Haberin yayım tarihi
2009-03-31
Haberin bulunduğu kategoriler

Mart 2009 Avrupa İş Zirvesi Görüşmelerin Yankıları Sürüyor.

BU SAYIDA:
 
AB - TÜRKİYE
AVRUPA İŞ ZİRVESİ
AB - HİNDİSTAN
AB - TÜRKMENİSTAN
TELEKOMÜNİKASYON
ENERJİ
REKABET VE DEVLET YARDIMLARI
ŞİRKET İŞLERİ
EKONOMİK VE MALİ İŞLER
EKONOMİ
 
AB – Türkiye
 
- Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, çeşitli temaslarda bulunmak üzere 26 Mart'ta Brüksel'e gelerek, Cumhurbaşkanlığı tarafından Belçika'ya yapılan ilk ziyareti gerçekleştirdi. Belçika ile ikili ilişkileri görüşmek üzere Belçika Dış İşleri Bakanı Karel De Gucht ve Kral 2. Albert ile ayrı ayrı buluşan Cumhurbaşkanı Gül, daha sonra AB yetkilileri ile toplantılarda bulundu.
 
AB Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso ve AB Komisyonu Başkan Yardımcısı ve İşletme ve Sanayiden Sorumlu Komiser Günter Verheugen ile görüşmelerinin ardından Cumhurbaşkanı Gül, Avrupa İş Zirvesi onur konuğu olarak zirveye katıldı.
 
Avrupa İş Zirvesi
 
- 7. Avrupa İş Zirvesi (European Business Summit), Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de katılımıyla 26-27 Mart tarihlerinde Brüksel'de gerçekleşti. Avrupa Özel Sektör Konfederasyonu BUSINESSEUROPE, Belçika Özel Sektör Konfederasyonu ve AB Komisyonu'nun ortaklaşa düzenledikleri zirvede bu yıl finans, insan kaynakları ve sürdürülebilirlik temaları üzerinde duruldu. Enerji krizi, sürdürülebilir üretim, ekonomik göç, telekomünikasyon, eğitim, yenilikçilik, temiz teknolojiler, yatırım piyasaları konularının ekonomik kriz bağlamında değerlendirildiği panellere ilgi yüksek oldu.
 
Zirve çerçevesinde Türkiye'nin AB'ye katılım sürecini konu alan oturuma AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Turkcell CEO'su Süreyya Ciliv, Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Alparslan Korkmaz ve TİSK Başkanı Tuğrul Kutadgobilik konuşmacı olarak katıldılar. TÜSİAD Uluslararası Koordinatörü Bahadır Kaleağası'nın yönettiği oturumda müzakere süreci ve Türkiye'nin üyeliğinin AB'ye sağlayacağı katkılar tartışıldı.
 
Yatırım fonlarının ele alındığı panele TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Şirket İşleri Komisyonu Başkanı Tayfun Bayazıt katılırken, enerji kaynakları güvenliği konulu panelde ise, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkan Yardımcısı Erkut Yücaoğlu yer aldı.
 
AB - Hindistan
 
- Avrupa Parlamentosu, AB ile Hindistan arasında çalışmalarına 2007 yılında başlanan serbest ticaret anlaşmasının (STA) 2010 yılı sonuna kadar tamamlanmasına yönelik çağrıda bulunan raporu kabul etti. Söz konusu anlaşmanın, kamu alımları dışında her tür mal ve hizmet ticaretini kapsaması öngörülüyor.
 
AB - Hindistan arası ticaretin 2010 yılında 70,7 milyar €, 2015'te ise 160,6 milyar € düzeyine yükselmesi bekleniyor. Mevcut durumda Hindistan'ın uyguladığı tarifeler ortalama %14,5 iken, AB'nin uyguladığı tarifeler ortalama %4,1 oranında seyrediyor. Rapora göre Hintli firmaların, AB'nin REACH ile oluşturulan yüksek mikrobiyolojik standartlarına uyum ve meyve ihracatında yüksek maliyetli sertifikalar konularında çekinceleri bulunuyor.
 
