Haberin yayım tarihi
2007-01-21
Haberin bulunduğu kategoriler

Uğur Mumcu Brüksel'de anıldı.


Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu'nun bir suikast sonucu öldürülmesinin 14. yılı nedeniyle BAD(Brüksel Atatürkçü Düşünce Derneği) tarafından bir anma günü düzenlendi.
 
Anma töreni saygı duruşu ve istiklal marşının okunması ile başladı. Anma töreninde ilk sözü BADD Başkanı İsmail Sönmez aldı ve anma törenine Belçika'nın değişik yörelerinden gelen davetlilere katılımlarından dolayı teşekkür etti.
 
Toplantının onur konuğu olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş konuşmasını 2 saat aralıksız sürdürdü. Büyük bir sessizlik ve dikkatle dinlenen Vural Savaş konuşmasında oldukça çarpıcı açıklamalar yaptı.
 
Anma töreninden yapılan konuşmalardan notlar…

BADD Başkanı İsmail Sönmez.

Ülkemiz kritik günler geçiröektedir. Cumhuriyetimiz uzun zamandır bir çok alanda erozyona uğramıştır.

Türkiyemizin bugünkü durumu tam bağımsızlık tablosundan uzaktadır. Tam bağımsız olmak kolay değildir. Bunun bir bedeli vardır. Tam bağımsızlık için gerekirse bu bedeli ödemeye hazır olmalıyız.

Tayyip Erdoğan hükümeti Türkiye'yi iflasa sürüklemektedir. İç ve dış borç miktarı 400 milyar doları aşmıştır. Büyük bir tehlike altındayız.

Atatürkçü düşünce dernekleri zor şartlar altında kurulmuş bir milli uyanış ve direniş hareketidir. Bu düşüncenin ve örgütlenmenin temelini Ahmet Taner Kışlalı, Uğur Mumcu gibi büyük insanlar atmıştır.

Atatürkçüler yıllardır büyük saldırılara ve suikastlara kurban gitmişlerdir.
Uğur Mumcu'yu anma toplantısında konuşmak için Brüksel'e gelen Çankaya Belediye Müfettişi Dr. Serap Fırat babasının ani ölümü üzerine acilen Türkiye'ye geri döndü. Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş ise Dr.Serap Fırat'ın anma toplantısında yapacağı konuşma metninden parçalar okudu.
Dr. Serap Fırat'ın notlarından bir kesit..

Uğur Mumcu'nun öldürülmeden önce yazdığı yazıların çoğu ABD'nin Kuzey Irak politikası ile ilgilidir. Bu yazıları okuyan herkes bu suikastın nedenini çok rahatlıkla anlayabilir.

Çok uluslu şirketler ve büyük istihbarat örgütleri artık günümüzde bir çok şeyi kontrol altına almışlardır. Bu nedenle dünyanın geleceği büyük tehlike altındadır.

Uğur Mumcu'nun hayatı yanlışlarla, yolsuzluklarla, çetelerle, tarikatlarla, emperyalistlerle mücadele içersinde geçmiştir.

Fırat'ın notlarında bir diğer önemli nokta ise Uğur Mumcu'nun en son kaleme aldığı araştırma yazılarında Amerika ve İsrail'in Emperyalist emellerini gerçekleştirmek için Kuzey Irak'da yaptıkları yatırımları su üstüne çıkarması olmuştur.

Uğur Mumcu ABD ve İsrail tarafından Barzani'ye her yıl verilen 50 milyon dolarlık yardım verdiğini açıklamıştır. Ve bu nedenle Uğur Mumcu CIA ve MOSSAD ajanlarınca öldürülmüştür. Kısaca Uğur Mumcu türbana karşı çıktığı için İran ajanları tarafından değil bilakis CİA ve Mossad ajanları tarafından suikast düzenlenerek öldürülmüştür.
Vural Savaş'ın konuşması..

Hrant Dink'in öldürülmesi daha önceleri öldürülen aydınlarımızda olduğu gibi yine aynı senaryo içersinde tekrarlanmıştır. 

Gelişmeleri daha iyi anlamak için son günlerde gündemde olan olayları ve söylemleri iyi okumak gerekir.  Son günlerde İran'a saldırı gündemdedir. Sözde Ermeni soykırım tasarıları gündemdedir. Burada tetikçiler önemli değildir. Öldürülen aydınlara bir bakın. Onların en önemli özellikleri Emperyalizme karşı olmalarıdır. Bu son olay ise Hrant Dink'in Atatürkçü olmasından değil, bu tamamen Atatürkçüleri tesirsiz hale getirmek operasyonudur.
 
Türkiye'yi Atatürk'ten sonra yönetenler hiç bir zaman tam bir Atatürkçü olamadılar. Hatta bir çoğu Atatürk öldükten sonra devrimlerin yok olacağını zannettiler.
 
Bazıları bilinçsizce yorumlar yapıyor. Bunlar bizim yüzümüzü batıya çevirdğimizi ve Batılı olmamız gerektiğini söylüyorlar. Aslında Batı yüzünü Doğuya çevirmiştir, ondan haberleri yok. İşte Balkanlar, işte Irak, işte Afganistan. Batının hedefi seninle dost olmak değil, bizzat seni işgal edip yok etmektir.
 
