Haberin yayım tarihi
2008-01-15
Haberin bulunduğu kategoriler

Brüksel'de bir hafta-14 ocak 2008

AB - Türkiye

-"1. Medeniyetler İttifakı Forumu" 15-16 Ocak tarihlerinde Madrid'de gerçekleşecek. İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero ile birlikte bu girişimin öncülüğünü yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan forumun açılışında bir konuşma yapacak.
 
-Forumda Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-Moon, BM Medeniyetler İttifakı Yüksek Temsilcisi Portekiz eski Cumhurbaşkanı Jorge Sampai, AB yüksek Temsilcisi Javier Solana, Slovenya Cumhurbaşkanı Danilo Turk, Finlandiya Cumhurbaşkanı Tarja Halonen gibi uluslararası isimlerin birer konuşma yapması bekleniyor.
 
Foruma Türkiye'den katılacaklar arasında Mustafa Koç, Güler Sabancı, İzak Alaton ve Ahmet Çalık gibi Türk iş çevrelerinden isimler bulunuyor.
 
AB - Kıbrıs
 
- Avrupa Parlamentosu (AP) Liberal Grup üyesi İtalyan Marco Cappato, ABHaber ile yaptığı görüşmede G.Kıbrıslı Rumların AB kurumlarında K.Kıbrıslı Türklerin seslerini kesmeye çalıştığını ve bunun demokratik bir yaklaşım olmadığını söyledi.
 
Türkçe'nin AB'nin resmi dilleri arasında yer alması ve iki Kıbrıslı Türk milletvekiline AP'de gözlemci statüsü verilmesi için AP üyelerine bir çağrıda bulunduğunu söyleyen Cappato, Kıbrıslı Türklere yönelik eğitim, spor ve kültürel ambargoların bir an önce kaldırılması gerektiğini kaydetti.
 
Kıbrıs'ın içinde bulunduğu karmaşık durumda başta AB olmak üzere herkesin sorumluluğu bulunduğunu vurgulayan Cappato, Kıbrıs sorunu bilindiği halde, Türkiye'nin AB sürecini engellemek için G.Kıbrıs'ın AB'ye üye olarak kabul edildiğini ileri sürdü.
 
Avrupa kurumlarının büyük bir bölümü ile Avrupa kamuoyunun Kıbrıs'ta neler olduğunu bilmediğine dikkat çeken Cappato, Kıbrıs sorununu sadece Türkiye'nin limanlarını Rum gemilerine açmasına indirgemenin büyük hata olacağını belirtti.
 
Kıbrıs sorununun AP Genel Kurulu, AB liderleri ve dışişleri bakanları tarafından ayrıntılı olarak ele alınması gerektiğini belirten Cappato, sorunun AB'de sadece Rumların anlattığı şekliyle değil, tüm tarafların katılımı ve bakış açısıyla görüşülmesi gerektiğini ifade etti.
 
G.Kıbrıs'ta Şubat ayında yapılacak seçimlere kadar AB içinde Kıbrıs konusunda bir bekleyiş olacağını ifade eden Marco Cappato, bundan sonra bazı girişimlerin olacağına ilişkin söylentiler olduğuna işaret etti.
 
- AP milletvekili Georgios Georgiou (Bağımsızlık ve Demokrasi Grubu/ G.Kıbrıs) genişlemeden sorumlu Komiser Olli Rehn'e yönelttiği soru önergesinde, Yunan basınında "K.Kıbrıs Türk Cumhuriyeti" ifadesine açıkça atıfta bulunan ve Kıbrıslı Türklerin "sözde" tecridini hafifletmeye yönelik bir dizi önlemler içeren İngiltere-Türkiye stratejik işbirliği belgesine ilişkin haberler yayınlandığını belirtti ve K.Kıbrıs'ı dolaylı olarak tanıyan İngiltere'ye yaptırım uygulanıp uygulanmayacağını sordu. Rehn bu soru önergesini, AB Komisyonu'nun üye ülkeler ve üçüncü ülkeler arasındaki anlaşmaları AB müktesebatını ihlal etmediği sürece yorumlamak durumunda olmadığı şeklinde yanıtladı.
 