Parlamenterler söz konusu STA ile ilgili olarak şu konulara değiniyorlar:
 
• 9. AB-Hindistan Zirvesi ve Ortak Eylem Planı'nın sonuçları sevindiricidir.
 
• STA'nın, Hindistan'da Dalit ve Adivasis halklarını da kapsayacak şekilde mümkün olduğunca geniş bir kitleye getiri sağlaması garanti edilmeli ve Birleşmiş Milletler Milenyum Kalkınma Hedefleri'ne ulaşılmasına katkıda bulunmasına çalışılmalıdır.
 
• AB ve Hindistan, anlaşmanın zaruri ilaçlara ulaşımı engellemeyeceğini garanti etmelidirler.
 
• Hindistan'ın fikri mülkiyet haklarına ve TRIPS esnekliklerinden kamu sağlığı alanında faydalanılmasına ilişkin taahhütleri umut vericidir.
 
• Hizmetler alanının serbestleşmesi, başta kamusal hizmetler olmak üzere sektörel düzenlemelere engel olmamalıdır.
 
• STA müzakerelerinde çocuk işçiliği sorununa değinmeli ve Uluslararası Çalışma Örgütü temel standartlarının uygulamasına yönelik çalışılmalıdır.
 
• Özel ticaret bölgelerinden faydalanan Avrupalı şirketlerin temel işçi haklarını göz önünde bulundurmalarına ilişkin bir madde STA'ya dahil edilmelidir.
 
AB – Türkmenistan
 
- Avrupa Parlamentosu 26 Mart'ta AB - Türkmenistan ilişkilerini geliştirmeye yönelik anlaşmayı onaylamaya hazırlanıyor. Parlamentonun üç büyük grubu Liberaller, Sosyalistler ve Muhafazakarlar, Türkmenistan ile imzalanacak Geçici Ticaret Anlaşması'na olumlu oy verme yönünde anlaştılar.
 
AB ile Türkmenistan arasında 1998'de imzalanan anlaşma 11 yıldır ülkedeki insan hakları ihlalleri iddiaları yüzünden yürürlüğe konulamıyordu. Bu sebeple, Avrupa Parlamentosu'nun yönerge taslağı üye ülkeleri ve AB Komisyonu'nu Türkmenistan'da önemli alanlardaki gelişmelerin yakından takip edilmesini ve koşulların karşılanmadığına dair herhangi bir bulguya varıldığında anlaşmanın askıya alınmasını öngörüyor. Buna ilaveten, ileride imzalanacak ek bir İşbirliği ve Ortaklık Anlaşmasına, insan hakları ihlali durumunda anlaşmaların dondurulması maddesi konulması çağrısında bulunuluyor.
 
Anlaşmanın geliştirilmesi Hazar Denizi - AB doğal gaz hattına politik destek sağlama amacıyla 7 Mayıs'ta düzenlenecek AB Güney Koridoru zirvesine Türkmenistan Başkanı Gurbanguli Berdimuhammedov'u davet etmeyi planlayan AB Çek Dönem Başkanlığı tarafından önemli görülüyor.
 
Telekomünikasyon
 
- AB Komisyonu'nun yayınladığı ortak telekom piyasası raporuna göre, Avrupa, cep telefonu hizmetlerinde 2008'de Avrupa nüfusunun %119'u (2007'ye göre %7'lik bir artış söz konusu) olan abonman sayısı ile dünyada lider konumda. Aynı oran ABD'de %87 iken Japonya'da %84.
 
