Haberin yayım tarihi
2007-11-11
Haberin bulunduğu kategoriler

Büyükanıt:Sınır ötesi operasyona hazırız.

Büyükanıt, sınır ötesi operasyonun terör örgütünü sıfırlamayacağını ancak başarılı bir operasyonla büyük darbe vurulacağını söyledi.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, sınır ötesi operasyonun terör örgütünü sıfırlamayacağını ancak başarılı bir operasyonla büyük darbe vurulacağını söyledi.
TSK'nın sınır ötesi operasyonla ilgili teklifini 1 Kasım'da Başbakanlığa yazılı olarak bildirdiğini açıklayan Büyükanıt, "Bize operasyon yetkisi verilecekse, bu bir hükümet yetkisine dönüşüp bize gelecek. Şu anda yetki hükümetindir. Devredilecekse olayın sadece askeri boyutu yok. Politik, diplomatik boyutu da var. Onları da değerlendirecekler. Biz asker olarak her türlü olasılığa karşı önceden planlama yaparız. Askeri birliklerimize bir görev verildiği takdirde kısa süreli bir ikazı, son hazırlıkları müteakip bu operasyonu yapabiliriz. Geldiğimiz nokta budur" değerlendirmesini yaptı.

"KLASİK BASIN TOPLANTISI DEĞİL"
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt dün Genelkurmay Karargahı'nda akredite gazetelerin Ankara temsilcilerini kabul etti. Orgeneral Büyükanıt, son dönemde artan terör olaylarının ardından Meclis'te kabul edilen yetki tezkeresi ve sınır ötesi operasyon tartışmalarından Hakkari'nin Dağlıca bölgesindeki askeri birliğe yönelik terör saldırısına, Dağlıca saldırısının ardından kaybolan 8 askerin teslim edilmesinden Başbakan Erdoğan'ın ABD ziyaretine kadar gündemde bulunan konulara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Büyükanıt, klasik bir basın toplantısı düzenlemediğini belirten Orgeneral Büyükanıt, amacının toplumda yanlış algılanan, farklı yorumlanan birçok konunun biriktiğini, bunlara yönelik değerlendirmelerde bulunmak üzere böyle bir toplantı düzenlediğini bildirdi. Orgeneral Büyükanıt, konuşmasında terörle mücadelede basının rolüne ilişkin de görüşlerini ortaya koydu.
 
"SINIR ÖTESİ OPERASYON TERÖR ÖRGÜTÜNÜ SIFIRLAMAZ"
Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, sınır ötesi operasyon ile terör örgütünün sıfırlanmayacağını ama darbe vurulacağını söyledi.
 
Toplumda bazı şeylerin söylendiğini, bunların daha sonra kesin doğrular olarak kabul edilip, yorumlar yapıldığını dile getiren Büyükanıt, 'Bundan önce 23 tane sınır ötesi operasyon yapılmış ancak sonuç alınmamış. Bu nedenle gerek yok' anlayışının çok yaygın bir tez olduğuna işaret etti.
 
"Bir kere sınır ötesi 23 tane değil, çok daha fazla" diyen Büyükanıt, sayısını kendisinin bile hatırlamadığını ancak bazılarının büyük çaplı, bazılarının küçük çaplı olduğunu söyledi.
İkinci Körfez harekatına kadar ne zaman ihtiyaç duyulduysa, Kuzey Irak'ta bir çok operasyon yapıldığını dile getiren Orgeneral Büyükanıt, "Bir operasyonla terör örgütü sona ermez. Dünyada bu olmamıştır. Evet terör örgütünü bitiremezsiniz. Askeri bir operasyonun gayesi terör örgütünü sıfıra indirmek değil, olamaz da, zaten yapılamaz da. Çünkü terör tek boyutlu bir olay değil" değerlendirmesini yaptı.
 
Terörle mücadelenin çok boyutlu olduğunun altını çizen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt, "Onun içinde diplomasi vardır, siyaset vardır, askeri önlemler vardır, ekonomi vardır, psikoloji, sosyoloji vardır. Bunların hepsinin terörle bağlantıları vardır. Ama başarılı bir sınır ötesi operasyonla örgüte darbe vurabilirsiniz. Ve daha önce ifade ettiğim bir şey terörle mücadelede en büyük en önemli husus, terör örgütünün umudunu kırmaktır. Sınır ötesi operasyonlarda bu önemli bir avantajdır" dedi.
 
"TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ÜMİDİNİ YOK ETMEK GEREKİR"
Orgeneral Büyükanıt, terörle mücadelede örgütün ümidinin kırılmasının çok önemli olduğuna dikkati çekerek, "Eğer ortaya çıkan toplumsal atmosfer, diğer dalgalanmalar, terör örgütüne ümit verirse o zaman bizim işimiz zorlaşır. Dolayısıyla onun ümidini yok etmek lazımdır. O ümidi yok etmek hem yurt içinde hem yurt dışında silahlı unsurla mücadele ile başlar. Ama silahlı mücadele dediğinizde bir tek vasıta değildir" diye konuştu.
 
Terörle mücadelede en büyük dayanak olarak basını gördüklerini ifade eden Büyükanıt, "Tanktan toptan daha önemlidir. Bunu söylerken kesinlikle aklımın köşesinden güdümlü bir basın olsun da bizi övsünler, methetsinler zihniyetinde olmadığımı beni tanıyan herkes bilir. Ama bakın mesela 1998 sonbaharındaki Suriye krizinde sonuç almamızdaki etkenlerden bir tanesi basın. Bir şey söylemedik. Basın onu bir misyon olarak aldı. Tabi her şeyin ölçüsünü de iyi tutmak lazım" dedi.
 
RAKAMLARLA SINIR ÖTESİ OPERASYON ANALİZİ
Orgeneral Büyükanıt, sınır ötesi operasyon ile sonuç alınamayacağı yönündeki değerlendirmelere, daha önce yapılan operasyonların analizini yaparak karşılık verdi. Terörist miktarının yıllara göre analizini yapan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt, terör belasının Türkiye'de 1984 yılında başladığını, 1984'te terör miktarının sadece 300 olduğunu hatırlattı. 1989-1991 aralığında bu miktarın 4 bin 845'e yükseldiğini, sebebinin ise 1988 Halepçe olayları ve göç olduğunu kaydeden Büyükanıt, 1992'de bu rakamın 8 bin 750'ye yükseldiğini söyledi.
 
1992, 1995, 1997'de Irak'a üç büyük herakat yapıldığını anlatan Büyükanıt, 8 bin 750 rakamına ulaşan teröristin ilk büyük operasyonda 5 bin 240'a düştüğünü bildirdi. 1994'te 867 şehit verildiğini ancak terör örgütüne de büyük darbe vurulduğunu ifade eden Büyükanıt, "Bunların hepsini sıfırlarız, demiyorum. Terör dediğim gibi çok boyutlu. Bunların hepsini birlikte düşünmemiz lazım. Silahlı mücadele boyutuna baktığımız için bunlardan bahsediyoruz. 1995 yılına gelindiğinde örgütün, teröristlerin çok büyük ölçüde ümidinin kırıldığını takip edebiliyoruz. Olay kültürel ve siyasal alandaki faaliyete doğru bir kayma gösterdi" dedi.
 
1996'da tekrar yükselme eğilimine girdiğini, 5 bin 200'e inen rakamın 5 bin 900'e doğru çıktığını anımsatan Büyükanıt, Çekiç Harekatı'nın uzun sürekli ve çok güçlü birlikle yapıldığını, işe yaramayan denilen sınır ötesi harekattan sonra terör örgütünün 5 bin 900'den 4 bine indiğini dile getirdi. Çekiç Harekatı'nda sınırdan içeri hiçbir gazeteciyi sokmadıklarını belirten Büyükanıt, Habur sınır kapısının kontrollerinde olduğunu ve Barzani'nin peşmergelerini Silahlı Kuvvetlerin emrine verdiğini söyledi. Büyükanıt, bu desteğin sebebinin ise o tarihte KYB'nin PKK ile birleşerek Barzani'ye saldırdığını ve durumun çok kötü olduğunu hatırlattı. Büyükanıt, büyük çaplı operasyonun bir kerede bütün her şeyi bitirmeyeceğini vurgulayarak, "Yapıldığı taktirde konjonktür de müsaitse o taktirde başarılı olabiliriz, diye düşünüyorum" değerlendirmesini yaptı.
 
"KASIM AYI BAŞINDA SINIR ÖTESİ GÖRÜŞÜMÜZÜ BAŞBAKANLIĞA BİLDİRDİK"
Sınır ötesi operasyon konusunda TSK'nın geldiği noktaya ilişkin de görüşlerini açıklayan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt, tezkerenin Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından Ekim ayının son haftasında Başbakanlığın olası harekatla ilgili tekliflerini resmen Genelkurmay'dan istediğini hatırlattı.
 
