Haberin yayım tarihi
2008-07-23
Haberin bulunduğu kategoriler

Brüksel'de Bir Hafta…22 Temmuz 2008

AB – Türkiye

- Fransa'da Ulusal Meclis'i ve Senato'yu bir araya getiren Parlamento Genel Kurulu'nun 21 Temmuz'daki toplantısında AB'ye yeni katılacak ülkelerin üyeliğinin halk oylamasına sunulması teklifini de içeren anayasa değişikliği paketi 539 "evet", 357 "hayır" oyu ile kabul edildi. Kabul edilen değişiklik önergesiyle, AB'ye yeni üye olacak ülkeler için doğrudan halk oylamasına gidilmesi şartı korunurken, meclis ve senato üyelerinin beşte üçünün talep etmesi halinde, cumhurbaşkanı, söz konusu ülkenin üyeliğinin onaylanmasına parlamentonun onay verip vermeyeceğine karar verecek.
 
Mecliste daha önce kabul edilen maddede, "AB nüfusunun %5'inden fazla nüfusu olan ülkeler için doğrudan referandum şartının" korunması istenmiş, ancak Senato bu maddeyi "Türkiye gibi müttefik bir ülkeyle ilişkileri yaralayacağı" gerekçesiyle reddetmişti.
 
- 15 Temmuz'da Avrupa Parlamentosu (AP) Dış İlişkiler Komitesi'nde önceliklerini anlatan AB Dönem Başkanı Fransa'nın Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, başkanlık süresi içerisinde
Türkiye ile 2 fasılda müzakereleri başlatma kararı aldıklarını söyledi. Kouchner ayrıca Hırvatistan'la da katılım müzakerelerini sürdüreceklerini, fakat yeni AB anayasası Lizbon Anlaşması yürürlüğe girmeden yeni üye kabul edemeyeceklerini ifade etti.
 
- Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Türkiye hakkında iki yılda bir hazırladığı ekonomik araştırma raporunu yayımladı. Raporda yer alan başlıca konular:
 
• 2001 yılındaki ekonomik kriz sonrasında 2007'ye kadar yüksek büyüme gerçekleşmiş, son dönemde büyüme hızında düşüş olmuştur.
 
• Mali politikalar alanında son dönemde gerçekleşen kurumsal reformların ve mali konsolidasyonun korunması gereklidir.Bunun için çok yıllı harcama bütçesi ve faiz dışı fazla hedefi konularak kamu borçluluk oranının düşürülmesi gereklidir.
 
• Para politikası alanında Merkez Bankası'nın enflasyon oranının düşürülmesi stratejisi daha kapsamlı politikalarla desteklenmelidir. Sosyal ortaklar da ücret ve maaş düzenlemesi yaparken enflasyon hedefini dikkate alarak, bu çabalara destek vermelidir.
 
• Özel sektör düşük maliyetli, gelişmekte olan ülkelerden kaynaklanan rekabet ile başa üretimde verimliliği artırarak, yenilikçiliğe ağırlık vererek ve ücret artışlarını karlılıkla paralel tutarak başa çıkabilmelidir.
 
• 2002-2007 döneminde ve özellikle AB ile müzakerelere başlandıktan sonraki dönemde Türkiye'ye yabancı sermaye akışında büyük artış gözlenmiş, yüksek faiz getirisi bu artışta önemli bir etken olmuştur. Bunun sonucunda kur üzerinde baskı oluşmuş ve bu nedenle de özellikle geleneksel sektörlerde istihdamda düşüş gerçekleşmiştir.
 
• 2008 yılının başlarında meydana gelen iç siyasi gelişmeler ve uluslararası mali piyasalardaki kötüleşme ile paralel bir şekilde faiz oranlarının yükselmesine ve ihracatın azalmasına, iş dünyasında ve tüketicilerde güvenin zayıflamasına neden olmuştur. Bu gidişin tersine çevrilmesi için yönetsel sorunların çözümlenmesi ve iş dünyasını destekleyen yapısal koşulların geliştirilmesi gereklidir. Daha sonra da Türkiye'nin güçlü YTL ile yüzleşmesi gerekecektir.
 
