Haberin yayım tarihi
2015-08-14
Haberin bulunduğu kategoriler

KÖY ÖĞRETMENİ 1

Mustafa Bilgen Yazdı..

Ben bir köy öğretmeniydim. Yani İlkokul öğretmeni. Günümüzde sınıf öğretmeni deniliyor. Zamanla bir çok kavram gibi ilkokul öğretmenliği de sınıf öğretmenliği oldu. Doğrudur. Artık her sınıfa bir öğretmen düşüyor. Bizim günümüzde her okula bir öğretmen bulmak bile çok zordu.

O bakımdan çok değişik türden öğretmenler görev yaptı. Mesleğin geçmişine baktığımızda,

16 mart 1848 de öğretmen yetiştiren okullar açılmasıyla başlamış öğretmen okulları.

1936 da başlayan bir uygulamayla, askerliğini onbaşı ve çavuş olarak yapanlar, 6 aylık bir kurstan geçirilerek EĞİTMEN olarak köylere gönderilmişlerdir. Benim görev yaptığım yıllarda az sayıda da olsa çalışan eğitmenlerimiz vardı.

1940 yılında köy çocuklarının alındığı KÖY ENSTİTÜLERİ açılıyor. Köy enstitüsü mezunları tekrar geldikleri yere köye öğretmen olarak gönderiliyor. Köye giden öğretmenler, eğitim öğretim yanında, yaparak yaşayarak iş başında eğitim yapıyor. Marangozluk, arıcılık, ustalık, tarım işleri, bağcılık yapılarak köylünün üretim gücünü arttırıyor, köylünün kendi ayakları üzerinde durmasına yardımcı oluyor. Bu okullar, 1947 yılında sulandırılmaya başlanmış, 1954 yılında kapatılmıştır. Köy enstitüleri hakkında çok yazılar yazıldı, hala yazılmakta. Bana göre de Köy enstitülerinin kapatılması tam bir felaket olmuştur. Kalkınmanın temelini köylerden başlatan sistem çökmüş, tarım ülkesi olan Türkiye kalkınmayı başka alanlarda arar olmuştur.

Bizim okuduğumuz İLKÖĞRETMEN OKULLARI, Köy enstitülerinin devamı gibiydi. O havayı yansıtırdı. Öğretmenlerimiz seçme gibi kaliteli mesleğin duayeni kişilerdi. Bu okullara da çoğunlukla fakir köy çocukları alınır, tekrar Anadolu nun köylerine dağıtılırdı. Üç yılık eğitim döneminde, öğrencilere öğretmenlik ruhu aşılanır, resim, müzik, elişleri dersleri ile el becerileri kazandırılır, pedagoji dersleri ile öğretmenlik mesleği öğretilir, meslek sevgisi verilirdi. Daha ileriki yıllarda mesleğe yeni katılanları gördükçe, okulumuzun önemini ve değerini daha iyi anladım. O açıdan Öğretmen okulu mezunu olmakla her zaman övündüm ve onur duydum. Okuldan mezun olur olmaz hemen atamalarımız yapılırdı. Usulen atama dilekçesine 3 il yazılır,hiç kimseyi de bu üç ilden birine vermezlerdi.Gündüzlü okuyanlar hariç.Onlar istedikleri ilde görev yapardı.Arkadaşlarımın hepsi,doğu illerinde seve seve,yüksünmeden belli bir süre çalışmıştır.Büyük sıkıntı ve yokluklar içinde görevlerini vatan millet aşkıyla yerine getirmişlerdir. Ben belki biraz şanslı idim. İlk görev yerim KAYSERİ.Develi ilçesinin Şirin bir köyü.MİLLİDERE.Daha sonra 2 yıl Yozgat ve Çanakkale.

Bizim öğretmen okulunda okuduğumuz yıllarda, orta okul mezunları 3 aylık bir kurstan sonra Muvakkat öğretmen oluyor, Lise mezunları fark derslerini vererek asil öğretmen oluyordu. Öğretmen okulu mezunları fark ders vermeden belli üniversitelere giremiyordu. Aynı yıllarda Lise mezunlarına Vekil öğretmenlik yaptırılıyordu. Gene aynı yıllarda Üniversite de beklemeli öğrenciler yedek subay öğretmen olarak çalıştılar. Mesela Şener Şen, Göksel Arsoy gibi ünlülerin yedek subay öğretmen olarak görev yaptıkları bilinir.Benim kendi Köyümde bile öyle birisi çalıştı.