Orgeneral Büyükanıt, Genelkurmay Başkanlığı olarak bu ayın başında görüşlerini Başbakanlığa ilettiklerini, Başbakanlık ve Dışişleri'nin bu teklifler üzerinde çalıştığını kaydetti. Büyükanıt şunları söyledi:
 
"Bize operasyon yetkisi verilecekse, bu bir hükümet yetkisine dönüşüp bize gelecek. Normal planlama usulleri budur. Basında 'Efendim, askere yetki verildi, verilmedi'. Bunu size o kadar açıkça söylüyorum ki, şu andaki tabi yetki hükümetin. Devredilecek ise bize tabi olayın sadece askeri boyutu yok. Politik boyutu da var, diplomatik boyutu da var. Onları da değerlendirecekler. Böyle bir harekatın gerektiğine karar verilirse, şu çerçevede, şu kısıtlamalarla ve yahut hiçbir kısıtlama olmadan bu operasyon yapılır, denilecek. Zaten biz asker olarak her türlü olasılığa karşı önceden planlama yaparız. Bir çatışma çıktıktan sonra planlama olmaz. Dolayısıyla askeri birliklerimize bir görev verildiği takdirde kısa süreli bir ikazı müteakip, son hazırlıkları müteakip bu operasyonu yapabiliriz. Geldiğimiz nokta budur." 

'MANGO'NUN KİTABINA ÖVGÜ'
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt konuşmasında tezkereden sonra yaşanan tartışmalara da değindi. Operasyonla ilgili yapılan tartışmaları normal karşılayan ve 70 milyonluk bir ülkede tek sesin olmasının mümkün olmadığına dikkati çeken Büyükanıt, tartışmanın şeklinin önemli olduğunu söyledi.
 
Yurtdışından Türkiye'ye itidal tavsiye edildiğini anlatan Büyükanıt, terörizmin küresel bir sorun haline geldiğini ancak çifte standart uygulamadan mücadele edilmesini istedi. Türkiye'nin bu konuda gereken desteği alamadığından yakınan Büyükanıt, bir çok ülkenin Türkiye'yi desteklemek yerine terör örgütünü desteklediğini ve desteklemeye devam ettiğini söyledi.
 
Bunun üzüntü verici olduğunu vurgulayan Büyükanıt, Anrdea Mango'nun 2005 yılında Türkiye'deki terörle ilgili çıkan kitabını övdü. Kitap yazılırken Mango ile çok görüşme yaptığını anlatan Büyükanıt, "Ben kaleme alsam o kadar güzel kaleme alacağımı sanmıyorum. Önyargısız ve olaya bir bütün olarak bakmış. Kitabın reklamını yapmaktan çok terörle tek başımıza savaştığımızı vurgulamak istedim" dedi.
 
DAĞLICA'YI ANLATTI
Orgeneral Yaşar Büyükanıt konuşmasında terör örgütünün Dağlıca baskınını da anlattı. Bölgenin zor coğrafyasına dikkati çeken Orgeneral Büyükanıt, o bölgeye gitmeyenin o yerleri tahayyül bile edemeyeceğini söyledi. Dağlıca'yı 'Tariflerin üzerinde bir yer' diye tanımlayan Büyükanıt, Dağlıca gibi birçok yerin olduğunu bildirdi. En sıkıntılı oldukları yerlerden birinin Gabar Dağı olduğunu vurgulayan Büyükanıt, şöyle konuştu:
 
"Genişliği 40 kilometre, derinliği de 30 kilometre. Bunu yüz ölçüme vurursak bin 200 kilometrekaredir. Bu bin 200 kilometre karede yaklaşık 100 terörist var. Arazi öylesine bir yapıdaki normal bir görüşle ya da normal bir dağda iki saatte gideceğiniz yere Gabar Dağı'nda 6 saatte gidersiniz. Çünkü her çıkışın bir tane daha inişi vardır. Adeta güç geliştirme parkuru gibi bir şey. Hele bir de üzerinizde malzeme varsa bu daha da zorlaşır. Terörle mücadele böyle bir şey. Bin 200 kilometrekarede bir yığının içinde bir iğne arıyorsunuz. O 100 kişi de hepsi bir yerde durmuyor. Küçük gruplar halinde eylem yapacakları zaman istedikleri miktarı toplayıp bir eylem yapmaya çalışıyorlar. Tabi ki biz o zor arazide bütün olumsuzluklara rağmen bunu yapacağız. Yapmak zorundayız, bizim görevimiz bu. Bundan kaçındığımız, yüksündüğümüz yok. Ama bunu da bir tarafta aklımızın bir köşesinde tutmamız lazım."

