Haberin yayım tarihi
2022-04-25
Haberin bulunduğu kategoriler

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ALİ ERBAŞ; ‘’TEMSİL ETTİĞİMİZ DEĞERLERİN NE ANLAM İFADE ETTİĞİNİ ÇOK İYİ BİLMELİYİZ’’

- Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Belçika Diyanet Vakfı tarafından Belçika'nın başkenti Brüksel'de düzenlenen iftar programına katıldı.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, programda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamını getirdiğini söyledi.

Ramazan ayının faziletlerini ve güzelliklerini anlatan Erbaş, "Ramazan ayı bir irfan mektebidir. Bizlere beşeri ihtiyaçlarımızdan sosyal ilişkilerimize kadar bütün hayatımızı, yüce yaratıcıya kulluk ve sorumluluk ekseninde sürdürme bilinci ve iradesi kazandırır." dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Belçika Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen iftar programında yaptığı konuşmasında insanlığın günümüzde yaşadığı zorluklara da değinerek davetlilere görüş ve düşüncelerini aktardı.

Başkan Erbaş konuşmasında;

‘’Yüce Rabbimizin sonsuz rahmetinin, engin mağfiretinin ve affının tecelligâhı Ramazan-ı şerif’in bu güzel iftar vaktinde, sizlerle bir arada olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.

Hep birlikte ihya ettiğimiz Ramazan-ı Şerifin iyiliğe, güzelliğe, bolluk ve berekete vesile olmasını diliyor; kalplerimize sürur, gönüllerimize huzur ve tüm yeryüzüne sekinet bahşetmesini yüce Mevla’dan niyaz ediyorum.

Değerli kardeşlerim!

Eşsiz bir ibadet mevsimi olan Ramazan ayının son demlerindeyiz.

Varoluşumuzu anlamlı ve değerli kılan ibadetlerimizin birçoğu, bu ayda mündemiçtir. Oruçlarımız, namazlarımız, fitrelerimiz, zekâtlarımız, sadakalarımız ve tüm iyiliklerimizle bu ay, ruhumuzu dirilten ve kulluk bilincimizi güçlendiren bir bereket iklimidir.

Ramazan ayı, bir irfan mektebidir.

Bizlere, beşeri ihtiyaçlarımızdan sosyal ilişkilerimize kadar bütün hayatımızı yüce Yaratıcı’ya kulluk ve sorumluluk ekseninde sürdürme bilinci ve iradesi kazandırır.

Ramazan, bir Kur’an ayıdır.

Çoraklaşmış yüreklere âb-ı hayat olan Kur’an, bu ayda nazil olmuştur. İçinde bulunduğumuz günlerde gizlenen ve bin aydan daha hayırlı addedilen Kadir gecesi, Kur’an’ı Kerim’in nazil olmaya başladığı gecedir. O geceye erişmek ne büyük bir nimet; o geceyi ihya etmek ne büyük bir bahtiyarlıktır!

Kardeşlerim!

İnişiyle dünyanın ufkunu aydınlatan Kur’an’ı Kerim, bizim için en temel hayat rehberidir.

Kur’an-ı Kerim, getirdiği hakikatler ve ilkelerle bizleri, en doğru olana yöneltir. Rabbimizle, kendimizle ve çevremizle ilişkilerimizde samimiyete, itidale ve doğruluğa davet eder. İyiliğin, güzelliğin, merhametin, yardımlaşmanın ve bir arada yaşamanın yollarını öğretir.

Öyleyse sonlarına yaklaştığımız bu mübarek günleri, Kur’an’ın hayat veren ilkeleriyle buluşmak için bir fırsata dönüştürmeliyiz. Hayra yönelmenin her zamankinden daha faziletli olduğu bu günleri, kendimizle yüzleşmeye, kitabımızla buluşmaya, hayatımızı muhasebe etmeye, hata ve günahlarımızdan arınarak bütün benliğimizle Rabbimize yönelmeye vesile kılmalıyız.

Bunu başarabildiğimizde, arzu ettiğimiz dünya ve ahiret huzurunun kapıları ardına kadar açılacaktır. Allah’ın sonsuz rahmeti, bereketi ve mağfireti gönüllerimizi ve hanelerimizi büsbütün kuşatacaktır.

Kardeşlerim!

