Sayın Gündem site sorumlularına,
Gündem'in daima doğru haberciliğiyle takdir etmiş ve hatta bunu "gereken" yerlerde savunmuşumdur. Bugünden sonra da savunacağım. Çünkü Gündem gerçekten Belçika – Türk toplumunun nabzını, kalb atışıni ve düşüncelerini dile getiriyor.
Ancak Gent belediyesindeki başörtüsü tartışmasını "Patrick Janssens' ın "başörtüsü bombası" olarak vermeniz doğru değil. Anvers belediyesinde yasanan basörtüsü krizi ve sonrasındaki istifalar konusunda haklısınız. Ancak Beringen belediyesinde CD&V li belediye başkanının kimlik kartında başörtüsüne karşı çıkmasını ve bu tutuma SP.A'lı encümenlerin bu duruma son verdiğini, Gent'te CD&V meclis üyelerinin başörtüsü yasağına destek verdiklerini göz ardı etmeyin lütfen.
Unutmayalım, Gent'te SP.A ve SPIRIT karşı oy kullanırken, CD&V meclis üyeleri, Zuster Monicadan hariç, hepisi bu yasağı onayladı.
Anvers başka, Gent başka, Beringen ise bambaşka. Genk belediyesinde, memurların artık Belçika kimliğine sahip olmalarına gerek kalmadığı bir dönemde, Jef Gabriëls'in hala bu konuda inat etmesi ve hatta uyum sağlama merkezinde ise alınacak kişilerden bile Belçikalı olmalarını istemesi. Yine Genk'te Pelzer şirketinde Türkçe yasağı getirildiğinde ben sendikacı olarak bunlarla boğuşurken, Jef Gabriëls'in beni "geri zekalılıkla" suçladığında ne kadar CD&V'ciydi ve ne kadar Türk dostuydu.
Demek istediğim şu: Lütfen partilerin ve bireylerin yaptıklarını bütün partiye ve üyelerine taşımayın. Pieter De Crem'in yabancılar ve bilhassa Müslümanlar hakkındaki görüşlerini ben asla tüm CD&V partisine taşımadım, taşımamda. Ayrıca, herkes biliyor ki, Türkiye'nin Avrupa Birliğine üye olma konusunda en büyük engeller Hristiyan Demokrat partilerinden gelmektedir.
Ricam su: Bireysel yapılan hataları bireysel bırakalım. Genelleştirmek doğru değil.
Aynı coşkuyla aynı saygıyla Gündem okuyucusu olarak selamlıyor başarılar diliyorum.
Selahattin KOÇAK
Editörün Notu:
Değerli kardeşim Selahahattin,
Gördüğüm kadarıyla Gent belediye meclisinde alınan başörtüsü yasağı ile ilgili yaptığımız değerlendirmeyle ilgili bazı eleştileriniz ve itirazlarınız var. Yazınızı olduğu gibi okurlarımızın bilgine sunmuş bulunuyoruz.
Öncelikle burada taraf olduğumuz gibi bir izleminiz olması bize biraz fazla alıngalık gibi geliyor. Gent belediye meclisinin Türk kökenli politikacıların birliktelik göstererek başörtüsü yasağına karşı çıkmalarını takdir ediyoruz. Zaten bu doğrultuda meclis üyesi İlknur Cengiz'in meclisde yaptığı savunmasını olduğu gibi yayınladık. Gent belediye meclsinde bulunan Türk kökenli kadın meclis üyelerinin kendilerinin başörtüsü takmadığını da biliyoruz. Buna rağmen başörtüsü yasağını bir hak mahrumiyeti olarak görmeleri ve itiraz etmeleri elbette doğru ve takdir edilecek bir davranıştı.
Değerli kardeşim,
Bizim yazımızda asıl vurgulamak istediğimiz şey ise bazı önemli konular üzerinden siyaset yapılmasının doğru olmadığıdır. Anvers örneğini bunun için verdik. Anvers belediye meclisine aday Müslüman kökenli bir çok aday seçim öncesi başörtüsü savunuculuğu yapmış fakat buna rağmen seçim sonrası başörtüsü kendileri için büyük bir sorun oluşturmuştur.
