Almanya'nın Münih kentinde biri Türk biri Yunan iki göçmen gencinin emekli bir Almanı hastanelik edene kadar dövmesi üzerine başlayan, gençlik ceza yasasının sertleştirilmesi tartışmaları 27 Ocakta üç eyalette yapılacak seçimlere malzeme ediliyor.
27 Ocak'ta sandık başına gidilecek Hessen Eyaleti'nin Başbakanı Roland Koch, suç işleyen yabancı gençlerin sayısının Almanlara oranla daha yüksek olduğunu ileri sürüp, cezaların ağırlaştırılmasını, hatta daha kolay sınırdışı edilmelerini talep edince Sosyal Demokratlar, Yeşiller ve Hür Demokratlar ile uzman ve eğitimcilerden eleştirel sesler yükselmeye başladı.:
ABD örneği
Muhalif kanat, göçmenlere yönelik sert çıkışları ile dikkatleri üzerine çeken Koch'u konuyu seçimlere malzeme yapmakla suçluyor. Koch ise kendi partisinden aldığı destekle önerilerini genişletiyor. ABD'deki benzeri kapalı eğitim kampları uygulamasından, 6-8 haftalık uyarı hapse, hatta 18-21 yaş arasındaki suçlulara yetişkinler için geçerli ceza kanununun uygulanmasına kadar bir çok teklif gündeme getiriyor.
Oysa Almanlarla karşılaştırıldığında göçmen gençlerin daha sık suç işlediğini ortaya koyan ayrıntılı araştırmalar yok. Hessen Eyaleti'nde örneğin geçen yıl işlenen adam yaralama olaylarında Alman gençlerin sayısı 1350 olarak saptanırken, bu rakam göçmen gençleri için 500 olarak veriliyor.
Koch: Konuyu tartışmamak delilik olur
Roland Koch ise, suç işleyen göçmen geçlerin sayısının bu eyalette yaşayan göçmenlere oranlarla yüksek olduğunu savunuyor: „ Yabancı gençlerin oranı Alman gençlerden düşük de olsa, emniyet birimlerine intikal eden rakamlara göre yabancı gençler göçmenlerin sayısına oranla daha sık şiddet olaylarına karışıyor. Bu yüzden göçmen gençlere yönelik ceza yasalarının sertleştirilmesi konusunu tartışmak sadece akıllıca bir adım değil, ayrıca zaruri bir adım. Tam tersine, bu konuyu tartışmamak, kafamızı çevirmek delilik olur".
Hristiyan Birlik Partili Başbakan Angela Merkel ise henüz tartışmalara yönelik tepki vermedi. Hristiyan Birlik Partilerininin Federal Meclis grup başkan yardımcısı Wolfgang Bosbach ise Hessen Eyaleti Başbakanı Koch'a açık destek veriyor. O da gençlerin uyarı hapsine kapatılmasını ve kolayca sınırdışı edilmesini önümüzdeki dönem yapılacak İçişleri Bakanları Konferansı'na ana gündem maddesi yapacağını belirtiyor.
Uzmanlar ve eğitimciler ise cezalarla bir yere ulaşılamayacağını vurguluyor. Kurumumuz DW'ye konuşan kriminoloji uzmanı Chiristian Pfeiffer, sert cezaların veya eğitim kamplarının bu gençleri topluma yeniden kazanmada yanlış bir yöntem olduğu, bu tür cezaları çeken geçlerin salıverilmesinin ardından yeniden suç işleme oranının yüksekliğine dikkat çekiyor.
Kannenberg kampı
Hessen eyaletinde yaklaşık 4 yıldır gönüllülük temelinde bir kamp ile gençleri çeken Lothar Kannenberg'ın kampı ise eğitimden geçen geçlerin yeniden suç işleme oranının çok çok düşük olması nedeniyle şu sıralar dikkatleri üzerine çekiyor. Eski boks şampiyonu Lothar Kanennberg ABD'deki gibi gençleri cezalandırma mantığına dayalı sert eğitim yöntemleri ile başarı kaydedilmeyeceğini söylüyor.
Kannenberg, kendisi de gençliğinde uyuşturucu kullandığını ve şiddet olaylarına karıştığını, bu nedenle cezalandırmadan çok gönüllülük temelinde bir yaklaşımla ilerleme kaydedilebileceğini savunuyor. Gençlik daireleri ve sosyal danışmanlarla çalışan Kanenberg, kendi kampındaki temel prensibi şöyle özetliyor: „ Benim kampıma gelen gençler beni kendilerinden biri olarak kabul ediyorlar, çünkü ben onlara yönelik tavrımda tutarlı davranıyorum. Gençler de benim için" bak karşımda bana ödevler veren, hatta sınırlarımı zorlayan biri var, ama ne yapalım bu da hayatın gerçeği" diye mantık yürütüyor ve beni benimsiyor. Ancak bizim kampımızda üç önemli prensibin geçerli olduğunu vugulamalıyım. Bunlar sevgi, sıcaklık ve dayanışma. Bu özelliğinden dolayı gençler gönüllülük temelinde bizde kalmaya karar veriyorlar".
Kaynak:Rudolf Geissler/DW/Almanya