Haberin yayım tarihi
2008-07-01
Haberin bulunduğu kategoriler

Brüksel'de Bir Hafta….30 Haziran 2008

AB – Türkiye

- Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Genel Kurulu, Belçikalı üye Luc Van den Brande tarafından hazırlanan "Türkiye'de demokratik kurumların işleyişi" konulu taslak rapor ve buna bağlı karar tasarısını kabul etti. Oylamada, 65 "evet", 3 "ret", 3 "çekimser" oy çıktı. AKPM, Türkiye için izleme mekanizmasının gerekmesi halinde ciddi bir biçimde tekrar gözden geçirilmesine karar verdi. Raporda, AKPM'nin izleme komitesinden, Türkiye'deki anayasa hazırlama çalışma süreci, devlet kurumlarının demokratik işleyişinin yakından izlenmesi istendi ve Türkiye ile izleme süreci sonrası diyaloğun yoğunlaştırılması çağrısında bulunuldu.
 
Anayasa Mahkemesi tarafından AKP hakkında açılan davaya da atıfta bulunulan kararda, söz konusu davanın sonucu ne olursa olsun, iktidar partisi ile Başbakan ve Cumhurbaşkanı hakkında açılan davadan endişe duyulduğu ileri sürüldü. Ayrıca davanın Türkiye'de siyasi istikrarı etkileyeceği görüşüne yer verildi. Türkiye'de hükümetin yeni anayasa oluşturma çalışmalarına da değinilen kararda bu çalışmaların, toplumun bütün taraflarının katılımıyla geniş çaplı ulusal bir tartışma için yeni bir fırsat penceresi oluşturması temennisinde bulunuldu. Hükümetin bu çalışmalar esnasında Venedik Komisyonu ile yakın işbirliği içine girmesi önerilen kararda, Avrupa standartlarına uygun, temel hak ve özgürlüklerle insan haklarının korunması konularının yeni anayasanın merkezinde yer alması gerektiğine değinildi.
 
Kuvvetler ayrılığı ve bağımsız yargı ilkesinin demokrasinin temel ilkeleri olduğu hatırlatılan kararda, Anayasa Mahkemesi üzerinde hiçbir baskı oluşturulmaması çağrısında bulunulurken, mahkemenin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ifade özgürlüğü ve örgütlenme hakkına uygun ve parti kapatma ile ilgili Venedik Komisyonu kararları çerçevesinde Avrupa standartlarına uygun karar vereceği inancı içinde olunduğu vurgulandı. 

AKPM, 2004 yılında Türkiye üzerindeki izleme sürecinin sona erdirilmesine karar vermiş ve böylece Türkiye'nin AB ile tam üyelik müzakereleri sürecinin önü açılmıştı.
 
- İngiltere Parlamentosu Sanayi ve Ticaret Komisyonu Türkiye ile ilgili bir rapor yayınladı. Raporun hazırlanma aşamasında TÜSİAD ile görüşüldüğüne de yer veriliyor.
 
Raporda:
 
• Son yıllarda Türkiye'de ekonomik büyümenin güçlü olduğu ancak yavaşlama eğilimine girdiği;

• Gelişmiş ülkeler standartlarına göre gayri safi milli hasılanın düşük ve enflasyonun yüksek olduğu;

• Türkiye'nin içinde bulunduğu güçlükler ne olursa olsun, Türk ekonomisinin büyük bir ekonomi olduğu, genç nüfusu ve ülkeye yatırım akışı ile stratejik bir öneme sahip olduğu;

• Siyasi ve sosyal reformların devam etmesi gerektiği;

• Kıbrıs sorununun çözümlenmesi gerektiği;

• AB ülkelerinin müzakerelerin sürdürülmesi yönündeki isteklerini kaybettiklerine ilişkin işaretlerin endişe verici olduğu;

• AKP'ye karşı açılan kapatma davasının çok ciddi sonuçlara yol açmasının mümkün olmasına karşın davanın hukuk çerçevesinde işlediği;

• Üyelik sürecinin zor bir süreç olacağı ancak, zaman içinde taraflara fayda sağlamaya başlayacağı;

• Türkiye'nin AB'ye en erken 2014 yılında üye olabileceği belirtiliyor, Türkiye'nin AB sürecin

• in kesintiye uğramaması hakkında İngiliz Hükümeti ve AB kurumları uyarılıyor.
 
- Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FİDH), 2007 raporu yayımlandı. Raporda Türkiye ile ilgili eleştirilere de yer veriliyor. Özellikle cezaevi dışındaki ve gösteriler bağlamındaki yakalamalar ve gözaltılar sırasında işkence ve kötü muamelelerin hâlâ bildirildiği belirtilen belgede yine de AB üyelik sürecinin işkence ve insan hakları alanında çok olumlu etkiye sahip olduğu ifade ediliyor. Raporda belirtilen rakamlara göre Türkiye'de işkence ve kötü muamele şikayetinde bulunanların sayısı 2006 yılında 222 iken bu rakam 2007'de 310'a yükseldi. 2008'in ilk beş ayında 112 kişi güvenlik güçlerinden kötü muamele gördüğünü iddia etti.  
 
- Fransa Senatosu 23 Haziran'da gerçekleştirdiği toplantıda Türkiye'nin AB üyeliği için Fransa'da doğrudan halk oylaması öngören anayasa değişikliğini 297 oya karşı 7 oy ile reddetti.
 
Meclis genel kurulunda daha önce kabul edilen anayasa paketinde yer alan bir maddede, "AB'nin nüfusunun %5'inden fazla nüfusa sahip ülkelerin tam üyeliği için halk oylaması şartının devam etmesi" istenmişti. Anayasa değişikliği paketi, Meclis ve Senatoyu bir araya getiren oturumda gelecek ay nihai halini alacak. Değişikliğin kabulü için üyelerin beşte üçünün oyu gerekecek.
 
- 25 Haziran'da Avrupa Parlamentosu'nda Türkiye ve AB arasında oluşan önyargıların giderilmesini amaçlayan bir iletişim platformu oluşturulduğu duyuruldu. 25 Haziran tarihinde ilk kurucu toplantısını yapan grubun adı "Türkiye'nin Dostları" (Friends of Turkey) olacak. Yaz tatili sonrasında Türkiye'ye bir gezi düzenleyerek hükümet, muhalefet partileri, medya ve gençler ile bir araya geleceği belirtilen grupta ilk etapta şu parlamenterlerin yer aldığı belirtildi:
 
- Vural Öger, Almanya, Sosyalist Grup
- Emine Bozkurt, Hollanda, Sosyalist Grup
- Istvan Szent-Ivanyi, Macaristan, Liberal Grup
- Cem Özdemir, Almanya, Yeşiller Grubu
- Jo Leinen, Almanya, Sosyalist Grup
- Justas Paleckis, Litvanya, Sosyalist Grup
- Ari Vatanen, Finlandiya, Hıristiyan Demokratlar Grubu
- Graham Watson, İngiltere, Liberal Grup
- Metin Kazak, Bulgaristan, Liberal Grup
- Jorgo Chat Zimarkakis, Almanya, Liberal Grup
- Inger Segelström, İsveç, Sosyalist Grup
 
- AB'nin Eurobarometre bahar araştırması, Türkiye'de AB üyeliğine verilen desteğin son 6 ayda değişmeyerek %49'da kaldığını ortaya koydu. Eurobarometre'nin 29 Mart-6 Nisan tarihleri arasında Türkiye'de 1003 kişiyle görüşerek gerçekleştirdiği kamuoyu araştırmasında, "AB üyeliğinin ülkeleri için faydalı olduğunu" düşünenlerin oranı ise bir önceki araştırmaya göre (son 6 ayda) %53'ten %58'e çıktı. AB hakkında Türklerin %17'si "çok olumlu", %32'si "oldukça olumlu", %16'sı "tarafsız", %13'ü "oldukça olumsuz" ve %15'i "çok olumsuz" düşündüğünü bildirirken, kalan %7 görüş belirtmedi. Araştırma son 6 ayda Türkiye'de AB'ye güvenin %25'ten %31'e çıktığını ortaya koysa da, söz konusu oran %50 olan AB ortalamasının epey altında kaldı.
 
