Haberin yayım tarihi
2013-09-08
Haberin bulunduğu kategoriler

Emirdağ'ı Yok Etmişler.

Cengiz Pala nasıl bir belediye başkanı?

C.Pala, Ben şöyle başkanım demem doğru olmaz ama inanın seçildiğim günden beri her sabah 08.30’da belediye’ye gelirim. Tüm servislere uğrar günaydın derim. Bir sorunları olup olmadığını sorarım, herkesin elini sıkarım. Kafamda bir proje ve fikir varsa onu ilgili başkan yardımcıları ve birim müdürleri ile konuşurum. Ben çok sık toplantı yaparım. Ben yaptım oldu benim tarzım değil. Mutlaka ilgili bölümle işin teknik ve diğer konuları onlarında fikrini alarak olup olmayacağına birlikte karar veririz. Ben titiz ve özenli bir adamım. Bankacı olmam nedeniyle yıllarca temiz ve ütülü giyinen bir insanım. Bu başkanlığım süresince de böyle olmuştur. Muhalefet benim giyinmemi bile eleştirdi. Temiz ve ütülü giyinmenin neresi kötü.

Bu titizliğiniz evde de var mı?, evde reis kim? 

(Bu soruya 30 saniye kadar düşündükten sonra cevap veren Cengiz Pala’nın ne diyeceğini merak ettik.)

C.Pala, Evde de titiz biriyim. Ben hayatım boyunca böyleydim. Öğrenciyken de, çalışırken de, başkan olarak da titizim. Bu tizliğim elbette evde de devam ediyor. Ancak evin reisi kesinlikle hanım. Benim başkanlığım evden içeri girdiğim an biter.

27 yıllık bankacılık geçmişiniz var. Müdürlük yaptınız mı?

C.Pala, Hayır ben hiç müdürlük yapmadım ama amirlik yaptım. Ben aslında müdür olmalıydım. Ama ben çocuklarım için feda ettim. Eşim ve benim için çocuklarımızın eğitimi çok önemliydi. Eşimde Vergi dairesinden emeklidir. Bankacılıkta yükselme birazda yer değiştirme ile alakalı bir olay. Benim dönemimdeki birçok arkadaşım müdür oldu. Ben çocuklarımın eğitimi için Emirdağ dışındaki tüm teklifleri geri çevirdim. O zamanlar anam ve babamda sağdı. Benim Emirdağ dışına çıkma imkanım yoktu. İnanın hiç pişman değilim. Emirdağ Vakıflar Bankası çok iyi bir şubeydi ve 1.sınıf bir şubeydi. Türkiye’nin birçok ilinden daha iyi bir konumdaydık. Hatta daha ilerisini söyleyeyim Türkiye’de ilk 8’e giriyorduk biz. Bu kadar başarılı bir bankaydık.

Bankacılık hayatınız nasıldı?

C.Pala, Ben iyi bir banka çalışanıydım. Beni bankada kimse bulamazdı. Belçika’dan kim gelmiş, Ahmet amca gelmiş. Ahmet amcayı evinde ziyaret eder onun çayını içerim. O zamanlar döviz yasak biliyorsunuz, insanlar kuşağına para sararak getirirdi. Üzerinizde 100 dolar, 100 mark yakalansa içeri atılıyorsunuz. Onları havaalanından gider karşılar ve alırdık. Ben farklı bir bankacıydım.

Cengiz Pala şubeye gelen bir adamın paralı olup olmadığını anlar mı?

C.Pala, Kesinlikle anlarım. Bu konuda müthiş bir önsezim var. Şubenin kapısından giren bir adamın parasının olup olmadığını yürüyüşünden, hal ve hareketlerinden anlarım. Kim paralı kim parasız çok iyi bilirim. Mesela siz bankadan içeri girin hanginizde para var bilirim. Bunun faydalarını belediyecilikte de görüyorum. Bakın şimdi Cengiz Pala için ne diyorlar? Asabi, sinirli diyorlar, kavgacı diyorlar. Ama çıkıp da Cengiz Pala hırsız diye biliyorlar mı?, namusuz diye biliyorlar mı? diyemiyorlar Allah’a şükür. Ne diyorlar belediye borçlu diyorlar. Emirdağ Belediyesi’nin 20 trilyon alacağı var. Bunu bir anda alabilir mi? alamaz. Ne yapacağız bor yapmayalım diye yatırım yapmayalım mı? yatırım için borç yapmak zorundayım. Ama yapılan borçtan çok alacağımız var. alınan borçları da kendi gelirlerimizle ödüyoruz. Bakın daha bu güne kadar Emirdağ’ın imar planı yokmuş. Emirdağ fiziki olarak birçok ilden büyük. Çok geniş ve dağınık. Biz yeni bir imar planı yaptık. Daha modern ve güzel bir Emirdağ için buna mecburduk.