Terör örgütünün Dağlıca saldırısını da anlatan Büyükanıt, saldırının yaşandığı geceye ilişkin şu bilgileri verdi:
 
"21 Ekim gece yarısı üç koldan saldırıldı. Ve bu çatışmada aralıklarla tam 36 saat sürdü. 36 saat maalesef 12 personelimizi kaybettik. 8 personelle de irtibatımız kesildi. Sonra ortaya çıktı. Ve teröristlerle daha geniş periyotta teröristleri zayiatını vereceğim. Şimdi saldırıya uğrayan bu birlik normal bir tabur. Piyade taburu. Taburun kendine saldırmıyor. Taburun ilerisinde hududa yakın bir yerde o taburun emniyetini sağlayan bir unsur. O unsura saldırıyorlar. O unsurun bir küçük unsuru da hemen ona yakın başka bir yerde. Ona da saldırıyorlar. Zaiyatı emniyet unsurunun bulunduğu yer alıyor. Onun kendinin emniyeti için çıkardığı grup başında bir asteğmen var. Orada çok müthidş bir mücadele oldular tek kişi de zayiat vermedi onlar. Nasıl eylem. Bize komando okulunda size bilgiler vermeye çalıştık. Efendim asteğmen ile olur mu bu? Küçük unsurun başındaki asteğmen ve çatışmanın ilk anında yaralandı. Bırakmadı mücadeleyi. Bir sıhhiye onbaşısı yardım etmiş kanını durdurmaya çalışmış. Çocuk o haliyle mücadeleye devam etti. Çok ciddi şeyler oldu. Kara Kuvvetleri Komutanımız ile görüştüm. Çocuğa cesaret ve feragat madalyası verilmesini teklif edeceğini söyledi."
 
ERLER HAKKINDA İDARİ SORUŞTURMA AÇILACAK
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt, Hakkari saldırısının ardından irtibat kurulamayan kayıp 8 asker hakkında idari soruşturma yapılacağını da açıkladı. "O erler bünyemize katıldıktan sonra bir idari soruşturma yapılacak" diyen Büyükanıt, şunları kaydetti:
 
"Yalnız soruşturma bu sekiz erle yapılmıyor. Dağlıca taburunda bulunan ve saldırıya bulunan bütün insanlarla görüşülüyor. Bizim askerlik mesleğinde hiç vazgeçmediğimiz bir unsur vardır. Bu yalnız bu olaylarda değil, tatbikatlardan sonra da faaliyet raporu hazırlarız. Oradan ne dersler çıkarılır, nerelerde hatalar yapıldı. Onları çıkartırız. Bu da o kapsamda çok ayrıntılı bir şekilde faaliyet raporu incelemesi yapılacak. İdari soruşturmadan sonra ortaya bir resim çıkacak. Bu sekiz eri hemen suçlu ilan etmek kadar yanlış bir şey olmaz. Eğer davranışlarında veya diğer şeylerinde bir kusur var ise olup olmadığını ben de bilmiyorum, daha sonuçlanmadı, bana da gelmedi. Kusurlu görülen kişi ve kişiler varsa o zaman yasal yollara başvurulur. Böyle çıkıp çıkmayacağını bilmiyorum."
 
Kayıp askerlerle ilgili 'esir' ifadesinin kullanıldığını anlatan Büyükanıt, bundan büyük hata olmayacağını söyledi. 'Esir' ifadesinin savaşan taraflar arasında kullanabileceğini anlatan Büyükanıt, terör örgütünün savaşan taraf statüsünü kazanmak için uğraştığını söyledi. Büyükanıt, "Aksine davranmak terör örgütünün silahlı çatışmaya taraf bir silahlı güç statüsüne saymak sonucunu ortaya koyar ki bu bizce mahsurlu bir durumdur" diye konuştu. 

