Haberin yayım tarihi
2008-03-18
Haberin bulunduğu kategoriler

Kabaalioğlu:Türkiye iç çekişmelerden gereksiz tartışmalardam bir an önce kurtulmalıdır..

Kabaalioğlu:AB unutuldu.. 
İKV Başkanı Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu, bir basın açıklaması yaparak, AB İçin gerçekleştirilmesi gerekenlerin yapılmadığını vurguladı.

İKV Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu'nun Açıklaması:

1. Katılma müzakerelerine başlayarak Avrupa Birliği üyeliğine hazırlanmakta olan bir ülkenin son derece yoğun bir faaliyet içinde olması ve adeta seferberlik ilan etmesi gerekirken konu adeta unutulmuş, AB başkentlerine yapılması gerekli ziyaretler, Brüksel'de sürdürülmesi gerekli temaslar yerine kısır iç çekişmeler, gündemin tepesine yerleşmiştir.. Ülkemizde gerçekleştirilmesi gerekenler yapılmamaktadır.

2. Türkiye'de özellikle 59. Hükumet döneminde gerçekleştirilen hızlı reform sürecinde ortaya çıkan ve hepsi Türkiye'den kaynaklanmayan çeşitli engellerin yanı sıra reform sürecinin giderek yavaşladığı ve AB üyeliğine ulaşmak yönündeki güçlü iradenin yerini isteksizliğe ve atalete bıraktığı gözlemlenmektedir. Türkiye'nin AB üyeliği bugün her zamankinden daha büyük önem arzetmektedir. Tam üyelik hedefine ulaşmada görülecek gecikmelerin çok büyük maliyeti olacağı unutulmamalıdır.

Bazı üye ülkelerde Türkiye'ye "özel statü" "imtiyazlı ortaklık" gibi modeller önerilirken Türkiye'de görülen bu heyecansızlık ve atalet ile AB üyeliği hedefinden uzaklaştıran gelişmeler "Türkiye özel statüye razı olacak" izlenimi dahi vermektedir.

3. Baş Müzakerecilik görevinin sayın Dışişleri Bakanı tarafından üstlenilmesi, önceleri, bu çalışmalara büyük bir önem ve ağırlık verileceği izlenimi yaratmış ise de arzu edilen etkin çalışmalar henüz yapılamamıştır. Baş müzakerecilik görevi dışında Sayın Dışişleri Bakanı'nın Brüksel'de ve önemli başkentlerde yoğun temaslar yapması gerekirken gelişen olayların da etkisi ile ağırlık Avrupa dışı bölgelere verilmiştir. (Türkiye'nin Güvenlik Konseyi adaylığı önemli olmakla beraber Türkiye'nin AB hedefini asla ikinci plana attırmamalıdır. Türkiye'nin AB üyesi olması BM Güvenlik Konseyi'nde geçici bir süre oturmasından çok daha önemlidir.) Sayın Bakanın önümüzdeki dönemde AB konularına daha çok eğileceğine inanıyoruz.

Muhalefet de seyirci kalmamalı

4. AB üyeliği hedefi, sadece iktidar partisinin değil, muhalefet partilerinin de önemle izlemeleri gereken ve aktif olarak AB ülkelerinde çaba göstermelerini zorunlu kılan bir hedeftir. Ana muhalefet ciddi olarak görev yapmak üzere bir "Gölge Kabine" kurmalı ve burada AB işlerini sürekli izleyecek ihtisas sahibi bir kaç üyeye yer vermelidir.

Muhalefet partileri Salı günleri gerçekleştirilen Meclis Grup toplantıları dışında yapacakları çok şey olduğunun bilincine ne zaman varacaktır ?

Tam üyelik yolunu açan Ortaklık Anlaşması CHP tarafından imzalanmış olmasına karşın bu partinin AB üyeliğine karşı olduğu izlenimi yaratılmaya çalışılmıştır.

Gerek CHP nin gerekse DSP nin üye Devletlerde sosyal demokrat, demokratik sol çizgisinde partilerle yoğun ilişkiler içinde olmaları şarttır. Toplumun her kesimi gibi siyasi partilerin öncelikle bu hedefe dönük çalışmalar yapmaları gerekir. Partilerimizin Gençlik Kollarının AB ülkeleri ile yakın temas içinde olmaları zorunludur.

Bir başka muhalefet partimizin de tümden AB'ye karşı olmadığını bilmek gerekir. MHP nin katıldığı koalisyon Hükümetleri döneminde AB yolunda son derece önemli reformların gerçekleştirildiğini ve ölüm cezasının kaldırılması konusunda dahi bu partimizin engel çıkarmadığı unutulmamalıdır. 2002 Kasım ayından sonra AKP iktidarının 2004 sonuna kadar gerçekleştirdiği ciddi reformlar irdelenirken, ondan önceki MHP nin yer aldığı koalisyon Hükümetlerinin de çok önemli reform paketlerini hızla çıkarttığını ve Türkiye'nin müzakerelere başlayabilmesi için en az AKP kadar büyük adımlar attığı unutulmamalıdır. Aynı dönemde ilişkileri pürüzsüz sürdüren Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Başkanlığını da çok değerli bir MHP milletvekilinin başarı ile üstlendiği bilinmelidir.