Küresel sorunlar karşısında zor ve çetin günler yaşadığına şahit oluyoruz.

Maalesef bugün insanların kahir ekseriyetinin küresel sorunlar karşısında zor ve çetin günler yaşadığına şahit oluyoruz. Irkı, dili, inancı farklı ancak, acısı, ızdırabı ve çilesi aynı olan milyonlarca insan, yoksulluğun, savaşların, işgallerin, zulümlerin girdabında hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Meselenin daha acı tarafı ise bütün bunlara, adaleti ve merhameti unutan insanların doymak bilmeyen hırsı, tamahkârlığı ve bencilliğinin sebep olmasıdır.

İslam’ın hayat tasavvuruna, adalet anlayışına ve ahlak ilkelerine duyduğumuz ihtiyaç, her geçen gün kendisini daha fazla hissettirmektedir.

Kıymetli kardeşlerim!

Dünyanın söz konusu çelişkileri, zorluk ve sıkıntıları karşısında bizim en büyük imkânımız, Rabbimize olan sarsılmaz imanımızdır. İnancımızı muhafaza etmemizi sağlayan başlıca etken ise ibadetlerimiz ve bu eksende oluşturduğumuz beraberliğimizdir. Birlik-beraberliğimizi korumak zorundayız.

Birlik-beraberliğin mayası ise, samimiyettir.

İnancımız, bizden samimiyet ister. Başta Rabbimiz olmak üzere, Peygamberimize, kitabımıza ve bütün ümmet-i Muhammed’e karşı samimi olmak zorundayız. Rabbimizin öğrettiği şu dua bizim hayat felsefemiz olmalıdır:

رَبَّـنَا اغْفِرْ لَنَا وَلِاِخْوَانِنَا الَّذٖينَ سَبَقُونَا بِالْاٖيمَانِ وَلَا تَجْعَلْ فٖي قُلُوبِنَا غِلاًّ لِلَّذٖينَ اٰمَنُوا رَبَّـنَٓا اِنَّكَ رَؤُ۫فٌ رَحٖيمٌࣖ

“Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önceki iman etmiş kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde iman edenlere karşı kötü bir düşünce ve duyguya yer bırakma. Rabbimiz! Kuşkusuz sen çok şefkatlisin, çok merhametlisin.”

Bu inanç, zihin ve gönül dünyamızdaki vahdet şuuru pekiştirecektir. Dünyanın neresinde olursa olsun yüreklerimizde birbirimize karşı bir muhabbet çınarı filizlenecektir. Kibir, enaniyet, hırs gibi menfi duygular, kalbimizden silinecek; onların yerini tevazu, samimiyet, kanaat ve isar gibi erdemler alacaktır. Kısacası bu inanç, görece farklılıklarımızın bizi ayrıştırmasına ve hayatı amacından uzaklaştıran anlayışlara karşı bize güçlü bir duruş kazandıracaktır. Böyle bir duruşa ihtiyacımız var. Esasen bizim böyle bir duruş sergilememize tüm insanlığın ihtiyacı var.

Bakınız Müslümanlar olarak bizim önemli bir sorumluluğumuz da sahip olduğumuz inancı ve değerleri en güzel şekilde temsil etmektir.

Bu, hem Rabbimize hem de bütün insanlara karşı sorumluluğumuzdur. Zira insanlar, bizim yaşantımıza, tutum ve davranışlarımıza bakarak İslam hakkında kanaat sahibi olmaktadır. Dolayısıyla insanlığa umut ve huzur vadeden bir inancın temsilcileri olduğumuzu asla aklımızdan çıkarmamalıyız.

Şu bir gerçek ki İslam’ın tanınması ve insanların İslam’la buluşması, Müslümanların samimiyetine, fedakârlığına ve gayretine bağlıdır. Manevi ve ahlaki buhranların cenderesinden bir çıkış yolu arayan insanları İslam’ın evrensel değerleriyle buluşturmak; güven ve huzur veren ilkeleriyle tanıştırmak, yüce Rabbimizin domuzlarımıza yüklediği onurlu bir görevdir.

Bir insanın kalbinin İslam’a ısınmasına ve hidayetine vesile olmak, bizim için bu dünyadaki her şeyden daha hayırlıdır. Fakat temsil noktasındaki zafiyetimiz sebebiyle bir insanın İslam’ın hayat veren ikliminden uzaklaşmasının da bizim için en büyük vebal olacağını unutmamalıyız.