"ÜÇLÜ MEKANİZMA YOK"
Başbakan Erdoğan'ın ABD ziyaretine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Büyükanıt, bu tür üst düzey görüşmelerin politik, diplomatik ve askeri yönünün bulunduğunu, kendisinin askeri yönle ilgili konuşacağını söyledi. Büyükanıt, istihbaratın önemli olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
 
"İstihbaratı ne için istersiniz? Kesin istihbaratı bulursunuz, gider o noktayı tahrip edersiniz. Eğer operasyon yapılmayacaksa istihbaratı ne yapacağız ? Affedersiniz turşu kurmayacağız, dolaba koymayacağız. Zaten iki gün sonra onun geçerliliği biter. Terörist aynı yerde durmaz. Üçlü bir sistem kuruldu. Bir tarafta İkinci Başkanımız, bir tarafta Irak'taki koalisyon kuvvetlerinin Komutanı General Petraus, diğer tarafta da Pentagon'daki İkinci Başkan arasında. Bu Ralston'dan kalan kafamızda olumsuz bir imaj var. Sanki bir oyalama stratejisi gibi. Bu hiçbir zaman bir mekanizma değil, bunu bilmemiz lazım. İkinci başkanımız da İtalya'da verdiği demeçte bunu söyledi. 'Buna bir kırmızı telefon da diyebilirsiniz' dedi. Olası bir sınır harekatının gerek hazırlığı gerek icra safhasında gerekli koordinasyon için belirlenmiş olup operasyonel bir sistemdir. Teorik bir sistem değil. Bir sınır ötesi bir operasyon olduğunda sınırlarımızın ötesinde Amerikan uçakları uçuyor, başka devriye gezenler oluyor. Şimdi bunu koordine etmeden yaparsak birbirimizle çatışırız. İstemeden de çatışırız. Mesela hava kuvvetimiz oradan Amerikan. Hava kuvvetini kullandığımız zaman belli bir bölgede gördüğünde birbirine ateş etmeye başlar. Angajman kuralları. Herhalde böyle bir şeyi hiç kimse istemez."
 
"ELEŞTİRİLER ÖNYARGILI OLMAMALI"
Büyükanıt, basının kamuoyunu aydınlatmasının demokrasilerin temel esaslarından birisi olduğunu çok iyi bildiklerini belirterek, TSK'nın da tüm kurumlar gibi eleştirilebileceğini söyledi.
 
Bunun çok normal olduğunu ancak eleştirinin doğru bilgiye dayanması gerektiğini ifade eden Büyükanıt, "Eleştiri önyargılı olmadığı sürece biz buna saygı duyarız. Hatta bu eleştirilerden de yararlanırız. Şimdi hayatta canlılar da dahil, kurumlar da dahil hepsi bir sistem yapısına sahiptir. TSK her faaliyetten sonra faaliyet sonu incelemesi yapar. Bu faaliyet sonu incelemesinden çıkardığı değerlendirmeler olarak geri besleme ile sisteme dahil eder. Faaliyet incelemesi sonucundan çıkan hatalar bir daha tekrarlanmamış olur. Bu bir geri besleme olayıdır. Geri beslemesi olmayan kurumlar ve canlılar ayakta kalamaz. Bu vücut ısısı gibidir. Doğru bilgiye ve iyi niyete dayalı olduğu sürece eleştiriler bizim için bir geri beslemedir. Önyargılı olmadığı sürece bu eleştirilerden faydalanırız. Bu söylediklerimi bir eleştiri olarak görmeyin. Biz basını terörle mücadelenin çok önemli bir vasıtası olarak görüyoruz" diye konuştu.
 
"ŞEHİT CENAZELERİNİN PSİKOLOJİK BOYUTU GÖZARDI EDİLMEMELİ"
Büyükanıt, basının şehit ve terör haberlerinin verirken toplumsal psikolojiyi göz ardı etmemesini istedi. "Şehit cenazesini saklamak gibi bir düşüncemiz de yok" diyen Büyükanıt, şehit cenazelerinin veriliş şekliyle ilgili bir sorun olduğunu, iyi niyetle yapılan bir şeyin toplum psikolojisini ters yönde etkileyebileceğini kaydetti.
 
