaynaklanan vatandaşlık haklarında artış meydana gelmiştir.

-AB genelinde kurallar olması ve AB düzeyinde yetkili kurumca denetlenmesi sayesinde birbirleriyle iletişimli otomatik arabalar tüm AB ülkelerinde kullanılmakta, sınır geçişlerinde herhangi bir sorunlar karşılaşılmamaktadır.

AB’nin Geleceği ile ilgili tartışmalara katkıda bulunmak amacıyla AB Komisyonu farklı konu başlıklarında AB için farklı seçenekler ortaya koyan ve farklı fikirleri değerlendiren bir dizi analiz belgesi yayımladı:

➢ Küreselleşmenin Getirdiklerinden Avrupa’nın Sağlayacağı Yararlar

➢ Avrupa’da Savunmanın Geleceği

➢ Avrupa’nın Sosyal Boyutu

➢ Ekonomi ve Parasal Birlik’in Derinleştirilmesi

➢ AB Maliyesinin Geleceği

Küreselleşmenin Getirdiklerinden Avrupa’nın Sağlayacağı Yararlar

AB Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans ve Başkan Yardımcısı Jyrki Katainen imzasını taşıyan belge3 ile küreselleşme sürecinin içerdiği fırsat ve zorluklara AB’nin oluşturacağı cevaplar değerlendirilerek, önümüzdeki dönemde AB’nin bu alandaki stratejisinin belirlenmesi için toplumsal diyalog süreci başlatılması hedefleniyor. Görüş belgesi ile şu konulara dikkat çekiliyor:

-Güçlü ve etkili çok taraflı çerçeve ile küresel düzeyde ortak gündem ve kuralların benimsenmesi ve böylece sürdürülebilir küresel düzenin oluşturulması çalışmaları devam ettirilmeli. Bu kapsamda, yeni zorluklar ve etkili uygulama ele alınmalı. AB rekabete zarar veren veya adil olmayan vergi kaçakçılığı, devlet sübvansiyonları ve sosyal damping uygulamaları gibi konuların ele alınması için öncülük ederek, bu yönde benimsenecek yeni kurallar ile eşit şartların oluşturulmasını destekleyebilir.

-Adil olmayan uygulamaların önüne geçilmesi için etkili ticaret politikası savunma araçları ve çok taraflı yatırım mahkemesi oluşturulması konuları ele alınmalıdır.

-AB’nin kalkınma ile ilgili çabaları, maddi yardım sağlamanın ötesine geçmelidir; yatırım, ticaret, özel sektörün katkıları, yerel kaynakların harekete geçirilmesi, hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı, toplumsal cinsiyet eşitliği ve gençlerin sosyal ve ekonomik statüsünün güçlendirilmesine yönelik çalışmalar, kalkınma çalışmaları ile birleştirilmelidir.

-Refahın adil ve eşitlikçi dağılımına yönelik politikalar, etkin sosyal güvenlik politikaları, sosyal kapsayıcılığı güçlendirmeyi hedefleyen yatırımların yanı sıra vergi uygulamalarının daha adil hale getirilmesi çalışmaları Avrupa’nın uzun dönemde rekabet gücünü artıracak önemli uygulamalardır.

-Yüksek kalitede eğitime toplumun tüm bireylerinin eşit koşullarda erişiminin sağlanmasının yanı sıra yaşam boyu öğrenim çalışmalarının sürdürülmesi de refahın eşitlikçi paylaşımını sağlayacak önemli unsurlar arasında yer almakta.

-Dijital becerilerin güçlendirilmesi ve toplumun geneline yayılması için daha fazla çaba gösterilmelidir.

-Üye ülkelerin toplumsal güçlüklere yönelik çözümleri farklılık göstereceği gibi, aradaki işbirliğinin güçlendirilmesi ve iyi örneklerin paylaşılması daha yüksek başarı oranlarının elde edilmesini sağlayacaktır.

-Küreselleşme, toplumlar için yarar sağlayabilme potansiyeli yüksek olan bir olgudur. Küresel kuralların belirlenmesinde AB’ye lider konumunu kazandıracak bir ekonomi diplomasisi izlenmesi sayesinde Avrupalı şirketler hızlı büyümekte olan küresel piyasalarda önemli kazançlar elde edebilecek ve Avrupa’da daha fazla istihdam sağlayabileceklerdir.

