Batı ülkelerinde oldukça yüksek tirajlı medya organlarında yapılan son yorumlara göre "Türkiye'nin coğrafi olarak AB ile Kafkaslar, İran, Irak ve Suriye arasındaki köprü olduğu ve ülkenin ekonomik önemine vurgular' yapılarak, son yıllarda ABD ve AB ilişkilerinin gerçek anlamda dengelenemediğine değiniliyor.
Son analizlerde Türkiye'nin AB ile olduğu gibi ABD ile ilişkilerinin de eş zamanlı olarak bozulduğu savunuluyor. "Burada endişe verici olan, bu ilişkilerin her zamankinden çok önem taşıdığı bir dönemde, eş zamanlı olarak bozulmasına" değinilirken, Türkiye'nin Avrupa ve Amerika için coğrafi açıdan büyük önem taşıdığı vurgulanıyor.
Yapılan yorum ve analizlerde "Türkiye'de kişi başına düşen milli gelir ve nüfustaki hızlı artığı, bu unsurların Türkiye'yi önemli bir ticari ve yatırım ortağı haline getirdiği" belirtiliyor.
Türkiye'nin, ABD'den sonra NATO'nun en büyük ordusuyla askeri açıdan da önemli olduğu belirtilirken, Türkiye'nin nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olan demokratik ve laik bir Cumhuriyet olarak batı tarafından en çok desteklenmesi gereken ülke durumunda bulunduğuna dikkat çekiliyor..
Alman Marshall Fonu:Batı Türkiye'yi Kaybediyor..
Bu bağlamda Alman Marshall Fonu, tarafından yapılan bir analizde ise "Türkiye Ortadoğu ve ötesinde gittikçe yükselen bir oyuncu, bu da korku yaratıyor" denildi.
GMF'nin düzenlediği Brüksel Forumu için hazırlanan raporda, "Türkiye artık Soğuk Savaş'ın siperi ya da Batı'nın çıkarlarını yansıtan bir köprü değil. Orta Doğu ve daha ötesinde gittikçe yükselen bir oyuncu. Bu durumun ABD ve Avrupa'da yarattığı korku, Batı'nın Türkiye'yi kaybetmekte olduğu düşüncesini doğurdu" denildi.
Türkiye AB'yi İstemeyebilir
Bağımsız bir aktör haline gelen Türkiye'nin ABD ve AB için de artı değer taşıdığı vurgulandığı rapor, Transatlantik Akademisi araştırmacıları Kemal Kirişçi, Nathalie Tocci ve Joshua Walker tarafından kaleme alındı. Raporda, "Eğer katılım süreci yeniden canlanırsa ve güven yeniden tesis edilirse yolun sonunda pekala Ankara, AB ile, Norveç ve İsviçre'nin anlaşmalarına benzer düzenlemeleri tercih edebilir. Bu sayede Türkiye çevresinin ekonomik, kültürel, siyasi ve sosyal merkezi olmayı sürdürebilecek ve bundan AB, Türkiye ve komşuları faydalanacaktır" denildi.
