Bu yıl içersinde yaşadığımız en şaşırtıcı olaylardan biriside Belçika Türk Diyanet Vaffı başkanı durumunda olan Din Hizmetleri Müşaviri Ö. Faruk Turan'ın görevi sona ermesinden sonra tekrar Belçika'ya geri gönderilmesi oldu.
Bu güne kadar görevi süresince hep tartışamlı biri olarak gündeme gelen oldukça başarısız bir görevlinin inadına ödüllendirilmesi Diyanet Vaffında dönen idari mekanizmayıda tartışmalı hale getirdi. Böyle bir görev iadesine acaba kim karar vermişti? Bazılarına göre bu durum bir ödülden ziyade bir cezaydı. Her ne şekilde olursa olsun bizim nazarımızda tam bir idari skandal olan bu durumu protesto ettiğimizi daha önceleri açıklamıştık.
Ö. Faruk Turan Belçika'ya gelene kadar bir çok dernek ve federasyona kapıları açık olan bir kurumun böyle tartışmalı bir şahıs tarafından gasp edilmesi kabul edilir bir durum değildir. Daha acısı ise hakkında birçok dosyanın resmi makamlara ulaştırılmasına rağmen kendisi hakkında hiç bir işlem veya soruşturma açılmamasıda ayrı bir tartışma noktası.
Belçika'da gerek Büyükelçilik çalışanlarının büyük çoğunluğu olsun, gerekse Diyanet camiasında istenmeyen adam durumunda olan birinin son derece stratejik bir kurumun başında olmasından dolayı bir Türk kökenli Müslüman vatandaş olarak büyük esef ve üzüntü duyduğumu bir daha hatırlatmak isterim.
Kayıp bir dönem:
1982 yılında resmi olarak kurulan Belçika Türk Diyanet Vakfı kuruluşundan bu yana Belçika'da yaşayan Türk vatandaşlara dini, sosyal ve kültürel alanlarda önemli hizmetlerde bulunmuştur. Türk Diyanet Vakfı aynı zamanda "Ulusal Birlik" çerçevesinde Türk toplumunun büyük bir çoğunluğu tarafından desteklenmiştir.
Belçika'nın değişik yerleşim birimlerinde yaşayan Müslüman Türkler kurdukları camileri Türk Diyanet Vakfına üye yaparak bağlılıklarını tescil ettirmişlerdir. Bugün için 62 cami Türk Diyanet Vakfının üyesidir.
Belçika'da yaşayan Türkiye kökenli veya Türkler'e akraba olan binlerce insana din hizmetleri, cenaze nakil hizmeti, üniversite öğrencilerine burs, Türkçe dil eğitimi, eğitim ve kültür hizmetleri, kadın ve gençliğe yönelik faaliyetler, kültürel aktiviteler, ve hac organizasyonu gibi bir çok farklı alanda hizmetlerde bulunan Belçika Türk Diyanet Vakfı bizler için hayati önem arzeden önemli bir kurumdur.
Hal böyleyken bugüne kadar başarılı çalışmalara imza atan yöneticilerin yanında maalesef son üç yıl büyük bir başarısızlık örneği sunulmuştur.
Halbuki Türk Diyanet Vakfı adaletin, eşitliğin, hoşgörünün, dürüstlüğün merkezi olmalıydı. Fitne, fesat, kin, nefret ve entrikadan ise uzak olmalıydı. Ayrıca ilk defa bu dönemde Belçika Türk Diyanet Vakfını eleştiren ve yolsuzluk yapıldı imalarında bulunan bir belgeyi Cami yöneticilerine imzalatarak Türkiye'ye şikayet etmek maksadıyla belge hazırlayan bir kişinin yönetim kurulu üyesi yapılması skandalların en büyüğü olarak nitelendirilebilir. Buna bugüne kadar neden istifa ettiği veya ihraç edildiği henüz açıklanmayan bir başka Vakıf yöneticisinide ekleyebiliriz. Tüm bu olumsuzlukların mimarı durumunda olan bir şahsın görevi sona ermesine rağmen tekrar görevlendirilerek halen Belçika'da yaşayan Müslüman Türkler'in manen biat ettiği bir kurumun başında olması bu alanda 2006 yılının en şaşırtıcı olayı olarak can sıkmaya devam ediyor..
Dileğimiz son üç yıl içersinde yaşanan mutsuzlukların tamir edilmesi ve Belçika Türk Diyanet Vakfının yeniden eski ihtişamlı günlerine dönmesidir.