Avrupa’da Savunmanın Geleceği

“Avrupa’da Savunmanın Geleceği” başlıklı fikir belgesi, Avrupa savunma politikası alanında 3 olası senaryo ortaya koymakta:

1. Güvenlik ve savunma işbirliği senaryosu

AB ülkeleri güvenlik ve savunma işbirliğinin gerekli görüldüğü durumlara gönüllülük temelinde karar vermeye devam ederken, AB savunma alanındaki ulusal çabaların tamamlayıcı unsuru olmaya devam edecektir. Savunma alanındaki işbirliğinin güçlenmiş olmasına karşın, AB`nin en zorlu operasyonlara katılımı sınırlı düzeyde kalacaktır. “Yeni Avrupa Savunma Fonu” ortak savunma kabiliyetlerinin geliştirilmesine yardım edecek ancak, AB ülkeleri savunma kapasitesinin geliştirilmesi ve kamu alımlarını denetlemeye devam edecek. Bu senaryoya göre AB ile NATO arasındaki işbirliğinin halihazırda mevcut yapısını koruması öngörülüyor.

2. Güvenlik ve savunmanın paylaşıldığı senaryo

Bu daha iddialı senaryoda, AB ülkeleri, savunmada dayanışmayı artırmak için bazı mali ve operasyonel varlıkları ortak bir havuzda bir araya getirecek. AB, kendi sınırları içinde ve sınır ötesinde, Avrupa`nın korunmasına daha fazla katılacaktır. Siber savunma, sınırların korunması veya terörle mücadele gibi alanların yanı sıra enerji, sağlık, gümrük veya uzay gibi AB politikalarının güvenlik boyutunu güçlendirme konusunda daha büyük rol alacak. Bu eylemler, harekete geçmeye her an hazır bir siyasi iradenin yanı sıra, hızla değişen bir durumlar hakkında hızlı karar verebilmeyi sağlayacak bir mekanizma ile desteklenecek. Bu senaryo, AB ve NATO işbirliğinin artmasını ve bir dizi konu başlığı altında eşgüdüm sağlanmasını öngörüyor.

3. Ortak savunma ve güvenlik senaryosu

En iddialı senaryo olan bu üçüncü kurguya göre ortak bir AB savunma politikası kademeli olarak düzenlenir ve aynı görüşe sahip üye ülkelerin ortak eyleme geçmesine izin veren AB Antlaşması’nın 42. maddesi temelinde ortak savunma anlayışını bir üst seviyeye taşıyabilir. Bu senaryoya göre, AB ülkeleri birbirlerinin güvenliğine daha büyük taahhütte bulunacak ve Avrupa`nın korunmasını AB ve NATO`nun ortak sorumluluğu haline getirecekler. AB, üye ülkelerin savunma güçlerinin belirli bir düzeyde entegre olması sayesinde üst düzey güvenlik ve savunma operasyonları yürütebilecek. AB, Avrupa Savunma Fonu`yla ortak savunma programlarını desteklemenin yanı sıra özel bir Avrupa Savunma Araştırma Kurumu kurabilecek. Bu aynı zamanda, önemli stratejik faaliyetlerin Avrupa dışından satın alınmasını engelleyebilecek yapıda gerçek bir Avrupa savunma piyasasının oluşturulmasını da teşvik edebilecek bir kurgu anlamına gelmektedir.