Bahar araştırmasında Türkiye'nin en büyük sorunları %55 ile işsizlik, %44 ile terörizm, %35 ile ekonomik durum, %15 ile enflasyon, %10 ile suç, %9 ile emeklilik sistemi, %8 ile eğitim sistemi ve %4 ile sağlık sistemi şeklinde sıralandı. Bir önceki Eurobarometre araştırmasında Türkiye'nin en büyük sorunları %77 ile terörizm, %57 ile işsizlik ve %23 ile ekonomik durum olmuştu.
 
- Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Zeki Sezer 24 Haziran'da Brüksel'de Friedrich-Ebert-Stiftung tarafından düzenlenen "Türkiye'deki siyasi durum" adlı toplantıda Türkiye'deki siyasi durumu değerlendiren bir konuşma yaptı. DSP Başkan Yardımcısı Tayyibe Gülek ve Balıkesir Milletvekili Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı'nın da katıldığı toplantı sonrasında heyet, Brüksel'de bir dizi temasta bulundu.
 
- 23 Haziran'da Avrupa Parlamentosu'nda genç Türk yönetmenlerin kısa filmlerinin film gösterimi gerçekleştirildi. TR PLUS - Centre for Turkey in Europe önderliğinde gerçekleşen program Almanya Yeşiller Partisi (Cem Özdemir, Helga Trüpel), ALDE (Ignasi Guardans), Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi ve Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği tarafından desteklendi.
 
Amacı genç Türk yönetmenlerin farklı bakış açılarından AB ülkelerindekine eşdeğer çağdaş sanat eserleri ürettiklerini Avrupalı siyaset ve fikir önderlerine göstererek AB'nin "2008 Kültürlerarası Diyalog" yılına katkıda bulunmak olarak duyurulan etkinlikte Belma Baş'ın "Poyraz", Hakan Savaş Mican'ın "Yaban", İdil Üner'in "Otel Osman'daki Sevgililer", Deniz Gamze Ergüven'in "Bir Damla Su", Seyfi Teoman'ın "Apartman" ve Banu Akseki'nin "Temizlikçi Kadının Düşleri" eseri olmak üzere toplam altı film yer aldı.
 
Film gösteriminin ardından düzenlenen panele ise TR Plus Başkanı Zeynep Göğüş, AP Yeşiller Milletvekili Cem Özdemir, Avrupa için Liberaller ve Demokratlar İttifakı (ALDE) Milletvekili Ignasi Guardans ile Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi'nden Ayşegül Oğuz katıldı.
 
AB – Kıbrıs
 
- Merkezi Brüksel'de bulunan düşünce kuruluşu Uluslararası Kriz Grubu (International Crisis Group) 23 Haziran'da Kıbrıs sorunun çözümü ile ilgili bir rapor yayınladı. "Şimdiye Dek En İyi Fırsat" adı verilen raporda Kıbrıs'ta başlayan yeni barış süreci, adanın çözüme kavuşturulamayan bölünmüşlüğüne son vermek için geçen çok önemli bir fırsat olarak değerlendiriliyor. Bu değişimin, büyük ölçüde Dimitris Hristofyas'ın Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanlığı'na sürpriz şekilde seçilmesiyle gerçekleştiği, Kıbrıslı Türk muadili Mehmet Ali Talat'la birlikte Birleşmiş Milletler (BM) arabuluculuğunda yürütülen görüşmelerin başarıya ulaşması için siyasi irade gösterildiği belirtiliyor.
 