Bir zamanlar Emirdağ denildiğinde iki şey akla gelirdi, 1 Emirdağ evleri, 2 güzel kızları. Kızlara diyeceğimiz yok ama Emirdağ’da güzel ev yok. Nere gitti o meşhur evler?

C.Pala, Evet kesinlikle doğru. Eskiden Emirdağ evleri ve güzel kızları ile meşhurdu. Bakın insanlar niye gurbete gitti. Çalışıp kazanıp döndüğünde bir evi olsun, birde bağını bahçesini süreceği traktörü olsun diye. Gidenlerin hiç biri orada kalmak için gitmedi. Bakın 1970 ve 1980 yılları arası Emirdağ’ı yıkmışlar. Yerle bir etmişler. Şu anda Emirdağ’da hiç tarihi bina var mı?. düşünün Gavur Mahallesi dediğimiz bir mahalle ver İnkilap İlkokulundan aşağıda. Oradaki evleri bir düşünün konakları falan yıkmışlar. Şimdi hiç biri yok. Emirdağ’ın mehur evleri o eski konaklardı. Hepsi yanlış belediyecilik uğruna yıkılmış. Tarihi bir şehri yok etmişler. Bu gün onlardan hiç eser yok. Emirdağ’ın kızlarının güzellikleri de meşhurdu. Bunun nedeni Emirdağ kızları evcimeldir. Emirdağ’dan kız alan bir adamın sırtı yere gelmez.

Gurbetçilerle aranız çok iyi bunun özel bir nedeni var mı?

C.Pala, Bakın ben size bir gurbetçi hikayesi anlatayım. Emirdağlılar Avrupa’ya gitmeye başlamışlar. Trenle Köln istasyonuna gidiyorlar. Hiçbirinde tek kelime dil bilen yok. 1965’li yıllarda Karacalar köyünden Kadir amca var ‘Öküz Kadir ‘deriz rahmetli oldu. Buradan gidenler ona telefonla ulaşıyor biz falan gün falan saatte Köln tren garında olacağız bizi karşıla Belçika’ya götür diye. Bakın şimdi o zamanki adamlara okuma yazma yok, dil yok, görgü bilgi yok. Çoğu hayatlarında ilk kez köylerinin dışına çıkmış insanlar. Kış ayı. Dışarıda nasıl bir kar yağıyor. Kadir amca yanına bir tanıdığını da alıp Köln garına gidiyor. Bilgisizliklerinden içerde beklemek yerine dışarıda saatlerce parkelerinin yakalarını da kaldırarak soğukta karın altında saatlerce bekliyorlar. Orada köpekli bir Ermeni kadın varmış. O kadın bizim Emirdağlılara çok yardım etmiş. Tabi ki para karşılığı. Çok iyi paralar alarak bizimkilerin işlerini yapmış. Dil bilmeye bilirsim ama en azından görgün olur. Bu insanlar hiç bilmeden oraya gittiler. Trenden inmişler pasaport polisinden geçecekler. Polis almış pasaportları bakmış, Ahmet Liman, Mehmet Liman, Ömer liman, polis yanındaki polise pasaportları göstermiş Boku Liman diyor. Yani hepsi Liman diyor ama. Kadir amca yanındakini dürtüyor, ‘Lan İliman’ların bok olduğunu gavur da anlamış’ diyor. Şimdi bu atalardan bugün Belçika’da her alanda çok önemli konumlarda insanımız var. Belçika’yı kendine yurt edinmiş, orayı vatan kabul etmiş bu insanlarımız kendi ata topraklarından da asla vaz geçmemişler. Bugün Belçika ekonomisini bitirecek kadar Emirdağlı yatırımı var.