Hem yazılı hem görsel basında acılı aileler ve şehitlerin hayat hikayelerinin tekrar tekrar gösterilmesinden duyduğu rahatsızlığı da dile getiren Büyükanıt, "Bunlar ben dahil herkesi derin hüzne sevk ediyor. Kişisel dramaların ön plana çıkmasıyla bu tür yayınlar faydadan çok zarar veriyor. Bir kanal yapınca diğer kanal da yapmak zorunda kalıyor. Bu tür yayınlar PKK'nın çok hoşuna gidiyor. İşte bak ben ne güçlüyüm diyor örgüt. Bu yayınlar tam da psikolojik harekatın unsuru haline geliyor" dedi. Büyükanıt, basının PKK'nın haber yayın organları olan Roj TV, Fırat ve Dicle haber ajansları gibi kaynakların haber kaynağı olarak kullanmasını da eleştirerek, söz konusu yayın organlarının ne amaçla kurulduğunun bilindiğini söyledi. Büyükanıt, kaçırılan 8 askerin görüntüsünün teröristler tarafından Reuters haber ajansına pazarlanmak istendiğini ancak Reuters Haber Ajansı'nın 'teröre destek olur' diyerek bu teklifi kabul etmediğini hatırlattı. Aynı teklifin El-Cezire'ye de yapıldığını, onların da kabul etmediğini anlatan Büyükanıt, "Biz Reuters'in, El-Cezire'nin kabul etmediğini PKK'nın ajansından alıp sayfalara taşırsak nasıl bir tesiri olur, takdiri size bfhırakıyorum.

Kaçırılan askerlerin teslim edilme fotoğraflarını 'Bakın işte, terörle kim kol kola' tarzında verilmesi onlarla görüşenleri afişe ediyor ama bir taraftan da halkımızı derinden üzüyor. Bunun iyi düşünülmesi lazım" ifadelerini kullandı.
 
KENDİNİ TÜMGENERAL OLARAK TANITAN BASIN MENSUBU
Orgeneral Büyükanıt, Genelkurmay Başkanlığı'nın verdiği bilgilerin kesin olması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:
 
"Dağlıca olayı saat 14.00'de internete kondu. Bir belirsizlik ortamında iyi inceleme yapmadan onu koyamazsınız. Dağ başında olan olayda bir belirsizlik vardı. Yararlılar var, şehitler var. Biz olayı tam incelemeden veremeyiz. Bizim hata yapma şansımız yok. Bizim söylediğimiz her şey doğru olmalı. Emin olmadan bilgi veremeyiz. Bazı radikal yayın organları var. Diyorlar ki öldürdüğünüz teröristlerin resimlerini niye internet sitenize koymuyorsunuz. 'Acaba gerçekten tesirsiz hale getiriyor musunuz yoksa yalan mı' diye merak ediyorlar. TSK böyle bir şey yapmaz, yapamaz. TSK'nın toplumda uyandırdığı güveni bir günde yıkarsınız. İlkemiz Genelkurmay yalan söylemez. Silahlı Kuvvetler toplumdan bu kadar güven duyulmasını bir günde yıkarsınız, çünkü yalan bir gün ortaya çıkar. Onun için bizim ilkemiz, Genelkurmay yalan söylemez ama işte bazen gecikmeler de oluyor."
 
Gecikmelerin yaşanması nedeniyle çok değişik yollardan haber kaynaklarına ulaşılmaya çalışıldığını belirten Büyükanıt, yaşanan bir olayı şöyle anlattı:
 
"21 Ekim günü öyleden sonra saat 15.10 basın mensubu orada bir tugay ile temas kuruyor, nasıl oluyorsa? Kendisini Tümgeneral olarak tanıtıyor, ismini de söylüyor. General Yılmaz, 'Nasılsınız oğlum, kaç kişisiniz siz orda.' Şimdi bu çok yanlış bir şey. Peki biz onun sahte olduğunu nasıl anladık. O bölgedeki bütün PKK telsizleri de dinliyoruz. Akşam telefonu bulduk. Bir gazetenin iç santralinin numarası. Arkadaşlar o gazetenin yetkili merkezi ile konuştu. Onlar da çok üzgün olduklarını söylediler. Böyle etik olmayan koşullar gerçekten çok yanlış."
 
