Haberin yayım tarihi
2008-06-03
Haberin bulunduğu kategoriler

Brüksel'de Bir Hafta..2 Haziran 2008

AB – Türkiye
 
- Türkiye-AB ilişkilerinde en üst düzey karar organı olan Türkiye-AB Ortaklık Konseyi'nin 46. toplantısı Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, AB dönem başkanı Slovenya Dışişleri Bakanı Dimitrij Rupel, Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn ve üye ülke temsilcilerinin katılımıyla 27 Mayıs'ta Brüksel'de gerçekleşti.
 
Toplantıda Türkiye'ye tarafsız, bağımsız, güvenilir ve hesap verebilir bir yargıya sahip olması için reform yapması çağrısında bulunan AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, müzakerelerin hızının Türkiye'nin reformları hayata geçirme ve uygulama kapasitesine bağlı olduğunu belirtti. Vakıflar Kanunu'nun kabul edilmesi ve Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesinin değiştirilmesini memnuniyetle karşıladıklarını belirten Rehn, Türkiye'deki bütün tarafların AB için yapıcı diyaloglar içinde olmasını beklediklerini ifade etti.
 
AB Dönem Başkanı Slovenya Dışişleri Bakanı Dimitrij Rupel ise, Türkiye'nin AB üyelik yolunda "kayda değer mesafe aldığını" belirterek reformların sürdürülmesini istedi.
 
Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Babacan AB'ye taahhütlerine bağlı kalarak güvenilirliğini tehlikeye atmaması çağrısı yaparak, tam üyelik hedefinin yerinde durmasının son derece önemli olduğunu vurguladı. Kimsenin Türkiye'nin AB müktesebatını benimseme hedefinden kuşku duymamasını isteyen Babacan, reformların zamanlamasıyla ilgili haklı eleştiriler de olabileceğini fakat bu zamanlamaya AB'nin üyelik konusunda bir tarih belirlememesi nedeniyle Türkiye'nin karar vereceğini ifade etti.
 
Ali Babacan ayrıca AB Komisyonu'nun enerjiden sorumlu Üyesi Andris Piebalgs, genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn ve AB ortak dış politika ve güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana'yla ikili görüşmelerde bulundu.
 
- Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu'nun (KPK) 59. toplantısı Avrupa Parlamentosu'nda (AP) 27-28 Mayıs tarihlerinde Brüksel'de gerçekleştirildi. Gümrük Birliği kapsamındaki bazı sorunlar, AB ülkelerinin Türk taşıtlarına kota uygulaması, Ria Oomen-Ruijten tarafından hazırlanan ve AP Genel Kurulu'nda onaylanan Türkiye raporu toplantının ana gündemini oluşturdu. Türk milletvekillerinin sorularına cevap veren AB Komisyonu Türkiye Bölümü Direktör Yardımcısı Jean-Christophe Filori, kara taşımacılığıyla ilgili sorunların üye ülkelerle ikili temaslar çerçevesinde görüşülmesi gerektiğini belirtti. Gümrük Birliği kapsamında Türk işadamlarının AB ülkelerine gitmek üzere vize başvurularında karşılaştıkları zorluklarla ilgili soruyu cevaplandıran Filori, AB Komisyonu'nun bu sorunun farkında olduğunu ancak, herhangi bir girişimde bulunmak için gerekli görevin AB Bakanlar Konseyi tarafından verilmesi gerektiğini, bazı üye ülkelerin Türkiye'ye karşı bilinen tavırlarından ötürü de bunun zor olduğunu söyledi.
 
KPK'nın TBMM kanadında yer alan milletvekilleri Türkiye-AB ilişkilerine ilişkin görüş ve önerilerini dile getirdi.
 
KPK'nın TBMM kanadında yer alan milletvekilleri: Yaşar Yakış, Lütfi Elvan, Onur B. Öymen, Fazilet Dağcı Çığlık, Osman Çakır, Burhan Kayatürk, Yusuf Ziya İrbeç, Cevdet Yılmaz, İbrahim Kavaz, Mustafa Öztürk, Mehmet Sait Dilek, Mehmet Beyazıt Denizolgun, Taha Aksoy, Musa Sıvacıoğlu, İsmail Hakkı Biçer, Cüneyt Yüksel, Afif Demirkıran, Nevin Gaye Erbatur, Algan Hacaloğlu, Mustafa Şükrü Elekdağ, Osman Coşkunoğlu, Bengi Yıldız, Mithat Melen.
 
