Belçika’nın tarih, kültür, ticaret, sanayi ve üniversite şehri olarak önemli bir yere sahip olan ve binlerce Türk kökenli vatandaşın yaşadığı Gent’te anlamlı bir iftar programı düzenlendi.

Gent şehrinde faaliyetlerini sürdüren 10 farklı kurumun destek verdiği iftar programına aynı zamanda Belçika Türk Dernekler Birliği’de partner olarak katıldı.

Unie van Actieve Verenigingen(UAV) kurumunun bir çalışanı olan Hatice Karakaya bu tür etkinlikler ile Türk Toplumu ve yerel toplum arasında gönül köprüleri kurulmaktadır. Farklı kültürlerden insanların böyle güzel bir ayda bir araya gelerek olumlu duygular ve dilekleri paylaşmasının çok anlamlı olduğunu hatırlattı.

Hatice Karakaya yapılan iftar programı hakkında; ‘’Gent Sint-Jozefkerk klisesinde düzenlenen iftar programında görev üstlenen tüm kurumlara ve gönüllülere teşekkür ederim. Bu arada bazı sosyal medyada yapılan bilgi eksikliğinde kaynaklanan rahatsız edici yorumlar olduğunu görüyoruz. Yaşadığımız ülke Belçika. Burada bizler tüm kurumlarla irtibat halindeyiz. Bu programa 10 farklı kuurum destek vermiştir. Bizler farklı kültürlerle birlikte yaşayan insanlarız. Bizler bazen bir Cami de, bazen bir kültür merkezinde, bazen de bir Klise de bir araya gelebiliriz. Herkes istediği yerde iftar verebilir, program yapabilir. Ayrıca Gent şehrinde organize edilen mekan özel bir mekandır. Orası önce kiliseydi, şimdi mültecilerin kullandığı yerdir. Bu yüzden yazarken veya sormadan bilmeden yazmayınız, buda bir kul hakkıdır’’ diyerek düşüncelerini paylaştı.

KLİSE’DE BAYRAM NAMAZI KILDILAR.

3 Şubat 1965 tarihinde yani günümüzden 55 yıl önce Almanya’nın Köln şehrindeki Türkiyeli gurbetçiler, henüz oralarda inşa edilmediği için cami bulamamış; bayram namazını kılabilmek amacıyla birbirlerine danıştıktan sonra şehrin Dom Katedrali diye bilinen tarihi başkilisesinin yönetimine başvurmuşlar. Alınan izin üzerine de bayram namazını bu kilisede kıldılar. Yaklaşık 700 kişi Köln Dom Katedrali’nde bayram namazını eda etti.

Bayram namazı kılınmasına öncülük eden merhum Hikmet Uygun, Yusuf Topcu ve İbrahim Toparslan, dönemin katedral yönetiminden izin aldı. Vatikan’a bağlı katedralde namaz kılınması o dönemde çok tartışıldı.

TOPRAK VE DOĞA’NIN KORUNMASI ADINA BİRLİKTE DUA ETTİLER

Heusden-Zolder’de Toplumlar Arası Düşünce Platformu/ Interlevensbeschouwelijk Platform adı altında oluşturulan bir çalışma gurubu her yıl yapılan geleneksel oturumunu bu yıl Zolder Merkez Klisesinde gerçekleştirdi.

Toprak ve Doğa’nın korunmasının insanlık için ne kadar önemli olduğunu vurgulamak adına kürsüye gelerek düşüncelerini paylaşan Platform üyeleri dünyamızda insan eliyle oluşturulan kirliliğinin olumsuz etkilerine dikkati çekerek, 'Önlemler alınmadığı takdirde insanoğlunu kötü günlerin beklediğini vurgulayarak doğanın korunması için tavsiyelerde bulundular ve birlikte dua ettiler.

Platformda yapılan konuşmalarda; ‘’Tarım toprağının su ve hava ile birlikte yaşam sürecinin önemli unsurdur. Toprak vasıtası ile besin maddeleri elde edilmekte ve canlılar hayatlarını sürdürebilmektedirler. Ancak tarım toprakları bugün korunmadığı takdirde yok olacaktır. Ağır metaller, endüstriyel atıklar, kimyasal gübreler, atmosferik çökelmeler nedeni ile tarım toprağının kirletilmesi tüm canlı organizmaların yok olması demektir. Bunları önlemek için devlete ve vatandaşa düşen görevler bulunmaktadır. Bugün toprak insan faaliyetleri nedeniyle hızla kirletilmekte olup gerekli önlemler alınmazsa dünyadaki yaşayan insanoğlunu kötü günler beklemektedir" denildi.

Yapılan konuşmalarda farklı din ve mezhep temsilcileri kendi inançlarının gereği toprak ve doğanın ne kadar önemli olduğunu, dinlerinin bu önemli konu hakkında insanlara neler öğütlediğini dile getirdiler.

Editörün Notu:

Yukarı da Gent şehrinde bir Klise’de organize edilen İftar Programı hakkında bir haber metni paylaştık. Turkse Unie olarak bildiğimiz kurumun bir çalışanı olan Hatice Karakaya’nın sosyal medyada yapılan bazı menfi yorumlardan incindiğini de öğrenmiş bulunuyoruz.

Yıllar önce Köln şehrinde Köln Klisesi’nde Bayram Namazı kılan vatandaşlarımızı bir düşünün. O günlerin şartlarında kim bilir ne kadar mutlu olmuşlardır. Eleştiriler o zamanda olmuş, ancak geriye tarihi bir anı kalmış.

Geçtiğimiz yıl Heusden-Zolder’de bir Klise’de toprak ve doğanın korunması konusunda bir program düzenlendi. Bu programa bizzat ben de katıldım. Orada farklı dinlerin temsilcileri toprak ve doğanın korunması adına çok önemli mesajlar verdiler.

Bu tür etkinlikler hakkında menfi fikir yürütmeden önce bu tür özel mekanlarda yapılan programlarda verilen mesajlara bir bakıverin. Farklı kültürlerle birlikte yaşadığımız ülkelerde Müslümanlar olarak bizler yalnız değiliz. Sosyal, toplumsal konularda elbette ortak mesajlarımız ve ortak çalışmalara olacaktır.