5. Üzülerek ifade edelim ki, Brüksel'de ve diğer Avrupa başkentlerinde genel izlenim, artık Türkiye Hükümeti'nin AB üyeliğine gereken önemi vermediği ve tam üyelik dışında bir formüle razı olabileceği şeklindedir.

Öte yandan Türkiye'nin laik Cumhuriyet ilkelerinden vazgeçer bir görünüm vermesi AB de Türkiye karşıtlarını son derece sevindirmekte ve Türkiye'ye karşı olmalarının haklı nedenlere dayandığını iddia etmeye başlamalarına yol açmaktadır. Türkiye karşıtı çevreler ülkemizdeki kısır siyasi tartışmaları memnuniyetle izlemektedirler.

Başta geçmişteki Dışişleri Bakanlığı sırasında AB konusunda yaptığı çalışmaları yeni görevinde aynı yoğunlukta devam ettirmesini beklediğimiz Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Başbakan, Sayın Dışişleri Bakanımız AB temaslarına ağırlık vermelidir. Tüm Bakanlıklarda kendilerini ilgilendiren müzakere dosyaları konusunda etki analizleri başta olmak üzere tüm hazırlıkları yoğunlaştırmaları şarttır.

Bütünleşen Avrupa

6. Bugünün Avrupa'sı Ortaklık anlaşması imzaladığımız altı üyeli Topluluk değil, üye sayısı 27 yi bulmuş, nüfusu yarım milyar kişiye ulaşan, dünyanın en büyük ticaret bloku olmak yanında ekonomik ve parasal birliği de gerçekleştirmiş, tüm Avrupa kıt'asını kapsayan tarihin en önemli bir bütünleşme modelini ortaya çıkarmıştır.

Portekiz'den Finlandiya'nın kuzeyine, Yunanistan'dan Isveç'in kuzey kutbuna yaklaşan sınırına kadar Avrupa kıt'ası birleşmiştir. Romanya ve Bulgaristan'dan sonra Makedonya, Karadağ, Arnavutluk ve diğer küçük Balkan Devletlerine de adaylık perspektifi verildiği ve Türkiye dışında tüm Avrupa ülkelerinin bütünleştiği görülecektir.

Türkiye'nin, fiilen bütünleşen ekonomik ve parasal birlikten öte siyasi birliği de büyük ölçüde gerçekleştiren Avrupa kıt'asının dışında kalması sadece ekonomik açıdan değil aynı zamanda son derece vahim siyasi, stratejik, jeo-politik sonuçlara yol açacak ve "dışlanmış" bir Türkiye için son derece olumsuz bir tablo ortaya çıkacaktır.

Bugün Türkiye'nin gündeminde kısır tartışmalara yol açan bir çok sorunumuzun AB içinde tam üye olduktan sonra kolaylıkla çözüleceği bilinmelidir. Gerçekten de Mümkün olan en kısa sürede tam üye olabileceğimiz konusunda inandırıcı yaklaşımlar, başta Kıbrıs, Güneydoğu olmak üzere karşı karşıya olduğumuz "sorun" ların hızla ortadan kalkmasına yol açacaktır.

Temmuz seçimlerinden bu yana geçen sürede yapılan tartışmaların, yaratılan fırtınaların bize hiçbir yararı olmamış, Türkiye adeta istikametini şaşırmış bir halde iç sorunlarla vakit harcamıştır.Beraber başladığımız müzakerelerde Hırvatistan büyük bir hızla devam ederken, Türkiye'nin büyük ölçüde geri kalması üzücüdür.

AB müzakereleri aynı zamanda finans piyasaları açısından bir "çıpa" anchor görevini yerine getirmektedir.

Türkiye'nin AB konusunu gündemden düşürmesi, zaten olumsuz sinyaller veren ekonomimizin global dalgalanmalarda daha da olumsuz etkilenmesine yol açacaktır.

2013 yılına kadar fazla süre kalmamıştır. Katılma Müzakerelerinin süratle yürütülmesi ve tam üyeliğin mümkün olan en kısa sürede gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır. Her geçen gün maalesef Türkiye'nin aleyhine işlemektedir. Türkiye iç çekişmelerden gereksiz tartışmalardam bir an önce kurtularak tüm enerjisini tam üyelik hedefine yönelik harcamalı ve mümkün olan en kısa sürede bu hedefe ulaşmaya kilitlenmelidir.Avrupa kıt'ası dışına itilmiş, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerinden uzaklaşan Türkiye'nin Avrupa'da çok ciddi ve büyük sorunlara yol açacağını AB tarafı da unutmamalıdır.
Kaynak:ABHABER/Brussel

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.