- Genişlemeden sorumlu AB Komiseri Olli Rehn de KPK'ya katılarak bir konuşma yaptı ve KPK üyelerinin sorularını yanıtladı. 2005 yılında başlayan AB-Türkiye katılım müzakereleri sürecinde ilerleme kaydedildiğini belirten Rehn, bu süre içinde 6 müzakere başlığının açıldığını ve Slovenya Dönem Başkanlığı'nın görev süresi tamamlanmadan önce iki başlığın (Fikri Mülkiyet Hakları ve Şirketler Hukuku) daha müzakerelere açılabileceğini söyledi. Müzakere sürecinde daha fazla ilerleme sağlamanın Türkiye'nin reformları gerçekleştirme kapasitesine bağlı olduğunu vurgulayan Rehn, yedi adet müzakere başlığının da ancak Türkiye'nin açılış için gerekli teknik kıstasları karşılaması durumunda mümkün olduğunu hatırlattı. AB Komisyonu'nun 2007 yılı ilerleme raporunda Türkiye'de siyasi reformların yavaşladığını belirttiğine işaret eden Rehn, AP raporunda da aynı değerlendirmenin yapıldığını söyledi. Kopenhag kıstasları olan hukukun üstünlüğü, pazar ekonomisinin işlerliği ve AB müktesebatının uygulanmasının kesin bir gereklilik olduğunu hatırlatan Rehn, reformlar üzerinde görüş birliğine varmak için hükümet, parlamento, adli teşkilat ve sivil toplum arasındaki diyaloğun sürdürülmesi gerektiğine dikkat çekti.
 
Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarının AB'nin temelinde yer alan değerler olduğunu söyleyen Rehn, Müzakere Çerçeve Belgesi'nin de bu değerlere yer verdiğini, Komisyon'un görevinin ise "doğruları söyleyen bir arkadaş olmak" olarak tanımlanabileceğini belirtti. Rehn, AB'nin Avrupa değerlerini karşılamak yönünde ilerlediği görmeyi istediğini, Türkiye'nin bir yılını daha kaybetmesinin üzücü olacağını söyledi. Kıbrıs sorununa da değinen Rehn, iki bölgeli, iki toplumlu siyasi eşitliğe dayalı bir federasyon oluşturulması konusunda adadaki liderlerin görüş birliğine varmasının olumlu bir gelişme olduğunu belirtti.
 
- Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Babacan 28 Mayıs'ta toplanan Avrupa Parlamentosu (AP) Dışişleri Komisyonu'nda bir sunum yaparak milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Hollandalı Hıristiyan Demokrat Parlamenter Ria Oomen Ruijten tarafından hazırlanan Türkiye Raporu'na değinen Babacan raporun dengeli bir rapor olduğunu, raporda belirtilen reformların kararlılıkla sürdürüleceğini, Türk vatandaşlarının bu konudaki isteğinin ve desteğinin devam ettiğini belirtti. Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada önemli bir aktör olduğunu vurgulayan Babacan, Orta Doğu ve Balkanlar başta olmak üzere AB Güvenlik ve Savunma Politikası çerçevesinde Lübnan, Kosova, Afganistan, Kongo gibi bölgelerde de önemli bir rol oynadığını vurguladı.
 
Türkiye'nin üyeliğinin AB'ye yapacağı ekonomik, sosyal, siyasi, kültürel katkılara değinen Babacan, Türkiye'nin özellikle enerji güvenliği açısından kilit bir ülke olduğunun altını çizdi. Türkiye-AB ilişkilerinin "sınırlarını taşan etkisine" dikkati çeken Babacan, Türkiye'nin üyeliğinin dünyadaki medeniyetler arası diyalog ihtiyacını büyük ölçüde karşılayacak sonuçlar doğuracağını ifade etti.
 
- AP Dış İlişkiler Komisyonu'nun AB'nin genişleme politikası konusunda sunacağı raporun yazımından sorumlu Hıristiyan Demokrat Parlamenter Elmar Brok (Almanya), genişleme konusunda acele adım atılmaması gerektiğini söyleyerek, AB dışındaki işbirliklerine ağırlık verilmesi gerektiğini ileri sürdü. Brok geçmişten ders alınması gerektiğini iddia ederek, Türkiye'nin reformlar konusunda kaydettiği ilerlemeyi de eleştirdi. Hazırladığı raporda AB'nin dış politika ve ekonomi alanlarında iyi çalışabilmesi ve üye ülkelerin çıkarlarını koruyabilmesi gerektiğini belirten Brok, AB'nin doğusunda yer alan ülkelerin üyelik perspektifine sahip olabilecek olgunlukta olmadıklarını ileri sürüyor. Bulgaristan ve Romanya'nın AB standartlarını karşılamaktan uzak olduğunu ve bu yüzden AB'ye üye olmak için gerekli bütün kıstasları yerine getiren ülkelerin ancak AB'nin yeni üye kabul edebilecek durumda olması halinde üyeliğe kabul edilmesi gerektiğini iddia ediyor.
 