Uğur Mumcu bir çok konuda insanlarımızı uyarmaya çalışmıştır. Uğur Mumcu "Çekiç Güç" için "bu durum ülkenin savunmasını taşaronlara vermektir" demiştir. Bu uygulamaya destek veren ABD'ciler ABD'nin aldığı bir karara bizim karşı çıkmamız söz konusu olamaz diyorlar. Bugün ihanet içersinde olanlar Atatürk'ün Emperyalislere karşı duruşundan haberdar değiller. Atatürk " Biz bize benzeriz. Biz ne Sosyalist, ne Demokrat, ne de diğerleriyiz. En büyük düşmanımız ise Erperyalistler'dir" demiştir.
 
Batıcılar büyük bir yanılgı içersindedirler. Uyanış Batıdan değil aslında Asya'dan gelmektedir.
 
Bu ülke daha 100 milyon insan besler. Geriliğin tek sebebi Atatürk zamanında sanayide uygulanan hamlelerin devam ettirilmeyişidir.
 
Kuvayı-Millliye ülkenin birliğini ve bağımsızlığını sağlamak demektir. Batıllılaşmak isteyenler Atatürk'ü tanımıyorlar. Batıyla uyuşmak ancak Batılılara köle olmakla olur.
 
Jastin Mc Carty(Amerikalı): ‚'Atatürk olmasaydı Türk denen ırk belki sadece Özbekistan veya Türmenistan'da kalırdı. Atatürk olmasaydı Anadolu'da ne Türk, ne de Türkiye kalırdı.
 
Balkanlar'da 1. dünya savaşı sırasında 5 milyon Türk katledilmiştir. Diğer 5 milyonu ise zorunlu göçe tabi tutulmuştur. Batıda sadece Rumlar tarafından 1 milyon Türk katledilmiştir. Bu gerçekler dururken gündeme sadece tehcir olayını getirenlerin niyeti aşikardır.
 
Atatürk'ün dış politika konusunda en önemli yanı devamlılık ve istikrar politikasıdır. Atatürk'ün çok ilginç yöntemleri ve tespitleri vardır. Atatürk herşeyi zamana ve şartlara göre değerlendirir ve gerekirse süratle kararlar alır ve uygulardı. Bu yönde birçok devlet adamını zamanla değiştirmiş, fakat Dışişleri Bakanı Dr. Tevfik Rüştü Aras'ı (1920-1938 yılları arasında 5 dönem milletvekilliği, 1923-1939 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı yapmış, öncesinde İttihat ve Terakki'nin önemli isimlerinden biri olmuş, sonrasında da gazete yazıları yazarak hayatını sürdürmüş siyaset adamıdır) hiç değiştirmemiştir.
 
Atatürk'ün dış politikada bazı önemli duruşları olmuştur. Örneğin "Arab'a bulaşma, komşularla iyi geçin, özellikle Rusya, Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkelerle mesafeli olmalısınız" gibi vasiyetleri vardır. Bu Erperyalislere bir nevi karşı duruştur.
 
Atatürk bir sosyal-demokrat değildi. Bugün baıda tüm Sosyal-Demokratlar Türkiye'nin parçalanmasını istiyorlar.
 
Kama ekonomiyi Atatürk icat etmiştir. Atatürk Denk bütçe konusuna çok önem veriyordu. Atatürk devrinde öyle rast gele hazine para kalmadı, haydi karşılıksız para basalım zihniyeti yoktu.
 
Dünyayı 1850'lilerden sonra hızla gelişen çok uluslu şirketler kendi oluşturdukları bir sistemlerle ülkeleri önce borca sokuyorlar, sonra teslim alıyorlar. Sömürü düzeni böyle kuruluyor. Bunları gerçekleştirmek için ise yerli misyonerler ve işbirlikçileri kullanıyorlar.
 
Tayyip Erdoğan iktidara geldikten bir dönem sonra Hürriyet gazetesinde çarşaf gibi bir haber yayınlandı. Bir Siyonist teşkilat Tayyip Erdoğan'a ödül verdi. Hemen bir araştırma yaparak bu teşkilatın geçmişini raştırdık. Bu kuruluşun 100 yıl önce İsrail'i kurma kararı alan kuruluş olduğunu gördük. Bunlar 100 yılda 10 büyük ödül vermişler. Bu 10 ödülün 9'u Yahudi kökenli insanlara verilmiş. Sadece 1 ödül bu Siyonist teşkilat tarafından Tayyip Erdoğan'a veriliyor. Bu sizce düşündürücü ve manidar değil mi?
 
Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş sözlerini tamladıktan sonra kendine yöneltilen soruları cevapladı:
 
Yakup Yurt: Bugün Belçika'da da uyuyan ve kandırılan Atatürkçüler'i görüyoruz. Bazı Atatürkçüler sadece Türkiye'yi kurtarmayı düşünüyorlar. Acaba Belçika'da yaşayan bizler herşeyden önce kendi durumumuzu kurtarmak zorunda değilmiyiz? Ayrıca Atatürkçüler arasında çeşitli konularda kavga var. Sizce gerçek Atatürkçü nasıl olmalıdır.?
 