Ekonomik krize rağmen AB'nin GSYİH'sinin %3'ünü oluşturan telekom sektörü (AB) 2008'de de büyüme devam etti ve gelirini 2007'ye oranla %1,3 arttırarak ve diğer sektörleri aşarak 300 milyar € üzerine çıkardı. Sektörün gelişimi süresince tüketiciler en çok sektörün rekabetçiliğinden yararlandılar. 2004 yılına göre %34,5 oranında daha düşük ücret ödenirken, ödemelere verilen değer daha da arttı. AB çalışmaları sayesinde, ortalama cep telefonu faturaları 2008 yılında 21,48 €'dan 19,49 €'ya düşmüş durumda ve Avrupa'daki tüketicilerin %75'i artık saniyede 2 megabit ya da üzeri internet bağlantısına sahipler. Ancak Komisyon raporu tüm bu olumlu gelişmelere rağmen Avrupa'da daha iyi koordinasyon sağlamaz ise tek telekom pazarının tutarsız ulusal düzenlemeler sebebiyle tehlikeye girebileceği uyarısında bulunuyor.
 
- Avrupa Parlamentosu Sanayi Komitesi ve AB Çek Dönem Başkanlığı, 1 Temmuz 2009 tarihinden itibaren kısa mesaj, arama ve internet yurtdışı kullanım ücretlerinde indirime gidilmesi konusunda uzlaşmaya vardı. Anlaşmanın Parlamento ve Başkanlar Konseyi tarafından da onaylanması gerekiyor.
 
Varılan uzlaşı, yurtdışı fiyatlarını sabitlemek yerine bir tavan fiyatı belirleyerek, firmalara bu fiyatın altında kalmak suretiyle rekabet imkanı tanıyor. Buna göre 1 Temmuz 2009'dan itibaren yurtdışında yapılan aramalarda dakika başına 0,43 € (KDV hariç) ve yurtdışında gelen aramalarda dakika başına maksimum 0,19 € (KDV hariç), ücret alınacak, ayrıca yıllık bazda tavan fiyatlar 1 tarihinde sırasıyla 0,35 € (KDV hariç) ve 0,11 € (KDV hariç) seviyesine indirilecek
 
Operatörlerin 1 Temmuz 2009'dan itibaren aramaları saniye başına ücretlendirmesi zorunlu olacak, ancak ilk 30 saniye için asgari bir fiyat uygulanabilecek. Ayrıca yurtdışından kısa mesaj gönderim ücreti ise azami 0,11€ (KDV hariç) olarak belirlendi.
 
Diğer yurtdışı veri kullanım hizmetleri (cep telefonu veya dizüstü bilgisayarlarla e-posta yollamak, resim paylaşımı vs.) toptan satış seviyesinde kilobayt temelinde hesaplanarak düzenlenecek. Buna göre 1 Temmuz 2009'dan itibaren megabayt başına maksimum 1,00 € ( KDV hariç), 1 Temmuz 2010'dan itibaren 0,80 € ( KDV hariç) ve 1 Temmuz 2011'den itibaren 0,50 € (KDV hariç) olarak ücretlendirilecek.
 
Faturalarda beklenmeyen tutarlarla karşılaşılmasını önlemek üzere 1 Mart 2010'dan itibaren yurtdışı kullanımında tüketicilere ücretsiz olarak azami fatura limiti seçme imkanı verilecek. Ayrıca, henüz resmiyet kazanmamış anlaşmaya göre operatörler tüketicilerini, limitlerinin %80'ine ulaşmaları durumunda uyarmak zorunda olacaklar. Limitin aşımından sonra, uygulanacak yurtdışı fiyatlandırma prosedürünü açıklayan bir uyarı daha yollanacak. Bir tepki gelmemesi halinde telefon geçici olarak kullanıma kapatılacak.
 
- AB Komisyonu, Alman denetleme kurumu Bundesnetzagentur'dan Deutsche Telekom'a sabit hatlar için belirlenmiş olan kaynak ve fesih tarifelerine ilişkin uyarıda bulunmasını talep etti.
 
Kaynak ve fesih tarifeleri, operatörler arasındaki bağlantılara ilişkin olarak gerçekleştirilen toptan kesintilerden oluşuyor. Bundesnetzagentur, bugüne değin AB telekomünikasyon protokolünün usule ilişkin yedinci maddesi uyarınca AB Komisyonu'na ve diğer üye 26 devlete açıklaması gereken spesifik tarife oranlarını bildirmekten imtina etmiş, ancak bu konuya ilişkin uygulayacağı genel prensiplere ilişkin genel bir bilgi sağlamayı tercih etmişti.
 