Bizler, her zaman ve her mekânda iyiliğin, adaletin, merhametin en parlak temsilcileri olmalıyız.

Bunun için de yüce dinimiz İslam’ı en iyi şekilde bilmemiz icap eder.

Öyleyse insancımızın sabitelerini, ibadetlerini, değerlerini, ilkelerini ve Peygamberimizin örnek hayatından başlayarak medeniyet geçmişimizi çok iyi öğrenmeliyiz. Temsil ettiğimiz değerlerin ne anlam ifade ettiğini çok iyi bilmeliyiz.

Değerli kardeşlerim!

Avrupa’ya gelen vatandaşlarımız, millet varlığımızı ve değerlerimizi burada en güzel şekilde temsil etmişlerdir.

1960’lı yıllardan itibaren iş göçü anlaşmasıyla birlikte Avrupa’ya gelen vatandaşlarımız, millet varlığımızı ve değerlerimizi burada en güzel şekilde temsil etmişlerdir. Derneklerini kurmuş ve camilerini inşa etmişlerdir. Bu fedakârlıkları sebebiyle Avrupa’ya gelen ilk nesilleri minnetle yad ediyor, ahirete irtihal etmiş olanlarına Yüce Rabbimden rahmet diliyorum.

Her zeminde dinimiz ve kültürümüzün gereği olan hoşgörü, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu yansıtarak toplumsal barışa çok önemli katkılar sunmuşlardır.

Gelinen noktada, yeni nesillerle birlikte millet varlığımız, bu ülkelerde artık birer göçmen değil, katılımcı vatandaş statüsüne ulaşmıştır. İşte hayatın her alanında Belçika Toplumunun bir parçası olan sizler, bunun en bariz örneklerini oluşturuyorsunuz.

Kimliğini ve değerlerini muhafaza ederek Belçika’da kültürden sanata, siyasetten iş dünyasına, eğitimden ekonomiye kadar her alanda dinamik ve üretken bir toplum olarak sizleri yürekten tebrik ediyorum.

Değerli Katılımcılar!

Ülkemizin İslam düşünce geleneğindeki zenginliğini, doğru bilgiyi esas alan din anlayışını ve din hizmetleri alanındaki tecrübesini yurtdışında yaşayan vatandaş ve dindaşlarımızla paylaşıyoruz. Dinin yanlış ve yanlı yorumuyla ortaya çıkabilecek suiistimallere mahal bırakmayacak sahih dini bilgiyi vatandaş, soydaş ve dindaşlarımızın dikkatine sunuyoruz.

Böylece, İslam ve Müslüman kimliğine dair oluşturulan önyargıları ve bir arada yaşama kültürünü örseleyen tutumları izale etmenin mücadelesini veriyoruz.

Başkanlığımız, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız ve kurdukları müesseselerle ve yine kendi talepleri doğrultusunda, din özgürlüğü temeline dayanan ve uluslararası hukuka göre temel hak ve özgürlükler çerçevesinde ilişkiler kurarak iş birliği yapmaktadır.

Belçika’da imamlar konusunda yaşanan süreçlerin farkındayız

Belçika kamuoyu nezdinde bu denli yer almasından haberdarız, ancak bugüne kadar Başkanlığımızca gönderilen görevlilerin aşırılıktan uzak ve siyasetten soyutlanmış bir din anlayışı temelinde vatandaşlarımıza hizmet sunduklarını da özellikle ifade etmek istiyorum.

Kamu düzeni ve farklı kültürlerin birlikte barış içerisinde yaşaması için topluma rehberlik yapan bu görevlilerimizin, Belçika ve Avrupa toplumu için de bir imkân olduğunu buradan tekraren hatırlatmak istiyorum.

Bu anlamda en büyük arzumuz, din ve ibadet özgürlüğüne halel getirecek uygulamaların önüne geçilmesi ve bir arada yaşama kültürünün herkes tarafından içselleştirilmesidir.

Bu duygu ve düşüncelerle Ramazan-ı şerifinizi tebrik ediyor; hepinizi sevgi ve muhabbetle selamlıyorum’’ dedi

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.