Ozan Arif Yazdı..
Demesem yanmayacağım…
Ama dedim!
Dedim ki;
Eğer gayeniz Ülkücü hareketin 19 yıllık çilesine son vermekse,
onu atağa kaldırmak, onu şahlandırmak ve bu sevdayı memlekete hakim kılmaksa, soruyorum;
Bir araya gelmemeniz, birlik olmamanız, tek yürek tek bilek olmamanız için ne sebep var?
Hiç bir sebep göremiyorum…
Ama eğer gayeniz ülkücü hareketi yüceltmekten ziyade,
kendinizi yüceltmekse,
o koltuğa illa da ben oturacağım derdindeyseniz,
o zaman ülkücünün 19 yıldır harap olmuş gönülleriyle bir de siz oynamayın!
Siz de vurmayın hançeri sırtımızdan…
Bırakın onu-bunu, bırakın bu camiada devamlı problem olmuş, karşılığı yani sevgisi, saygısı dibe vurmuş tipleri yanınıza yörenize dizmeyi…
Siz hepiniz yan yana dizilin…
Birbirinizin yanında durun, Ülkücü hareketin şahlanması için,
Vatan için, Millet için, Din ve Devlet için el ele ,omuz omuza verin…
Eğer bunu yaparsanız,
Eğer bunu yapabilecek yiğitliği gösterirseniz değil Ülkücülerin kalesini zapt etmiş, başımıza bela olmuş “Bolu Beyi”ni,
Payitaht’ı zapt etmiş “Sultan Bozuntuları”nı bile alaşağı edecek gücü ve kudreti arkanızda bulabilirsiniz… Dedim…
Dedim ama, anlıyorum ki;
Ben demişim… Ben dinlemişim…
Şu habere bakın;
” Ankara 3’üncü Asliye Mahkemesi tüzük değişikliklerini
‘ihtiyati tedbir’ yoluyla durdurdu…”
Ne oldu şimdi;
Mübarek Ramazanda, yani 19 Haziranda, o insanların oruç ağızlarıyla çeşitli meşakkatlere katlanarak çağrınıza uyup gelmeleri,
saatlerce aranızda bir uyum ümidiyle beklemeleri, kongre yapmaları daha doğrusu size zorla kongre yaptırmaları neye yaradı?
Delegenin bütün emeğini, bir bayram yaşamaya gelen on binlerce yüreğin bütün hevesini,
aranızdan birkaçınızın lüzumsuz gevezeliğine kurban ettiniz!
Hadi şimdi ayıklayın pirincin taşını!
Ne o?!..
Yoksa aranızda ben olamayacaksam “Bolu Beyi” devam etsin diyebilecek kadar alçalanlar mı var?!
Yoksa daha derin hesaplara, mantık yürütmelere dalanlarınız mı oldu acaba?!
Meselâ;
Aranızda şöyle düşünen de olabilir mi?;
Bu iş bana uzak görünüyor…
Eğer ben değil, bir başkası gelirse, yeni gelenin gitmesi de,
(aynen bu zalim gibi) uzun sürebilir…
O zaman ben avucumu yalarım!..
En iyisi eski zalim kalsın, sadece biz değil bütün memleketin nefretini kazanmış eski zalim dursa dursa bir dönem daha durur,
o zamana kadar da belki ben delegenin gözüne girerim,
koltuğa ben otururum… Diye düşünen meselâ…
Böyle düşünenlerin olduğunu sanmıyorum…
Ama derdi Ülkücü Hareket değil de koltuk olanlar her şeyi düşünebilir diye de aklımdan geçiyor…
Hiç kusura bakmayın Beyler, Bayanlar…
Ben artık 10 Temmuz’da insiyatifi elinizle teslim ettiğiniz o zalim Bolu Beyi’nin çağrısına uyarak kurduğu tuzakların, döşediği mayınların üstüne gitmeyeceğim…
Nasıl olsa insiyatif onlarda olduğu müddetçe beni salona bile almıyorlar…
Sizi alacaklar mı bakalım?!!!
Ancak ben kapıdan almasalar da Ulubatlı gibi burçları zorlamaya devam edeceğim…
Haa… Ümitsiz de sanmayın…
Ümidim önce Allah’tan sonra da 19 Haziranın gerçek kahramanı olan delegelerden…
Evet evet 19 Haziran’da hepinize;
” Burası kantara çıkma yeri değil… Bir olun… Birlik olun…” diye bağıran slogan atan delegelerde…
Anladım ki siz değil, bitirirse o zalimin işini Allah’ın izni ile o delegeler bitirecek…
Ondan sonra alınız, koltuk hanginizin olursa olsun,
Bize sevdamızı verin yeter!
Ozan Arif
25 Haziran 2016