BU SAYIDA:
AB - TÜRKİYE
AB LİDERLER ZİRVESİ
EKONOMİK VE MALİ İŞLER
REKABET VE DEVLET YARDIMLARI
ENERJİ
KÜRESEL EKONOMİK KRİZ
AB - GENİŞLEME
EKONOMİ
AB – Türkiye
- TÜSİAD Yönetim Kurulu, 25-26 Şubat tarihlerinde AB Dönem Başkanı Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'a bir ziyaret düzenleyerek, hükümet ve özel sektör temsilcileri ile Türkiye'nin AB'ye uyum sürecini değerlendirdi.
Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ'ın yanısıra, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Yurtdışı İletişim Komisyonu Başkanı Ümit Boyner, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve AB Uyum Komisyonu Başkanı Volkan Vural, TÜSİAD Uluslararası Koordinatörü Bahadır Kaleağası ve TÜSİAD Dış Politika Danışmanı Soli Özel'den oluşan heyet, Çek Cumhuriyeti Sanayi ve Ticaret Bakanı Martin Riman, TÜSİAD'ın muadil kuruluşu Çek Cumhuriyeti Sanayicileri Federasyonu (SPCR), Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği ve Çek Cumhuriyeti AB'den Sorumlu Başbakan Yardımcısı Alexander Vondra ile görüşmeler gerçekleştirdi.
Görüşmelerin sonuçları kısaca şunlardır:
• AB Dönem Başkanı Çek Cumhuriyeti Türkiye'nin AB üyeliğine desteğini yinelerken, bu yönde daha etkin çalışmaya kararlı olduğunu vurguladı.
• Önümüzdeki aylarda Sosyal Politikalar ve Vergi alanlarında iki müzakere başlığının açılması için çalışmalar sürmekte.
• TÜSİAD, verdiği mesajlarda özetle AB Dönem Başkanlığı'nın mevcut ekonomik kriz ve Kıbrıs konusunun olumsuz etkilerini dikkate alarak, Türkiye konusunda daha esnek, yapıcı ve ilerleme odaklı bir yaklaşım sergilemesi gerektiğini ve enerji başlığının da bir an önce açılması ve Nabucco projesi için daha kapsamlı bir mali destek öngörülmesi gerektiğini vurguladı.
AB Liderler Zirvesi
- Olağanüstü AB Liderler Zirvesi, ekonomik ve mali krizi görüşmek üzere 1 Mart'ta toplandı.
Zirvede, mevcut krizin üstesinden gelinmesi için Tek Pazar ve Avrupa Parasal Birliği çerçevesinde eşgüdümlü olarak beraber çalışması gerektiğine karar verildi ve alınması gereken tedbirler konusunda anlaşmaya varıldı. Bu tedbirler kısaca şunlardır:
• Ekonomide düzgün ve etkin finansman ortamının yaratılması için Ekim 2008'de (Ekim 2008 kararları internet bağlantısı için) üzerinde uzlaşılan genel ilkeler doğrultusunda devam edilmesi.
• Zarar görmüş banka aktifleri ile rekabet kurallarına tam uyum çerçevesinde ilgilenilmesi.
• Mali kurumlarla ilgili mevzuatın ve gözetimin geliştirilmesi.
• İstikrar ve Büyüme Paktı kapsamında kamu maliyesinin uzun dönem sürdürülebilirliğinin temin edilmesi.
• Orta ve Doğu Avrupa'da bulunan üye ülkeler arasındaki farklılıklar tanımlanarak, mevcut yardımların gözden geçirilmesi.
• Ekonomik ve Mali İşler Konseyi'ne (ECOFIN), durumu aktif gözetim altında tutması, AB Komisyonu ile yakın çalışması ve dönemsel dengesizliklerle karşılaşan üye ülkelere yardım edilmesi için mevcut araçlar çerçevesinde temel esasları tasarlaması konusunda talimat verilmesi.
• Bölgeye finansman sağlayan Avrupa Yatırım Bankası'nın öneminin onaylanması.
• Hem Avrupa hem de ulusal düzeyde, Avrupa Kurtarma Programı uygulamalarının, baharda yapılacak liderler zirvesinde tayin edilmesi.
• Büyümenin ve işsizliğin önlenmesini desteklemek üzere tek pazarın mümkün olduğunca etkin kullanılması.
