Haberin yayım tarihi
2007-12-12
Haberin bulunduğu kategoriler

Kaleağası:Sorun bir Türkiye-AB değil, Türkiye-Fransa sorunudur.

TÜSİAD AB temsilcisi Bahadır Kaleağası, ABHaber'e AB Konseyi sonuç bildirgesine yönelik olarak şu değerlendirmede bulundu.

Yeni bildirgede içinde "accession" sözcüğü bulunan bir cümle yok.

11 Aralık 2006 bildirgesinde ise bu bolum daha açık:

"The Council recalls that, in line with the Negotiating Framework, the advancement of the accession negotiations continues to be guided by Turkey's progress in preparing for accession."

Fakat yeni bildirgede eski kararlara gönderme yapan ya da Müzakere Çerçevesini hatırlatan çok sayıda cümle var:

- "In line with the enlargement strategy agreed by the December 2006 European Council and the Council conclusions of 11 December 2006..."

- "In line with the Negotiating Framework and previous European Council and Council conclusions..."

- "Recalling its conclusions of 11 December 2006, the Council notes with regret that Turkey has..."

- "Recalling the Negotiating Framework, the Council also expects Turkey to actively..."

Bu konuda özellikle İsveç bastırmış.

Ayrıca, terörle mücadele konusunda Türkiye'ye destek paragrafı var ve iki müzakere başlığı açılıyor.

Bu konuda ortaya üç önemli sonuç çıkmakta:

1 - Hukuksal acıdan Türkiye'nin AB üyeliği süreci ilerlemektedir.

2 - Fransa'nın bu tutumu, yenilenecek olan Katilim Ortaklığı Belgesi'nde de devam edebilir.

3 - En az yirmi AB ülkesi Türkiye konusunda açık destek vermektedir. Sorun bir Türkiye-AB değil, Türkiye-Fransa sorunudur.

4 - Fransa'nın bu düşmanca ve saldırgan tavrı Türkiye'ye siyasal, ekonomik ve toplumsal açıdan büyük zarar vermektedir. Bir demokrasinin başka bir demokrasiye bu yönde patolojik bir düşmanlık göstermesi Avrupa idealizmi ile çelişmektedir. İkili ekonomik ilişkilerin bundan zarar görmesi kaçınılmazdır.

5 - Diğer yandan, Türk siyaseti açısından sorgulanması gereken bir uluslararası saygınlık sorunu ile karşı karşıyayız. Türkiye'ye Fransa'nın bu şekilde açık ve saldırgan bir düşmanlık gösterebilmesi bu ülkenin hastalıksal saplantıları nedeniyledir. Fakat bir dizi temel alanda Türkiye boşluk yaratmasaydı bu ülke bu şekilde hareket edemezdi.


Bu alanların başında şunlar gelmektedir:

1- Demokratik reformlar (özellikle TCK301 sayesinde Türkiye düşmanlarına destek sağlayan ve ulusal çıkarlarımıza ihanet eden durum)

2- Kadın hakları, eğitim, bilgi toplumu ve genel olarak BM insani kalkınmışlık endeksine yansıyan toplumsal kalkınma sorunlarında "ilerleyen ülke" stratejisine sahip olmamak

3- Tanıtım boyutunda derin zafiyet

Kaynak:ABHaber/Brüksel

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.