Siz neden Belçika’ya gitmediniz? Ya da sizin aileden var mı?

C.Pala, bizim aileden de var giden mesela ağabeyim orada. Ben hiç gitmeyi düşünmedim. Belki bende giderirdim. Ama eğitim ve okumayı sevmem benim burada kalmamı sağladı. Ömer amcam vardı. O dedi ki ‘Oğlum sen hiçbir yere gitmeyeceksin, öğretmende olmayacaksın. Seni Vakıf Bank’a koyacağız orada çalışıp ana’na baba’na bakacaksın, onların bekçisi olacaksın’ dedi. Bizde öyle yaptık.

Emirdağ’ın kaymağını bu güne kadar hep Eskişehir yedi. Hatta bir ara Emirdağ Eskişehir’e başlanacak söylentileri çıktı. Cengiz Pala ile birlikte bu olay tersine dönmeye başladı. Nedir Cengiz Pala’nın Afyon hayranlığı?   

C.Pala, Evet maalesef Emirdağ’ın bugüne kadar tüm yükünü Eskişehir çekmiş ve kaymağını da orası yemiş. Neredeyse herkesin Eskişehir’de bir evi var. Eskişehir ticaretinde ve iş hayatında Emirdağ’ın özel bir yeri var. Benden önceki dönemde dernek bile kurulmuş. Eskişehir’e bağlanalım diye. Afyon Eskişehir 70 kilo metre, Eskişehir Emirdağ arası 110 kilo metre. Biz buraya daha yakınız. Bakın şimdi üniversite öncesi Afyon’u bir gözünüzün önüne getirin. Hep bana hep bana diyen bir milletiz. Bakın bölge insanı hep içinde büyümüş. Biz daha paramızı bankaya yatırmayan insanlarız. Belçikalı Emirdağlılar Afyona geldiğinde sahiplenilmemiş. Ama Eskişehir daha kozmopolit olduğu için rahat etmişler ve bu yüzden yüzlerini hep Eskişehir’den yana kullanmışlar. Emirdağ’ın o büyük potansiyelini düşünün, o ekonomik gücü Eskişehir’e gitmiş. O günlerde ki yöneticiler biraz akıllı olsa Emirdağ’ı kucaklasa bugün Afyon bambaşka bir yer olurdu. Şunu net olarak söylüyorum Afyon zamanında Emirdağ’ı sahiplenmiş olsaydı şu anda Eskişehir’i çoktan geçerdi. Afyon çoktan büyük şehir olurdu. Bazı kayıtlara göre Eskişehir’de 160 bin Emirdağlı bulunuyor. Bu nüfus gücü ve ekonomi Afyon’u uçururdu. Eskişehir’de ticaretle uğraşan insanlara bakın en büyükleri hep Emirdağ kökenlidir. Şimdi o insanlar yatırımlarını Afyon’a yapsalardı biz bugün Eskişehir’le, Denizli’yle falan değil Konya ile yarışan bir ildik.

Siz neden Afyon’u tercih ettiniz?

C.Pala, Bir kere ben Afyon’u seviyorum, lise yıllarım burada geçtiği için özel bir ilgim var. bir başka sebebi ise biz Eskişehir gibi kozmopolit bir yer miyiz? Yoksa Yörük Türkmen Milletmiyiz. O zaman herkes yerini bilsin biz kozmopolitliği hiçbir zaman kabul etmedik. Karahisar kalesi türküsü var. Bu türkü tamam Afyon türküsü ama kahramanı Emirdağlı. Biz has ve has Afyonluyuz. Bakın Kütahya bugün Ezop’a saip çıkmaya çalışıyor. Arkadaşlar Ezop, Emirdağ yakınlarında ki Amorium kentinde doğmuş ünlü bir masalcıdır. Biz buna sahip çıkamıyoruz. Buna benim imkanım yetmez. Buna ilin el atması lazım. Ezop sempozyumları, masalları kitap haline getirilmeli. Bu insan döneminin en ünlü hikaye kahramanı. Biz ille birlikte bunlara sahip çıkmak zorundayız. Biz Emirdağ olarak yönümüzü de, yolumuzu da Afyon’a çevirdik. Bundan sonrası Afyon’a kalmış. Bu güne kadar kaybettiklerimizi bir kenara bırakıp bundan sonra birlikte neler yapabiliriz ona bakmalıyız.

