Haberin yayım tarihi
2014-10-29
Haberin bulunduğu kategoriler

İNGİLİZLER NEDEN KORKUYORLAR?

Hafta sonunu çocuklarla İngiltere’de geçirdik.

Ülkeye girişte Belçika vatandaşı olmamıza ve aile olmamıza rağmen, gümrükte ahiret sorusuna çekildik.

Niçin İngiltere’ye gelmişiz?

Nerede kalacakmışız?

Ne kadar kalacakmışız?

Falan filan..sorular uzuyor..

Farklı kıtalarda birçok ülkeye gitmiş biri olarak ilk defa böyle bir muameleye maruz kalıyordum...

Gururuma dokunmuştu.

Tabii memleket Karadeniz de olunca şarteller erken attı..

Kendi kendime n sonunda nasıl olsa " Al ülkeni müsait yerine s. cümlesini" söylerim ve ülkeyi terk ederim düşüncesiyle son derece rahat konuşuyordum..

İlk önce şu soruyu sordum polise; Bu kadar insan arasından niçin özellikle bizi seçtiniz?

Çok geçmeden diğer sorgulanan beş altı kişilik grubu görünce sorunun cevabını almıştım.

Sorgulanan herkes kara kafalı, koyu tenli idi.

Anlaşılan biz potansiyel bir teröristtik.!!

Polise sordum:’’Niçin bizden korkuyorsunuz?

Bir şey yapmış olmalısınız ki; korkuyorsunuz.

Korkularınız sebepsiz olamaz..

Bana "Siz İngiltere’de güvenli olmak istemez misiniz" dedi

Kendisine "peki, bu kadar insanın arasından beni ve arkanızda bulunan koyu tenli insanları neden seçtiniz?

Bizim tehdit oluşturma potansiyeli oluşturabileceğimize nasıl kanaat getirdiniz? diye sordum..

Geri zekalı ahmak İngiliz bana dönerek: "Efendim, lütfen yanlış anlamayın. Biliyorsunuz Türkiye Suriye’ye sınır, dolayısıyla Türkiye vatandaşları olanları güvenlik nedeniyle özellikle sorguluyoruz"  dedi..

Oysa genelde Türk, Asyalı ve Afrikalılar’a her zaman ve her dönemde aynı muameleyi yapıyorlardı.

Sonra bakkal kağıdı gibi kağıda pasaportumun numarasını yazdı ve benden adresimi aynı deftere yazmamı istedi..

Ben adresimi yazarken polis çocuklarımı seviyor ve sempatik tavırlar sergiliyordu..

Adresimi yazarken içimden kendisine ve ülkesine, geçmişine ve geleceğine küfrediyordum, küfrediyordum..

Çünkü küfürde bir ifade biçimiydi..

Bunu hak etmişti..

Çünkü o bir İngiliz’di...

Yani iki yüzlüydü...

En sonunda kendisine, bu şekilde davranarak insanların ülkenize bakış açılarının son derece olumsuz şekilde etkilenebileceğini ve kısır döngü yaratacağını tıpkı bir İngiliz gibi gülümseyerek söyledim.

Sonunda her ihtimale karşı rezerv olarak sakladığım ‘’o malum sözü’’ sarf etmeden İngiltere’ye giriş yaptık..

Çok gergindim,

İngilizlerin hiçbir şeyini görmek istemiyordum.

Kızıyor ve söyleniyordum.

Ta ki yedi yaşında ki oğlumun gösterdiğim öfkeye karşı verdiği tepkiye kadar.

Tepki benim için hazır cevap niteliğindeydi.

Yeminle söylüyorum gözü yaşlı bir şekilde bana: ‘’Baba İngilizleri de Allah yaratma di mi? Niçin bu kadar kızıyorsun’’ dedi.

Sok olmuştum.

Evet; oğlum haklıydı.

Çünkü onu öyle yetiştirmiştim.

Yaradılan’ı yaradan dan ötürü sevmesini söylemiştim..

Çünkü insan bizim kültürümüzde her şeyden üstündü..

Oğlumun saf ve temiz bu tepkisi karşısında Türk ve Müslüman olarak tekrar fabrika ayarlarıma döndüm ve rahatladım.

Çünkü biz karıncayı bile Allah korkusundan ezmeyen bir inancı temsil ediyorduk.

 Tabi yedi yaşında ki çocuk nereden bilecekti; petrol için Ortadoğu’da farklı entrikalarla İngilizler sayesinde milyonlarca masum kara tenli kara kafalı masum çocuğun öldürüldüğünü.

Ve bir o kadarının da yetim kaldığını..

MUHAMMED YILDIRIM

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.