Georgiou söz konusu strateji belgesinin İngiltere Başbakanı Gordon Brown ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanması sonucunda İngiltere'nin dolaylı olarak K.Kıbrıs'ı kışkırtıcı bir biçimde tanıdığı yorumlarına yer verildiğini bildirdi. Georgiou bu belgenin İngiltere ve Kıbrıslı Türkler arasında birçok alanda doğrudan ilişkiler geliştirilmesi, Kıbrıslı Türklerin AP'de temsil hakkının desteklenmesi, adanın kuzeyindeki tecridin sonlandırılması için yardım sağlanması ve uluslararası toplumun bu çabaları desteklemesi için cesaretlendirilmesini içerdiğini iddia etti. Georgiou, Olli Rehn'e Komisyon'un İngiltere'nin uluslararası hukuku hiçe saymasına nasıl bir karşılık vereceği, İngiltere'nin bu gibi yönelimlerine karşı AB hukuku altında ne gibi yaptırımlar olacağı ve benzeri olayların gelecekte de yaşanmaması için Komisyon'un ne yapacağı sorularını yöneltti.
 
Olli Rehn ise önergeye verdiği yanıtta AB'nin "Kıbrıs Cumhuriyeti"ni Birleşik Krallık ve Kuzey İrlanda'nın Bağımsız Üsleri hariç olmak üzere Kıbrıs adasının tümü itibarıyla bir uluslararası hukuk öznesi olarak tanıdığını, 'K.K.T.C.'nin AB ya da üye ülkeler tarafından tanınmadığını, AB müktesebatını ihlal etmedikçe Komisyon'un üye ülke ve üçüncü ülkeler arasındaki anlaşmaları yorumlama ya da karışma konumunda olmadığını belirtti. Rehn bu gibi konuların acil ve kapsamlı bir çözüm gereksinimini bir kez daha ortaya koyduğunu kaydetti ve Komisyon'un ilgili tüm taraflara Birleşmiş Milletler gözetiminde düzenlenecek görüşmelere bir an önce başlanması için bir kez daha çağrıda bulunduğunu belirtti.
 
AB- Çin
 
-11 Ocak'ta AB ve Çin arasında istihdam politikası ve sosyal politikalara ilişkin uzun vadeli zorluklarla mücadeleye yönelik bir diyalog oluşturmak amacıyla bir işbirliği anlaşması imzalandı. Anlaşma çerçevesinde Çin'in en önemli düşünce kuruluşlarından "Çin Sosyal Bilimler Akademisi" ile istihdam, sosyal güvenlik, demografik değişimler, sosyal diyalog ve sendika ilişkileri gibi konularda düzenli olarak fikir alışverişi yapılacak.
 
AB Komisyonu'nun istihdam, sosyal işler ve fırsat eşitliğinden sorumlu üyesi Vladimir Spidla gerçekleştirdiği ziyaret çerçevesinde AB yetkilileri ve Çin hükümeti yetkililerinin de katıldığı bir seminere katıldı. Seminerde AB ve Çin'de yaşlanan nüfus nedeniyle oluşan sorunların çözümüne yönelik ne gibi yapısal değişikliklerin gerektiği tartışıldı.
 
AB ve Çin arasında bu alandaki ilk işbirliği anlaşması 2005'de imzalanmıştı. İşbirliğini daha da güçlendiren yeni anlaşmanın imzalanması 2007 yılı Kasım ayında gerçekleştirilen AB-Çin Zirvesi'nde kararlaştırılmıştı.
 