• Uluslararası Para Fonu (IMF) ile anlaşmanın Mayıs 2008'de sona ermesi sonrasında yeni bir güvenilir çerçeve oluşturulmalıdır.
 
• Yakın dönemde onaylanan sosyal güvenlik reformu tam olarak uygulamaya konulmalıdır.
 
• Mali piyasalar hızlı bir şekilde çağdaşlaştırılarak yatırım koşullarının iyileştirilmesi sağlanmalıdır.Sosyal güvenlik sisteminin finansmanında isteğe bağlı tasarrufun payı artırılmalı ve zorunlu sosyal katkı oranları düşürülmeye devam edilmelidir.
 
AB – Kıbrıs
 
- Avrupa Parlamentosu (AP) Dilekçe Komisyonu tarafından KKTC'de bulunan kapalı bölge Maraş'ın durumu ile ilgili hazırlanan rapor, 16 Temmuz'da 22 olumlu 2 karşı oyla kabul edildi.

Kıbrıs'taki müzakerelere olumsuz etki yapacak unsurlar taşıdığı şeklinde değerlendirilen raporun sonuç bölümünde Türk askerlerinin adadan çekilmesi ve kapalı Maraş'ı terk eden Rumların evlerine dönmesi isteniyor. Raporda mevcut durumdan önce Birleşmiş Milletler'in sorumluluğu bulunduğu belirtiliyor. Raporda ayrıca Türkiye'nin AB prensiplerine uyma yükümlülüğü bulunduğu da hatırlatılıyor.

AB – Meksika
 
- AB Komisyonu, 15 Temmuz'da yayınladığı bir bildirge ile AB-Meksika arasında bir stratejik ortaklık kurulmasını önerdi. Konuyla ilgili bir basın toplantısı düzenleyen AB Komisyonu'nun dış ilişkiler ve komşu ülkeler politikasından sorumlu üyesi Benita Ferrero-Waldner, önerilen ortaklığın yaklaşık on yıl önce başlayan ve 2004 yılından beri hızla pekiştirilen Meksika ile karşılıklı ilişkileri güçlendirme sürecini sağlamlaştıracağını belirtti.
Komisyonun önerisinde yer alan işbirliği konuları şunlar:
 
• Siyasi konular: Çok taraflılık, demokrasi, insan hakları, kültürel diyalog, bölgesel işbirliği,
 
• Güvenlik konuları: Terörle mücadele, örgütlü suç, uyuşturucu ve insan ticaret,
 
• Çevre ve enerji güvenliği konuları: iklim değişikliği, doğal afetler, balık kaynaklarının gereğinden fazla zorlanması,
 
• Sosyo-ekonomik konular: Kalkınma politikası, yatırım ve sosyal sorumluluk, yenilikçilik ve fikri mülkiyet hakları, göç, gıda fiyatları vb.
 
AB ve Meksika 1997 yılında ekonomik ortaklık, siyasi uyum ve işbirliği üzerine bir antlaşma imzalamış; bu antlaşma 2000 yılında yürürlüğe girmişti. Meksika Birleşmiş Milletler bütçesine en çok katkı sağlayan ülkeler arasında yer alıyor.

Genişleme 

- Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra işlenmiş en büyük savaş suçlarının ele başı olarak nitelendirilen Bosnalı Sırp lider Radovan Karaciç tutuklandı. 1991-1995 yılları arasında 8000'den fazla kişinin ölümüyle sonuçlanan Srebrenica katliamı da dahil olmak üzere başta soykırım suçuyla yargılanacak olan Karaciç, eski Yugoslavya için kurunla Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) sevk edildi.
 
Karaciç'in yakalanması üzerine birer açıklama yapan AB Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso, AB Güvenlik ve Dış Politika Yüksek Temsilcisi Javier Solana ve AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn tutuklamanın, Sırbıstan hükümetinin uluslarararası kuruluşlarla işbirliğini kanıtladığını ve AB ile bütünleşme hedefi için önemli bir adım olduğunu ifade ettiler.
 