2002 yılından itibaren, Avrupa Parlamentosu ve AB Bakanlar Konseyi'nce düzenlenen AB telekomünikasyon protokolü çerçevesinde öngörülen bu prosedür, Avrupa telekomünikasyon pazarında hedeflediği tutarlı ve şeffaf düzenlemeler sayesinde operatörler arasında rekabeti bozucu davranışları önlemeyi hedeflemekte.

Bundesnetzagentur'un bu konudaki yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda, AB Komisyonu'nun Avrupa Topluluğu Antlaşması çerçevesinde ihlal prosedürünü başlatabileceği düşünülüyor. Bu uyarının, Bundesnetzagentur'un, tarifelerin şeffaflığına ilişkin aldığı ilk uyarı olmadığına dikkat çekiliyor. Nitekim kurum, 2008 yılının Aralık ayında da aynı konudaki uyarıyı mobil sektörü konusundaki tarifelerine ilişkin de almıştı.
 
Enerji
 
- Avrupa Parlamentosu Sanayi Komitesi ve AB Çek Başkanlığı uzun zamandır beklenen enerji paketi üzerinde anlaşmaya vardı. Buna göre şirketlerin hem üretici hem de dağıtıcı olması engellenerek tüketici haklarının güçlendirilmesi öngörülüyor. Henüz resmiyet kazanmamış uzlaşma, AB Parlamentosu ve Bakanlar Konseyinin onayına sunulacak.
 
Görüşmeler sırasında Komisyon tek elde toplanmış enerji şirketlerinin kollarının ayrılması için iki öneri getirdi. Buna göre, üye ülkeler ya enerji şirketlerinin şebekelerinin üretim ve dağıtımın tamamen ayrılması için satışlarını sağlayacaklar ya da dağıtım sistemlerini şirketlere bırakacak ancak yürütmeyi başka bir kuruma devredecekler. Diğer taraftan Avrupa Parlamenterleri görüşmeler süresince elektrik için tam ayırımın şart olduğunu dile getirirken, doğal gaz dağıtımı için de güçlü bir bağımsız operatörün olmasını öngören üçüncü bir öneri ileri sürdüler. Tasarıya göre üye ülkeler bu üç öneriden herhangi birini seçebilecek.
 
Ayrıca Üçüncü Enerji Paketi ile getirilmesi planlanan diğer yenilikler şunlardır:
 
• Ulusal düzenleyicilerin yetki ve rollerini detaylandırması sağlanacak. Uzlaşma maddelerinden biri, ulusal düzenleyicilerin ve bunların gözetimini yapan kurumun bağımsızlığını sağlıyor. Ayrıca, gözetim kurumu ulusal otoriteler tarafından sunulan on yıllık ağ geliştirme planlarını takip etmek ve bunlar üzerine tavsiye vermekle de yükümlendiriliyor. 

• Üçüncü paket sınırlararası ticareti kolaylaştırmak için farklı üye ülkelerde benzer yürütme koşulları oluşturmak üzere, ortak güvenlik standartları ve kuralları işletmek için Avrupa Elektrik Dağıtım Sistemi Operatörleri Ağı (ENTSOE) ile Avrupa Gaz Dağıtım Sistemi Operatörleri Ağı (ENTSOG) kurulmasını öngörüyor.
 
• Kanunun yürürlüğe girmesiyle tüketiciler gaz ve elektrik sağlayıcılarını üç hafta içerisinde herhangi bir ücret ödemeden değiştirme, daha fazla bilgi erişimine sahip olma haklarına sahip olurken, şikayetleri ve hizmet aksaklığı durumunda telafileri değerlendirecek ayrı bir mekanizma oluşturuluyor.
 
• Tüketicilere yetersiz enerji sağlanmaması için üye ülkelerin tüm bireysel tüketicileri kapsayacak şekilde enerji tedarik etmesi garanti altına alınıyor. Hükümetler hassas enerji tüketicilerini korumak ve enerji sıkıntısı çekenleri bulmak için gerekli düzenlemeleri yapmak, evlere asgari enerji tedariği için sosyal güvence sağlamak ve ulusal enerji planları hazırlamakla yükümlü kılınıyor.
 