AB'nin, bu bölgedeki politikasına giderek daha fazla zarar veren bir sorunu aşmasını sağlayacak kapsamlı bir çözüme tam destek ve katkılarını vermesi gerektiğinin altı çizilerek Kıbrıs Türk Yönetimi, G. Kıbrıs Rum Yönetimi, Türkiye Hükümeti, AB ve AB üyesi ülkelerin hükümetleri, BM Genel Sekreteri ve BM Sekreterliği'ne çözüm önerileri sunuluyor.
 
AB – Rusya

- AB üyesi Doğu Avrupa ülkelerinin, enerji ve ticaret alanında yaşadıkları sorunlar nedeniyle, 18 ay boyunca ertelediği AB - Rusya Zirvesi 26-27 Haziran tarihlerinde Rusya'nın Sibirya bölgesindeki Hanti-Mansiisk kentinde gerçekleştirildi. AB'yi AB Konseyi Dönem Başkanı ve Slovenya Başbakanı Janez Jansa, AB Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso, AB Komisyonu'nun dış ilişkilerden sorumlu üyesi Benita Ferrero Waldner ve Javier Solona'nın; Rus tarafını ise Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev'in temsil ettiği zirvede taraflar yeni bir ortaklık anlaşması konusunda uzlaşmaya vararak anlaşmaya ilişkin müzakerelerin 4 Temmuz'da başlayacağını duyurdular.
 
Zirve sonrasında bir açıklama yapan AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barraso, Rusya – AB ilişkilerinde yeni bir dönemin başladığını kaydederken, Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev de gelinen aşamadan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
 
Rusya, AB'nin üçüncü büyük ticaret ortağı iken Rusya'nın ihracatının yarısı da AB ülkelerine yönelmiş durumda. Yeni anlaşma, 2007 yılında süresi dolan, daha önceki on yıllık anlaşmanın yerini alacak. .
 
AB – Balkanlar
 
- AB Komisyonu 24 Haziran'da Batı Balkan ülkeleri ile bir Ulaştırma Topluluğu kurulması için bölgenin ulaştırma bakanları ile Brüksel'de bir toplantı gerçekleştirerek ilgili müzakereleri başlattı. Ulaştırma altyapısı, kara, deniz ve iç su yolu taşımacılığı alanlarında ortak bir pazar kurmayı ve Balkan ülkelerindeki ilgili yasaları AB mevzuatı ile uyumlu bir hale getirmeyi amaçlayan antlaşmanın 2009 yılı içinde tamamlanması öngörülüyor.
 
AB – Genişleme
 
- 24 Haziran'da Avrupa Parlamentosu (AP) Dış İlişkiler Komisyonu'nda yapılan toplantıda AP Hıristiyan Demokrat Grubu üyesi Alman Elmar Brok'un kaleme aldığı genişleme raporu kabul edildi. Raporda AB'ye yeni üye alınacağı zaman AB'nin hazmetme kapasitesinin göz önüne alınması gerektiğinin altı çizildi. Daha sonra AP Genel Kurulu'nda oylanacak olan raporda Balkan ülkelerine verilen sözlerin yerine getirilmesi gerektiği de yer alıyor.
 
Elmar Brok, AB'nin genişleme stratejisinde birliğin jeo-stratejik çıkarları ile sınır dışındaki politik gelişmelere etkisi ve AB'nin entegrasyon kapasitesi arasında bir denge kurulması gerektiğini ifade etti. Şu anda AB'ye üyelik için aday statüsünde olan ülkeler Hırvatistan, Makedonya ve Türkiye. Uzun dönemde AB'ye üyelik sözü verilmiş olan ülkeler ise Arnavutluk, Sırbistan, Karadağ, Kosova ve Bosna-Hersek.
 
