Saygıdeğer vatandaşlarım,
Geçen hafta önemli bir proje için gittiğim ülkemizin şirin şehirlerinden olan Gaziantepte bulunmaktaydım. Havalimanındaki gördüğüm ve yaşadığım tablo içimi parçaladı desem yerindedir.
Bildiğiniz gibi geçen günlerde Almanya'nın Ludwigshafen şehrinde çıkan yangında feci şekilde can veren beşi çocuk, dokuz Türkün cenazeleri bu Pazar memleketleri olan Gaziantep'e geldiler.
Havaalanındaki karşılama törenindeki yurdumuzun cefakar insanlarının üzüntülerini yaşamak gerçekten acı bir tabloydu.
Şehrin her köşesinde insanların akıllarında hep yurt dışındaki Türklerin durumları uzeri konular tartışılıyor.
Son zamalardaki yaşanan ıkçılık olaylarında ilk kurbanlar neden hep Türklerin olduğunu herkes sorguluyor. Bu olaylar beni taa 1982 ye taşıdı, hatirlarsanız Brükselin göbeğinde ve Türklerin yoğun yaşadıkları Saint Josse belediyesinde yaşanan yangın hala hafızalardan silinmedi daha . Bu facıanın canl yaşayan şahidi Sayın tercumanımız Yakup Yurt abiminde o günlerdeki vermiş olduğu çalışmalar ortadadır.
İşte o yangında 16 insanımızın cayır cayır yanarak hayatlarını yitirdiği ve tüm Avrupa Türlerini yasa boğduğu o acılı günleri yaşayan ve o yangından kurtulan bir kardeşiniz olarak sizinle biraz olsun içimdeki acıyı paylaşmak istedim.
Kardeşlerim,
Yaklaşık yarım asır oldu biz anadolunun bağrından koparak rızıklarımızı yaban ellerde aramaktayız. Onca zaman içinde neler yaşadık neler gördük. Son olarak Solingen katliamı hafızalarımızdan daha henüz silinmediyken üzüntümüze yeni bir facia eklenmiştir.
Irkçılığın en hat safhasında olan bu medeni Avrupa ülkelerinin ister sosyal,ister toplumsal yaşam biçiminde biz Türkler hep ikinci sınıf vatandaş olarak kabul olunuyoruz.Ne kadar calışkan olsak ve ne kadar fedakarlık etsekte işsizlikte,yoksullaşmakta ve ırkcı yaklaşımlarda hep bizler kurban oluyoruz. Acaba O dokuz insan ne yaptılarki bu tür ölümü hakettiler dersiniz ? Hala nereden ve nasıl yangın cıktığı belli değil, taki 1982 deki bizim binanın yanmasındaki şaibeli drum gibi.
Bu feci dıramın Alman yetkilier tarafından derhal ciddi bir şekilde telin edilmesi yanı sıra soruşturulması gerektiğini ve suçluların örnek olurcasına ağır bir şekilde cezalandırılmalarını belirtmek isterim.
Biz Türkler her an olaylara çok duygusal bir şekilde yaklaşıyoruz, toplum adına öne çıkan lederlerimiz bu tür olaylarda ne hikmetse vurdum duymasızlık yaşıyorlar.
Bendeniz hasbelkader sesimi ne kadar çıkartmaya çalışsamda bu işin kitlesel olması gerektiğini her an savunmaktayım.
Bakın son günlerde tüm Türkiyenin önde gelen siyasetçileri sanki sıaraya girmişler gibi hepsi yangın olayı yaşanan şehire akın etmektedirler. Maalesefe bazıları sadece politik amaçla gelerek güya vatandaşlarımızın acılarını paylaştıklarını belirtiyorlar.Tabiki bu durumda Syn. Başbakınımızın ve Gaziantep büyük şehir belediye başkanı Asım Güzelbey'in olay yerine gelmeleri ve verdikleri mesajlar yüreklere biraz su serpmiştir.
Halbuki yaklaşik 5 milyon Avrupalı Türklerin bunun yanı sıra daha çok sıkıntıları vardir. Bunları hiç kimse gündeme getirmiyor ve insanlarımızı belirli guruplara ayırarak avutmak olunuyor, hatta duygusal ve maddi sömürüye kurban ediliniyor.
Bu gün aradan 45 yıl geçmesine rağmen neden büyük başarılara erişemiyoruz ? Bu gün eğitim kalitemiz düşük, kadınlarimizin büyük bir bölümü toplum dışı yaşamaktadırlar. Çocuklarımız ister sportif ister kültür faaliyetleri yönünden mağdur oluyorlar. İş adamlarımızın önleri zor açılıyor ve kaliteyi yakalamak zor yada imkansız oluyor.
Gurbetçilikten çıkan ve Avrupali Türkleri olan bizlere en azından Türkiye siyasilerinin bizlere oy hakkımızı bile vermek için ve de yurt dışı Türkleri bakanlığı oluşturulması için çaba sarf edebilirler.
Yıllardır siyasi kimliğimle tüm insanlarımızın bana yaptıkları müracaatlarda hemen hemen devlet otoritelerin çözüm bulacakları çeşitli konularda eforlar yapmaktayım.
Umarım bu acı tablolar hem biz siyasiler hem sivil toplum örgütleri yöneticileri sorumluluğa yöneltecek ve sorunlarımızı paylaşarak gidereceğiz.
Son olaylarla beraber şimdiye kadar çeşitli sebeblerden dolayı ve acı facialarla hayatlarını yitiren vatandaşlarımızı rahmetle anıyor ve tüm aile fertleri yanı sıra tüm ulusumuza bassağlığımızı diliyorum.
HALİS KÖKTEN
CDH Parti MKYK ve Schaerbeek Belediye Meclis Üyesi
