Haberin yayım tarihi
2009-09-25
Haberin bulunduğu kategoriler

Beyazgül:'Bize İftira Edenler Şimdi Hesap Vermelidir'.

BASIN AÇIKLAMASI

Bilindiği gibi 20 Mart 2005 tarihinde  Belçika İslam Temsil Kurumu seçimlerinde Türk toplumu olarak önemli bir başarı göstermiş ve ilk kez çoğunluğu sağlayarak tarihi bir fırsatı yakalamıştık. Bu dönemde bize güvenen arkadaşlarımızın desteği ile yönetime seçilen ekip ile birlikte ben de bana verilen başkanlık görevini üstlenme gayretinde olmuştum.

Ne yazık ki bana ve benimle beraber seçilen arkadaşlarıma yönelik daha ilk günden itibaren bilinçli bir karalama kampanyası yürütülmüştü. Bu kampanya bizzat genel kurul üyesi bazı arkadaşlarımız ve onlara dışarıdan destek veren kimi çevrelerce aralıksız devam etmişti.

Belçika İslam Temsil Kurumu'nun artık doğru işlemediği ve yeni bir temsil şeklinin tartışıldığı günümüzde aslında gerçek sorunun kaynağının sorgulandığı kanaatine varabiliriz. Ancak o dönemde bu kurum ve yöneticileri hakkında çeşitli şikayetler yapılmış ve neticesinde de soruşturma başlatılmıştı. 

2001 yılından beri sürekli olarak bu ortamdan kurtulamayan kurumun 2005 seçimlerinden sonra göreve gelmiş ve başkanlığını yaptığım yönetime de sıçramasının en önemli nedeni söz konusu şikayetler ve anonim mektuplar olmuştur.

Bu sıkıntılı dönemde kurumun başkanı olmam nedeni ile bizzat suçlanmış ve soruşturma kapsamına alınmam neticesinde, kurumun ve müslümanların töhmet altında kalmaması, yargının sağlıklı işleyebilmesi ve hakkımdaki iddiaların kurumdan bağımsız olarak incelenebilmesi için, 24 Şubat 2008 tarihinde, başta başkanlık olmak üzere,  Belçika İslam Temsil Kurumundaki bütün görevlerimden istifa etmiştim. Bu tarihten bir süre sonra da hatırlanacağı üzere kurumun işleyişi ile ilgili tamamen ümidini kesmiş 24 kişiden oluşan bir gurup arkadaş ile birlikte Genel Kurul üyeliğinden de istifa etmiştim.

Brüksel Kraliyet Savcılığı 2001 den beri devam eden ve kendi dönemimi de içine alan bu birleştirilmiş davanın iddianamesini geçtiğimiz mayıs ayında tamamlamış ve yapılan ilk duruşmada yazılı ve sözlü olarak bugüne kadar hiç bu kadar anonim şikayet mektubuna rastlanmadığını, yapılan bütün incelemelerde de hakkımızda ortaya atılan iddiaların hiçbirisi ile ilgili en ufak bir delil bulunamadığını, şahsımın ve Kurumun muhasip üyeliği görevini yapmış Atilla AYDOĞDU'nun bu davada aslında dışarıdan ve içeriden körüklenen kurum içi çekişmelerinin kurbanları olduğumuzu üzülerek ifade etmiştir.

İddianamede Brüksel Kraliyet Savcılığı şahsım ve Atilla AYDOĞDU hakkında iddia edilen bütün suçlamaların asılsız olduğunu vurgulayarak kurum için yapılan harcamaların abartılı olmadığını, gerekli olup olmadığı yönündeki tartışmaların tutarsız olduğunu, bu harcamaların herhangi bir yolsuzlukla ilişkilendirilemediğini tesbit ederek Mahkemeye hakkımızda takipsizlik kararı verilmesi, dahası, gerekçeli kararın yaşadığımız bu maduriyeti tamir edici bir biçimde yazılmasını tavsiye etmiştir.

22/09/2009 itibarı ile Mahkeme, iddianame metni ile desteklenen bu tavsiyeye harfiyyen uymuş ve bugün itibarı ile şahsım ve Atilla AYDOĞDU hakkında takipsizlik kararı vermiştir.
Gelinen bu noktada maalesef buruk bir sevinç yaşamaktayım.

Bugün yargı kararı gerçekleşmişse de adalet henüz yerini bulmamıştır. Maddi ve manevi hiç bir fedakarlıktan kaçınmadan aile hayatını da çoğu zaman ihmal ederek toplumumuz tarafından verilen görevleri yapmaya çalışan bizlerin, kirli emeller ve koltuk uğuruna, sonucuna bakılmaksızın şeref ve haysiyetleri ile sorumsuzca oynama hakkını kendinde gören ve onlara dışarıdan destek veren kişilerin  anonim oldukları yalnızca hukuki bir gerçektir. Asıl gerçek şu ki kamuoyu ve bizler bu şahısları biliyoruz. Bu gün yüzleri kızarmasa da kamu vicdanı onları yargılayacaktır.

Nasıl ki suçlandığımız gün üzerimize düşeni yaparak istifa etti isek bugün de iftira edenlerin ve destekçilerinin kamuoyu önünde hesap vermeleri gerekir.

Yasaların bize verdiği imkanlar ölçüsünde bu olayların sorumlularının yargılanıp ceza almalarını sağlamak vicdani ve kamuoyunda meydana getirdiği olumsuz İslam imajı nedeni ile de aynı zamanda dini bir sorumluluktur.

Bizler bunun bilincinde olarak hakkımızı arayacağız elbette. İnancımızın gereği ilahi adaletin de bir gün tecelli edeceğinden hiç bir kuşkumuz yoktur.

Son olarak bu süreçte bize güvenen ve bu karalama kampanyasının parçası olmayı reddeden herkese sonsuz şükranlarımı sunarken bil vesile kamuoyuna en derin saygılarımı iletiyorum.
 
24/09/2009
Coşkun BEYAZGÜL
 
  

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.