Haberin yayım tarihi
2019-05-21
Haberin bulunduğu kategoriler

NE MARADONA, NE PELE, NE MESSİ NE RONALDO

DÜNYA’YA GELMİŞ EN BÜYÜK FUTBOLCU TARTIŞMASIZ JOHAN CRUYFF’TIR

Johan Cruyff ile ilk görüşmem 1978 yılında, son görüşmem de 1984’te oldu

Johan Cruyff; O’nunla ilk röportajımı yaptığım yıl 1968 idi.Hollanda’dan Amerika’ya gitmek üzereydim. Tam o sırada Tercüman gazetesinin Spor Müdürü merhum ağabeyimiz Necmi Tanyolaç’tan bir telgraf almıştım: İlhan, Fenerbahçe Ajax ile eşleşti STOP. En seri şekilde röportaj ve fotoğraflarını bekliyorum STOP. Özellikle Johan Cruyff ile mutlaka görüş ve fotoğrafla STOP.

İşte o anda Amerika yolculuğumu erteleme kararı almıştım. Johan o zaman 19 yaşındaydı. Kendisini o tarihten iki yıl önce Amsterdam’da Beşiktaş’a karşı izlemiştim. O zaman Hollanda’da tesadüfen bulunuyordum. Hollanda’ya gelip yerleşişim 1967’de oldu.

Johan Cruyff’ı yazmak ve tarif etmek çok zordu. O genç yaşında iken, ileride bir futbol efsanesi olacağına kesin gözüyle bakılıyordu.

13 Kasım 1968’de oynanan maçı Ajax 2-0 kazanmıştı. Ama bu maçın bir de rövanşı vardı. İşte onun için ertelediğim Amerika seyahatimi askıya aldım. Rövanş maçında da Ajax 0-2 galip gelmişti.

O zaman Johan Cruyff’a ‘Sarı Fare’ adını ben koymuştum. Sarı olduğu için değil, rakiplerini bir fındık faresi gibi yediği için.

Düzdabandı Johan Cruyff. Bu nedenle askere alınmadı. Ama aynı ayaklarla fotbol sahalarında bale yapıyordu adeta. Bunu, düzdaban ayaklarını gösteren bir fotoğraf ile haber yapmıştım.

Johan Cruyff’ın Ajax’ta oynadığı süre boyunca, O’nu her iki haftada bir Ajax Stadı’nda izliyordum. Zira o zaman kulübün Başkanı dostum Jaap van Praag beni ‘Onur Üyesi’ yapmış ve şeref tribününde yerimi ayırmıştı.

Ne var ki, Johan 1973 yılında Barcelona’ya transfer olduktan sonra maçlara gitmez oldum.

Zira benim seyretmek istediğim sadece Cruyff’tı.

Neden mi?

Çünkü O, dünyaya gelmiş geçmiş en iyi futbolcuydu. Futbolu ayaklarından önce aklıyla oynuyordu. Topa vuruşları, bilardo topuna dokunuş gibiydi. Yani topu istediği tarafa yönlendirebiliyordu.

14 Numara adlı dokümanter filmini izleyenler O’nun bu konudaki maharetlerini çok iyi bilirler.

Cruyff, bir başka dokümanter filminde bilardo masasındaki vuruşu, futbol sahasında top ile aynen yaptı ve topa bilardo topu gibi istikamet verdirmişti.

Cruyff, hangi takımda oynadıysa şampiyon yaptı. Şampiyon yapamadığı tek takım, Hollanda milli takımıydı.

Barcelona’dan Hollanda’ya dönüş yaptığı zaman Ajax ile anlaşamamıştı. Menajerliğini yapan mücevheratçı kayınpederi Cor Coster O’nu Feyenoord’a satmıştı.

Feyenoord çok kötü durumdaydı. Ama Cruyff aynı yıl Feyenoord’u da şampiyon yaptı.

Futbolu iyi takip edenler, Cruyff’ın yeteneğini de çok iyi biliyorlardı. Şahsen ben de futbol uzmanı olan arkadaşlarım ile hep tartışırdım. Kimi ‘Enbüyük Pele’ derdi, kimi de ‘En büyük Maradona’. Ama ben hep itiraz ettim. Cruyff başlı başına bir takımdı. Yılan gibi kaçan çalımları ve topa vuruşları ile göz zevkine hitap eden Cruyff, bir maestro gibi takımı da yönetiyordu.

Futbolda aktif olduğu yıllarda bile sigara içiyordu. Bir gün doktoru ona, ‘Sigarayı bırakmazsan öleceksin’ dedi. O ne yaptı biliyor musunuz?  Sigarayı değil, futbolu bıraktı.

Şimdi, hiç kimse, ‘Hangi futbolcu daha iyiydi‘ tartışmasına girmesin. Lütfen, bilgisayarda tüm arama motorlarına bakın. Johan Cruyff’ın maçlarını izleyin. İnanın ki, öyle zevk alacaksınız ki, ne Messsi, ne Maradona ve ne de Pele, size futbolu O’nun kadar sevdiremez.

Toprağın bol olsun ve de Allah rahmet eylesin Johan !

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.