- Brüksel'de Avrupa Siyaset Merkezi'nin (EPC) AB ile ilgili düzenlediği yıllık konferansa katılan Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner Türkiye'nin üyeliğine tam destek mesajı verdi. Kendisinin Fransız Dönem Başkanlığı'nda altı başlık açılmasından taraf olduğunu belirten Kouchner, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Türkiye'nin tam üye olmasını istemediğini ekledi.
 
Fransa 27 Mayıs'ta toplanan Türkiye-AB Ortaklık Konseyi için hazırlanan AB ortak tutum belgesinde Türkiye'ye ilişkin "katılım" ifadesine itiraz etmiş, ancak Türkiye'nin sert tepkisi üzerine geri adım atmak mecburiyetinde kalmıştı. Fransa, Slovenya'nın ardından 1 Temmuz'da dönem başkanlığını devralacak.
 
AB – Kıbrıs
 
- KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, geçtiğimiz hafta Brüksel'de AB ülkeleri dışişleri bakanlarıyla görüşmelerde bulundu. Kıbrıs Rum kesimi lideri Dimitris Hristofyas ile, doğrudan müzakereler yapılmasını bugüne kadar engelleyen farklılıkları giderebilecekleri konusunda iyimser olduğunu belirten Talat, yıl sonuna kadar bir çözüme ulaşılması konusunda hala ümitli olduğunu belirtti. Talat ayrıca, AB yetkililerinden bir çözüm bulunması için Kıbrıs Rum tarafına baskı yapmayı sürdürmelerini istediğini bildirdi ve bu konuda teşvik edilmeye ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
 
Lizbon Antlaşması
 
- Lüksemburg Parlamentosu, Lizbon Antlaşması'nı 30 Mayıs'ta onayladı. Lüksemburg meclisinde yapılan ve 3 milletvekilinin çekimser kaldığı oylamada antlaşma, 1 aleyhte oya karşılık, 47 lehte oyla kabul edildi.
 
Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker oylamanın ardından yaptığı açıklamada Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin "Müslüman bir Türkiye'nin AB'ye ait olmadığı" yönündeki sözlerini değerlendirdi.
 
Juncker, "genişleme müzakerelerinde dinin belirleyici bir etken olması konusunda bir kararları olmadığını" ifade etti.
 
AB - Genişleme
 
- Genişlemeden sorumlu AB Komiseri Olli Rehn, organize suçlarla mücadele alanında yeterli ilerleme sağlayamaması sebebiyle Bulgaristan'ın AB fonlarından yararlanamaya devam edememesinin söz konusu olabileceğini belirtti. Rehn, Bulgaristan ve Romanya'nın AB üyesi olduktan sonra ilerleme sağlaması gereken alanlardaki gelişmeleri incelemek üzere Komisyon'un bir rapor hazırladığını; raporun Temmuz ayı başında yayınlanacağını söyledi. Bulgaristan'ın 2007-2012 döneminde altyapının geliştirilmesi, istihdamın artırılması ve iyi yönetişim alanlarında kullanılmak üzere toplam 6,9 milyar €'luk bir kaynaktan yararlanması söz konusu.
 
AB – Kurumlar
 
- AB Komisyonu 28 Mayıs'ta lobicilerin AB Komisyonu çalışanları ile ilişkilerinde uymaları gereken bir kurallar bütününü kabul etti. Çıkar Temsilcileri Davranış Rehberi olarak adlandırılabilecek rehber, Aralık 2007 ve Şubat 2008 tarihleri arasında gerçekleştirilen halka açık danışma süreci sonucunda oluşturuldu. Bu çerçevede 23 Haziran'da oluşturulacak Çıkar Temsilcisi Kayıt Sistemi'ne kayıt yaptırmak isteyen lobicilerin davranışın rehberini de kabul etmeleri gerekecek.
 
AB Şeffaflık Girişimi çerçevesinde gerçekleştirilen reform lobiciler için kayıt zorunluluğu getirmese de kayıtlı olanlara bir takım avantajlar sağlayarak yeni sistemi teşvik ediyor. Bu şekilde "açıklık, dürüstlük ve doğruluk" gibi genel ilkelere bağlı kalınacağını belirten Komisyon, gönüllü lobici kayıtlarına 23 Haziran'da başlayacak.
 