Avrupa’nın Sosyal Boyutu

Avrupa`nın sosyal boyutuyla ilgili fikir belgesi5, geleceğin toplumu ve iş dünyası ışığında, Avrupa’nın yaşam standartlarını nasıl sürdürebileceği, daha fazla sayıda ve daha iyi işler yaratılabilmesi için yapılması gerekenlere ilişkin sorular ortaya koyuyor ve bireylerin doğru becerilerle donatılması halinde toplumu daha fazla birlik içinde olacağına dikkat çekiliyor. Belgede Avrupa’nın sosyal politikalarına ilişkin üç olasılık üzerinde duruluyor:

1. Avrupa’nın sosyal boyutunun sadece serbest dolaşım ile sınırlandırılması

Bu seçenek çerçevesinde, kişilerin sınır ötesi dolaşımı ile ilgili kurallar geçerliliğini sürdürüyor; sosyal güvenlik hakları, işçilerin gönderilmesi, sınır ötesi sağlık hizmetleri ve diplomaların tanınması gibi bir AB ülkesinden başka bir AB ülkesine çalışmak ve yaşamak üzere giden kişilerin haklarına ilişkin kurallar mevcut olmaya devam ediyor. Buna karşın, örneğin işçilere yönelik sağlık ve güvenlik, çalışma ve dinlenme süreleri, doğum izni ve babalık izni gibi alanlarda AB düzeyinde asgari standartlar belirlenmeyecek, bu alanlar üye ülkelerin yetkisine bırakılacak. Ayrıca, eğitim, sağlık, kültür ve spor alanlarında en iyi uygulamaların üye ülkeler arasında paylaşılmasına yönelik etkileşim olanakları da AB düzeyinde teşvik edilmeyecek; sosyal ve bölgesel dönüşüm programlarının AB fonlarınca desteklenmesine son verilecek ya da bu programlar üye ülkelerce desteklenecek.

2. Sosyal politikalar alanında daha fazla ortak çalışmaya isteğe bağlı katılım

Bu seçeneğe göre Euro`yu ortak para birimi olarak kullanan ülkeler, Euro Alanı’nın istikrarı ve gücünü korumak ve vatandaşların yaşam standartlarında ani değişiklikler olmasının önüne geçmek amacıyla sosyal politikalar alanında daha fazla ortak çalışma yürütmesine olanak sağlanabilecek. Bu ortak çalışmalar Euro Alanı dışındaki diğer üye ülkelerin katılımına açık olacak.

3. AB27, Avrupa`nın sosyal boyutunu birlikte derinleştirir

Sosyal politikalar alanındaki çalışmaların büyük bir çoğunluğu ulusal ve yerel makamlar tarafından ele alınırken, AB de elindeki mevcut araçlarla üye ülkelerin bu çalışmalarını destekleyebileceği alanlar üzerinde destek faaliyetleri yürütür. Bu seçenek altında sadece asgari standartları belirlemek için değil, AB vatandaşlarının seçilmiş bazı alanlarda sosyal dönüşümü teşvik etmek amaçlı olarak vatandaşlık haklarını AB genelinde uyumlaştırmak için de AB yasalarından yararlanılması öngörülmektedir.

Ekonomi ve Parasal Birlik’in Derinleştirilmesi

Ekonomi ve Parasal Birlik’in derinleşmesine yönelik süreçler üzerinde tartışma başlatmak amacıyla yayımlanan çalışmada6 Avrupa Birliği’nde Ekonomi ve Parasal Birlik’in gelecekte bürüneceği yapının nasıl olması gerektiğine ilişkin tartışma noktaları yer alıyor. AB Komisyonu bu çalışma içeriğinde Avrupa genelinde işsizlik oranının ulaştığı yüksek seviyelerde kalmaya devam etmesi halinde ekonomik krizin sona erdiğinden söz edilemeyeceğini, Euro Alanı’nın yönetiminde reform yapılmasına gerek olduğunu belirtiyor ve üç kilit alanda harekete geçilmesi gereğine dikkat çekiyor:

1. Mali Birlik’in tamamlanması: Bugünden 2015’e uzanan dönem içerisinde Ekonomi ve Mali Birlik’in etkin ve istikrarlı işlerliği için öncelikle Banka Birliği’nin tamamlanarak, bankacılık sektörünün risklerinin azaltılması ve risk paylaşımında aşama kaydedilmesi gerekmektedir. Reel ekonomiye daha çeşitli ve yaratıcı finansman seçenekleri sunulabilmesi için Sermaye Piyasaları Birliği tamamlanmalıdır.