Rekabet
 
- iTunes adlı çevirimiçi mağazası üzerinden şarkı satışı yapan Apple, AB Komisyonu'nun başlattığı soruşturma sürecini takiben internet üzerinden sattığı şarkıların fiyatlarını AB ülkelerinde önümüzdeki 6 ay içerisinde aynı düzeye getireceğini duyurdu. AB'nin soruşturması İngiltere'deki kullanıcıların internetten indirdikleri şarkılar için diğer ülkelerdekinden daha fazla para ödediğini ortaya çıkaran Which adlı tüketici hakları kuruluşunun şikayeti üzerine başlatılmıştı. Which'in 2005 yılını kapsayan araştırmasına göre, İngiltere'deki tüketiciler iTunes'tan indirdikleri bir şarkı için 1,16 € öderken Almanya ve Fransa'daki kullanıcıların ödedikleri rakam 0,99 €.
 
- AB Komisyonu kamu yayıncılığına ilişkin devlet fonları konusunda gelecekte geçerli olacak çerçevenin belirlenmesi amacıyla halka açık bir danışma süreci başlattı. Kamu televizyon ve radyolarını kapsayan bu danışma süreci ile 2001'den bu yana yürürlükte olan Yayıncılık Bildirgesi'nin ne şekilde gözden geçirileceğine karar verilecek. Günümüzün değişen koşulları çerçevesinde kamu yayıncılığının rolü, finansman koşullarının saydamlaştırılması, farklı faaliyetler aracılığıyla kamu yayıncılığına kaynak sağlanması gibi noktalar rekabet açısından mercek altına alınacak. Tartışmaya açılan konular arasında yeni medya araçlarına ilişkin kamu hizmeti affı ve gereğinden fazla yapılan ödemelerin denetimi de yer alacak. Üye ülke ve ilgili kurumlar bu konuyla ilgili görüşlerini 10 Mart 2008'e kadar Komisyon'a bildirebilecek. Komisyon görüşleri topladıktan sonra yıl içinde yeni bir Yayıncılık Bildirgesi taslağı hazırlayacak.
 
Son birkaç yıl içinde İngiltere'de BBC, Hollanda'da NOS ve Almanya'da ZDF ve ARD arkalarında devlet desteği olduğu ve AB rekabet hukukunun bu durumu engellemesi gerektiği ileri sürülerek pazardaki diğer ticari rakipleri tarafından sert bir dille eleştirilmişti.
AB mevzuatı çerçevesinde kamu hizmeti yayıncılığının tanımı üye ülkelerin takdirine bırakılırken, AB Komisyonu rekabet ve devlet yardımı ile uyumu denetlemekle yükümlü bulunuyor.
 
Tek Pazar
 
- AB Komisyonu yenilikçi ürün ve hizmetler açısından önemli olan 6 adet pazar için yenilikçi faaliyetlerin önündeki engelleri ortadan kaldırmayı amaçlayan "Öncü Pazarlar Girişimi" adında yeni bir öneri sundu.

E-sağlık, teknik tekstiller, sürdürülebilir inşaat, geri dönüşüm, biyo ürünler ve yenilenebilir enerji pazarlarının gelecek vaat eden pazarlar olduğunu, AB'nin bu alanlarda dünya lideri olabileceğini, bu nedenle AB düzeyinde eşgüdümlü olarak hareket edilmesi gerektiğini ifade eden Komisyon, bu alanlardaki mevzuatı daha iyi hale getirerek, kamu alımlarını teşvik ederek ve birlikte işleyen standartlar geliştirerek bu pazarların gelişimini teşvik edecek. Söz konusu pazarların yılda yaklaşık 120 milyar €'luk bir ciro ve 1,9 milyon kişilik istihdam yarattığını belirten Komisyon bu girişim sayesinde 2020 yılında bu rakamların 300 milyar € ve 3 milyon kişi olacağını öngörüyor.
 
Komisyon'un belirlediği öncü pazarlar şunlar:
 
- E-Sağlık: bilgi ve iletişim teknolojileri sayesinde tıbbi hizmetlerin daha az masrafla daha iyi bir şekilde verilmesi.
 
