Haberin yayım tarihi
2008-11-25
Haberin bulunduğu kategoriler

Brüksel'de Bir hafta..25 Kasım 2008

AB – Türkiye
 
- 18 – 19 Kasım tarihlerinde Paris'te 25'incisi düzenlenen Türkiye – AB Karma İstişare Komitesi (KİK) toplantısı sonunda kabul edilen ortak bildiride şu eleştiri ve tavsiyelerde bulunuldu:
 
• AB'ye katılım sürecinde AB Komisyonu ve Türk hükümeti, KİK ve sivil toplum kuruluşlarına daha çok danışmalı ve onları düzenli olarak bilgilendirmelidir.
 
• Müzakere başlıkları çok yavaş olarak açılmaktadır; Fransa'nın Konsey dönem başkanlığı bitmeden yeni başlıkların açılması gereklidir.
 
• Türkiye Anayasası'nın gözden geçirilmesi tamamlanmalıdır ve reform süreci bir takvim çizelgesine bağlanmalıdır.
 
• Türk hükümeti reformlara ilişkin sivil toplumla geniş uzlaşma arayışında olmalıdır.
 
• Anayasa'da temel özgürlüklerin ve vatandaşlık haklarının pekiştirilmesi konusu açıkça belirtilmelidir.
 
• KOBİ'lerin finansman sorununa çare bulunmalıdır.
 
• Türk hükümeti, daha önce söz vermesine rağmen Dünya İşçi Örgütü (ILO) sözleşmesine uygun yasal düzenlemeleri hala yapmamaktadır.
 
• Türkiye'nin sağlık ve tüketici haklarıyla ilgili gerekli düzenlemeleri yapması beklenmektedir. 

AB - ABD
 
- ABD Ulusal İstihbarat Konseyi tarafından 2025 yılında küresel eğilimleri ortaya koymak üzere oluşturulan "Global Trends 2025" raporuna göre AB siyasi birliğini sağlayacak ve kurumsal reformlarını tamamlamış olacak. Ancak yine de ulusal çıkarlar ve bir bütün olarak AB'nin çıkarları arasında paralellik kurulamamasından ve kamuoyunun yeterince demokrasi olmadığına ilişkin kuşkularından ötürü AB büyük ve önemli bir uluslararası güç olamayacak. Rapor, AB'nin önemli bir askeri güç olmayı da başaramayacağını iddia ediyor. Ayrıca işgücünün azalması ve nüfusun yaşlanması gibi gerçeklerin AB sosyal modelinin işe yarayıp yaramadığının göstergesi olacağı belirtiliyor. Azınlıkların toplumla bütünleşmesi konusunun önyargılar ve ekonomik sorunlar nedeniyle daha güç bir hale geleceği belirtilen raporda Türkiye'nin üyeliği AB'nin dışa açık olup olmadığını ortaya koyacak önemli bir test olarak değerlendiriliyor.
 
Rapor, AB kamuoyunun ekonomik, sosyal ve siyasal bütünleşmenin daha da güçlendirilmesi yönünde ikna edilmemesi halinde ulusal gündemlerin ön planda yer kalmaya devam edeceğine işaret ediyor.

Enerji alanında AB'nin Rusya'ya olan bağımlılığının devam edileceği öngörülen raporda örgütlü suçların ileride de sorun olmaya devam edeceğine yer veriliyor.
 
Lizbon Antlaşması
 
- İsveç Parlamentosu Lizbon Antlaşması'nı kabul etti. Oylama öncesinde Sol Parti ve Yeşiller, Antlaşma'nın oylamasını bir yıl geciktirmek üzere bir çalışma yaptı ancak, merkez sağ koalisyon hükümeti ve ana muhalefet partisi olan Demokrat Sol Parti'nin verdiği destekle Lizbon Antlaşması onaylanmış oldu.

Oylama öncesinde Parlamento'da yapılan tartışmalar İsveç'teki toplu sözleşmeler ve İsveç'in ulusal yetkilerinin bir bölümünün AB kurumlarına devredilmesi üzerine yoğunlaştı.
 
AB - Genişleme
 
- AB Komisyonu AB'nin son dönemde gerçekleştirdiği iki genişleme sonrasında işgücünün serbest dolaşımı konusunda bir rapor hazırladı. Rapor, özellikle 2004 yılındaki genişleme sırasında AB'ye 10 yeni üyenin katılımı nedeniyle eski üye ülkelerde ortaya çıkan endişelere ilişkin bulgular içeriyor. Yeni üye ülke vatandaşlarının gelerek kendi işgücü piyasasını ele geçireceğine yönelik endişe taşıyan eski üyelere geçiş dönemi önlemi alma izni tanınmıştı. Aynı önlemler Bulgaristan ve Romanya vatandaşlarına karşı da uygulanmıştı.
 