• Metinde ek olarak, 2020 yılına kadar tüketicilerin %80'inin akıllı sayaç kullanımına geçmesi hedefi konuluyor.
 
Paketin Nisan sonu ya da Mayıs ayında Parlamento onayına sunulması bekleniyor.
 
Rekabet ve Devlet Yardımları
 
- AB Komisyonu, Avrupa Topluluğu Antlaşması devlet yardımı kuralları çerçevesinde, Yunanistan tarafından araç üreticisi ELVO S.A.'ya sağlanan bazı vergi muafiyetlerini anlaşmaya aykırı buldu. Uygulama, kamu yararına hiçbir unsur taşımazken, ELVO'yu rakiplerinin ödemekle yükümlü olduğu bazı vergilerden muaf tutarak firmaya haksız rekabet avantajı sağladı. AB Komisyonu, Yunanistan'a yaklaşık 1,4 milyon €'yu bulan yardımın faizi ile birlikte geri alınması yönünde emir verdi.
 
Rekabetten sorumlu AB Komiseri Neelie Kroes, AB Komisyonu'nun Ortak Pazar'da bütün şirketler için eşit seviyeye hareket alanı sağlamakla yükümlü olduğunu ve bir şirketin devlet yardımıyla haksız rekabet avantajı elde etmesi durumunda parayı geri ödemesi gerektiğini söyledi.

ELVO, 2007 yılı rakamları ile yaklaşık 672 çalışanı ve yıllık 84 milyon € 'luk cirosuyla Yunan ordusuna temel motorlu araç sağlıyor ve askeri araç üretimine ek olarak, çok çeşitli sivil araç ve yedek parça üretimi yapıyor.
 
Şirket İşleri
 
- Avrupa Parlamentosu, kozmetik ürünlerinin güvenliği konusundaki mevzuatın yenilenmesini onayladı. Yeni yönetmelikle, kozmetik ürünlerinin güvenliğinin arttırılmasının yanında yasal belirsizlikleri ve tutarsızlıkları ortadan kaldırmak amaçlanıyor. Parlamento'nun yaptığı yasa değişikliği, özellikle firmaların ürün tanıtımlarındaki iddiaların gerçeği yansıtması ve ürünlerin içeriğinde kullanılan nano malzemelerin güvenliği hakkında iyileştirmeleri kapsıyor.
 
AB parlamenterleri, AB Komisyonu'nun kozmetik ürünleri için, eski kozmetik yönergesini icra eden 27 üye ülke mevzuatının tek bir AB yasasıyla değiştirilerek sadeleştirilmesi konusundaki yaklaşımını onayladı. Bu yasa ile pazar içindeki kontrollerin güçlendirilmesi ve firmalara daha fazla sorumluluk yüklenmesi bekleniyor. Ayrıca, AB parlamenterleri yönetmeliğe insan sağlığına karşı risk oluşturan nano maddelerin yasaklanması ile nano malzemelerin tanımını ve bunun bilimsel ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak AB Komisyonu tarafından uyarlanmasını da ekletti.
 
Ekonomik ve Mali İşler
 
- Küresel ekonomik krizin Romanya ekonomisini kötü etkilemesi ve Rumen otoritelerin ekonomik düzenlemeler için geniş kapsamlı bir projeyi sıkı şekilde uygulaması sebepleriyle Avrupa Birliği, Romanya'ya 5 milyar €'ya ulaşacak orta vadeli mali destek verme hazırlığında. 

Söz konusu destek, Uluslararası Para Fonu (13 milyar €) ve Dünya Bankası (1 milyar €) desteklerine ek olarak sağlanacak. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ve diğer çokuluslu kredi kuruluşları da daha sonra 1 milyar € tutarında ortak katkıda bulunarak, Romanya'ya desteği 2011 yılının ilk çeyreğine kadar 20 milyar €'ya çıkaracaklar.
 
