Haberin yayım tarihi
2010-09-16
Haberin bulunduğu kategoriler

Bakan Atalay Brüksel'de Çarpıcı Açıklamalarda Bulundu.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, AB'nin Başkenti  düzenlenen "İltica Sürecinde Kalite ve Verimlilik" konulu bakanlar konferansına katıldı.  

Konferansta, AB'de daha etkin mülteci politikası için örnek uygulamalar ele alındı. Bakan Atalay, temaslarının ardından TC Brüksel Büyükelçiliğinde Türk basın üyelerine temasları hakkında basına bilgi verdi.

Bakan Atalay önce Brüksel'de katıldığı konferans ve yaptığı görüşmeler hakkında sunduğu bilgilerin dışında Türkiye'de yaşanan Referandum çerçevesinde merak edilen soruları da cevaplandırdı.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın Konuşmasının Satır Araları..

*CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu halk oylamasında oy kullanamaması nedeniyle polisi suçladı. Bu durum CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın telefonunu açık unutmasına karşın dinlendiğini ileri sürmesine benziyor. Bukonuda Bakanlar Kurulu öncesinde ben bir açıklama yaptım. Doğrusu açıklama yapmak istemiyorduk. Ama orada bir cümlesi var, haksız yere açıkça polisi suçlayan bir ifadesi olunca o açıklamayı yapma ihtiyacı duyduk. Kendileri biliyorlar. Zaten kendisi ilk akşam keşke orada kesseydi yani 'bizim hatamızdır, kontrol etmedik' dediğinde kesseydi. Biraz da basın sıkıştırdı onu. Aslında kendisi bu konuyu çok konuşmak istemiyordu. Sıkıştırılınca 'siz bulun bu polisi kim gönderdi' dedi. Tabii o bir suçlamadır. Haksız yere bir suçlamadır. Bu kabul edilemez.

*Nüfus hareketlerini güncelliyoruz. Nakledenler bir ay içinde bildirmezse cezası var. Onun için de artık nüfus sayımı olmayacak. Çağdaş bir sistem kurduk ve bunun için iki yıl uğraştık. Ama anamuhalefet lideri henüz bunu bilmiyorsa ben ne yapayım.

* Müslüman hanımların örtüsünün rahibeye benzetilen afişi kendileri  astılar. Tepki gelince kaldırttılar. Sonra 'biz yapmadık' dediler. Daha ileri gittiler. 'Bize provokasyon yapılıyor' dediler. Hatta neredeyse 'bunu hükümet yaptı' diyecekler. Kapalı şekilde de dediler. Onu demeseler biz ilgilenmeyiz. O zaman biz üzüldük, 'arkadaşlar bunu bulun' dedik. İstanbul emniyeti bunu kısa sürede buldu. İstanbul il teşkilatının bilgisi var, genel merkezin bilgisi var. Avcılar Belediye Başkanlığı bunu yapıyor. Ama hepsinin bilgisi var. Sonra Avcılar Belediye Başkanı'nın üzerine kaldı. O da açıklama yaptı. Dedi ki 'sizin bilginiz var, genel merkezle görüşerek ben bunu yaptım'. Peki neden bu duruma düşüyorsunuz?

*Anayasanın daha köklü ve bütününün değiştirilmesi için Referandum'da "Evet" oyu verilmesi ile yolun açılmıştır. Anayasamızı daha yeni insan ruhlu, insan odaklı bir hale getiriyoruz. Bu değişiklikle bu sağlandı. Millet iradesi önce çıktı. Aynı zamanda anayasanın daha köklü ve bütününü değiştirmek için yol açıldı. Biz bunu kampanya sürecinde de söyledik. 'Bu değişiklikle anayasanın tamamının daha kolay değişmesi sağlanacak' dedik. Zaten Başbakanımız da ilk akşam İstanbul'da yaptığı değerlendirme konuşmasında bunu ifade etti. Dün de Bakanlar Kurulu'nda yine aynı konuyu görüştük. Biz anayasanın tamamının, en geniş mutabakatla ve bütün toplum kesimlerini içine alacak şekilde uzun bir süreçte, sıfırdan yapılması yönünde kararlıyız.

*Bu paketteki birkaç madde sivil toplum kuruluşlarının talepleridir. Doğrusu biz 1982 Anayasası içinde en fazla insan odaklı ve millet iradesi odaklı maddeleri seçtik. Yoksa pakete daha çok madde konabilirdi. Partimiz içinden de farklı teklifler oldu, 2B orman arazisi gibi... Ama biz dedik ki 'Bu tamamen bir demokrasi paketi olsun'. Dolayısıyla YÖK konusudur, dokunulmazlık konusudur, yeni anayasada tabii ki olacak. En geniş şekilde bunlar tartışılacak. Umarım ilk sivil anayasa büyük bir katılım içinde gerçekleştirilir.

*Başkanlık sistemi  konusunda şimdilik bir tartışma yok. Parti ve hükümet olarak bizim ajandamızda bunu getiren, tartışmaya açan bir gündemimiz yok. Tabii yeni anayasa da gündeme gelince herşey de tartışılabilir..

*Hrant Dink'in  ailesinin AİHM'e yaptığı başvuru konusunda  Dışişleri ve Adalet bakanlarımızla bir araya gelerek bir değerlendirme yaparak  bu konuda 'dostane çözümü' öngörmüştük. Sadece bu davayla ilgili değil, bundan sonrasına da ilişkin... Doğrusu bu konuların hepsine makul bakmak istiyoruz. Şu anda temyize gidilmemesi de 'dostane çözüm' politikasının bir devamıdır.

*Biz hükümet olarak, parti olarak bu konularda hiçbir rezervimiz yok. Sadece bu konu değil, geçmişteki faili meçhullerle ve yapılan yanlışlarla ilgili... Çok rahatız. Varsa yapılan yanlışlıkların, hataların hepsinin üzerine gidilsin. Bu dönemde faili meçhuller bırakmıyoruz. Geçmiştekilerin mümkün olduğunca aydınlanması için uğraşıyoruz. Hrant Dink konusuna da aynı şekilde bakıyoruz. Bu konuda rahat olunsun. Yargının elinde her şey. İstediği ne varsa hepsini de veririz. Burada hiçbir korumacı politikamız filan söz konusu değil.

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.