Mevcut durumda eski üyelerin bu endişelerinin yersiz olduğu görülüyor. Rapor, eski üye ülkelere doğru gerçekleşen işgücü akımının yeni üyelerden değil, üçüncü ülkelerden kaynaklandığını ortaya koyuyor. Ayrıca AB15'te mevcut işgücünün işlerini yeni gelen kişilere kaptırmadığı, yeni istihdam açılımlarının bu kişiler tarafından doldurulduğu belirtiliyor.
 
AB'nin Batı Avrupa üyelerinin nüfusunun %0,9'unu yeni üye olan ülkelerin vatandaşları oluşturuyor; bu rakam 2003'te %0,4 idi. Bunun yanı sıra AB15'te yaşayan üçüncü ülke vatandaşlarının oranı 2003'te %3,7 iken bugün %4,5 düzeyine çıkmış bulunuyor.
 
Komisyon, üye ülkeleri yeni üyelere uyguladığı sınırlamaları kaldırmaya teşvik ediyor.

Halihazırda sadece Avusturya, Belçika, Danimarka ve Almanya, Doğu Avrupa ülkelerine yönelik işgücünün dolaşımını sınırlandırmayı sürdürüyor. Bulgaristan ve Romanya'ya yönelik sınırlandırmalar ise AB15'in büyük bir bölümü tarafından sürdürülüyor. Batı Avrupa'da çalışan Doğu Avrupa ülkesi vatandaşları arasında Polonya, Litvanya ve Slovakya yer alıyor.

Çalışmak için tercih ettikleri ülkeler ise İrlanda ve İngiltere. Romanyalılar ise daha çok İspanya ve İtalya'da çalışmayı tercih ediyor.
 
Devlet Yardımları
 
- Belçika Devleti'nin Fortis Bank'a verdiği garanti, AB Komisyonu tarafından devlet yardımları ile ilgili bildirgeye uygun görülerek (IP/08/1495) onaylandı.
 
Fortis Bank'ın mevcut mali sıkıntılarını asgari düzeye indirmek amacıyla ortaya konacak olan garanti planının içeriği ve uygulama süresi kısıtlı olacak. Söz konusu garanti, 29 Eylül ve 6 Ekim 2008 tarihlerinde bankayı korumak için alınmış olan önlemleri (BNP Paribas'ya hisse satışı ve sermaye yatırımları) kapsamıyor.
 
Çevre
 
- İşçi sağlığını koruma ve çevreye verilen zararın azaltılması amacıyla, eski gemilerin daha güvenli parçalanmasına ilişkin çalışmalarını Nisan 2006'dan itibaren sürdüren AB Komisyonu, konuya ilgili olarak bir AB stratejisi yayınladı.
 
Söz konusu strateji, Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından Mayıs 2009'da sonuçlandırılması ve 2015'te yürürlüğe girmesi beklenen Güvenli Gemi Dönüştürme Anlaşması'nın temel unsurlarını oluşturacak. Önerilen AB stratejisi temel unsurları şunlardır:
 
• IMO'nun hazırladığı Anlaşma'da öngörülen temel hedeflerin gerçekleşmesine, gemilerde bulunan ağır metallerin teknik kontrol, belgelendirme ve sayımlarının yapılarak, yardımcı olunması.
 
• Gemicilik sektöründen gelebilecek çevreci dönüştürmeye katkı, temiz geri dönüştürme listesinin hazırlanması, konuyla ilgili rehber çalışmalar yapılması gibi çeşitli gönüllü girişimlerin ödüllendirilmesi.
 
• Gelişmekte olan ülkelerde çevre ve insan sağlığını korumaya yönelik altyapı sistemlerinin oluşturulması ve güvenlik alanında eğitim programları sunulması için teknik destek sağlanması.
 
• Gemi atıklarına ilişkin yürürlükle olan yasa uygulamalarının güçlendirilmesi, Avrupa tersanelerindeki kontrollerin artırılması; konu ile ilgili AB yetkilileri arasında işbirliği ve bilgi paylaşımının güçlendirilmesi; sökülmeye hazır gemilerin listesinin hazırlanması.
 
Strateji ayrıca şu konularda Komisyon'un fizibilite çalışması yapmasını öngörüyor:
 
• Gemilerin temiz bir şekilde parçalanması için uluslar arası bir fon sistemi kurulması
 
• Anlaşma'nın kapsamadığı savaş gemileri ve devlete ait diğer gemilerin, AB temiz gemi parçalama kurallarını uygulamasının sağlanması.
 