- Sürdürülebilir inşaat: AB enerji tüketiminin %42'sine denk gelen, toplam sera gazı salınımının ise %35'ini üreten binalar için sürdürülebilir çözümler geliştirilmesi.
 
- Teknik tekstiller: şu an 10 milyar €'luk bir hacme sahip olan ve önümüzdeki yıllarda %50 oranında bir büyüme potansiyel olduğu öngörülen "akıllı, bireysel ve koruyucu" elbise ve ekipman pazarının geliştirilmesi.
 
- Biyo ürünler: iletişim, standartlaştırma, etiketleme çalışmaları ile Avrupa'nın halen öncü olduğu bu alanın geliştirilmesi ve pazarın şeffaf bir hale getirilmesi.
 
- Geri dönüşüm: 24 milyar €'luk bir ciroya sahip ve yarım milyon kişiye istihdam sağlayan sektördeki Pazar engellerinin kaldırılması ve yenilikçiliğin desteklenmesi.
 
- Yenilenebilir enerji: yüksek masraflar, düşük talep düzeyi, idari zorluklar ve piyasanın parçalanmış olması gibi engellerle karşı karşıya bulunan pazarda engellerin ortadan kaldırılması ve yenilikçiliğin desteklenmesi.
 
- AB Komisyonu KOBİ'lerin mali kaynaklara ulaşımını kolaylaştırmak ve yenilikçilik faaliyetlerini desteklemek amacıyla risk sermayesi fonları alanında sınır ötesi yatırımları artırmaya yönelik bir dizi önlem önerdi. Risk sermayesi fonlarının ulusal düzenlemelerdeki farklılıklar nedeniyle çok fazla sorunla karşılaştığını, bu nedenle de yeterli hacme ulaşamadığını belirten Komisyon, varolan ulusal çerçevelerin üye ülkeler arasında karşılıklı olarak tanınmasını teklif etti. Bütünleştirilmiş bir risk sermayesi piyasasının idari masrafları azaltması, sermaye akışını artırması ve özellikle KOBİlere destek olması öngörülüyor.
 
Yakın zamanda yürütülen bir araştırmaya göre risk sermaye fonları 2000–2004 döneminde 1 milyon kişiye iş imkânı sağlanmasına yardımcı oldu. Ayrıca risk sermayesinden yararlanan şirketler harcamalarının ortalama %45'ini Ar-Ge faaliyetlerine ayırıyor. Bu miktar şirket başına yıllık ortalama 3,4 milyon € ya da çalışan kişi başına 50,500 €'ya yani AB25'deki en fazla Ar-Ge harcaması yapan ilk 500 şirketin ortalamasının 6 katına denk geliyor. 

- AB Komisyonu'nun iç pazar ve hizmetlerden sorumlu üyesi Charlie McCreevy, Komisyon'un 21 Aralık'ta hangi üçüncü ülkelerde Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkeleri'nin (GKGMİ) AB tarafından kabul edilen Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (IFRS) ile uyumlu olduğunu belirleyen bir yönetmelik kabul etmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Bu alanda ortak bir küresel lisan yaratılması gerektiğini ifade eden McCreevy, yönetmeliğin sermaye piyasaların verimliliğini artırmada önemli bir adım olduğunu belirtti. Komisyon yönetmelik tarafından belirlenen "denklik mekanizması" çerçevesinde 2009 yılından itibaren hangi ülkelerdeki GKGMİ'nin kabul edebileceğini belirleyecek. Ayrıca 2011 yılına kadar sürecek bir geçiş süreci boyunca UFRS'nı kabul etme perspektifi olan üçüncü ülke ihracatçılarının AB içindeki faaliyetlerinde kendi GKGMİ'lerini kullanabilmelerine olanak sağlanacak. Böylece AB'de listelenmiş yabancı ihracatçılar UFRS çerçevesinde ikinci bir finansal beyan yapmak zorunda kalmayacak. AB' listeli şirketleri için UFRS'nı 2005 yılından beri zorunlu hale getirdi.
 