Lizbon Antlaşması
 
- İspanya Parlamentosu 26 Haziran'da Lizbon Antlaşması'nı 322 "evet" oyuna karşı 6 "hayır" oyu ile onayladı. Böylece İspanya ile birlikte 20 ülke Lizbon Antlaşması'nı onaylamış oldu.

İrlanda'da gerçekleştirilen halk oylamasında İrlanda halkının antlaşmaya hayır demesinin ardından çıkan tartışmalar ise devam ediyor. İspanyol gazetesi El Pais'e açıklamada bulunan Çek Cumhuriyeti Başkanı Vaclav Klaus, antlaşmanın yürürlüğe girmesinin AB'nin kendi yasaları ile çelişki yaratacağını söyledi.

Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü IFRI tarafından düzenlenen bir konferansta konuşan Fransa Avrupa İlişkileri Bakanı Jean-Pierre Jouyet ise antlaşmayı İrlandalıların metinde özellikle endişe duydukları kısımları gözden geçirmek üzere yeniden tartışmaya açma yönünde ipucu verdi. Durumun, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin İrlanda'nın başkenti Dublin'e 11 Temmuz'da yapacağı ziyaret sonrasında netlik kazanacağı bildiriliyor.
 
Lizbon Antlaşması'nın geleceği esas olarak 15–16 Ekim tarihlerinde düzenlenecek AB Liderler Zirvesi'nde üye ülke hükümet ve devlet temsilcileri tarafından ele alınacak.
 
Rekabet ve Devlet Yardımları
 
- AB Komisyonu, üye devlet ve kamu girişimleri arasındaki ilişkinin saydamlığına ilişkin yönergenin uygulanmasındaki bozukluktan dolayı İtalya, Lüksemburg, Letonya ve Slovakya'ya karşı Kasım 2007'de başlattığı takip sürecini sonlandırmaya karar verdi. Komisyonun bu kararı, Mali Saydamlık Yönergesi'nde yapılan son iyileştirmeler ile bu dört devletin uygulamadaki yasaları arasındaki uyum sonrasında ortaya çıktı. Üye ülkelerin 2005/81/EC sayılı Mali Saydamlık Yönergesi'ni 19 Aralık 2006 tarihine kadar ulusal mevzuatlarına geçirmiş olmaları gerekiyordu.
 
- AB Komisyonu, İspanya'nın Bask Bölgesi'nde vergi indirimleri altında gerçekleştirilen ve 2006 yılında AB mevzuatına aykırı bulundukları gerekçesiyle Avrupa Toplulukları Adalet Divanı (ATAD) tarafından geri ödenmesine karar verilen yardımların ödenmesi için İspanya'yı uyardı. Komisyon, karara uymamakta ısrar etmesi halinde İspanya'yı ATAD'na ikinci defa sevk edebilecek ve para cezasına çarptırabilecek.
 
Şirket İşleri
 
- AB Komisyonu 25 Haziran'da "Avrupa Küçük İşletmeler Girişimi"ne (Small Business Act for Europe) ilişkin bir yönetmelik önerisi kabul etti. KOBİlere yönelik varolan araçları birleştirerek kapsamlı bir düzenleyici çerçeve sunan belgede KOBİleri ilgilendiren yasal ve idari düzenlemeleri geliştirmeye ve basitleştirmeye yönelik 10 adet yol gösterici önlem bulunuyor:
 
- Girişimcilerin ve aile şirketlerinin büyümelerine destek olacak ve girişimciliğin ödüllendirildiği bir iş ortamı yaratmak,
 
- İflasla karşılaşan dürüst girişimcilerin hızlı bir biçimde ikinci bir şans elde etmesini sağlamak,
 
- "Önce küçük düşün" prensibine uygun kurallar oluşturmak,
 
- Kamu idarelerini KOBİlerin ihtiyaçlarına cevap verir hale getirmek,
 
- Kamu politikalarını KOBİlerin ihtiyaçlarına uygun hale getirmek: KOBİlerin kamu ihalelerine girişini kolaylaştırmak ve devlet yardımlarından daha iyi yararlanmalarını sağlamak,
 