• İşsizliğin artışının sınırlandırılabilmesi için Avrupa Sosyal Fonu ve Küreselleşme Uyum Fonu gibi mevcut araçların tam potansiyeli ile kullanılmasının sağlanması.
Ekonomik ve Mali İşler
- Eski IMF başkanı Jacques de Larosiere başkanlığında çalışan uzman grup, 25 Şubat'ta yayınladığı taslak raporda, AB içindeki mali kurumları düzenlemek üzere yeni bir AB kurumunun oluşturulması çağrısında bulunuyor.
Söz konusu grup, Avrupa'da yeni bir mali düzenleyici çerçeve için fikirler tasarlanması adına geçtiğimiz Ekim ayında AB Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso tarafından görevlendirilmişti.
Mevcut durumda AB'nin mali sektöre ilişkin düzenlemeleri yerel merciler tarafından ulusal düzeye de taşınmakta. Bu merciler arasındaki eşgüdüm ise, ülkelerin ulusal denetim memurları tarafından oluşturulan üst bir denetçi grubu tarafından sağlanmakta. Ancak, bu denetçi grubunun kararları bağlayıcı olmadığı gibi, sektörün mevcut düzenlemesi son derece heterojen bir halde ve üye devletler arasında devletten devlete farklılık göstermekte.
AB banka aktiflerinin küresel bazda %57'sine ev sahipliği yapmakta. Bu oran bir bölge tarafından elde tutulan en yüksek oran. Benzer bir şekilde, AB'de yer alan 45 sınır ötesi mali kurum 27 ülkedeki banka hesaplarının %70'ini elinde tutmakta.
Rapor, 19-20 Mart'ta yapılacak AB Konseyi toplantısında yer alacak ve bu toplantıda oluşacak tepkilere bağlı olarak raporun bazı öğeleri 2 Nisan'daki G-20 toplantısında gündeme gelebilecek.
- Fransa Devlet Başkanı Nicolas Sarkozy 24 Şubat'ta Amerikan korumacılığına karşı, AB'yi kendi sanayisini korumaya çağırdı. Fransa Başkanı'nın söz konusu talebi bu ay başında ABD'nin ekonomisini canlandırmak için 787 milyar dolarlık (617 milyar €) bir paketi kabul etmesi üzerine geldi. Paket içerisindeki bir yasa taslağı, yabancı çelik şirketlerinin bu plan dahilinde finanse edilen alt yapı ihalelerine katılımını yasaklayan "Amerikan malı al" maddesini içermekte. AB Komisyonu bu madde hakkında endişelerini daha öncede dile getirmişti.
Fransa da, bu ay otomotiv sanayisine yönelik 6,5 milyar € tutarında taslak yardım planı açıklanması ve Sarkozy'nin Fransız fabrikalarının başka ülkelere, özellikle Doğu Avrupa'ya taşınmasına karşı çıkan bir konuşma yapması sebebiyle "korumacılıkla" suçlanmıştı. Ayrıca, İspanya ve İtalya da bu dönem içinde zor durumdaki otomotiv sanayisi için devlet yardımı paketleri kabul ederken, Almanya da araba üreticisi Opel için sübvansiyon seçeneğini değerlendiriyor. Fransa Başkanı yukarıda sıralanan korumacı eylemleri, AB'nin bu konuda ortak politikasının olmaması yüzünden üye devletlerin kendi önlemlerini almak zorunda kalmasına bağlayarak savunmuştu.
Rekabet ve Devlet Yardımları
- AB Komisyonu, 25 Şubat'ta yaptığı açıklamada, araba üreticilerini, sektörün problemleri sebebiyle suçlayarak, AB kapsamında sektörün yeniden yapılandırılması için bir planının gündeme gelmeyeceğini belirtti. Ayrıca AB Komisyonu, ekonomik milliyetçiliğe karşıda uyarıda bulundu.
AB Komisyonuna göre, araba üreticilerinin mali kriz öncesinde de, uzun dönemli yapısal problemler içinde bulunması dolayısıyla, krizi çözmeye yönelik asıl sorumluluk sektörün kendisine ait.