- AB Komisyonu 11 Ocak'ta genel ve iş havacılığı için yeni bir gündem kabul etti. AB iç havacılık piyasasının kuruluşundan beri sektörün gerçekleştirdiği büyüme ve karşılaşılan zorlukları değerlendiren Komisyon, genel ve iş havacılığı faaliyetlerini de AB havayolları taşımacılığı politikasına dahil etmeyi öneriyor. Belirlenen gündemin ana maddeleri bu alanlardaki verilerin toplanması, mevzuatın incelenmesi ve kapasite geliştirme girişimleri oluşturulması olacak.

Genel ve iş havacılığı tanımı motorsuz uçaklardan yüksek performanslı özel jetlere kadar uzanan bir yelpazeyi içeriyor. Eurocontrol'un kaydettiği rakamlara göre 2006 yılında hava hareketlerinin %10'unu bu sektöre ait uçuşlar oluşturdu. Ticari olmayan bu uçuşların çoğu kar amacı gütmeyen kuruluşlar ve kobiler tarafından gerçekleştiriliyor. Komisyon yangınla mücadele, harita çıkarma, acil ulaştırma hizmetleri gibi faaliyetleri de içeren bu sektörün AB içindeki hareketliliği artırmaya ve şirketlerin üretkenliğine de katkısı olduğunu ifade etti.
 
Enerji
 
- Fransa-İspanya arasında elektrik bağlantısı koordinatörü Mario Monti bu konuda hazırladığı ilk raporu 10 Ocak tarihinde ilgili ülkelerin devlet başkanlarına ve bakanlarına sundu. Projenin hangi aşamada olduğu ve hala cevaplanması gereken sorular hakkında bilgi veren ve öneriler getiren raporda ilgili aktörler arasında bir güven ortamı yaratılması halinde teknik, ekonomik ve çevresel konularda uzlaşma sağlanabileceği belirtiliyor.
 
- Çevreden sorumlu AB Komiseri Stavros Dimas BBC'ye verdiği röportajda AB'nin bio-yakıt kullanımını özendirme politikasının yol açtığı ve açacağı sorunları öngörememiş olduğunu kabul etti ve ulaştırma faaliyetlerinde karbon salınımını azaltmak için 2020 yılına kadar biyo-yakıt kullanımının %10'a çıkarılması hedefinin gözden geçirilerek, bu hedefin sadece sürdürülebilir biyo-yakıt kullanımını kapsamasının sağlanacağını belirtti. Bu konudaki yeni düzenlemenin 23 Ocak'tan sonra yayınlanması bekleniyor.
 
Geçtiğimiz hafta aralarında "Oxfam" ve "Friends of the Earth"ün de yer aldığı 17 sivil toplum kuruluşu (STK) enerjiden sorumlu Komiser Piebalgs'e bir mektup göndererek, biyo-yakıt üretimi için daha katı standartlar uygulanmasını ve ulaştırmada biyo-yakıt kullanımının %10'a çıkarılması hedefinden vazgeçilmesini istemişti. Mevcut biyo-yakıt yasalarının ekosistemler üzerinde gerekli korumayı sağlamadığını belirten STK'lar AB'nin biyo-yakıt hedefini karşılamak için mevcut yeşil alanların tarım alanlarına dönüştürülmesinin yol açacağı tehlikelere dikkat çekmişti.

Tarım
 
- AB Komisyonu 8 Ocak'ta yayınladığı bir raporla yumurtlayan tavuklar için geleneksel kafeslerin kullanımının yasaklanmasının tavukların sağlığını ve refahını arttıracağını ifade etti. Bu kafeslerin kullanımı 2012 yılından itibaren AB çapında yasak olacak. Komisyon'un yayınladığı raporda yer alan ve bağımsız kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen bilimsel ve sosyo-ekonomik çalışmalara göre kafeslerin modernleştirilmesi ya da "serbest alanlar" gibi alternatif sistemlere geçilmesi hastalık, ölüm oranları ve davranışsal sorunların azaltılmasına yardımcı oluyor.
 
