Haberin yayım tarihi
2008-03-03
Haberin bulunduğu kategoriler

C. Beyazgül:Enkaz devralmıştık..

Bu hafta Kanal Avrupa televizyonunda Fazlı Doğan tarafından yapılan Sivil İnisyatif adlı programda Executif(Belçika Müslümanlar Temsil Kurumu) konusunda yaşananlar masaya yatırıldı.
 
Avrupa'da yaşayan Türk Toplumu tarafından ilgi ile izlenen Kanal Avrupa'da Belçika'da yaşayan Türklerin sorunlarına özel olarak yer veriliyor.
 
Executif konusunun gündeme getirildiği Sivil İnisyatif adlı programın bu haftaki konukları eski başkan Coşkun Beyazgül, BTDV(Diyanet Vakfı) üyesi Engin Özdemir, BİF(Belçika İslam Federasyonu) başkanı M. Zeki Bayraktar, BTDB(Belçika Türk Dernekler Birliği) başkanı Rıfat Can katıldılar.
 
Belçika'da ilgi ile izlenen programa Gündem Haber Sitesi Baş Editörü Hüseyin Dönmez ve Executif genel Kurul üyesi Mehmet Üstün telefonla katıldılar..
 
Neler söylendi?

 
Coşkun Beyazgül:

-Executif bünyesinde bizden önce yaşanan sorunları görmemezlikten gelerek bugünü anlamak oldukça zordur.
 
-Bizler daha önceki yönetimden büyük bir enkaz aldık. Bize verilen mali kaynağın önemli bir bölümünü eski yönetimden kalan borcu ödeyerek kullandık.
 
-Basına sadece olumsuz konular abartılı bir biçimde yansıtıldı. Buna rağmen yaptığımız bir çok olumlu işler ise göz ardı ediliyor.
 
-Bizi bir çok konuda suçluyorlar. Halbuki yaptığımız tüm işleri belli bir istişare süreci yaşadıktan sonra icra ettik.

 
-İnsanlar bir çok şeyi anlayamıyorlar. Bizde "davulun sesi uzaktan hoş gelir" diye bir atasözü vardır. Ama gerçek göründüğü gibi değil. Executif konusunda bizden kaynaklanmayan ve Belçika devletinin hatlarını çizdiği bir sistem bulunuyor. Bu sistemde öncelikle seçim sistemi yanlış ve demokratik değil. Seçilen insanların hepsinin ayrı bir din anlayışı ve dünyası var.  Burada bir gurup disiplini kuramıyorsunuz. Böyle bir ortamda hedeflenen birliğide sağlayamıyorsunuz.
 
-Arap kökenli Müslümanlarla, Türk kökenli Müslümanların din anlayışı çok farklı. Bugün yaşadığımız sorunların başında ise bu geliyor. Örneğin din adamı yetiştirme konusunda bizim belli kalıplarımız, düzenimiz var. Onlarda ise böyle bir sistem yok. Elbette her devlet kendine göre bir muhatap arıyor, fakat beklentiler farklı olunca sizin çalışmalarınız bir şekilde bloke oluyor.  Burada bazıları tarafından yapılan "Birileri ipler benim elimde olsun istedi, bundan dolayı Executif başarısız oldu" düşüncesine katılmıyorum. Asıl sorun temelde olan farklı din anlayışı ve beklentilerdir.
 
-Bugün için artık böyle bir din temsil organı gerekli mi, değil mi? sorgulanmalıdır. Hem Belçika, hem Belçika'da yaşayan Müslümanlar bu soruyu kendilerine sormalıdırlar?
 
Engin Özdemir:

-Son Executif yönetimi bir enkaz devralmıştır. Yanlış gibi görülen sorunların kaynağında bu neden yatmaktadır.
 
-Son seçimlerde biz Türkler yi organize olduk, Faslılar ise konuya gereken önemi vermediler. Bizler çoğunluğu elde edince bu sefer sorun yaratmaya başladılar.
 
-Böyle tüzüğü olmayan, düzeni olmayan bir kurumun başarılı olması zor.
 
-Belçika Müslümanları temsil etmek amacıyla kurdurduğu Executif kurumu konusunda hiçbir zaman gerçek anlamda samimi olmadı. Executif'den tam ne bekledikleri belli değil.
 
-Bizim aslında böyle bir kuruma ihtiyacımız yoktu. Biz zaten Diyanet olarak din hizmetleri konusunda gayet güzel organize olmuştuk. Executif'i kurarken kimse bize bir şey sormadı.
 
M. Zeki Bayraktar:

-Engin Özdemir'in görüşlerine kesinlikle katılmıyorum. Belçika'da yaşayan ciddi bir Müslüman kökenli vatandaş yaşıyor. Bu ülke bünyesinde elbette farklı dine inanan insalanların bir temsil kurumu olmalı ve din hizmetleri ihtiyaca cevap verecek bir şekilde düzenmeliydi. Burada Belçika'yı suçlama yerine bize sunulan fırsatları doğru bir şekilde kullanıp kullanamadığımız sorgulanmalıdır.