• Dünya çapında kullanılan gemi geri dönüştürme sistemlerinin denetlenmesini ve belgelendirilmesini öngören bir düzen oluşturup, AB gemilerinin bu düzeni kullanmaya teşvik edilmesi.
 
- Çevre yönetimi konularında öncülük eden şirket ve kamu kuruluşlarına verilen EMAS (Eko-Yönetim ve Denetleme Programı) Ödülleri'ne bu yıl AB üyesi 13 ülkeden 32 kurum layık görüldü.
 
Program, özel ve kamuya ait şirketlerin çevre performanslarını çevre yönetim sistemleri uygulayarak arttırmasını hedefliyor. Gönüllülük esasına dayanan sistem, çevre dostu politikalar izleyen kuruluşların çevresel performanslarını değerlendirme, raporlama ve iyileştirme amacını taşıyor.
 
EMAS ödülleri bu sene, sera gazı salımı ve enerji tüketiminin azaltılması, geri dönüşüm ve yeniden kazanma tekniklerin kullanımı, etkin enerji kullanım sistemleri ve yönetim programları gelişimi alanlarında başarılı kuruluşlara verildi.
 
Ödüllendirilen kuruluşlar, mikro kurumlar, küçük işletmeler, orta büyüklükte işletmeler, büyük işletmeler ve kamu sektörü olmak üzere beş kategoriye göre değerlendiriliyor. Her ülkeden kategori başına bir aday seçiliyor. AB'ye üye ülkeler arasından seçilen 32 kurum arasında, Avusturya (2), Belçika (2), Danimarka (3), Almanya (5), Macaristan (4), İrlanda (1), İtalya (4), Hollanda (1), Norveç (2), Polonya (1), İspanya (2), İsveç (2) ve İngiltere (3) bulunuyor.
 
Ar - Ge
 
- Avrupa Hayat ve Çalışma Şartlarını Geliştirme Vakfı (Eurofound) tarafından yapılan AB'de Yaşam Kalitesi Anketi'nin ilk sonuçlarına göre AB'de hayat tatmin düzeyi en düşük olan vatandaşların Bulgarlar olduğu belirlendi. AB'ye üye 27 ülkenin yanı sıra Norveç ve aday ülkeler Hırvatistan, Makedonya ve Türkiye'de gerçekleştirildi.
 
Bulgarların hayattan tatmin dereceleri 10 üzeriden 5 olurken, mutluluk düzeyleri 10 üzerinden 5,8 olarak belirlendi. 2007 yılında Bulgarlarla beraber AB'ye üye olan Romenlerin hayattan tatmin düzeyi 10 üzerinden 6,5, mutluluk seviyesi ise 10 üzerinden 7 ile daha olumlu oldu.

Ankete göre hayattan en çok keyif alanlar başta Danimarkalılar olmak üzere İskandinav ülkelerinin vatandaşları.
 
2004 yılında AB'ye üye olan devletlerden yalnız Malta hayatından memnun ilk on Avrupa halkı içerisinde yer aldı. AB15'de ise hayat tatmin düzeyi en düşük olan vatandaşların Portekizliler olduğu belirtilirken, onları İtalyanlar ve Yunanlılar takip etti.
 
Fransızlar, Çekler, Slovaklar, Bulgarlar, İtalyanlar, Macarlar ve Portekizlilerin gelecek için iyimser bir bakış açısı içinde oldukları belirtildi.
 
Eylül 2007 ve Şubat 2008 tarihleri arasında yürütülen araştırmanın kesin sonuçları 2009 ilkbaharında yayımlanacak.
 
Bilgi Toplumu
 
- İngiliz telekomünikasyon düzenleme kurumu Ofcom tarafından yaptırılan araştırmaya göre, İngilizler, AB vatandaşları arasında en aktif internet kullanıcıları olarak belirlendi.
 
2004-2007 yılları arasında en hızlı internet bağlantısı gelişimi, yıllık %5'lik büyüme oranıyla İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda, İsveç ve İrlanda'da kaydedildi. Araştırma yapılan tüm ülkelerde, kadınların erkeklere göre daha fazla internet kullanıcısı olduğu gözlemlendi.

İnternet kullanımında haftada 15 saat ile Amerikalılar önde giderken, onları haftada 14 saatle İngilizler takip ediyor. İspanyollar ise haftalık 7,5 saatle üzerinde en az zaman harcayan AB vatandaşları. Son dört sene içinde İngiltere'de kişi başı internet kullanım düzeyinin yıllık %30'luk bir oranla en hızlı artışı sergilediği vurgulanıyor.
 