Saat kulesi asansörlü kafe olacaktı.

Emirdağ’da farklı ve marka bir şeyler yapmamız gerekiyordu. Yazın şehrin nüfusu 100 bini geçiyor. Belçikalı, Hollandalı, Fransalı hemşerilerimiz yaz tatillerinde memleketine geliyor. yıllarca her geldiklerinde aynı Emirdağ’ı görmüşler. Onlarda sıkılmaya başlamış artık. Bizde sık sık yut dışına gidip geliyoruz. Neden Emirdağ bir Avrupa şehri gibi olmasın diye düşündük. Uzun çarşı girişinde bir saat kulesi, asansörle çıkılan bir seyir terası ve kafe yapma fikrim vardı. Bir maliyet çıkarttırdım altından kalkmam imkansız. Dedim ki oğlum Cengiz sen bu işten vaz geç. Sadece saat kulesi yap. Bakın Osmanlı ve Selçuklu gittiği her yere bir saat kulesi yapmış. Bu oraya verdiği önemi gösterip insanlara bir hediye olarak yapmış. Bizde meydan düzenlemesi yaparken meydanın tam ortasında bir saat kulesi yapmaya karar verdik. Şimdi çok şık ve güzel bir meydan ve saat kulemiz var. Gurbetten gelen insanlar burayı görünce çok şaşırdılar ve Emirdağ Avrupa şehri gibi olmuş diye onlar.

Ben herkesin başkanıyım.

Evet ben AK parti’den belediye başkanı seçildim. Bir partim var. Ancak Başkanlık koltuğuna oturduktan sonra ben AK Parti’nin değil Emirdağ’ın Belediye Başkanıyım. Sokağa çıktığım zaman etrafımda herkes var. İnanın AK Partililerden çok diğer partili insanlar yanımda. Ben Emirdağ’da yaşayan insanlar arasında ayrım yapamam ki!, bugüne nasıl hep birlikte yıllarca yaşadıysak, belediye başkanı olunca insanlar arasında ayrım mı yapmam gerek. Böyle bir şey olamaz. Biz Emirdağlıyız. Bizim sevdamızda, öfkemizde Emirdağ içindir. Emirdağ halkı bana bu görevi verdiyse geride hoş anılacak eserler bırakmak istiyorum. Yılların ihmal ve ötekileştirilmiş ilçemin kaderini değiştirmeye çalışıyorum. Bunu da Emirdağ’da yaşayan herkesle birlikte yapabiliriz. Hayatım boyunca hiç insanlar arasında ayrım yapmadım, yapamam da. Onun için hepimiz Emirdağ için elimizi taşın altına koymak zorundayız.

Gizlim yok

Bazen durup düşünüyorum. Benim artılarım ne, eksilerin nedir diye. Kendi kendimi eleştirip varsa yanlışlarım hatalarım düzeltmeye çalışıyorum. Benim bir kere gizlim yok. Birine bir şey söyleyeceksem direk söylüyorum. Bu onu kırar mı?, üzülür mü? diye düşünmüyorum. Benim her şeyim dilimde. Kalbimde hiç bir şey yok. Eminin olun kendimi eleştirdiğim tek noktam bu. Benim gizlim yok ya. Söylediğim bir sözden sonra akşam olup eve gittiğimde günün değerlendirmesini yapıyorum. Kime ne dedim, kiminle e konuştum. Sonra diyorum ki ya ben bu adama söylediğim şu sözle kırdım diye kendimde üzülüyorum. Ama ne yapayım, buda benim huyum bundan vaz geçemiyorum ki. Ama beni tanıyanlar artık art niyetli olmadığı bildikleri için beni anlıyorlar. En azından fazla üzülmüyorlar. Bu huyumdan vazgeçeceğim bir yol bulsam hayatımda terk edeceğim ilk şey bu olurdu.

Kaynak: www.emirdag.gen.tr 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.