Vural Savaş:Belçika'da yaşayan Türkler ekonomik ve sosyal açıdan güçlü olmazlarsa Türkiye'ye de faydaları olmaz. Ermeni ve Yahudilere bir bakın. Elbette Avrupa'da yaşayan Türkler önce bulundukları ülkelerde çok güçlü olmak zorundadırlar.
Fakat bununla birlikte Türkiye'nin sizin bir sigortanız olduğunu ise asla unutmayın. Buraların gelecekte ne olacağını asla bilemezsiniz. Buralarda bir gün gelir durumunuz vahim hale gelebilir. O zaman yegane sığınacağınız yer Türkiye'dir. Onun için hem burada daha güçlü olmaya çalışacaksınız, hem de Türkiye'ye katkı yapacaksınız.
 
Mustafa Öztürk:
1. dünya savaşı sırasında tehcir olayını gündeme getirerek Osmanlı yönetimine yönelik eleştirilere karşı zamanın Osmanlı yönetimi Batılı muhataplarına bir öneri götürmüştür. Bu öeriye göre İspanya, Hollanda, Danimarka ve İsveç'ten oluşan bir tarafsız komisyon kurulacaktır. İkişer üyeden oluşacak olan bu komisyon Osmanlı'ya yönelik katliam yaptılar suçlamasını inceleyecektir. Bu dört ülkeden Osmanlı önerisine gelen cevap çok ilginçtir. Bu 4 ülke "bu olayda bizim bir çıkarımız yok ve bu konuda bir girişimde bulunmayacağız" demiştir. Bu konular kakında sizlerin da geniş bilgisi bulunuyor mu?
Sözde Ermeni Soykırımı konusunda Batı kamuoyunu zamanında buralara gelip aydınlatma girişimleri yapılmadı?

Vural Savaş: Önce çok sağlıklı bir durum tespiti yapılmalıdır. Ermeniler Osmanlı devrinde Tabayı-Sadıka, yani Osmanlının sadık vatandaşları idiler. Fakat zorunlu göç olayı 1. dünya savaşı öncesi Ermenilerin Türk vatandaşlara yönelik başlattığı katliam hareketlerinden sonra zorunlu olarak yapılmıştır.

İşte yakın zamanda Karabağ'da yapılan katliam ortadadır. Karabağ Azeri Türklerinin bir kısmı katledilmiştir. Bugün yüzbinlerce Azeri Türk'ü oldukça zor şartlar altında vagonlar ve çadırlarda yaşamaktadır.

Bunu net olarak söylüyorum: "Türkler Ermeni soykırımı yapmıştır" diyenler vatan hainidir.
Batı insanını bu konularda aydınlatmak için bir çok girişimler olmaktadır. Bunlar yeterli olmayabilir. Fakat asıl sorun batılıların aydınlanmak istememesidir. Bu Batılı devletlerin bir siyasi tercihinden kaynaklanmaktadır.
 
Nuri Amca: Atatürk 5,6 sene daha yaşasaydı bugünkü durumumuz çok daha iyi olurdu dediniz. Atatürk'den sonra İsmet İnönü görev yaptı. Acaba bu devirde ağır hatalar mı oldu? 

Vural Savaş:Biz Atatürkçüler İsmet Paşa'ya saygı gösteririz. İnönü Lozan'da bizleri çok iyi savunmuştur. Bunda şüphe yoktur. Atatürk'ün ölümünden sonra İnönü'nün en büyük başarısı "Köy Enstitüleri'ni kurmak olmuştur. Fakat ne yazık ki, köy enstitüleri yine İnönü tarafından kapatılmıştır. İnönü buna gerekçe olarak politikayı gösterdi. Unutmayalım ki, İmam Hatip Okullarını da İsmet Paşa açtı. O zamanlar kendisini eleştirenlere gerekirse kapatırız demişti. Bu hassa noktaları unutmamak gerekir. Atatürk hiç bir devlet adamı ile kıyaslanamayacak kadar farkıl bir yapısı ve devlet adamlığı duruşu vardı.
 
Uğur Mucu'yu anma töreninde konuşmaların yapılması ve soruların cevaplanması sonrası davetlilere BADD tarafından yemek verildi.
 
Uğur Mumcu'yu anma törenine katılanlar arasında Eğitim Müşaviri Tolga Yağızatlı, Emekli Yarbay Rıza Özen, Beltürk Genel Koordinatörü ve BADD eski Başkanı Mahir Pala, Leyla Teker, Evere Belediye Meclis Üyesi Ali İnce, Nebahat Acar, Schaerbeek belediye Meclis Üyesi Mustafa Öztürk, Kültür Sanat Vakfı Başkanı Ali Bağseven, TÖSED Onursal Başkanı Yaşar Tümbaş, BADD Başkanı İsmail Sönmez, Belçika Türk Spor Federasyonu Başkanı Hüseyin Dönmez, Mons ADD başkanı İrfan Öztop, işdamı Hüseyin Güney ve çok sayıda davetli bulunundu.. 



Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.