Halihazırda Fransa, İspanya, İngiltere, İtalya, Almanya ve İsveç'te araba üreticilerini desteklemek için sunulan planlar AB Komisyonu tarafından incelenmekte. İncelemenin amacı, üye ülkelerin ulusal araba endüstrilerini desteklerken, haksız rekabete yol açarak iç pazarda veya dışarıda rekabet kurallarını zedeleme ihtimallerinden kaynaklanıyor. Ayrıca, AB Komisyonu'na göre üye devletler endüstriye "hedefi olan destekler" vermeliler ve stratejik teknolojilere yatırım yapmanın yanında işçilere işlerini devam ettirebilmeleri veya değiştirebilmeleri için eğitim imkanları sunmalılar.
Otomotiv sektörü krizden ciddi şekilde zarar görmüş durumda. Geçen yılın aynı dönemi ile kıyaslandığında bu yılın Ocak ayında araba tescilleri %27 oranında azalmış bulunuyor.
Enerji
- Fransa ve İtalya'nın 24 Şubat'ta yaptığı toplantı sonrası, İtalya'nın 21 yıllık bir yasağın ardından nükleer enerjiye geri döneceği anlaşıldı. İki ülke arasında yeni nükleer santraller inşa etmek üzere bir anlaşma imzalandı. İki ülkenin enerji firmaları ENEL (İtalya) ve EDF (Fransa), BBC'nin bildirdiğine göre ilki 2020'de çalışır hale gelmek üzere en az dört adet basınçlı su nükleer reaktörü inşa edecek. Kasım 1987'de, Çernobil faciasından bir yıl sonra İtalyanlar bir referandumla ülkedeki nükleer güç istasyonlarının kapatılmasına karar vermişti.
Avrupa'da genel olarak nükleer enerjiye geri dönüş eğilimi göze çarpıyor, İsveç de bu ay nükleer santraller hakkındaki yasağı kaldırdı. İngiliz hükümeti Ocak ayında, ülkede yeni nesil nükleer santrallerin inşasını kabul etti.
Küresel Ekonomik Kriz
- José Manuel Barroso başkanlığında toplanan AB Komisyonu üyeleri, 25 Şubat'ta Avrupa sosyal ortaklarını ilk defa olarak bir çalışma toplantısına dahil etti. Avrupa Özel Sektör Konfederasyonu (BUSINESSEUROPE), Avrupa Esnaf, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Birliği (UEAPME), Avrupa Hizmet Sektörü İşverenleri Birliği (CEEP) ve Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) katılımıyla gerçekleşen toplantıda, ortak pazar ve kararlaştırılan yardım paketinin krizle mücadele ve istihdamın artırılmasında faydalı oldukları ve AB düzeyinde daha fazla önlem alınması konularında fikir birliğine varıldı.
Komisyon ve sosyal ortaklar, Avrupa Birliği sosyal ve ekonomik hedeflerine ulaşma yolunda ortaklaşa çalışmanın gerekliliğini vurgularken, katılan kurumlar büyüme ve istihdama dair alınması gereken önlemlere ilişkin görüşlerini aktardılar.
BUSINESSEUROPE tarafından sunulan kriz strateji planı şu dört temele dayanıyor:
• Şirketlerin finansmana erişiminin kolaylaştırılması.
• Üye devletlerin büyüme ve istihdamı ekonomik yardım paketleri ile desteklemesi.
• Yapısal reformların uygulamaya geçmesinin hızlandırılması.
• Her tür korumacılık eğilimine karşı koyulması.
- Otomotiv sektörü ile bu stratejik sektöre bağlı 12 milyon işçi, mevcut ekonomik kriz sebebiyle %20'lik talep azalışı ve 2009 için karamsar beklentiler yüzünden ağır bir darbe almış durumda.
Diğer sektörlerle olan yakın bağı ve yedek parça sanayisi ile araç ticaretinin yaygınlığına bağlı olarak otomotiv sektörünün yaşadığı sorunların olumsuz etkisi bütün üye devletlerde milyonlarca çalışana yansımakta.
AB Komisyonu ise otomotiv sektörünün krize karşı durma çabalarında, olumsuz etkileri hafifleten ve uzun dönem rekabet gücünü güvence altına alan bir tutum izlenmesi gerektiğini savunuyor. Bu sebeple, 2008 AB Ekonomik Kurtarma Planı yapısında, krediye ulaşma imkanını arttıracak tedbirler, belirli koşullar dahilinde devlet yardımı alınması için gerekli koşullara açıklık getirilmesi, eşgüdümlü ulusal eylemler aracılığıyla yeni taşıt alımları için talebin körüklenmesi, sosyal maliyetlerin asgariye çekilmesi ile nitelikli işgücünün elde tutulması ve açık pazarlarda adil rekabetin korunması gibi hususlarda çeşitli önlemler öngörülüyor.