- AB Komisyonu Romanya ve özellikle Bulgaristan'ı yolsuzlukla mücadele alanında yeterince çaba göstermediği ve sonuç alamadığı için sert bir dille eleştirdi. Ancak şu aşamada bu ülkelere yönelik önemli yaptırımlar uygulanması yönünde herhangi bir karar verilmedi. Adalet ve içişleri alanında hazırlanan rapora göre Bulgaristan'da yolsuzlukla mücadeleye yönelik bazı davalarda ilerleme kaydedilmiş olmasına karşın sonuç alınamamış olduğu belirtiliyor. Kurumların ve süreçlerin işleyişinin kağıt üzerinde yolunda göründüğü, tavsiye kararlarının uygulamasının takip edilmediği, bu nedenle de sonuç alınmadığına işaret ediliyor.
 
Komisyon ayrı bir rapor kapsamında Bulgaristan'da AB fonlarının kullanımının ne şekilde yönetildiğini değerlendirecek. Ayrıca katılım öncesi programı (PHARE) kapsamında - 4 –
Bulgaristan'a kullandırılması öngörülen 600 milyon Euro'luk kaynağın dondurulması da planlanıyor.
 
Romanya ile ilgili olarak yayınlanan raporda ise yolsuzlukla mücadelede ve adli sistemin reform çalışmalarında daha fazla ilerleme sağlanması gerektiği, Romanya'nın bu alanda başlattığı çalışmaların umut verici olduğu belirtiliyor.
 
- Almanya, AB'ye yeni üye olan Doğu Avrupa ülkeleri işçilerine uyguladığı kısıtlamayı 2011 yılına kadar sürdürme kararı aldı.
 
2004 yılındaki genişleme sonrasında Almanya yeni üye ülke vatandaşlarının Almanya'ya gelerek çalışmasını engelleyen bir karar almıştı. Almanya'nın yeni kararı yalnızca Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Slovakya, Letonya, Litvanya, Estonya ve Slovenya'yı kapsıyor.

Aynı şekilde Avusturya, Belçika ve Danimarka da Almanya'nın karar verdiği kısıtlamaları uygulamaya devam ediyor. Fransa ise Bulgaristan ve Romanya hariç kısıtlamaları kaldırma kararı vermişti.
 
Lizbon Antlaşması
 
- İngiltere Lizbon Antlaşması'nı 17 Temmuz'da resmen kabul etti. İngiliz hükümetinden yapılan açıklamada, geçen ay parlamentoda kabul edilen ve Kraliçe II. Elizabeth'in onayına sunulan anlaşmayla ilgili son formalitelerin tamamlandığı belirtildi. Böylece 23 AB üyesi Lizbon Antlaşması'nı onaylamış oldu.
 
AB Dönem Başkanı Fransa'nın Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, antlaşmayı halkoylaması sonucunda reddeden İrlanda'nın ortaya çıkardığı sorunun aşılması için 21 Temmuz'da İrlanda'da bir dizi görüşmelerde bulundu. Sarkozy İrlanda Başbakanı Brian Cowen'a 2009 Temmuz ayında düzenlenecek olan Avrupa Parlamentosu seçimleri sırasında İrlanda'da ikinci bir halk oylaması düzenlenmesi teklifinde bulundu.
 
Vergi
 
- AB Komisyonu, 16 Temmuz'da yürürlükte bulunan AB tütün tüketim vergisi mevzuatının değiştirilmesi için bir yönerge teklifi sundu. Taslakta 2014 yılına kadar sigaralar ve işlenmiş tütün ürünleri üzerindeki asgari vergilendirme düzeyinin kademeli artışı öngörülüyor. Ayrıca, puro olarak arz edilen ve dolayısıyla daha düşük vergi oranından yararlanan belli sigara ve işlenmiş tütün ürünlerine izin veren yasal boşlukları yok edebilmek için tütün ürünlerinin tanımlarını yeniliyor. Üye ülkelerin tütün vergilendirme düzeyleri arasındaki farklılıkları azaltması ve AB içindeki tütün kaçakçılığını önlemeye yardım etmesi öngörülen telif çerçevesinde aynı zamanda önümüzdeki beş yıl içinde tütün tüketiminin %10 azaltılması hedefleniyor.
 