Avrupa'da interneti televizyon izlemek için kullanan tüketicilerin en çok İngiliz vatandaşları olduğu belirtiliyor. İngilizler internet üzerinden Facebook, Bebo ve Myspace gibi sosyal ağların kullanımında da başı çekiyor. Dünya çapında ise internet üzerinden sosyal ağların geliştirilmesinde Kanadalılar başta geliyor.
 
Ortak Tarım Politikası (OTP)
 
- AB Tarım Bakanları Konseyi OTP ile ilgili reform önerilerini uzun tartışmalar sonrasında kabul etti. Kasım 2007'de AB Komisyonu tarafından hazırlanan öneriye göre AB'nin çiftçilere ürettikleri ürüne göre doğrudan mali destek vermesi uygulamasından vazgeçilerek, kırsal kalkınma ve iklim değişikliğini önlemeye yönelik projelerin desteklenmesi yaklaşımı benimseniyor.
 
Değişiklik paketi içinde yer alan noktalara arasında üzerinde anlaşılması en güç olan konu başlığı süt kotalarının bir 2015 yılına kadar ortadan kaldırılması oldu. Özellikle Almanya ve Fransa'nın itiraz ettiği bu konu, 2009'dan itibaren süt kotalarının tamamen ortadan kaldırılana kadar her yıl %1 artırılmasına karar verilerek anlaşmaya bağlandı. Ayrıca Fransa, Almanya ve Avusturya'daki küçük ölçekli çiftliklere özel bir yardım sağlanmasına karar verildi.
 
Komisyon'un hazırladığı öneri doğrudan yardım, piyasa düzenleme araçları ve kırsal kalkınma politikasında bazı değişiklikler yapılmasını öngörüyor. Mevcut sistemde üretim fazlasının kamu tarafından satın alınması, süt kotaları gibi konular ele alınıyor. İklim değişikliğiyle mücadele, su yönetimi, sürdürülebilir üretim, biyo-çeşitliliğin korunması gibi konular ise kırsal kalkınma politikası kapsamında ele alınarak bu konulardaki projelerin desteklenmesi hedefleniyor.
 
Mavi Kart Uygulaması
 
- Avrupa Parlamentosu milletvekilleri 20 Kasım'da gerçekleşen Genel Kurul'da Mavi Kart uygulamasıyla ilgili raporu kabul etti. AB vatandaşı olmayanların AB ülkelerinde çalışabilmesine olanak sağlayacak olan bu uygulamaya ilişkin raporu 388 olumlu, 65 olumsuz ve 124 çekimser oyla kabul etti.
 
Raporda iş sözleşmesinde Mavi Kart alacak olan kişinin gelirinin o ülkedeki ortalama maaşın en az 1,7 katı olacağının belirtilmesi koşulu öngörülüyor. AB bakanları bu rakamın ortalama maaşın en az 1,5 katı olarak belirlemişti. Ayrıca sağlık ve eğitim alanları için 1,2 kat olarak belirlenmişti.
 
Mavi Kart girişimi AB ülkelerindeki işgücü ihtiyacının AB dışındaki ülkelerden kaliteli işgücü çekerek sağlamak üzere geliştirildi. Bu girişime göre hangi sektörlerde ne kadar işgücüne ihtiyaç olduğunu belirlemek üye ülkelerin yetkisine bırakılacak. Mavi Kart uygulamasının 2011 yılında yürürlüğe girmesi öngörülüyor.
*
 
BRÜKSEL'DE GELECEK AY
 
AB Kurumları
 
• 27 Kasım, Telekomünikasyon Bakanlar Konseyi
• 27-28 Kasım, Adalet ve İçişleri Bakanlar Konseyi
• 1 Aralık, AB – Çin Zirvesi
• 1-2 Aralık, Rekabetçilik Konseyi
• 2 Aralık, AB Maliye Bakanları Konseyi
• 4-5 Aralık, Çevre Bakanları Konseyi
• 8-9 Aralık, Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi
• 11-12 Aralık, AB Liderler Zirvesi
• 22 Aralık, AB – Brezilya Zirvesi
 
Konferanslar-Seminerler
 
25 - 27 Kasım, "The European Paper Industry – Fit for the Future", Brüksel

www.cepi.org/Content/Default.asp?PageID=73
 
 
26 - 28 Kasım, "ECTA 9. Annual Regulator y Conference", Brüksel
 
www.ectaportal.com/regulatory08/ 
 
27 - 28 Kasım, "CIAA Congress 2008: The Food and Drink Industry in the 21st Century", Brüksel,
 
www.ciaacongress2008.eu/ 
 
11 Aralık, "Executive com pensation in the aftermath of the crisis",

www.ceps.be 
  
HAZIRLAYANLAR :
Dilek İştar Ateş – Suna Orçun

bxloffice@tusiad.org 
www.tusiad.org 
 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.