Haberin yayım tarihi
2007-10-14
Haberin bulunduğu kategoriler

Gurbette bayram öyle zordur ki..

Belçika'nın bir çok yöresinde camilerimiz Bayram günü doldu taştı. Küskünler barıştı, büyükler ziyaret edildi, tatlılar, şekerler yenildi..Fakat buralarda yapılan bayramların hep buruk bir yanı oluyor. Çünkü her şey biraz yarım kalmış durumda. Aileler parçalanmış, ahirete intikal edenler hep memlekete gönderilmiş. Ölenlerinizi ziyaret edemiyorsunuz. Komşularınızı, köylülerinizi, akrabalarınızı göremiyorsunuz..
 
Evet gurbette bayramı geçirmek öyle zordur ki... Sevdiklerinizden uzakta bir bayram nasıl yaşanır bilir misiniz? Gurbette olmak her açıdan zordur. Aileniz sevdikleriniz hep içinizde bir özlem olarak durur. Uzakta olmanın verdiği buruklukla hep kötümser düşünürsünüz. İyi olup olmadıkları size ihtiyaçları olup olmadıklarını düşünürsünüz. Özellikle bayanlar daha duygusal oldukları için akıllarının bir köşesi hep uzakta bıraktıkları sevdiklerindedir.
 
Hayat her zaman istediğimiz gibi gitmez. Çeşitli sebeplerle gurbete sılaya çıkarız. Yaşam koşulları, ekmek parası der kendimizi avuturuz. Gurbetin acısını kavuşma ümidi ile hafifletmeye çalışırız. Nasılsa bir gün geri döneceğiz deriz. Günlük koşuşturma içinde bazı duygular geri plana atılır. Özlemler, hasretler bir kenarda durur. Ama bayram geldimi hepsi ön plana çıkar. Gurbette kendimizi öylesine yalnız hissederiz ki.. Hiçbir şey bu yalnızlığı doldurmaz. Sevdiklerimizin yanında olmak isteriz. Birlikte geçirdiğimiz güzel bayramları hatırlarız. Çevremiz içinde yaşadığımız herşey bize yabancılaşır. Duygusallığımız en üst düzeylere çıkar. Kırılganlığımız artar. Bayram sabahı bomboş bir eve uyanırız. Öylesine çaresiz ve kimsesiz hissederiz ki kendimizi boğazımızda düğümlenen yumru gitmez. Gözler ağlamak için bir neden aramaz. Çünkü zaten nedeni vardır. Özlem hasret öylesine büyümüştür ki gözpınarları akar. Ağlamak insanı rahatlatır. İçindeki hüznü alır.
 
Bayram sabahı gurbette elinizdeki tek imkan telefondur. Teknoloji sayesinde birazda olsun özlemler giderilir. Sevdiklerimizin neler yaptığını, kimlerin gelip gittiğini sorarız. Bir şekilde oradaymış gibi hissetmek isteriz.
 
Uzaktada olsa birgün sevdiklerimizi göreceğimiz ümidiyle bir dahaki bayrama der avunuruz. Ya bir daha hiç bir bayram göremeyeceğimiz sevdiklerimiz. Onların acısı daha bir garipleştiririz bizi. Ne kadar istesekte onları bir dahada hiç göremeyeceğiz. Özlemimiz hasretimiz hep varolocak. İçimizde kanayan bir yara olarak kalacak. Yaralar kabuk tutar. Ancak bayram sabahları bu yaraların kabuğu kalkar. Sanki o sevdiklerimizi daha dün kaybetmişiz gibi kanar. Zaman ilaç olmaz. Yarayı büyütür. sadece günlük yaşamda üzeri bir kabuk gibi örtülür. Bayram sabahları tüm duygular gibi o yarada açılır.
 
Genk Kolderbos Yıldırım Beyazıt Camiinde bayramlar bir başka geçiyor. Gurbet elbet orada da var. Orada yaşayan insanlarımız da bir çok yakın akrabalarını Türkiye'de bırakarak buraya gelmiş vatandaşlarımız. Ama onlar her şeye rağmen farklı il ve ilçelerden gelmiş olmasına rağmen sanki aynı köyün sakinleri gibi birbirini muhabbetle kucaklayan seven insanlar. Her yıl olduğu gibi bu yılda Genk-Kolderbos Yıldırım Beyazıt Camii doldu taştı. Bayram namazı kılındı, dualar yapıldı, insanlarımız bir biriyle kucaklaştı.

Genk-Kolderbos semtinde yaşayan çocuklar bayram gününde en çok sevinenler oldu. Çünkü onların bir çoğu burada doğdular. Onlar için komşular burada, arkadaşlar burada. Onların çocukluklları burada geçti. Hatıraları burada.  Bazen insan keşke ben de bir çocuk olsaydım diyesi geliyor insanın.. 

Gurbetteki bayramların bir gün bitmesi ve sevdiklerimizle geçirceğimiz nice bayramlara ... Bu bayramın ve gelecek tüm sevdikleriniz, özledikleriniz ve yanınızda olmasını istediğiniz insanlarla geçmesi dileğiyle...



Haber ve Fotoğraflar:Ahmet Bilgin
 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.