Krizle mücadele adına yapılan devlet borçlanmaları uluslararası piyasalarda inanılmaz ölçülerde bir şişkinlik yarattı.

İzlanda ve hemen sonrasında da Macaristan ile Yunanistan'ın ödeme güçlüğüne girdiklerinin ilanıyla birlikte, Avrupa ekonomilerinin eskisini aratabilecek bir krize doğru daha hızlı yol aldıkları ileri sürüldü. Ödeme krizine giren dev şirketleri ve kamu kurumlarını borçlanarak kurtaran devletlerin piyasalarda büyük bir şişkinlik yarattığı, adeta "finansal piyasalar köpüğünden devlet köpüğü aşamasına geçildiği" belirtildi.

Morgan Stanley'in Almanya Müdürü Dirk Notheis, bir gazeteye yaptığı açıklamalarda, birçok devletin ödeme gücünün sınırında olduğuna dikkat çekti. Notheis ve bir dizi uluslararası uzman, Handelsblatt gazetesinin sorularını yanıtlarken, bir "bumerang düzeneğiyle karşı karşıya olunduğunu" da hatırlattılar.

Almanya'nın önde gelen ekonomi gazeteleri Financial Times Deutschland ile Handelsblatt'ın arka arkaya işledikleri geniş haberlerde devletlerin borçlanarak neden olduğu yeni şişkinliğin, ABD'de düşük ödeme gücüne sahip olanlara satılan konutlardan kaynaklanan köpüğü geride bırakabileceği vurgulandı.

Sadece küçük üyelerin değil AB'nin motoru konumundaki Almanya'nın da büyüyen devlet borcunun altında zorlandığına dikkat çekilirken, AB Komisyonu, Berlin'in bile bu yılki borçlanmasının milli gelirin yüzde 77'sini bulabileceğini hatırlatı. Avrupa Merkez Bankası Jean-Claude Trichet'nin de Avro bölgesindeki ülkelere ısrarla "orta vadede devlet maliyesini konsolide etmeleri" çağrısında bulunması, büyüyen tehlikeyle bağlantılandırıldı.

AB Milli Marşı Acaba Cenaze Marşı mı Olacak?
.


Öte yandan özellikle Yunanistan'ın gerçek devlet borcunun bir türlü saptanamaması, AB merkezi Brüksel'deki endişeleri daha da güçlendirdi. Avrupa Komisyonu'ndan yapılan açıklamada, Yunan bütçe açığının beklenenden çok daha büyük olabileceğine işaret edilirken, yeni dönemin AB Ekonomi Komiseri Olli Rehn, "Tüm AB için geçerli olacak yeni finansman araçları bulunmalı" dedi.

Atina'nın Karamanlis hükümetleri döneminden bu yana "gerçek bütçe açığını" saptamaktan kaçındığı ortaya çıkarken, sosyal güvenlik fonları, hastane borçları, hükümet ile kamu şirketleri arasındaki işlemlerin de yanıtsız sorular içerdiği kaydedildi.

Osman Çutsay/Cumhuriyet