Heusden-Zolder beldiyesinde Encümenler Koleji kararı ile yetkilerinin önemli bir bölümü elinden alınan Türk kökenli siyasetçi Selahattin Özer'in yerini kendisinin alacağı haberleri üzerine bir açıklama yapan bağımsız meclis üyesi Sevim Murat iddiaların asılsız olduğunu belirtti.
Sevim Murat "Gündem Haber" servisine yaptığı açıklamada tamamen kendisi dışında meydana gelen olayların toplum açısından üzücü olduğunu ifade ederek, bu durumdan kendine pay çıkararak fırsatçılık yapmasının asla söz konusu olmadığını söyledi. Kendisi hakkında ortaya atılan iddiaların gerçeği yansıtmadığını ve bu tür yakıştırmaları da doğru bulmadığını belirten Sevim Murat kendisine yöneltilen sorulara da şu cevapları verdi..
"Benim Heusden-Zolder belediye meclisinde oluşan son durumdan sonra takınacağım tavırla ilgili iddialar asılsız ve yakıştırmadır. Daha önceki dönemde de meclis üyeliği yapmıştım Seçimlere Sp.a partisi listesinden girdim. Bu dönemde de seçmenlerimin desteği ile yeniden seçildim. 7 yıllık bir siyasi tecrübem var. Seçimlerden sonra yaşadığımız süreçte kendi partimde yaptığım bazı öneriler ciddiye alınmayınca partime olan güvenim sarsıldı. Ayrıca son yapılan Federal seçimlerde Limburg bölgesinde 17 meclis üyesi ve 4 encümenle en büyük guruba sahip olan Türk kökenli siyasetçilerden birinin seçilebilir bir yerden aday olmasını çok istemiştim. Fakat siyasette hiçbir geçmişi olmayan ve hatta bir seçmen kitlesi bulunmayan birine 2. sıranın verilmesini içime sindiremedim. Bu nedenle istifa ederek meclisteki görevime bağımsız olarak devam etme kararı aldım.
Son 6 aydır bundan sonra ne yapmam gerektiğine karar vermek için meclis toplantılarına da katılmadım. En son 1 ay önce bir toplantıya katıldım. Elbette Heusden-Zolder'de mevcut siyasi denge açısından bir oy dahi son derece önemli durumdadır. Partimden ayrıldıktan sonra bazı partiler beni kazanmaya çalıştı. Fakat benim siyasette kişisel bir beklentim yok. Kendilerine sadece tolum yararına gördüğüm projeleri destekleyeceğimi, onun dışında kimsenin benden bir beklentisi olamayacağını belirttim.
Bizleri bu meclise halk seçti. Onlara karşı sorumluluğumuz var. Şayet önüme toplum için önemli bir proje konulursa bu beni ilgilendirmez diyemem. Ben siyasete tamamen toplumun hak ve hukukunun korunması ve insanlara hizmet olarak bakıyorum. Bu konuda ne maddi, nede ünvan peşindeyim.
Sonja Claes Selahattin Özer'in yetkilerinin alınması konusunda eleştiriliyor. Aslında benim gördüğüm kadarıyla belediye başkanı Sonja Claes kendisine çok sahip çıktı. S. Özer ise porojelerini gerçekleştirmek için hep baskıyı denedi. Siyaset denge ve diyalog sanatıdır. Bunu ne kadar becerebilirseniz, o kadar başarılı olabilirsiniz. Aksi takdirde kırıp dökebiliyorsunuz. Bu bağlamda Selahattin Özer biraz da kendine bakarak öz eleştiri yapabilmeli.
Bir diğer önemli konu ise bu tartışmaları biz ve siz şeklinde sunmanın yanlışlığıdır. Bizler diğer toplum üyeleri ile birlikte yaşıyoruz. Belediye meclisinde ise bir Belçikalı sıfatı ile bulunuyoruz. Ortaya çıkan olumsuzluğu biz Türkler ve siz Flamanlar şeklinde sunarsak çok büyük bir hata yapmış oluruz. Buna kimsenin hakkı yok. Böyle bir ayırımda yine kaybeden bizler oluruz.
Bize düşen görev mevcut şartlar içersinde toplum menfaatine olan her şeyin en iyisini yapmaktır. Belediye kurumları içersinde uyum merkezinde uzun yıllar çalıştım. İddia edildiği gibi bu kurumun başına geçmek istediğim doğru değildir. Fakat toplumun çıkarlarına olan fikirlerimi de ortaya koymaktan çekinmeyeceğim. Bu alanda üzerime düşeni her zaman olduğu gibi bundan sonra da yapmaya devam edeceğim.
Son olarak herkesin bu gelişmelerden kendime pay çıkararak fırsatçılık yapmayacağımı bilmesini isterim. Ben bugüne kadar insan olarak hep dik yaşadım, bundan sonrada öyle olacak.