- KOBİlerin mali kaynaklara erişimini kolaylaştırmak ve ticari işlemlerde ödemelerin zamanında yapılmasına yönelik önlemler almak,
 
- KOBilerin Tek Pazar'ın sunduğu imkanlardan daha çok yararlanmasını sağlamak,
 
- KOBİlerde yeteneklerin geliştirilmesine ve her türlü yenilikçiliğe destek vermek,
 
- KOBİlerin çevresel zorlukları fırsata dönüştürmesini sağlamak,
 
- KOBİlerin pazarın büyümesinden yararlanmasını desteklemek ve teşvik etmek.
 
Komisyon Avrupa Küçük İşletmeler Kanunu beraberinde ayrıca dört yasa değişikliği önerisi yayınladı:
 
- KOBİlerin eğitim ve Ar-Ge gibi alanlarındaki yardımlara erişimini artırmak ve idari yükleri azaltmak amacıyla devlet yardımlarına ilişkin yeni bir Toplu Muafiyet Yönetmeliği oluşturulması,
 
- Özellikle sınır ötesi faaliyetlerde bulunan KOBİlerin tüm üye ülkelerde aynı prensipler çerçevesinde faaliyet gösterebilmelerini ve böylece idari açıdan zaman ve para tasarrufu yapmalarını sağlayacak "Avrupa Şirketi" (European Private Company) statüsünün oluşturulması,
 
- Üye devletlere özellikle KOBİler tarafından sağlanan emek-yoğun hizmetler olmak üzere yerel olarak temin edilmiş hizmetler için indirilmiş KDV oranlarını uygulama seçeneğini sunulması,
 
- Geç ödemelere ilişkin yönergede 2009 yılında yapılacak bir değişiklik ile KOBİ'lere yapılacak ödemelerin şart koşulan 30 günlük süre içinde yapılmasının sağlanması.
 
AB içindeki işletmelerin %99'unu KOBİlerin oluşturmasına rağmen yasaların ve idari süreçlerin çoğunluğu işletme boyutuna göre ayrım yapmıyor. Dolayısıyla 23 milyon KOBİ çoğu zaman Avrupa'nın 41.000 büyük işletmesi ile aynı idari süreçlere maruz kalıyor. Geçtiğimiz yıllar içerisinde KOBİ'ler AB'deki yeni istihdamın %80'ini yarattı.
 
Telekomünikasyon
 
- AB Komisyonu 26 Haziran'da cep telefonu sonlandırma ücretlerine ilişkin bir taslak önerge yayınlayarak 3 Eylül'e kadar sürecek bir halka açık danışma süreci başlattığını duyurdu. AB Komisyonu'nun bilgi toplumundan sorumlu üyesi Viviane Reding ve rekabetten sorumlu üyesi Neelie Kroes tarafından yapılan açıklamada sonlandırma ücretlerinin AB içinde 0,02 €/dk ile 0,18 €/dk arasında değiştiği, ortalama olarak ise sabit hatlardaki ücretlerin 9 katı olduğu, bunun da piyasada rekabeti olumsuz etkilediği belirtildi. Önümüzdeki 3 yıl içinde cep telefonu operatörlerinin farklı operatörlerden gelen konuşmalara uyguladıkları toptan fiyatları %70 oranında azaltmayı hedeflediklerini belirten Reding tasarıların yasal bağlayıcılığı olmasa da ulusal telekomünikasyon düzenleyicilerinin aldıkları kararlarda etkili olacağını umduklarını ifade etti.
 