1973 yılında çıkarılan Temel Eğitim kanunu gereği Öğretmen okulları kapatılıp,2 yıllık Eğitim enstitülerine dönüştürüldü. Siyasi nedenlerle bu okullara üniversiteyi kazanamamış öğrenciler alınarak Hızlandırılmış öğretmenler dediğimiz, hiçbir şey olamıyorsan bari öğretmen ol anlayışına uygun öğretmenler mesleğe girdi. Adından da anlaşılacağı gibi bunların çoğu okula gitmediği gibi, çoğu da kısa dönem okudu.2 yıllık üniversite mezunu sıfatıyla göreve başladılar. İçlerinde kekeme, piskopat, uyurgezer, saçını taramaktan aciz,kılık kıyafetleriyle öğretmenden başka her şeye benzeyen kişiler köylere gönderildi.Köylüler baktılar ki kendileri öğretmenden daha bilgili,daha görgülü,daha kültürlü.Karşısındakine, değil saygı göstermek,adam yerine bile koymadı.Dolayısıyla öğretmenlik meslek olmaktan çıktı.Herkesin yapabileceği sıradan bir iş haline geldi.Halbuki öğretmen olacak çocuklar iki sınavdan geçer,Test ve mülakat.Test sınavında bilgisi ölçülür.Mülakat sınavında bundan öğretmen olur mu, ona bakılırdı.

Tabii ki suç bu çocuklarda değil. Başka bir meslekte çok daha başarılı olabilirlerdi. Suç siyasilerindir. Ancak bunların içinden ,mesleği benimseyen,kendini yetiştiren,bilgili ve çalışkan öğretmenlerimizin çıktığını belirtmek isterim.Yoksa o arkadaşlarımıza haksızlık olur.Az da olsa çok güzel öğretmenler vardı,hala görev yapanlar da var.

Son noktayı Çiller koydu. Tuz biber ekti. 90 lı yılların başında Üniversitelerin hangi bölümünü bitirdiğine bakılmaksızın, herhangi bir meslek edinememiş olan gençler öğretmen yapıldı. Milli eğitim milli olmaktan çıktı. Her gelen iktidar kafasına göre eğitim politikası uyguladı.Öğretmenler siyasilerin oyuncağı haline getirildi.Köylerde muhtarların ve iktidar partili kara cahillerin kontrolüne verildi.

Nihayet Milli Eğitimin geldiği nokta orta da. Ülkemizin geldiği yer de ortada.

Üniversite sınavından 0 çeken otuzbin öğrenci,

Birkaç üniversite bitirmiş, iş bulamamış gençler,

Aldığı eğitim dışında başka bir iş yapmak zorunda kalan çocuklar,

İşsiz olup ta anne ve babasının eline bakmak zorunda bırakılan gençler.(Sözde biz bu gençlerle kalkınacaktık, öyle uyutulurdu halk,neymiş insan gücümüz yokmuş.)

Bir üniversite ve KPSS sınavı gibi sınavları kusursuz yapamayan, her sınavı tartışma yaratan ÖSYEM-ÖSS gibi kalitesiz ve çapsız kurumlar,

Daha bir çok bozuk düzenin sorumluları; öğretmenliği ve eğitimi, sistemli ve kasıtlı olarak bitiren siyasiler ve meslek örgütleri ile cahilliği hüner sanan halkımızdır.

Yönetici olarak görev yaptığım günlerde kim ne kadar maaş alıyor diye merak eder incelerdim.

Kamu kesiminde en az maaş alan üç meslek kuruluşu vardı. Özellikle emeklileri. Öğretmenler, Polisler, İmamlar.

Şimdi bakıyorum Öğretmenler son sırada. Polisler ve İmamlar durumu düzeltmiş. Öğretmenler geride nal topluyor. Bu da yazdıklarımın azda olsa kanıtı olmalıdır. Mustafa BİLGEN/Ağustos.2015

NOT: Öğretmenlik anılarım devam edecek.

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.