2. Ekonomi ve Mali Birlik’in daha fazla bütünleştirilmesi: 2015 yılında yayımlanmış olan Beş Başkan’ın Raporu’nda7 da üye ülkelerde ekonominin daha dirençli hale getirilmesini uzun vadede başarılı bir Ekonomik ve Parasal Birlik için önemli bir unsur olarak ortaya koymaktaydı. Bu amaçla yürütülecek

çalışmalar kapsamında üye ülkeler, ekonomi politikalarının eşgüdümü için oluşturulan Avrupa Sömestri ve yapısal reformlar için AB bütçesinden sağlanan finansal destek gibi mevcut unsurları değerlendirebileceklerdir.

3. Euro Alanı kurumlarının güçlendirilmesi: Ekonomi ve Parasal Birlik’in güçlendirilmesi amacıyla üye ülkeler Euro Alanı ile ilgili konularda daha fazla sorumluluk almayı kabul etmelidir. Bu, AB Antlaşmaları ve kurumları, hükümetler arası bir yaklaşım ya da bugün olduğu gibi her ikisinin de bir karışımı olabilir. AB Komisyonu ile Eurogroup arasındaki dengenin gözden geçirilmesini de içerebilecek şekilde daha fazla siyasi entegrasyona gidilebilir ve tam zamanlı bir “Eurogroup Başkanı” atanabilir. Euro Alanı bütçesini de içerecek bir “Euro Alanı’na özel hazinenin oluşturulmasının yanı sıra “Avrupa

Para Fonu” kurulması da kamuoyunda tartışılmakta olan konular arasında yer almaktadır.

AB Maliyesinin Geleceği

İçinde bulunduğumuz dönemde AB bütçesinin karşı karşıya kaldığı en büyük sorun daha az mali kaynak ile daha fazla yatırım yapma gereğinden kaynaklanmaktadır. Göç sorunu, iç ve dış güvenlik tehditlerinin yanı sıra savunma gibi yeni politika alanlarında AB’nin önümüzdeki dönemde daha fazla rol oynaması beklenmektedir. Aynı zamanda AB’nin iklim değişikliği ile mücadele, insani yardım ve kalkınma yardımları alanlarında küresel lider konumunda olması da AB bütçesi üzerine ek yük getirmektedir. Birleşik Krallık`ın AB’den ayrılma kararı AB bütçesinin küçülmesine sebep olacak yeni bir gelişme olarak değerlendirmelere dahil edilmelidir. 2020 sonrasında AB’nin ve AB bütçesinin günümüzdeki şeklinin dışına çıkarak değişmesine kesin gözüyle bakılmaktadır. AB bütçesinin daha basit, daha esnek olması ve harcamalara ilişkin işlemlerin daha verimli şekilde tamamlanması ortak hedef olarak belirtilmektedir.

AB Komisyonu’nun yayımladığı fikir belgesinde AB maliyesinin gelecekte nasıl işleyeceğine dair 5 senaryo yer alıyor:

1. Mevcut işleyişin sürdürülmesi

Bu kurguya göre uygulamada geniş ölçüde istikrar hedeflenmesine karşın, uyum fonları ve tarım bütçesinden azaltım yapılarak, AB’nin yeni öncelikli alanlarına odaklanılacak; mali araçlar ve güvencelere AB Komisyonu Başkanı, AB Konseyi Başkanı, Europ Group Başkanı, Avrupa Parlamentosu Başkanı, Avrupa Merkez Bankası Başkanı’nın katkılarıyla hazırlanan Ekonomi ve Parasal Birliğin Tamamlanmasına daha sık başvurulacak. Küçük ölçekli çiftlikler, dağlık araziler ve nüfus yoğunluğunun düşük olduğu yerlerde faaliyet gösteren çiftçilere mali destek sağlanması, gelir düzeyi düşük olan tüm bölgelere yatırım yapılması, sosyal kapsayıcılık, istihdam, becerilerin güncellenmesi, yenilikçilik, iklim değişikliği, enerji ve çevresel dönüşüm projelerine dönük harcamaların sürdürülmesi söz konusu. Bu senaryoya göre yeni öncelikler arasında iç ve dış güvenlik ile ilgili konular, göç ve sınırların kontrolü; ar – ge de dahil olmak üzere savunma konuları yer alıyor. Bütçe kaynağı mevcut şekliyle devam ediyor.