Ulaştırma 

- AB Komisyonu 25 Haziran'da havacılık alanında güvenliği daha fazla artırmayı, masrafları ve ertelemeleri azaltmayı hedefleyen "Tek Avrupa Hava Sahası II" paketini kabul etti. Paket sayesinde havayollarının 16 milyon ton karbondioksit tasarrufu yapabileceği ve yıllık masraflarında 2-3 milyar €'luk bir düşüş olacağı öngörülüyor. Paketin hava taşımacılığı sektöründe ek işler yaratırken uçuşların daha çevre dostu hale getirilmesi hedefleniyor.
 
Bölgesel Politika
 
- AB ve komşu ülkelerinde sürdürülebilir ve dengeli bölgesel gelişim sağlanması konusunda bilgi alışverişi sağlamayı amaçlayan ESPON 2013 Programı çerçevesinde 23 Haziran'da Slovenya'nın Portoroz kentinde "Daha geniş bir Avrupa'da Bölgesel Problemler ve İşbirliği" adlı bir konferans gerçekleştirildi. Avrupa; yaşlanan nüfus, küreselleşmenin hızlanması, iklim değişikliği ve artan enerji fiyatları gibi nedenlerle oluşan bölgesel sorunların tartışıldığı konferansa aralarında ulusal, bölgesel ve yerel yöneticilerin bulunduğu 130 kişi katıldı.
 
Adalet ve İçişleri
 
- AB Komisyonu 23 Haziran'da üye devletler arasında medeni ve ticari hukuk alanlarında işbirliği amacıyla kurulan Avrupa Yargı Ağı hakkındaki 2001 tarihli kararın gözden geçirilmesine ilişkin bir öneri kabul etti. Öneri çerçevesinde ağın yeni bir yasal çerçeve ve daha etkili bir örgütsel yapı ile Avrupa yargı alanı içinde daha etkin bir rol oynayabilmesini mümkün kılacak araçlar oluşturulması hedefleniyor.
 
2002 yılında faaliyete geçen ve yaklaşık 400 üyeden oluşan ağ, 2003 yılında hizmete açılan internet sitesi vasıtasıyla özellikle sınır ötesi anlaşmazlıkların çözümü alanında önemli bir rol oynuyor. Komisyon'un önerileri arasında şu önlemler yer alıyor:
 
- Üye ülkelerin belirlediği iletişim noktalarının rolünü ve yetkilerini güçlendirmek
 
- Ağı hukuk alanındaki çeşitli meslek dallarına genişletmek
 
- Halkın adalete erişimini geliştirmek
 
- Avrupa Yargı Ağı'nı daha dünyaya açık bir tutum benimsemesi için cesaretlendirmek
 
Eğitim
 
- AB Komisyonu 31 Haziran'da Leonardo da Vinci mesleki eğitim programı tarafından finanse edilen projelere ilişkin bir rapor yayınladı. Raporun sonuçlarına göre program kişisel, dilsel, sosyal ve profesyonel gelişmeyi teşvik ederek önemli sosyal ve ekonomik katkılar sağlıyor.
 
Raporda belirtilen rakamlar AB vatandaşlarının kendi ülkeleri dışında diğer AB ülkelerinde yeni beceriler, bilgi ve yetenekler kazanmasını amaçlayan ve Avrupa istihdam piyasasında hareketliliği destekleyen programa katılanların %58'inşn geri döndüklerinde yeni bir iş bulmuş, %32'sinin yurt dışında çalışmaya başlamış, %27'sinin çalıştıkları işin kalitesini yükseltmiş, %34'ünün ise daha çok sorumluluk sahibi oldukları işler bulduğunu gösteriyor.

Katılanların %86'sının yeni bir yurtdışı deneyimi ya da başka bir ülkede profesyonel yaşamda yer almak istediği ve %83'ünün ise deneyim sonrası kazandıkları yeteneklerini ve tekniklerini kullanmak istediği belirtiliyor.

AB Komisyonu önümüzdeki dönemde raporun sonuçlarını üye ülkeler ve diğer ilgililerle görüşerek programın ne yönde geliştirilebileceğini tartışacak.
 