MEDYAYI UYARDI
Büyükanıt, basından iç çatışmayı besleyici, toplum içinde kutuplaşmaya neden olacak tüm yayınlardan kaçınmasını isteyerek, tüm toplum kesimlerinden aynı hassasiyeti beklediklerini söyledi. Sokaktaki insanın da sağduyuyu elden bırakmaması gerektiğinin altını çizen Büyükanıt, medyada 'Başbakan'ın ABD ziyareti sonrasında TSK teyakkuz durumunu kaybetti' yorumlarına da kızdı. Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, Irak'taki ABD birliklerinden sorumlu Orgeneral David Petraus'un çuval olayı ile bir ilgisi bulunmadığını belirterek, bu yönde çıkan haberleri eleştirdi. Büyükanıt, önceki gün yayınlanan bir haberde 'İnisiyatif artık TSK'da' yorumunun yapıldığını anımsatarak, şunları söyledi:
 
"Nerden anladın? Kurallar çerçevesinde o inisiyatifini kullanacağız. Toplumda beklentiler meydana geliyor. Bir anlamda kafa karışıklığı meydana geliyor. İnisiyatif Silahlı Kuvvetlerine geçti, bunlar oturuyor yerinde. Ben bunu nasıl düzelteceğim. Nasıl düzelteceğiz kime ne diyeceğiz. Her çıkan yanlış haberi düzeltmeye kalksak her gün 50 sayfa stoklamamız lazım. Düzeltiyoruz. Çok önemli olduğunda düzeltiyoruz. Niye enerjimizi bunlara harcayalım. Bizim için bir er de şehit olsa biz onun acısınfhı bin kişi, 10 bin kişi hissediyoruz" diyen Büyükanıt, son üç aylık dönemde teröristlerden 156'sının ölü, 20'sinin teslim olmak üzere 242'sini etkisiz hale getirdiklerini söyledi. Profesyonel askerlikle ilgili de görüşünü aktaran Büyükanıt, "TSK'nın tamamını profesyonel asker haline getirdiğiniz de bir milli savunma bütçesi daha lazım. Bize verilen az para değil. Bir o kadar daha lazım. Kurtuluş Savaşlarını kazan kim o Mehmetçikler değil mi?" diye konuştu.
 
SINIR ÖTESİ OPERASYON
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Bir gazetecinin tezkere tarihinin alınmasında bir gecikme olup olmadığı yönündeki sorusu üzerine Büyükanıt, Başbakanlık yazısının 19 Ekim'de Resmi Gazete'de yayınlandığını, Başbakanlığın 24 Ekim'de Genelkurmay'dan sınır ötesi operasyonla ilgili görüş istediğini, Genelkurmay'ın cevabının ise 1 Kasım'da Başbakanlığa iletildiğini söyledi. Büyükanıt, bu arada TSK'nın Dışişleri Bakanlığı müşterek çalışmaya başladığını söyledi. "Sırf operasyon yapmak için operasyon yapılmaz" diyen Büyükanıt, şunları kaydetti:
 
"Operasyonun askeri gerekçeleri, hedefi olmalı, o hedefi ele geçirecek şekilde hedefi olmalı. İş olsun diye ben biraz operasyon yapayım, diye operasyon olmaz. Bizim temel zihniyetimiz bu. Nokta nokta olmaya falan değil. Bizim kafamızda ciddidir. Bir hedefe operasyondur. Şu anda çok şey söyleniyor. 'ABD'ye niye sormuyorsun?' diyenler var. Bir köşe yazarı ABD'ye icazet almaya gittiğimi yazmıştı. Bende ona sert tepki gösterdim. O yakışıksız bir şey. Ülkemiz için gittim. O zaman Kara Kuvvetleri Komutanıydım. İcazetimizi kanunlardan ve Atatürk'ün aydınlık yol göstericiliğinden alırız başka kimseden icazet almayız. Ama Irak'ta farklı bir durum var. Irak'ta operasyon yapıyorsunuz. Uçaklarınızı uçuracaksınız. Onun için bir koordinasyon, operasyon mekanizması kuruldu."
 
"ABD'YE GÜVEN BUNALIMI VAR AMA BUNU RESMİ AĞIZDAN FORMÜLE ETMEM"
Büyükanıt, 'ABD sadece istihbarat vereceğini açıkladı. Etkili bir operasyon için bu operasyonun çapı genişliği ne olur?' yönündeki bir soruya, "Aldığımız yetkinin çerçevelerine bakacağız. Aldığımız yetkinin sınırlamalarına. Her hareketin bir sınırlaması vardır. O harekatın politik yansımaları da vardır. Diplomatik yansımaları da vardır. Onun için bunların hepsine bakıp gereken katkıyı vereceğiz" şeklinde karşılık verdi. İstihbarat yardımının gelmeye başlayıp başlamadığı konusunda ise, "Daha yeni. Bunu bana değil şeye soracaksınız. Üç kişi terörü bitirecek diyor. Biz boşuna zaman kaybetmişsiz. Üç kişi yada dört kişi bu iş bitmişti" diyen Büyükanıt, ABD'nin tutumunu samimi bulup bulmadığı yönündeki bir soruya da şu karşılığı verdi:
 