Mali destek kapsamlı ekonomik programının uygulanması koşuluna bağlı olacak. Mali yardım ve ekonomik program Rumen ekonomisini kısa dönemdeki likidite baskısından korumaya ve orta vadede ise rekabetin gelişmesiye dengesizliklerin düzeltilmesine yönelik tasarlandı. Ayrıca, AB Komisyonu, Ekonomik ve Mali Komite ile işbirliği içerisinde ekonomi paketinin tam olarak uygulanıp uygulanmadığını gözleyecek ve gerektiği takdirde ek tedbirler alınmasını isteyebilecek.
 
- Benzer alanlardaki faaliyetlerinin giderek artması sebebiyle Avrupa Parlamentosu, Avrupa Yatırım Bankası (EIB) ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) faaliyetlerine dair ortak bir rapor yayımladı. Raporda kurumların kürsel mali krizle mücadeleye katkılarının memnuniyetle karşılandığı belirtilirken, iki kurumun ortak iş yaptığı bölgelerde işbirliğini arttırmaları çağrısında bulunuyor.
 
EIB ve EBRD giderek artan bir oranda aynı coğrafi bölgelerdeki faaliyetlere finansman sağlamakta. Bu bölgeler arasında, Doğu Avrupa, Güney Kafkaslar, Rusya ve Batı Balkanlar yer alırken bir süre sonra Türkiye'nin de bunlara dahil olması bekleniyor. Bu verilerin ışığında Avrupa Parlamentosu iki kurumun birbirleriyle daha sıkı işbirliği yapmaları yönünde çağrıda bulunuyor.
 
İki bankanın amaçları, uzmanlık alanları ve faaliyet türleri birbirinden oldukça farklı olduğundan kamu ve özel sektöre borç verme faaliyetleri arasında keyfi bir ayırım yapılması mümkün değil. Bu yüzden rapor, ortak faaliyet alanı olan ülkelerde kurumların faaliyetlerinin her iki bankanın karşılaştırmalı üstünlüklerine göre birbirine tamamlayıcı olması görüşüne yer veriyor Aynı zamanda iki kurumun da yaptıkları projelerin ve uzmanlaştıkları sektörlerin tanımlamalarını yapıp her iki bankayı da ilgilendirecek konularda bilgi ve deneyimlerini bir havuzda paylaşmaları tavsiye ediliyor.
 
Ekonomi
 
- Endüstriyel siparişler endeksi Ocak 2009 itibarıyla Euro Alanı'nda (AB16) bir önceki aya göre %3,4, AB27'de ise %2,2 oranında düştü. Ocak 2008 verilerine kıyasla bu oranlarda %34,1 ve %30,7 oranlarında düşüş kaydedildi.
 
Üye ülkelere göre bakıldığında en yüksek aylık artışlar İrlanda (%16,6), Macaristan (%6,5) ve Danimarka'da (%6,2); en önemli düşüşler ise Romanya (%14,8), Litvanya (%12,7) ve Almanya'da (%7,6) kaydedildi.
*
BRÜKSEL'DE GELECEK AY

AB Kurumları

 
• 30-31 Mart, Ulaşım, Telekomünikasyon ve Enerji Bakanları Konseyi
• 6-7 Nisan, Adalet ve İçişleri Bakanları Konseyi
• 23-24 Nisan, Tarım ve Balıkçılık Bakanları Konseyi
• 27-28 Nisan, Genel İşler ve Dış İlişkiler Bakanları Konseyi
• 5 Mayıs, Ekonomi ve Maliye Bakanları Konseyi
 
Konferanslar-Seminerler
 
• 2-3 Nisan, "Global Progressive Forum",

www.globalprogressiveforum.org

• 7 Mayıs, "How are you doing? - SMEs in a Larger Europe", BUSINESSEUROPE,

www.businesseurope.eu 
 
HAZIRLAYANLAR :
Suna Orçun – Serhan Salman
bxloffice@tusiad.org 
www.tusiad.org 

 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.