Son günlerde tekrar yoğun bir şekilde gündeme gelen Camilerin tanınması konusunda yine şaşırtıcı bilgiler gelmeye devam ediyor. Walon Bölgesinden gelen son habere göre dosyaları tamamlanarak yetkili kurumlara teslim edilen toplam 64 Camiden 48 tanesinin bir kaç gün içinde tanındığının ilan edileceği bildiriliyor.
Dosyaları Executif Walon Bölgesi temsilcileri tarafından devlete sunulan 64 camiden 16 tanesinde bazı evrakların eksik olması nedeniyle tanınma işlemi ertelendi. Bu tanınma işlemi eksiklikler tamamlandıktan sonra yeniden gündeme gelebilecek.
Tanınması gündeme gelen toplam 48 Camiden 8 tanesi diğer dini guruplara ait olduğu söyleniyor. Diyanet Vakfına bağlı olan tüm Camilerin ise tanınanlar arasında olduğu belirtildi.
Bu gelişmeler ışığında şimdi gözler Flaman Bölgesine çevrildi.
Flaman Bölgesinde durum nedir?
Camilerin tanınması konusunda yapılan en son açıklamaya göre Flaman Bölgesinde toplam 8 Müslüman Topluluk Bölgesinin tanınmasının söz konusu olduğu belirtiliyor.
Çeşitli kaynaklarda aldığımız bilgilere göre bu bölgeleri sembolik olarak birer Cami temsil edecek. Camilerin tümünün bir bütün olarak tanınmak istenmemesinin sebebi olarak ise daha çok yeterli mali kaynak bulunmaması gösteriliyor.
Flaman Bölgesinde dosyası tamamlanarak devlete sunulan toplam 34 Camiden sadece 8 tanesini tanıyabileceklerini açıklayan Bakan Marino Keulen Camilerin tanınması ve gerekli sistemin çalıştırılması için paraları olmadığını açıkladı.
Bu durum karşısında oldukça rahatsız olan Cami yöneticileri aralarında toplanarak bu gayri ciddi ve tutarsız açıklamaların asıl sebeplerini araştırıyor.
Flaman Bölgesi Göçmenlerden sorumlu Bakan Marino Keulen daha önceleri Türk Sivil Toplum örgütleri tarafından organize edilen Platformlara katılarak Belçika'da Camileri tanıyan ilk Bakan olacağını söylemiş ve tanınma konusunda yumuşak mesajlar vermişti.
Bakan Marino Keulen'ün gelinen son aşamada birden tavır değiştirerek Camilerin tanınması konusunda isteksiz davranması ve bu sayıyı 8 ile sınırlamasının asıl sebebinin daha ziyade siyasi olduğu ve önümüzdeki yıl yapılacak olan genel seçimlerin ise gösterilen bu tavırda etkili olduğu düşünülüyor..
Hacer Düzgün görevini gerektiği gibi yapabiliyor mu?
Flaman Bölgesi Başkanı Hacer Düzgün'ün tüm bu gelişmeler ışığında görevini ne kadar yapabildiği karşılaştığımız en yoğun tartışmalardan birisi durumunda.
Başkan Hacer Düzgün'ün Flaman Bölgesine yönelik gerek Flaman, gerekse yerel Türk Medyasında üzerinde durulan konular hakkında yeterli açıklamalarda bulunmaması ve basın mensuplarının telefonlarına cevap vermemesi ise bir yetersizlik ifadesi olarak yorumlanıyor. Gerek devlet televizyonlarından yayın hakkının tam olarak alınamaması, Bakan Marino Keulen'ün haklarımızı kullanmamız yönünde ikna edilememesi ve Flaman Bölgesinde Camilerin bir bütün olarak tanınmamasının yetersiz iletişim ve diyalog eksikliğinden kaynaklandığı ve bunda Başkan Hacer Düzgün'ün büyük payının olduğu belirtilmektedir.