Ulaştırma
 
- AB Komisyonu ve Avrupa Yatırım Bankası (AYB) 11 Ocak'ta Trans-Avrupa Ulaştırma Ağları projelerine yönelik bir borç teminatı aracı (LGTT) oluşturulmasına ilişkin bir işbirliği anlaşması imzaladı. LGTT özel sektörün AB düzeyindeki ulaştırma altyapısına yapılan yatırımlara katılımını kolaylaştırmayı amaçlıyor. Bu tip yatırımlar özellikle proje uygulamalarının ilk dönemlerinde yüksek bir gelir riski taşıyor.
 
LGTT Trans-Avrupa Ağları programı (TEN-T) ve AYB'nın Büyüme için Eylem Girişimi çerçevesinde bu riskleri karşılayarak yatırımların finansal güvenirliğini artıracak. AB Komisyonu ve AYB'nın yarı yarıya sağlayacağı toplam 1 milyar €'luk bir katılımın 20 milyar €'luk yatırıma destek vermesi hedefleniyor. 2007-2013 yılları arasında TEN altyapıları için yaklaşık 300 milyar €'luk bir yatırım öngörülüyor. Ancak kamu sektörünün bu miktarı karşılayamayacağı, özel sektörün de harekete geçirilmesi gerektiği ifade ediliyor.
 
Avrupa Yatırım Bankası (AYB)
 
- AYB Rotterdam Liman işletmesi makamına (Havenbedrijf Rotterdam N.V) Rotterdam/Maasvlakte 2 projesinin finansmanı için toplam 900 milyon €'luk kredi kullandırdı. Kredi ile 2008-2014 yılları arasında konteynır terminalinin ve liman hizmetleri tesislerinin kapasitesi artırılacak. Kuzey Denizi'ndeki Rotterdam limanı ve sanayi bölgesinin ile kimyasal madde işleme ve dağıtım tesislerinin genişletilmesine 2008 sonbahar aylarında başlanacak.

Proje, Rotterdam'ın ana planında orta vadeli olarak öngörülen projeler arasında yer alıyor. Ana planla ilgili tüm çevresel etki analizi yapılmış olduğu için deniz yatağından kum çekilmesi sonucunda ortaya çıkacak etkenlere karşı telafi önlemleri de proje kapsamında ele alınacak.

Proje tamamlandıktan sonra limanın genişletilmiş bölümünde 4,2 milyon TEU kapasiteli iki yeni konteynır terminali yer alacak.

BRÜKSEL'DE GELECEK AY
 
AB Kurumları
 
• 21-22 Ocak, Tarım ve Balıkçılık Konseyi
• 22 Ocak, Ekonomik ve Mali İşler Konseyi
• 12 Şubat, Ekonomik Mali Konsey
• 18-19 Şubat, Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi
• 25-26 Şubat, Rekabetçilik Konseyi
• 28 Şubat, Ulaştırma, Telekom ve Enerji Konseyi
 
Konferanslar-Seminerler
 
• 29 Ocak 2008, Inter-Parliamentary Meeting on Renewable Energy and Energy Efficiency, EUFORES,
 
http://www.eufores.org/?id=108 
 
• 31 Ocak 2008, "Europe's Looming Demographic Crunch", Friends of Europe
 
www.friendsofeurope.org 
 
• 21-22 Şubat, European Business Summit,
 
http://www.ebsummit.org  / 26 Şubat, "Does the T
 
• reaty of Lisbon Promise a New Era?", Friends of Europe,
 
www.friendsofeurope.org 
 
Dr Bahadir Kaleagasi            
TUSIAD            
Turkish Industrialists' & Business Association    
Representative to the EU and BUSINESSEUROPE        
(The Confederation of European Business)          
     
Avenue des Gaulois, 13 - 1040 BRUSSELS    
T: +32 2 7364047    F: +32 2 7363993      
kaleagasi@tusiad.org     www.tusiad.org      

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.