Aynı konu Gent'te de yaşandı. Gent belediye meclisine aday olan Spa'lı, Spirit ve Groen partisi adayları seçim öncesi sürekli başörtüsü yasağına karşı olduklarını açıkladılar. Baş örtüsüne bir sorundu ve politikacılar bu konudaki duruşlarını biraz da oy kaygısıyla ortaya koymuşlardı. Kısaca hemen hemen hepsi bir yasağa karşı idiler. Buna kaşılık Müslüman toplumdan oy alamayan diğer partiler ise ilk fırsatta bunu gündeme getirip bir şekilde başörtüsünü siyasi polemik yapanları cezalandırdılar. Gent'te bazı CD&V'li meclis üyelerininde başörtüsü yasağı için oy kullandıkları doğrudur. Bildiğim kadarıyla bir üye oturuma gelmemiş, bir diğeri ise çekimser oy kullanmış. Diğerleri ise dini simgelerin ve sembollerin kamu alanında takılmasına karşı oy kullanmışlar. Gerçek bu.
Değerli kardeşim,
Sana bir diğer önemli örneği ise Houthalen'den vermek isterim. Bildiğin gibi Beringen Camisinin minaresi güzelliği ve estetiği Belçika'da yapılan camiler arasında en güzeli. Bizlerde Houthalen Camisi için bir minare yaptırmak istedik. Fakat bu minare sessiz bir şekilde tüm siyasi partilerin desteği alınarak yapılması gerekirken, sadece bir siyasi parti tarafından daha önce cami açılışında yapıldığı gibi bir siyasi rant hesabına dönüşünce şu anda belediye başkanı olan partidaşınız tarafından proje iptal edildi. Bu yaşadıklarımızdan öğreneceğimiz çok şey var. O da dini ve milli konularda bir şeyi gündeme getirerek siyaset yapmaya kalkışanların sloganlarını, projelerini, siyasi tavırlarını oluştururken çok dikkat etmeleri gerekiyor. Sizin için siyasi getirisi olan bir konu diğerine daha fazla kazanç sağlayabiliyor. Siyasi kazanım hesapları yapılırken bir anda tüm toplum bir konuda zarar görebiliyor.
İşte Gent örneği. Burada Türk toplumunu nazarında kazananlar elbette başta encümen Fatma Pehlivan olmak üzere tüm diğer Türk kökenli meclis üyelerimizdir. Fakat bizim dışımızda kendi seçmenlerine yönelik asıl mesaj ise Vld, CD&V ve Vlaams Belang partilerinin sergilediği ortak tutumla verilmiştir. Uzun vadede bugün için ortaya çıkan bu gerginlik başka olumsuzlukları da beraberinde getirebilir. Başörtüsü yasağı konusunda Gent'te Vld, CD&V ve Vlaams Belang partileri tarafından segilenen birlikteliği bu haliyle onayladığımızı sakın kimse düşünmesin. Fakat siyasetin çirkin yüzü bu.
Bir diğer önemli nokta ise Belçika siyasi partileri bizim ne kayıtsız şartsız dostlarımız, ne de düşmanlarımızdır. Bir çok şey diyalog ve şartlar gereği kendi mecrasında yön buluyor. Sizin Beringen beldiyesinde izlediğiniz yol bunun bir örneğidir. Umarız ki, Gent belediye meclisinde alınan bu karar doğrultusunda bugüne kadar son derece uyumlu bir şekilde yürütülen bir çok diğer konularda beklenmedik yeni gerginlikler yaşanmaz ve zamanla akl-ı selim tekrar hakim olur. Zira Gent belediyesi bugüne kadar yönetimi ve Türk toplumu ile mevcut ilişkiler yönünden hep örnek gösterilmiş bir belediyedir.
Umarım buraya kadar söylemek istediğimiz iyi anlaşılmıştır..
Saygılarımla.
H/D.