AB Nüfusu
 
- AB Komisyonu tarafından 14 Haziran 2007 tarihinde önerilen ve yeni teknolojilerin kullanımı sayesinde yaşlıların ev ve toplum yaşamlarını iyileştirmeyi amaçlayan "İyi Yaşlanma" Programı, 23 Haziran'da AB Bakanlar Konseyi tarafından kabul edildi. Toplam 600 milyon € ayrılan programın 150 milyon €'luk bölümü yeni bir Avrupa Ortak Araştırma Programı çerçevesinde karşılanacak. Ortak Araştırma Programı aralarında İsveç, Norveç ve İsrail'in de bulunduğu 20 ülke tarafından ortaklaşa gerçekleştirilecek.
 
2020 yılı itibariyle AB nüfusunun % 25'inin 65 yaşın üzerinde olacağı öngörülüyor. Bu nedenle emeklilik, sağlık ve uzun süreli bakım masraflarının AB GSYİH'nin % 4 - % 8'i oranında yükselmesi ve 2050'de toplam harcamaların üçe katlanması bekleniyor. Buna rağmen AB'de yaşlı nüfus toplam 3000 milyar €'luk satın alma gücüyle önemli bir tüketici sınıfı ve zenginlik teşkil ediyor.
 
Eurobarometre
 
- 25 Mart – 4 Mayıs 2008 tarihleri arasında 30170 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen 69. Standart Eurobarometre anket sonuçlarına göre AB vatandaşlarının kaygılandıkları sorunların başında %37'lik oranla enflasyon ve %24'lük oranla işsizlik geliyor. AB kurumlarına güven ve AB üyeliğine destek seviyelerinde ise bir değişiklik yok.
 
2007 güz dönemi ile karşılaştırıldığında 2008 bahar sonuçlarında AB vatandaşlarının ulusal ekonomilerine olan güvenlerinde azalma görülüyor. Gelecek 12 ayda AB vatandaşlarının %46'sı (+20) kendi ulusal ekonomilerinin daha kötüye gideceğine, %33'ü (-11) ise aynı kalacağına inanırken, sadece %16'lık (-8) kesim daha iyi olacağına inanıyor.
 
AB, en pozitif imajı %67 oranla Romanya'da ve %65 oranla İrlanda'da çiziyor. Sonuç olarak vatandaşların %50'si (+2) AB'ye güvenirken %32'si (-2) kendi hükümetine, %34'ü (-1) ise ulusal parlamentosuna güveniyor.
*
BRÜKSEL'DE GELECEK AY
 
AB Kurumları
 
• 8 Temmuz, Ekonomik Mali Konsey
• 22-23 Temmuz, Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi
• 15 Temmuz, Tarım ve Balıkçılık Bakanlar Konseyi
• 17 Temmuz, Ekonomik Mali Konsey
 
Konferanslar-Seminerler

• 1 Temmuz, "Financial aspects of European research contracts under FP7", Interfaceurope http://www.interfaceurope.eu/index.php?option=com_attend_events&task=view&Itemid=30&id=188 
 
• 3 Temmuz, "The geopolitical challenges of the EU energy policy", http://www.ceps.be/Events.php 
 
• 3 Temmuz, "Qui va nourrir le Monde?", European Parliament, http://www.parlonsagriculture.com/content/page.view/-/code/rencontre3 
14 Temmuz, "What have EU T 
 
• Developing Countries? A look at the evidence", Center for Economic Policy Research, rade Policies done for http://www.cepr.org/meets/ltm/2394/ 
 
Dr Bahadir Kaleagasi                  
TUSIAD                  
Turkish Industrialists' & Business Association    
Representative to the EU and BUSINESSEUROPE        
(The Confederation of European Business)          
     
Avenue des Gaulois, 13 - 1040 BRUSSELS    
T: +32 2 7364047    F: +32 2 7363993            
kaleagasi@tusiad.org     www.tusiad.org  

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.