AB'de günümüzde en az ve en yüksek vergilendirme yapan üye devletler arasında sigarada %600'e varan farklar bulunuyor. Yeni teklif çerçevesinde günümüzde fiyatın en az %57'sine denk gelmesi ve1000 sigara için en az 64 € olması gereken verginin, 2014 yılına kadar %63'e ve 90 €'ya ulaşması gerekecek.
 
Telekomünikasyon
 
- AB Komisyonu, mobil telefon hizmeti operatörlerine yurtdışı dolaşım (roaming) ücret politikalarında gönüllü olarak değişime gitmeleri için tanıdığı bir yıllık sürenin dolmasını takiben 15 Temmuz'da bir açıklama yaparak, yurtdışı SMS kısa mesaj hizmeti ücretlerinin düşmesi için de bir dizi önlem alacağını açıkladı. AB Komisyonu'nun telekomünikasyondan sorumlu üyesi Viviane Reding, "kısa mesajlara uygulanan ücretlerin %97'sinin kar" olduğunu belirterek bu oranın kabul edilemez olduğunu söyledi. Komisyon'un sonbahar aylarında AP ve AB Bakanlar Konseyi'ne yeni önerilerde bulunması öngörülüyor.
 
AB'de dolaşım çerçevesinde yılda yaklaşık 2,5 milyar SMS mesajı gönderiliyor. Komisyon'un araştırmalarına göre Fransız bir turist diğer AB ülkelerinde mesaj başına ortalama 0,30 € ücret öderken bu rakam bir İngiliz turist için 0,63 €'ya kadar çıkabiliyor. Komisyon'un SMS konusundaki çalışmalarına paralel olarak 30 Haziran 2007 tarihinde yürürlüğe giren Dolaşım (roaming) Yönetmeliği de gözden geçiriliyor.
 
Fikri Mülkiyet Hakları
 
- AB Komisyonu 16 Temmuz'da telif hakları alanında iki öneri kabul etti. Yorumculara uygulanan telif hakkı korunumu süresi ile yazarlara uygulanan sürenin ve müşterek bestelere uygulanan telif haklarının tamamen uyumlu hale getirilmesini hedefleyen öneriler çerçevesinde kayıtlı performansların ve kayıtların kendisinin telif hakkı korunumu süresinin 50 yıldan 95 yıla çıkarılması, böylece hem yorumcuların hem yapımcıların eserler üzerindeki telif haklarından daha uzun süre faydalanmalarının sağlanması öngörülüyor.
Komisyon ayrıca "Bilgi Ekonomisinde Telif Hakları" adlı bir Yeşil Kitap yayınlayarak ilgili kurum ve kuruluşları bilgi-yoğun alanlarda telif hakları politikasının geleceği ile ilgili görüş bildirmeye davet etti.
 
Ortak Tarım Politikası (OTP)

 
- AB Komisyonu 16 Temmuz'da AB fonlarının dağıtımında esas alınan tarımsal ve kırsal arazi tanımlama sisteminde elverişsiz arazileri tarla ve bahçe olarak göstererek yalan beyanda bulunduğu gerekçesiyle Yunanistan'a ayrılan tarım arazisi toplamına dayalı OTP ödeneğinde ve kırsal kalkınma desteğinde %10 indirime gidileceğini açıkladı.
 
AB daha önce de Yunanistan'ın gerekli kriterleri karşılamadığı halde Euro Alanı'nda bölgesine girebilmek için ekonomik verilerle oynadığını tespit etmişti.
 
AB'nin geçen yıl 114 milyar €'yu bulan ortak bütçesine en fazla net katkıyı 9,2 milyar €'yla Almanya yaparken, Yunanistan, 5,4 milyar €'yla en büyük net alıcı oldu
 
AB'nin 2007 bütçesine 3,02 milyar € katkı yapan Yunanistan, 2,7 milyar €'su tarımsal destek olmak üzere AB fonlarından 8,43 milyar € kullandı.
 