2. Daha az alanda ortak çalışma

Bütçenin önemli ölçüde azaltıldığı, İç Pazar’ın işleyişine odaklanılan, uyumlaşma ve tarım harcamalarının önemli ölçüde azaltıldığı, mali araçların ve teminatların daha fazla kullanımının sağlandığı bir kurgu olan ikinci senaryoda Trans-Avrupa ağları, gümrükler, tüketicilerin koruması gibi alanlardaki Tek Pazar’a ilişkin programlar devam ederken, güvenlik, sınır kontrolü, göç, savunma gibi yeni öncelikler için finansman ayrılmıyor.

3. Bazı üye ülkelerin belirli konularda daha fazla çalıştığı

Bütçe büyüklüğü genel olarak aynı kalırken, garantilere ve mali enstrümanlara daha fazla pay ayrılacak ve ortak ilgi alanları için bütçeden daha fazla pay ayrılacak. Genel harcama alanları da 1 numaralı senaryo çerçevesinde ilerlerken, bazı üye ülkelerin katılacağı yeni politika alanları sadece bu katılımcı ülkeler tarafından finanse edilecek. Mali işlemler vergisi de bu senaryo kapsamındaki bütçe kaynakları arasında yer alıyor.

4. Kökten değişiklik

AB27 ülkeleri bazı alanlarda daha fazla ortak çalışırken, o alanlar dışında kalan politikalarda daha az ortak tutum içinde yer alacağı öngörüsüyle oluşturulan kurguya göre bütçe azaltılıyor; uyum politikası ve ortak tarım politikasının önemi azalırken AB düzeyinde harekete geçilmesinin sağlayacağı katma değerin yüksek olduğu önceliklere odaklanılır. Öte yandan, küçük çiftlikler, dağlık alanlarda ve nüfusun seyrek olduğu bölgelerde faaliyet gösteren çiftçilere yönelik destekler sürdürülürken, uyumlaşma fonları sadece gelir düzeyi çok düşük olan bölgelere ve sınır ötesi işbirliğine destek amaçlı olarak devam ettirilir. Akıllı ulaşım ve enerji şebekeleri, yüksek performanslı bilgi işlem, birinci sınıf ar – ge ve e-taşıma gibi öncelikli alanlara önem verilmesine devam edilir. Katma değer vergisinden sağlanan gelir tabanını esas alan, yeşil vergi, finansal işlem vergisi ve ortak konsolide kurumlar vergisi matrahı üzerinden sağlanan gelirler yeni öz kaynaklar ile AB bütçesi oluşturulur.

5. AB ülkelerinin birlikte çok daha fazla alanda ortak çalışması

Bütçe belirgin ölçüde artar, yeni öncelikler ve AB’nin dış eylemlerine önemli ek finansman sağlanır, mali araçlar ve teminatlar daha fazla kullanılır ve bütçe gelirinde öz kaynakların tavanı artırılır. Ortak tarım politikası için bütçeden daha yüksek miktarda pay ayrılır, Senaryo 1`deki gibi ekonomik, sosyal ve bölgesel uyum politikaları için bütçe payı artırılırken, sosyal politikalar alanında bazı yeni uygulamalar (örn. Çocuk güvence ödemeleri) başlatılır, bölgesel işbirliği, ortak güvenlik ve savunma politikalarının boyutu

güçlendirilir. AB bütçesi kurulacak bir “ekstra bütçe” fonuyla desteklenir. Girişim Sermayesi Fonu, Euro Alanı bütçesi ve Avrupa Para Fonu kurulur, AB’nin dış eylemlerine daha fazla önem verilir ve bütçeden aldığı pay artırılır, Avrupa Kalkınma Fonu bütçe kapsamına alınır. Bütçe kaynağı tarafında ise 4 numaralı senaryonun ötesine geçen reformlar gerçekleştirilerek, yeni öz kaynaklar oluşturulur ve yeni öz kaynaklar ile AB bütçesinin büyük bir bölümünü finanse edilir.

***

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.