"Bu öyle bir konu ki, bulunduğum konumda düşüncelerim var. Ama bu açıkça ifade etmeyi arzu etmem. Bulunduğum konum itibariyle. Ama aynı soruyu yerimizi değiştirelim. Aynı suali sorarım. Biz uluslararası ilişkilerin bize düşman kazanmaya çalışmayacağız biz dost kazanmaya çalışacağız. Düşmanımızı ne kadar azaltırsak ülke güvenliğimiz huzur içinde olur. Geldiğimiz noktada toplumda negatif bir duygu bir düşünce var. Bunu gözleyebiliyorum. Konuştuğumuz sivil insanlarla. Herkeste bu güven bunalımı var. Ben resmi bir ağız olarak bunu formüle etmek istemem şu anda." Büyükanıt, 'Toplumda bu düşüncenin temelinde ne var' sorusu üzerine de, "Bilemiyorum. Hepimiz aynı Türkiye'de yaşıyoruz" demekle yetindi.
 
"ABD'DEN BEKLENTİMİZ OPERATİF İSTİHBARAT"
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt, basın mensuplarının 'Kuzey Irak'ta Irak'ın toprak bütünlüğü parçalanarak, bağımsız bir Kürt devleti oluşturma hazırlığı var mı?' sorusuna karşılık da, şunları söyledi:
 
"Barzani çeşitli seferler bunu söyledi. Babasından itibaren Molla Mustafa'dan itibaren aynı düşünceye sahipler. Ama konjonktürel durum buna müsait değil, müsait olursa o bizim hakkımızdır ifade etti. Bu yönde çalıştıklarını da biliyorum. Irak'a baktığınız da Irak'ı üniter Irak olarak görebilir misiniz göremezsiniz. Irak fiilen üç parça. Mesela Irak parlamentosundan geçiremedikleri bir Petrol Kanunu var. Merkezi hükümet geçiremiyor. Daha onu beklemeden kuzeydeki kendi petrol kanunun çıkardı. Hatta bazı şirketlerle de anlaşmalar yaptı. Bir ABD şirketi, diyorlar ki ABD yönetimi çok kızmış. Ben inanmıyorum." Büyükanıt, anlık istihbarat paylaşımında nasıl bir yapılanmanın olacağı konusunda henüz kendilerine gelmiş bir bilginin olmadığını belirterek, bu konuda çalışma yapılacağını söyledi. Büyükanıt, "Kapsamı konusunda zamanlama konusunda istihbarat öyle bir şeydir ki, politik maksatla da kullanılabilir. Zamanlı istihbarat çok önemlidir. Real time istihbarat çok önemlidir. Ve alınacak istihbaratın operasyona yarayacak şekilde olması önemlidir. Şimdi bazen bize istihbarat gelir. 'O bölgede çalışırken üç gün önce bir PKK'lı grup işte x köyünden geçti'. Geçti de ne yapalım? Sen bana dersen ki, bir grup üç gün sonra, şu köye gelecek dersen o operatif istihbarattır. Ben tedbir alırım. Üç gün önce, bir hafta önce bunların hiçbir değeri yok. Onun için, dilerim söylenen gibi çıkar. Operatif istihbarat çıkar. O operatif istihbarata karşı yetki de verildiği takdirde kullanırız. Bu çok yararlı" dedi.
 
"KÖSTEBEK OLSAYDI TESLİM ETMEZLERDİ"
Büyükanıt, kaçırılan askerler içerisinde PKK'nın köstebeğinin olduğu yönündeki iddialara da şöyle cevap verdi: "Bana ulaşmış böyle bir bilgi yok. Memleketleri nedeniyle o çocuklara şüphe ile bakmak yanlıştır.Mehmetçik'e etnik gözle bakılmaz. Diyarbakırlısı, Urfalısı, Anteplisi, İzmirlisi, Ankaralısı Mehmetçik hep aynıdır. Köstebek olsaydı PKK'lılar onu teslim eder miydi? Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes bizim için muteberdir. İnsanların etnik kimliğine göre bir değerlendirme yapmamız söz konusu olamaz. Türkiye'yi bölmeye kimsenin gücü yetmez."
 
Kaynak.Ajanslar

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.