Ekonomi
 
- Euro Alanı'nda Haziran 2008 itibarıyla yıllık enflasyon Mayıs ayına göre %0,3 artarak %4,0 olarak belirlendi. AB27'de ise yıllık enflasyon oranı %4,3 oldu. Geçen yılın aynı döneminde yıllık enflasyon oranı Euro Alanı'nda %0,4, AB27'de %0,4 olarak kaydedilmişti.
 
En düşük enflasyon oranının kaydedildiği üye ülkeler Hollanda (%1,7), İngiltere (%2,4), Danimarka ve İsveç (%2,6) oldu. En yüksek enflasyon oranı Letonya (%14,5), Bulgaristan (%11,7) ve Estonya'da (%9,7) kaydedildi.
 
- Eurostat tarafından yayınlanan 2007 İş Gücü Araştırması'nın sonuçlarına göre, AB'de 15-64 yaş grubu için istihdam oranı 2007 yılında %65,4 olarak kaydedildi. Bu oran 2006 yılında %64,5, 2000 yılında %621,1 olmuştu.
 
2007 yılında kadınların istihdam oranı ise %58,3 olarak belirlendi. Bu oran 2006 yılında %57,3; 2000 yılında %53,6 olmuştu.
 
15-64 yaş gurubu için istihdamın en yüksek olduğu ülkeler Danimarka (%77,1), Hollanda (%76), İsveç (%74,2) ve Avusturya (%71,4) olurken; Malta (%55,7), Polonya (%57,0), Macaristan (%57,3), İtalya (%58,7) ve Romanya'da (%58,8) oran %60'ın altında oldu.
 
Kadınların istihdam oranı açısından ise en yüksek rakamlar Danimarka (%73,2), Hollanda (%69,6), ve Finlandiya'da (%68,5) kaydedildi.
 
- Eurostat tarafından yayınlanan son tahminlere göre Euro Alanı'nın dünyanın geri kalan bölgeleriyle arasındaki ticarette Mayıs 2007 rakamlarına göre 1,4 milyar € fazla veren ticaret hacmi, Mayıs 2008'de 4,6 milyar € açık verdi. Nisan 2008 verilerine göre ise Euro Alanı'nın ticaret fazlası 2,5 milyar € oldu. Nisan 2007'de Euro Alanı'nın 2,0 milyar €'luk ticaret fazlası gerçekleşmişti.
 
Mayıs 2008 için ilk tahminlere göre, AB27'nin ticari açığı 21,5 milyar € oldu, AB27'nin Mayıs 2007'deki dış ticaret açığı 14,7 milyar € olarak belirlenmişti.
 
AB'nin ticari ortaklarının büyük bir bölümüyle arasındaki ticarette artış gözlenirken, ABD (-%3) ve Japonya'ya (-%2) yapılan ihracat ile Japonya'dan (-%1) yapılan ithalatta düşüşler kaydedildi.
AB'nin Türkiye'ye ihracatında ise %16'lık, ithalatta ise %5'lik bir artış gerçekleşti.
 
2008 Ocak-Nisan döneminde AB üyeleri arasında en yüksek dış ticaret fazlası veren ülkeler arasında Almanya (69,1 milyar €) ve Hollanda (15,2 milyar €) bulunurken, en büyük dış ticaret açığı ise İngiltere (44,6 milyar €), İspanya (34,3 milyar €), Fransa (19,5 milyar €), Yunanistan'da (11,9 milyar €) kaydedildi.
*
BRÜKSEL'DE GELECEK AY
AB Kurumları

 
• 24-25 Temmuz, Adalet ve İçişleri Bakanlar Konseyi
 
• 25 Temmuz, AB – Güney Afrika Zirvesi
 
Konferanslar-Seminerler
 
• 16 Eylül, "Making Europe Greener" CEPS, www.ceps.be 
 
• 17 Eylül, "Policy briefing with Jean-Claude Juncker" The EPC, www.epc.eu 
 
Dr Bahadir Kaleagasi
 
               
TUSIAD
                 
Turkish Industrialists' & Business Association    
Representative to the EU and BUSINESSEUROPE        
(The Confederation of European Business)          
     
Avenue des Gaulois, 13 - 1040 BRUSSELS    
T: +32 2 7364047    F: +32 2 7363993            
kaleagasi@tusiad.org     www.tusiad.org      

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.