Haftalık Knack dergisi son sayısında Belçika siyasetinde dinin rolü üzerine beş siyasetçiyle röportaj yaptı.
Günümüzün artık sekülerleşmiş toplumunu yöneten siyasette dinin rolü nedir? Din hala bazı milletvekilleri ve politikacılar için bir kılavuz mudur? Yoksa tanrı sessizce Wetstraat’ı terk mi etti? Bu bağlamda Knack dergisi 4 Hristiyan ve 1 Müslüman siyasetçiyle konuştu: Els Demol (N-VA), Veli Yüksel (CD&V), Bert Anciaux (SP.A), Tanguy Veys (Vlaams Belang) ve Ward Kennes (CD&V).
Flaman Parlementosu Milletvekili Veli Yüksel (CD&V) şunları söyledi:
“Eski bir VRT muhabiri olarak medya benim uzmanlık alanım, ayrıca büyükşehir politikaları ve konutlandırma da sorumluluk alanlarım içinde. Fakat İslam ve Müslümanlar hakkında da bilgi sahibiyim, ve ben bu bilgiyi faydalanmak isteyenlerle paylaşmaktan çekinmiyorum. Ben Flaman Parlamentosu’na Müslümanların sözcüsü olarak bulunmuyorum. Kendi partim içerisinde de sadece dini veya çeşitlilikle alakalı olan konulara yoğunlaşmıyorum. Ben seçimimi yaparken de, CD&V’yi dini açıdan tercih etmedim. CD&V benim için siyasi kademelerin hepsinde söz sahibi olan bir partidir. CVP (CD&V partisinin daha önceki ismi) partisinin sadece Hristiyanlara hitap ettiği yıllar artık geride kaldı, fakat bu CD&V’de dinin arka planda bırakıldığı anlamına gelmiyor. CD&V mensupları, diğer partilerde olduğu gibi, dini küçümsemiyorlar.”
“İlk yapılan ibadethanelerin çoğu gibi bizim Gent’teki camimiz de çevrede yaşayan gönüllüler tarafından inşa edildi. Herkes dinini kendine özgü bir şekilde yaşıyor fakat sonuç itibariyle tek bir İslam dini vardır. Benim için din ve devlet işlerinin ayrılması içinde bulunduğumuz demokrasi ortamının bir ilkesidir. Siyasetin dini bir gereç olmaması gerektiği gibi dinin de siyasete alet edilmemesi gerekmektedir. Ben kendi inancımı açıkça ve Belçika yasalarına saygı içerisinde, yaşayabilmek istiyorum.”
“Fakat benim saygı gösterdiğim kadar saygı görmem de önemli değil mi sizce? Maalesef şahsen pek etkilenmesem de, endişelendirici bir süreçten geçiyoruz. Müslümanlara saldırgan bir şekilde hitap ediliyor. Marketlerde kızların başörtülerine laf edildiği gibi sakallı erkeklere de yan bakılıyor. Ayrıca hastanede müslümanların helal beslenme talepleri olumsuz karşılanıyor. Vejetaryen yemek isteyenlerin talepleri sorunsuz bir şekilde yerine getirilirken, helal beslenmek isteyenlere neden sorun çıkarılıyor?”
“Vlaams Belang partisi siyasette Müslümanlara 30 senedir saldırıyor, fakat aynı dönemde aşırı ortodoks Yahudi cemaati hakkında tek kelime etmiş değiller. Yanlış anlaşılmasın, benim yahudi takkeleriyle bir sorunum yok.”
“Mümkün olduğunca dini merasimlere katılıyorum ve çocuklarımla dini bayramları dört gözle bekliyoruz. Dini bayramlarda eşim ve ben ailemizi, dostlarımızı ve arkadaşlarımızı misafir etmeye çalışıyoruz. Kızlarım, Ramazan ayının ruhsal ve bedensel bir dinlenme dönemi olması sebebiyle, bu dönemi iple çekiyorlar. Fakat aynı zamanda Noel’i de bekliyorlar: o gün okulda onlara Noel kahvaltası düzenleniyor ve normal dersler iptal edilip yerini bayram etkinlikleri alıyor. Bayramların anlamı da birlik ve beraberlik içinde bir şeyi kutlamak değil mi zaten?”