 
-Din hizmetleri konusunda bir tekel durumu ve devlet baskısı yaratılmamalıydı. Bugüne kadar yapılan en büyük yanlış bu konuda kendini muhatap gören tüm devletler bu yeni oluşuma fazla müdehale etmesi oldu. Halbuki, müdehale yerine iyi işleyen demokratik bir düzenin kurulmasına yardımcı olsalar yeterliydi.
 
-Din hizmetlerinden yararlanmak her vatandaşın en temel hakkıdır. Executif bünyesinde son dönem süresince yaşanan olumsuzluklar ve yanlışlar doğru bir şekilde değerlendirilmeli ve vatandaşlarımıza doğru bilgiler verilmelidir.
 
-Arap ve Türk Müslüman diye bir ayırımı asla kabul etmiyoruz. Elbette din paratiğinde bazı farklılıklar olabilir. Bunu ancak anlayışla karşılamamız gerekiyor. Hiç kimseden bizim gibi olmasını isteyemeyiz. Burada dürüstlük ve hoşgörü esas olmalıdır.
 
-Belçika'da din sektörü alanında hizmet edenlerin elbette bu ülkenin dilinide iyi bilmesi gerekiyor. Ayrıca Belçika'ya ait bir Müslümanlık literatürü geliştirmek zorundayız. Her şeyin geldiğimiz gün gibi kalması gerektiği fikri gerçekçi değildir.
 
Rıfat Can:

-Belçika İslamı 1974'de tanıdı. Daha sonra din hizmetleri konusunda yetki verilen kurumların bünyesinde oluşan sorunlar nedeniyle Belçika devleti bir temsil organı kurma süreci başlattı. 


-1998 yılında kurulan Belçika Müslümanlar Temsil Kurumu(Executif) tamamen bazı odakların "İp bizim elimizde olsun tutumundan dolayı" başarısız olmuştur. Executif bünyesinde gerçek anlamda işleyen bir iç tüzük yapılamadıysa bu tamamen iç çekişmeler nedeniyledir.
 
-Şimdi gelinen noktada gerçek anlamda bir öz eleştiri yapmak yerine Arap-Türk farklılıklarından söz etmek dürüst bir yaklaşım değildir. Aslında son seçimlerde elde ettiğimiz üstünlük bir uzlaşma platformu oluşturularak süreç doğru işletilseydi başarı şansımız daha fazla olacaktı. Ve bu şekilde muhataplarımız da "Türkler geldi, başarılı oldular" diyebileceklerdi. Bu şansımızı çok kötü harcadık.
 
Telefonla katılanların görüşleri…
 
H. Dönmez:
 
-Executuif kurumu ile ilgiliş haberlere sadece bizler değil, aynı zamanda Belçika basınıda sürekli geniş yer veriyor.
 
-2005 yılında büyük umutlarla oluşturulan yeni yönetim bugünlerde yolsuzluk, evrakta sahtecilik, görevi ve yetkiyi kötüye kullanma suçlamaları ile gündeme geliyor. Bu bağlamda önce kurumun kapısı mühürlendi, bazı evraklara el konuldu, bugünlerde bir kamu davası açılmasından söz edliyor, Executif başkan yardımcısı Kissi Benjeloul adlı yönetici tutuklandı ve sorgulandı, soruşturma devam ediyor, bazı gelen kurul üyeleri istifa etti, bazı üst-kurul üyeleri güven oyu alamayarak devre dışı kaldılar, ve son olarak kurumun başkanı olan Coşkun Beyazgül hakkında açılan soruşturma nedeniyle istifa etti. 

-Belçika'da yaşayan Müslümanlar bu olumsuz gelişmelerden çok etkilenmiş ve incinmiş durumdadır. Çünkü bu olaylar Belçika basını tarafından  Müslümanlar üzerinde genel bir güvenilmezlik havası veya görüntüsü oluşturularak yansıtılıyor.
 
-Executif konusu sadece bir programla derinlenmesine irdelenmesi zor gözüküyor. Bu konu tüm yönleriyle daha geniş bir şekilde ele alınarak vatandaşlarımız aydınlatılmalıdır.
 
Mehmet Üstün:

-Executif konusunda ortaya konan savunmalar tutarlı değildir. Burada asıl sorun Arap ve Türk kökenli üyelerin farklı bir din anlayışı içersinde olması değil, daha çok yönetici olarak rol üstlenenlerin ehliyetsizliğidir.
 
-Bu kurum bünyesinde yönetici olanlar son dönem süresince genel kurul üyeleri ile diyalog kurmak ve Mali konularda kimseye bilgi vermek istemediler.
 
-Ayrıca gelinen bu noktada yapılan yanlışlıkları tartışma yerine Türk ve Arapların bir çatı altında çalışması zor, ayrılsınlar diye ortaya çıkmak iyi ve sağlıklı bir düşünce değildir. Bu ayrımcılıktır. Böyle bir şeyi önermeye kimsenin hakkı yoktur.
 
-Burada asıl gündemde olması gereken şey devletin kuruma verdiği paranın nasıl kullanıldığıdır. Eğer bu konuda hesap verilemiyorsa gerisi abesle iştigaldir..
 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.