Lobicilerin kabul edilen yeni rehbere göre:

• İsim ve çalıştıkları birimleri belirtmeleri;
• AB kadrolarına ya da üçüncü kişilere kendilerini yanlış tanıtmamaları;
• Sağladıkları bilginin tarafsız, tam, güncel ve doğru olmasını temin etmeleri;
• Ahlaken uygun olmayan yollardan bilgi edinimine gitmemeleri;
• AB kadrolarına kuralları ve standartları esnetmeleri yönünde telkinde bulunmamaları;
• Eski AB personelini çalıştırmaları halinde gizlilik kurallarını yerine getirmelerine saygı duymaları gerekiyor.
 
Avrupa Araştırma Alanı
 
- AB Komisyonu 27 Mayıs'ta "Daha iyi kariyer olanakları ve daha fazla hareketlilik: Araştırmacılar için Avrupa İşbirliği" başlıklı bir bildirge yayınlayarak AB'de bilim ve teknoloji alanında yeni buluşları teşvik etmeyi, genç araştırmacıları ve projelerini desteklemeyi amaçlayan yeni bir eylem planı önerdi.
 
Öneriler çerçevesinde üye ülkelerin kamusal kaynaklardan desteklenen projelere uzman alırken, yalnızca kendi ülkelerinden değil, tüm Avrupa'dan yapılan başvuruları değerlendirebilmesi ve araştırmalarını başka bir AB ülkesinde sürdürmesi gereken uzmanların, sözleşme sürelerinin uzun tutularak, maaşlarında kayıp olmasının önlenmesi ve sosyal güvenlik imkânlarının güçlendirilmesi öngörülüyor.
 
Ayrıca araştırma enstitüleriyle özel sektör arasında işbirliğinin yoğunlaştırılmasını hedefleyen Komisyon, özel sektöre geçen uzmanların akademik kariyerlerini de sürdürebilmelerinin kolaylaştırılmasını öngörüyor. AB Komisyonu'nun Bilim ve Araştırma'dan sorumlu üyesi Janez Potocnik, ekonomideki hızlı dönüşümün, bilim ve araştırma alanında yeni düzenlemeleri zorunlu kıldığını vurgulayarak 2010 yılına kadar AB istihdam pazarındaki araştırmacı sayısını artırmayı hedeflediklerini belirtti.
 
Adalet ve İçişleri
 
- AB Komisyonu 30 Mayıs'ta bir bildirge yayınlayarak bilgi ve iletişim teknolojilerinin (BİT) adalet alanında daha fazla kullanılmasına yönelik önerilerde bulundu. Komisyon'un önerileri arasında vatandaşların ve şirketlerin adalete rahat erişebilmesine yönelik olarak faaliyet gösterecek ve AB çapında hizmet verecek bir internet sitesi oluşturulması ve Avrupa Adli Sicil Kayıtları Bilgi Sistemi adında bir veri tabanı kurulması yer alıyor.
 
Kurulacak yeni sistemle farklı dil ve farklı alfabelerdeki adli kayıtların BİT sayesinde üye ülkeler arasında paylaşılması ve kolayca erişim sağlanması öngörülüyor.
 
Konuyla ilgili bir açıklama yapan AB Komisyonu'nun yargı ve temel haklardan sorumlu üyesi ve Başkan Yardımcısı Jacques Barrot, üye ülkelerin mahkemeleri, savcıları ve polis teşkilatları tarafından görülebilecek kayıtların suçlulara hak ettikleri cezanın verilebilmesi ve yeni suçların önlenmesi açısından büyük önem taşıdığını belirtti.
 
AB Komisyonu'nun önümüzdeki yıl başında uygulamaya sokmak istediği sistem için üye ülkelerin onayı gerekiyor.
 
- AB Komisyonu 30 Mayıs'ta 13 üye ülkede ulusal elektronik kimlik sistemlerinin ülkeler arasında tanınmasına ve kamu hizmetlerine daha kolay erişim sağlanmasına yönelik pilot bir proje başlattı. Günümüzde yaklaşık 30 milyon AB vatandaşı elektronik kimlik kartları sayesinde sosyal güvenlikten işsizlik maaşlarına kadar birçok kamu hizmetine rahatça erişebiliyor. Komisyon'un yeni projesi çerçevesinde AB vatandaşları tek bir kart ile tüm üye ülkelerdeki hizmetlere erişebilecek.
 