Ayrıca AB Komisyonu, krize karşı alınan ortak tutuma eklenmek üzere 2005 yılında başlatılan CARS 21 süreci kapsamında otomotiv sanayi sektörü, ticaret odaları ve üye devletler arasında karşılıklı bilgilendirmeyi, diyaloğu ve ilgili konularda en iyi uygulamaların neler olduğunu içeren yeni bir işbirliği öneriyor.
AB - Genişleme
- Slovenya ve Hırvatistan arasındaki anlaşmazlık, iki ülkenin liderlerinin 24 Şubat'ta bir araya gelmesi sonrasında da devam ediyor.
1991 yılında Yugoslavya'dan ayrılmalarından bugüne halen ortak kara ve deniz sınırları konusunda görüş birliğine varamadılar. Sınırın nereden geçmesi konusundaki anlaşmazlığın yanı sıra, iki ülke sorunun nasıl çözülmesi gerektiği hususunda da görüş ayrılığındalar. Ayrıca, Zagreb ile Ljubljana arasındaki gerilim, Slovenya'nın Hırvatistan'ın 35 başlıklı AB müzakere paketinin 11 başlığının açılmasını ve kapanmasını veto ettiği Aralık ayından beri artıyor.
Hırvatistan, konuyu Lahey Uluslararası Adalet Divanı'nda görülmesi gereken hukuki bir mesele olarak görürken, konunun Slovenya'nın üyesi olduğu AB ve NATO'ya katılımını engellememesi gereken iki taraflı bir sorun olduğu yönünde ısrar ediyor. Öte yandan, Slovenya, AB Komisyonu tarafından zaten önerilmiş bulunan AB arabuluculuğuna sıcak bakıyor. Arabulucu heyetin başkanlığını Nobel Barış ödüllü Martti Ahtisaari'nin yürütmesi düşünülüyor.
Eğer Slovenya'nın vetosu Mart sonunda yapılacak AB-Hırvatistan görüşmesi sonrasında kalkmazsa, Zagreb'in katılım müzakerelerini bu yılın sonuna kadar sonuçlandırma hedefi riske girebilir.
Ekonomi
- Endüstriyel siparişler endeksi Aralık 2008 itibarıyla Euro Alanı'nda bir önceki aya göre %5,2, AB27'de ise %6,4 oranında düştü. Aralık 2007 verilerine kıyasla bu oranlarda %22,3 ve %23,3 oranlarında düşüş kaydedildi.
Siparişlerin üretim sektörleri bazında bir önceki aya göre Euro Alanı'nda ve AB27'de değişimi şu şekilde gerçekleşti: Makine ve ekipman -%12,3 ve -%9,4; elektrik-elektronik ekipmanları -%1,7 ve - %3,2; metal ve metal ürünleri -%10,1 ve -%9,2; kimyasal ürünler -%4,3 ve -%5,3; tekstil ve tekstil ürünleri -%0,5 ve -%0,4; nakliye ekipmanları -%4,6 ve -%6,1.
*
B R Ü K S E L ' D E G E L E C E K A Y
AB Kurumları
• 5-6 Mart, Rekabetçilik Konseyi
• 9 Mart, Eurogroup toplantısı
• 9-10 Mart, İstihdam ve Sosyal Politikalar Konseyi
• 16-17 Mart, Genel İşler ve Dış İlişkiler Bakanlar Konseyi
• 23-24 Mart, Tarım ve Balıkçılık Konseyi
Konferanslar-Seminerler
• 3 Mart, "Saving the MDGs from global recession", Friends of Europe,
http://www.friendsofeurope.org/
• 4 Mart, "Turkey as an energy hub for Europe: prospects and challenges", European Policy Center, Residence Palace,
http://www.epc.eu/
• 6 Mart, "Policy Dialogue - Boosting European consumers' rights through collective redress: next steps?", European Policy Center,
http://www.epc.eu/
• 12-13 Mart, "Conference on Climate Change Adaptation and Water", European Water Partnership,
http://www.ewp.eu/
HAZIRLAYANLAR :
Suna Orçun – Serhan Salman
bxloffice@tusiad.org
www.tusiad.org