Haberin yayım tarihi
2008-03-18
Haberin bulunduğu kategoriler

B.Elçi Fuat Tanlay:Şehitlerimizi rahmet, şükran ve minnetle anıyoruz.

TC BRÜKSEL BÜYÜKELÇİSİ FUAT TANLAY'IN ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ VESİLESİYLE YAPTIĞI KONUŞMA METNİ/(18 MART 2008)
 
Vatanı, milleti, devleti için hayatlarını göz kırpmadan feda eden, yurt topraklarını canından yüce bilen şehitlerimizi rahmet, şükran ve minnetle anıyoruz.
 
18 Mart milletimiz için çok özel bir tarihtir. 18 Mart, Türk'ün varoluş ve yeniden diriliş mücadelesinin sembolüdür.  Yüce Atatürk'ün önderliğindeki Çanakkale Zaferi ulusal onuru ve bilinci canlandırmış, "Türk'ün Ateşle İmtihan"dan alnının akıyla çıkacağının ilk habercisi olmuştur. Yitirdiğimiz canlardan doğduğumuz anı simgeleyen, kahramanlığı ve umudu tüm görkemiyle anlatan bu tarihin Şehitler Günü olarak seçilmesi anlamlıdır.
 
Bu vesileyle, hürriyeti canlarından aziz bilmiş; yaşamlarını bu toprakların özgürlüğü ve bekası için feda etmiş; millet ve bayrak sevgisini son nefesleriyle bir kez daha yüreklerimize işlemiş tüm şehitlerimizin hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.
 
Çanakkale'de 200 binden fazla şehit verdik; bir kuşağımızı vatan uğruna orada yitirdik. Buna rağmen, Yüce Atatürk'ün vatanımızı işgale gelip Çanakkale'de düşen yabancı askerler için sarfettiği  "Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar, burada bir dost vatanın toprağındasınız, huzur ve suskunluk içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yanyana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar, gözyaşlarınızı dindiriniz, evlatlarınız bizim bağrımızdadır, huzur içindedirler, huzur içinde uyuyacaklardır. Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır."  sözleri Türk Ulusunun gönül ve ruh yüceliğini, barış, dostluk ve kardeşliğe verdiği önemi en güzel şekilde ifade etmektedir.
 
Türk Ulusu, gelecek kuşaklara savaşın ve şiddetin olmadığı, evrensel barışın egemen kılındığı, tüm insanların dostça ve kardeşçe yaşayacakları bir dünya bırakılması için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da üzerine düşen görevi yapacaktır.
 
Ancak, ne hazindir ki, "Türk'ün Ateşle İmtihanı" henüz sona ermemiştir.  Türk Ulusu, İstiklal Mücadelesinden sonra,  bugün de terörle savaşmak zorunda bıraktırılmıştır.
 
Terör belasıyla ilk olarak, Vatanını temsil etmek üzere uzak diyarlara giden görevlilerimiz tanışmıştır. 1973 yılından itibaren yurtdışındaki görevlilerimize ve ailelerine karşı Ermeni terör örgütleri, 17 Kasım militanları ve diğer terör grupları tarafından gerçekleştirilen saldırılar sonucunda 39 şehit verilmiştir.
 
O şehitlerden biri de Büyükelçiliğimiz Haberleşme Teknisyeni Dursun Aksoy'dur. Dursun Aksoy, dört yıllık görev süresini tamamlamak üzereyken, 14 Temmuz 1983 günü uğradığı silahlı saldırı sonucu, geride en büyüğü 13 yaşında üç çocuk bırakarak yaşama veda etmiştir. Saldırıyı ASALA terör örgütü üstlenmiştir. Yakalanan sanık,  dosya henüz soruşturma hâkiminin önündeyken,  Paris'ten gelen bazı Ermenilerin yalancı şahitlik yapmaları üzerine dava açılmadan serbest bırakılmıştır.  
 
Bu cinayet, tarihi hesaplaşma adına işlenmiş, Türkiye ve Türk Ulusu hak etmediği bir suçla lekelenmeye çalışılmıştır. Tarihi tahrif ederek, Milletimize başka bir milleti yok etmek suçunu yüklemek isteyenler, bunun için, ülkelerine hizmet etmek arzusu dışında başka hiçbir amacı olmayan görevlilerimizi, eşlerini ve masum evlatlarını hedef almışlardır.  Tarihte bize yüklemek istedikleri suçu, eski bir zamanda değil, yaşadığımız dönemde ve dünya kamuoyunun önünde kendileri icra etmişlerdir.  Bu kabul edilemez riyakârlık maalesef hala devam etmektedir.
 
Geçtiğimiz günlerde yine içimize ateş düştü. 25 yıldır, Kürt kökenli halkımızın menfaatlerini koruma bahanesiyle, etnik köken ayırt etmeksizin, ararlarında bebek, kadın ve yaşlıların da bulunduğu 30.000'i aşkın insanımızı katleden PKK yine canlarımızı aldı.  Silahlı Kuvvetlerimiz her zaman olduğu gibi ve her zaman olacağı gibi onlara gereken cevabı ziyadesiyle vermiştir. Silahlı Kuvvetlerimizin, Mehmetçiğimizin, bu kutsal görevde, şehadet mertebesinde verdiği mücadele hiçbir yoruma tabi tutulamaz, tutulmamalıdır. Tarihe malolmuş Şehitlerim, rahmet, şükran ve minnetle anılacaktır.   
 
Vatanımızın her karış toprağında, ülkesine ve Milletine şerefle hizmet ederken haince katledilen ve her biri bizler için son derece kıymetli olan şehitlerimizin acılarını, her zaman olduğu gibi bugün bir kez daha yüreğimizin en derininde hissediyoruz. Vatan sevgisini ve görev bilincini kendi canlarından bile aziz tutanların timsali olan değerli şehitlerimiz bundan böyle kalplerimizde yaşayacaktır.
 
Mehmet Akif'in de dediği gibi. "Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın."
 
Biz, umutla ve azimle, yitirdiklerimizin yolunda yürüyen yeni nesiller yetiştirmeyi ve ülkemiz için çalışmayı sürdüreceğiz. Nefretin yerine sevgiyi, şiddetin yerine huzuru koymak ideali doğrultusunda çaba göstereceğiz.  Türk milleti barışa olan inancında ve bu yolda gösterdiği çabalarda samimidir. Ancak bu iyi niyeti suiistimal edilmemelidir.
 
Bugün şu ya da bu şekilde terörü destekleyen veya en hafif ifadesiyle teröre göz yumanlar bilmelidir ki, terör, menfaati gerektirdiğinde kendisini destekleyen zihniyete zarar ermekte sakınca görmez. Tarih bunu kanıtlamıştır.
 
ŞEHİDİM, SENİ RAHMET, ŞÜKRAN VE MİNNETLE ANIYORUM.

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.