Avusturya, Belçika, Estonya, Fransa, Almanya, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Portekiz, Slovenya, İspanya, İsveç ve İngiltere'nin katılacağı 3 yıl sürecek proje için AB Komisyonu tarafından 10 milyon € harcanması öngörülüyor.
 
AB Ombudsmanı
 
- AB Ombudsmanı Nikiforos Diamandouros 27 Mayıs'ta bir bildiri yayınlayarak AB Komisyonu'nu tüm AB dillerindeki başvuruları kabul etmediği gerekçesiyle eleştirdi.
Komisyon'un yasal olarak Almanca belge kabul etmek zorunda olduğunu ileri süren bir Alman sivil toplum örgütünün şikayeti üzerine inceleme başlatan AB Ombudsmanı, Komisyon'un birçok dille aynı anda çalışmanın masraflar ve verimlilik açısından uygun olmadığı yönündeki savunmasını ikna edici bulmadığını belirtti.
 
Komisyon'un çok dillilikle ilgili yeni stratejisini Eylül 2008'de yayımlaması bekleniyor. AB bütçesinin %1'ini oluşturan çok dillilik politikası için yılda yaklaşık 1,1 milyar € harcanıyor.
 
Ekonomi
 
- Kuruluşunun 10. yılını kutlayan Avrupa Merkez Bankası'nın (AMB) yayınladığı son aylık bültende AB'yle ilgili genel ve mali sorunlar ele alındı. Bültenin AB'nin genişleme süreciyle ilgili bölümünde AB tarihinin en geniş kapsamlı genişlemesinin 1 Mayıs 2004 ve 1 Ocak 2007'deki genişlemeleri olduğu, 1999 yılında Türkiye'ye, 2004 yılında da Hırvatistan'a ve 2005 yılında da Makedonya'ya aday ülke statüsü verildiği, ayrıca diğer Batı Balkan ülkelerinin de potansiyel aday ülkeler olarak AB perspektifleri bulunduğuna değinildi. Bültende ayrıca önümüzdeki yıllar içinde AB'nin genişlemesinin yavaş da olsa devam edeceği belirtildi.  
 
- Mevsimsel olarak ayarlanmış rakamlara göre 2008 Nisan ayında Euro Alanı'nda işsizlik oranı %7,1; AB27'de ise %6,7 olarak belirlendi. Nisan 2007'de Euro Alanı'nda işsizlik oranı %7,5; AB27'de ise %7,2 olarak tespit edilmişti. Nisan 2008'de işsizliğin en düşük olduğu ülkeler Danimarka (%2,7); Hollanda (%2,8); en yüksek olduğu ülkeler ise Slovakya (%10) ve İspanya (%9,6) olarak belirlendi.
 
25 yaş altı kişiler arasında işsizlik oranı Euro bölgesi için %15,0; AB27'de ise %14,8 oldu. Bu oran Nisan 2007'de sırasıyla %14,8 ve %15,5 olarak gerçekleşmişti. Bu grupta işsizliğin en düşük olduğu ülkeler arasında Danimarka (%5,5) ve Hollanda (%5,6); en yüksek olduğu ülkeler arasında ise İspanya (%22,9), Yunanistan ve İtalya (%21,8) yer aldı.
 
Eurostat verileri Nisan 2008 itibarıyla AB'deki toplam 16,047 milyon işsizin 11,072 milyonunun Euro bölgesinde bulunduğunu ortaya koyuyor. Mart 2008 itibarıyla ABD'de işsizlik oranı %5, Japonya'da ise %3,8 olarak gerçekleşti.
 
- Eurostat'ın son tahminlerine göre Euro Alanı'nda enflasyon Mayıs ayında %3,6 oldu. Enflasyon Nisan ayında %3,3 olarak belirlenmişti. İnternet bağlantısı için

BRÜKSEL'DE GELECEK AY
 
AB Kurumları
 
• 11-13 Haziran, Ulaştırma, Enerji ve Telekom Konseyi
• 18-19 Haziran Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi
• 19-20 Haziran AB Liderler Zirvesi
 
Konferanslar-Seminerler
 
• 3-6 Haziran,"Greenweek",
http://ec.europa.eu/environment/greenweek/home.html
• 11-12 Haziran, "Employment Week",
http://www.employmentweek.com/ 
• 12 Haziran, "SME Day", Microsoft,
http://www.smeday.eu/2008/smeday/programme.htm 
• 12-13 Haziran, "Corporate Social Responsibility
http://www.csr-conference.eu/index.php 
• 20 Haziran, "Cutting red Tape for Europe
http://www.cuttingredtape.eu/ 
  
 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.