Haberin yayım tarihi
2008-06-29
Haberin bulunduğu kategoriler

15 Yıl Önceydi... 2 Temmuz Sivas Katliamı...

Üzerinden 15 yıl geçen Madımak yangını hâlâ sürüyor.Katliam Türkiye tarihine kara bir leke olarak yazıldı.Sıvas katliamının üzerinden geçen 15 yıl boyunca Türkiye'de iktidara gelen siyasi oluşumlar; kıyımı yok sayarken lanetlemekten de kaçındılar.

Belçika ADD ve Mons ADD olarak bu sene de katliamda hayatlarını kaybeden aydınlarımızı anmak için bir etkinlik düzenledi. 

Sivas'da hayatını kaybeden aydınlarımız için Mons ADD yönetimi tarafından düzenlenen etkinlikde dile getirilenleri daha sonra haberimize ekleyeceğiz..

TARİH: 15 Yıl Önceydi... 2 Temmuz Sivas Katliamı...


http://www.youtube.com/watch?v=yMgmr6UuLe4


"Bundan tam onbeş yıl önce insanlık dışı bir katliama uğradık. Bu olayın sorumluları da yasaların sadece bize olduğunu kanıtlar şekilde, cezalarını çekmeden hatta onları onore edecek biçimde yargılandılar.

Onbeş yıl önceydi, ben ve benim yaşımdakiler henüz çocuktuk. Gittiğimiz pikniklerde alıyorduk sadece yanık et kokusunu... insan etinin yanınca nasıl koktuğunu ilk öğrendiğimde Uğur Mumcu'yu mavi bir arabanın içinde paramparça etmişlerdi. İnsan etinin yanınca nasıl koktuğunu bileniniz var mı? İlk olarak Bahriye Üçok parçalandı evinde, yine oradaydım ekimdi aylardan daha 10 yaşında bir çocuktum. Çok gürültülü bir patlamaydı ve evimizin camlarının nasıl titrediğini söylesem inanmazsınız. Uğur Mumcu'nun gürültüsünü daha yakından duyduk oradaydım soğuk bir aralık günüydü, karlıydı Ankara ve oturduğum sokakta kar, karda kan, karda et parçaları... o zaman tanıdım bu kokuyu. Fazla bir zaman geçmedi aradan Sivas yanarken geldi burnuma Sivas'ın kokusu... Uğur Mumcu'nun paramparça edildiği o gün hissettim Sivas'ta can veren insanların kokusunu... yanık insan kokusu...

Henüz 12 yaşındaydım, annem ağlıyordu "-Muhlis Akarsu öldü oğlum!" dediğinde babamda eklemişti "-Hasret Gültekin'de öldü oğlum..." o an algılayamamıştım tanımadığım insanların ölümünü, hiç görmemişliğimden olsa gerek. Yıllar sonra algılayabildim onlarsız olan yaşamın getirdiği ağırlığı... şimdi içimde kocaman bir acı, kocaman bir suskunluk, kocaman bir tutsaklıktır Sivas'ta kaybettiklerimiz...

Biz ne kaybettik Sivas'ta?

Biz aydınlarımızı, ozanlarımızı, yazarlarımızı mı kaybettik? Hayır!!! Biz o gün, o lahnet olası gün kimliğimizi kaybettik... sahip olduğumuz değerleri, aydınlığımızı, güneşimizi kaybettik... biz otuzyedi candan daha çok şey kaybettik! Onlar gittiler şuanda yoklar ve bizim için koca bir hiçlik bıraktılar giderken. Şimdi hiç bir sözcük onları anlatmaya yetmez biliyorum. Kimliği kaybolmuş, bilinci nasırlı halkım benim... Sana yapılanları unuta unuta kendini de unuttun çok şükür.

Tam onbeş yıl önceydi ve ben daha 12 yaşımdaydım ve o zaman tanımıştım yanan insan kokusunu... Uğur Mumcu'dan tam 6 ay sonra Sivas'ta aynı koku... bilir misiniz o kokuyu?
Yıllar geçti aradan daha nice aydınlar öldü memleketimde; Metin Göktepe, Ahmet Taner Kışlalı, Hrant Dink... Onları öldürenler onurla karşılandı ve yargılandı... yaptıkları işlerden gurur duyarak minumum cezalarla kurtuldular. Benim ülkemde en az cezası olan şey insan yakmak, sonra insan bombalamak, sonra insan kurşunlama, sonra döverek insan öldürmek çünkü...

Biz tam Sivas'ın hesabını soracakken devlet yetkilileri açıklama yaptılar "-kışkırtma var!" Aziz Nesin odaklı bir olay haline getirildi katliam. Biz de onaylarcasına daha da azalarak katliamın yıldönümlerinde andık yitirdiğimiz kimliğimizi!

Bu toprak artık türküsüz kaldı... varın siz ne kadar türkü yazarsanız yazın... insan kokusu... yanık insan kokusu... çocuktum...

Ulaş Sarıtaş..


 
 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.